tag:blogger.com,1999:blog-13355353677734358322024-03-16T04:09:25.765+03:00Karel Valansi'nin kaleminden...karel valansihttp://www.blogger.com/profile/06445425383508522078noreply@blogger.comBlogger927125tag:blogger.com,1999:blog-1335535367773435832.post-28326691478173947962024-02-07T10:02:00.004+03:002024-02-08T10:05:10.948+03:00Türkiye´de antisemitizm üzerine yeni bir kitap<p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEg3I-xP-bf4YlkiP5RTRJnnYMYclq98uwQa21shTRcRSC6N8nvFF-dstpcVV-oiCD_-dnGS9EA7E4TlvDlQIe3iYatx0ktiGrwvFDEs3MqwE0Bsf08WUvC1ZiyfTDYZddUZ1R7f8I_ECr-iKgSXMM-VnKWOGdUx1KB9U0D6axSuBc95iSsegC38RgcmmVGs" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="" data-original-height="1890" data-original-width="2913" height="260" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEg3I-xP-bf4YlkiP5RTRJnnYMYclq98uwQa21shTRcRSC6N8nvFF-dstpcVV-oiCD_-dnGS9EA7E4TlvDlQIe3iYatx0ktiGrwvFDEs3MqwE0Bsf08WUvC1ZiyfTDYZddUZ1R7f8I_ECr-iKgSXMM-VnKWOGdUx1KB9U0D6axSuBc95iSsegC38RgcmmVGs=w400-h260" width="400" /></a></div><span lang="TR" style="background-color: white; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; color: #403f3f; font-family: "Times New Roman"; font-size: 14pt;">Türkiye’nin İkinci Dünya Savaşı sırasındaki dış politikasını inceleyen ‘Türkiye, Yahudiler ve Holokost’ isimli kitabın yazarı Türkolog <b>Corry Guttstadt</b>, <b>Sonja Galler</b>’in işbirliğiyle antisemitizm üzerine yeni bir kitabın editörlüğünü yaptı. ‘<b><i>Antisemitismus in und aus der Türkei</i></b>’ adlı kitap, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinden günümüz Türkiye'sine kadar antisemitizmin tarihsel ve güncel tezahürlerini geniş bir yelpazede sunmaktadır. Çeşitli akademik disiplinlerden gelen uzmanların yanı sıra, Türkiye'de antisemitizmle mücadeleye kendini adamış aktivistlerin de görüşlerini içeren zengin bir antoloji sunmaktadır. Antisemitizmin Batı dışı toplumlardaki rolünü, siyasi kültüre etkisini, psikolojik ve siyasi işlevselliğini anlatan bu kitap araştırmacı Klaus Holz’un da belirttiği gibi Türkiye’deki antisemitizmi aklamayı ya da şeytanlaştırmayı değil, bu konuda eğitmeyi amaçlamaktadır. Görseller ve bilgi kutularıyla desteklenen metinler, günümüze değin varlığını sürdüren ve hatta günlük gazete ve kitaplar aracılığıyla yayılmaya devam eden Yahudi karşıtı komplo teorilerini ve bu mitlerin inandırıcılığının nasıl sağlandığını ortaya koyuyor. Türkiye’deki antisemitizmi bir çok farklı yönden inceleyen kitap, aynı zamanda Türkiye ile Batı antisemitizmi arasındaki fark ve benzerlikleri de ortaya koyuyor.<o:p></o:p></span><p></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><i><span lang="TR" style="background-color: white; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; color: #403f3f; font-family: "Times New Roman"; font-size: 14pt;">Interkulturelle Werkstatt, Türkei Europa Zentrum ve Landeszentrale für Politische bildung Hamburg</span></i><span lang="TR" style="background-color: white; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; color: #403f3f; font-family: "Times New Roman"; font-size: 14pt;">desteğiyle yayınlanan kitapta <b>Şalom yazarı Karel Valansi</b>de yer alıyor. ‘Sıradanlaşan Antisemitizm, Körleştiren Ayırımcılık’ başlığıyla yayınlanan yazısında Valansi, Türkiye’de son 20 yılda gerçekleşen ve Yahudilere yönelik nefret söylemleri ve terör saldırılarının dahi toplumda gereken infiali ve dayanışmayı yaratmamasını tartışıyor, sebeplerini irdeliyor. Kitabın yazarları arasında <b>Louis Fishman, Marc David Baer, İlker Aytürk, Rıfat Bali, Şeyda Demirdirek, Nuray Mert, Duygu Atlas, Tanıl Bora, Nesi Altaras, Liz Behmoaras, Laurent Mignon, Murat Ruben</b>ve <b>Ayşe Günaysu</b>gibi isimler dikkat çekiyor. <o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="background-color: white; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; color: #403f3f; font-family: "Times New Roman"; font-size: 14pt;">Kitabın giriş bölümünde editörler İsrail-Hamas savaşı nedeniyle Türkiye’de artan antisemitizme de dikkat çekiyorlar: “Bu kitabın yayınlanması 7 Ekim'de gerçekleşen Hamas katliamının gölgesinde kalmıştır. Yaşadığımız dehşet, keder ve şoku ifade edecek kelime bulamıyoruz. Antisemitizmin her zamankinden daha agresif bir şekilde kendini gösterdiği Türkiye'deki tepkiler bizi özellikle şoke etti: iktidardaki AKP'den bir siyasetçi Yahudileri katleden Hitler'i övdü, demokrat olarak bilinen medya bile katliamı Varşova Ayaklanması ile karşılaştırdı, Filistin yanlısı bir gösteride ‘solcular’ ‘Elrom'u unutma’ sloganlı bir pankart taşıdı, vitrinlerde 'Yahudiler giremez' yazılı tabelalar asıldı. Türkiye'de antisemitizm on yıllardır çok çeşitli, hatta birbirine düşman kamplarda dahi kök salmış durumda. Yahudi karşıtı komplo teorileri, hakaretler ve Yahudilere yönelik tehditler günlük hayatın bir parçası haline gelmiş ve demokratik muhalefette bile neredeyse hiçbir tepkiye yol açmamaktadır. Almanya'da dahi son yıllarda Türkiye üzerine yayınlanan kurgusal olmayan kitapların neredeyse hiçbiri bu soruna değinmemektedir. Farklı disiplinlerden tanınmış akademisyenlerin yanı sıra aktivistleri de bir araya getirmeyi başardığımız bu kitap, bu boşluğu doldurmayı amaçlıyor.”<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="background-color: white; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; color: #403f3f; font-family: "Times New Roman"; font-size: 14pt;">2023 sonunda, Almanya’da Almanca olarak yayınlanan bu yeni kitap, henüz farklı dillere çevrilmemiştir. <o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="background-color: white; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; color: #403f3f; font-family: "Times New Roman"; font-size: 14pt;"><o:p> </o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="background-color: white; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; color: #403f3f; font-family: "Times New Roman"; font-size: 14pt;"><o:p>Karel Valansi, Şalom gazetesi 7 şubat 2024 </o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="background-color: white; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; color: #403f3f; font-family: "Times New Roman"; font-size: 14pt;"><o:p> <a href="https://www.salom.com.tr/haber/130759/turkiyede-antisemitizm-uzerine-yeni-bir-kitap">https://www.salom.com.tr/haber/130759/turkiyede-antisemitizm-uzerine-yeni-bir-kitap</a></o:p></span></p>karel valansihttp://www.blogger.com/profile/06445425383508522078noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1335535367773435832.post-91510806400540047912024-02-07T09:55:00.001+03:002024-02-08T10:02:31.495+03:00Karel´den Mario´ya veda…<p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;"></p><div class="separator" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEgJIxsNgcZs6nSZ5PdZ5R90hZHtpmK8u5yVGvwR_lkvPsV8OMwXPlfzz8Z6pAdMWO8rJry2uIMYi4_AA0-Cx6d1Wpzmi6d8Z5RiFopl4XPHy6fSZTC75mvgH3SyoHFmhlzrw-G9SpRAtDBOr5uLbPbyAroqY2UBnAcN6MXbJtgwFibXC2fTMgrmJyX_igMp" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="" data-original-height="545" data-original-width="563" height="387" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEgJIxsNgcZs6nSZ5PdZ5R90hZHtpmK8u5yVGvwR_lkvPsV8OMwXPlfzz8Z6pAdMWO8rJry2uIMYi4_AA0-Cx6d1Wpzmi6d8Z5RiFopl4XPHy6fSZTC75mvgH3SyoHFmhlzrw-G9SpRAtDBOr5uLbPbyAroqY2UBnAcN6MXbJtgwFibXC2fTMgrmJyX_igMp=w400-h387" width="400" /></a></div>Kelimeler acı veriyor be Mario! Zormuş senin hakkında bir veda yazısı yazmaya oturmak. Biliyorum, seçmeye çalıştığım hiçbir kelime yaşadığım üzüntüyü aktarmaya yetmeyeceği gibi, seni anlatmaya da yetmeyecek. Bir de şu var. Bu yazıyı bitirip yolladığımda ve basılıp gazetede okuduğumda senin gitmiş olduğun kesinleşecek, oysa daha çok erken! Şu an ne isterdim biliyor musun, veda yazısı yerine senin başarılarını, yeni kitaplarını, söyleşilerini yazmak, seninle yine bir röportaj yapmak.<p></p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Sevgili hocam, sevgili dostum, öykülerimi ilk okuyanım, edebi yönümü en çok destekleyenim, hiç tanımadığım yazarların hiç duymadığım kitaplarıyla beni tanıştıran. İzlediği ilginç filmleri benimle paylaşan, tartışan… “Merhaba” diye başlarsın yaratıcı yazarlık derslerine, sonra eklersin “merhaba demek benden sana zarar gelmez demektir,” diye. Koca kalbinle kimseyi üzecek, kıracak bir söz dahi etmediğinden eminim.</p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Günlerdir seni anıyorum. “Twitter’da olmalısın” deyip sana hesap açışımızı, özene bezene seçtiğin yeşil mürekkebini, kocaman saatini, sarı kazağını, neşeli gülüşünü ve bir o kadar etkileyici konuşmanı… Saatlerce sıkılmadan dinleyebilirdim seni. Kitap projelerini anlatırken ki heyecanın, çocukluğuna dönüp “aliko beni”nin anlamını anlatışın, ballandıra ballandıra kaşkarikas yapışını övmen… Ekşi Sözlük’te hakkında yazılanları okuyup nasıl da kahkaha atmıştık. Ne demişti yazan, “Ben kurduğu tek bir cümleyi bitirmeye çalışırken; annem kek çırpıp, su böreğini fırına vermiş, babamsa posta bulmaca ekindeki tüm bulmacaları bitirmişti; öyle bir adam.” Nasıl gülmüştük o gün…</p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">İstanbul aşığı, kalemi kadar hitabeti de güçlü, Türk edebiyatının önemli ismi Mario Levi’yi, sevgili dostumu kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyim. Cenazede eşinin dediği gibi her şeyden önce “iyi bir insandın.” Huzur içinde uyu…</p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Karel Valansi, Şalom gazetesi 7 şubat 2024 <a href="https://www.salom.com.tr/haber/130751/karelden-marioya-veda">https://www.salom.com.tr/haber/130751/karelden-marioya-veda</a></p>karel valansihttp://www.blogger.com/profile/06445425383508522078noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1335535367773435832.post-1161638141267556362023-11-29T21:22:00.001+03:002023-12-10T21:24:15.792+03:00<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEiFtv210CFeiNcpNVP81D9MwYgPk2oyKNALF6JNY51Z6w8jM2CN4nIIVvDDPpUnp9RQemOKMRVWEUqSpBzWSACdeZNsYfjNDdrigHBybkiuL5LS0qyMcidg_HdaBk3WskDeyYEMagx1MZaY9aWchZkFFCjh9JIqliZKdqagjSQt7LP853CojoAnhD9S7JNP" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="" data-original-height="600" data-original-width="409" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEiFtv210CFeiNcpNVP81D9MwYgPk2oyKNALF6JNY51Z6w8jM2CN4nIIVvDDPpUnp9RQemOKMRVWEUqSpBzWSACdeZNsYfjNDdrigHBybkiuL5LS0qyMcidg_HdaBk3WskDeyYEMagx1MZaY9aWchZkFFCjh9JIqliZKdqagjSQt7LP853CojoAnhD9S7JNP=w273-h400" width="273" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><p></p><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;">Editörlüğünü Dr. Orhan Karaoğlu ve Dr. Nail Elhan’ın yaptığı, kendi alanlarında bilinen 28 akademisyen ve uzmanı bir araya getiren ‘İsrail: Bir Ülkenin Akademik Anatomisi’ İnkılap Kitabevinden yayınlandı. Türkiye’de İsrail üzerine en kapsamlı eser olma iddiasıyla hazırlanan kitapta, Şalom yazarları <span style="background-color: transparent; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Karel Valansi</span> ‘Bir dış politika enstrümanı olarak Türk Yahudileri,’ <span style="background-color: transparent; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Doç. Dr.</span> <span style="background-color: transparent; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Umut Uzer</span> ‘Kudüs kimin başkenti? Kutsal şehir üzerine talep ve tartışmalar’ başlıklı makaleleriyle kitaba katkıda bulundular. Kitap İsrail’i tarih, kültür, ekonomi, güvenlik, dış politika, din gibi farklı alanlarda, akademik bir şekilde, komplo teorilerinden uzak, objektif olarak ele alarak, bu ülkeyi okuyucuya anlatıyor. Kitabı Gözlem Yayınevi ve çeşitli kitabevlerinden satın alabilirsiniz.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-align: left; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;">Bir Ülkenin Akademik Anatomisi serisinin ilki aynı editörler tarafından İran için hazırlanmıştı. Serinin ikincisi olan ‘İsrail: Bir Ülkenin Akademik Anatomisi’ için önsöz yazan <span style="background-color: transparent; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Prof. Dr.</span> <span style="background-color: transparent; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Çağrı Erhan</span>, kitabın bir başvuru kitabı niteliğinde olduğunu belirterek, uluslararası ilişkiler, tarih, sosyoloji, ilahiyat, filoloji, ekonomi gibi birçok farklı sosyal bilim alanlarını bir araya getirilmiş olmasının önemini dile getirdi. Kitabın alana en önemli katkısını “içindeki tüm makalelerin söylentilerden arındırılmış, ispatlanabilir bilgiler sunuyor olması” olarak niteledi.</p><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-align: left; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;">Kitap ile ilgili Türk Yahudi Toplumu Eş Başkanı <span style="background-color: transparent; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">İshak İbrahimzadeh</span>, “Özellikle bizim coğrafyamızda İsrail hakkında yazmak cesaret meselesidir. Tarihi gerçekleri ve akademik doğruları saptırmadan samimice yazılmış bir yazı dahi alışılmış retoriğin dışında ise yapıcı olmayan bir şekilde eleştirilmeye ve hatta provokatif bir üslupla ötekileştirilmeye mahkûmdur. İsrail gerçeğini anlayabilmek, bölgemizde barışa giden yolun en önemli duraklarından biridir. Bu kolektif eser bu açıdan da önem taşıyor ve ileri bir adım oluşturuyor. Dilerim bu ve benzeri çalışmalar çok yönlü olarak, artarak devam eder,” dedi.</p><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-align: left; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;"><span style="background-color: transparent; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Prof. Dr.</span> <span style="background-color: transparent; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Mustafa Aydın</span> katkıda bulunanları tebrik ederken, “Türkiye açısından ise zamanla farklılaşan imgelere sahip olmuş olan İsrail, hiç kuşku yok ki tarihi, siyaseti, toplumsal ve dinsel yapısı, kültür ve sanatı, ekonomisi ve uluslararası ilişkileriyle ayrıntılı çalışılmayı hak ediyor. Tüm yönleriyle İsrail’i ele alan bu kapsamlı çalışmanın Türkçedeki kaynak eksikliğini gidereceğine ve öğrenciler, araştırmacılar ve bölge uzmanları için önemli bir başvuru kitabı,” olacağını belirtti.</p><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-align: left; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;">Gazeteci <span style="background-color: transparent; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Sedat Ergin</span> için bu kitabın önemi, “İsrail’i 360 derecelik bir bakış açısıyla, her yönüyle akademik bir şekilde büyüteç altına yatıran çok temel bir referans kaynak oluşturmasıdır,” dedi ve bu yönüyle önemli bir boşluğu doldurduğunu ekledi.</p><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-align: left; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;">Emekli Büyükelçi <span style="background-color: transparent; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Tacan İldem</span>, “Elinizdeki İsrail kitabı temel bir referans belge olma özelliğine sahiptir. Kitap, bir yandan Türk toplumunun önemli ve zenginleştirici dini-kültürel değeri olan Yahudilik hakkında bilgi dağarcığımızı artırmamıza diğer yandan da Türkiye ile İsrail arasındaki ikili ilişkileri tarihsel bir perspektiften ele alıp değerlendirmemize yardımcı olmaktadır. Türkiye-İsrail ilişkilerinin salt ikili olmanın ötesinde anlam ifade eden çok yönlü niteliğini daha iyi kavramamızı sağlayacak bu kaynak eserin güncel tartışmalarda daima yararlanılacak bir bilgi zemini oluşturacağına inanmaktayım,” dedi.</p><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-align: left; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;">Şalom Gazetesi 29 Kasım 2023 <span style="background-color: transparent; text-align: center;"><a href="https://www.salom.com.tr/haber/130128/israil-bir-ulkenin-akademik-anatomisi">https://www.salom.com.tr/haber/130128/israil-bir-ulkenin-akademik-anatomisi</a></span></p></div><p> </p>karel valansihttp://www.blogger.com/profile/06445425383508522078noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1335535367773435832.post-12385231882723605442023-11-06T17:53:00.007+03:002023-11-24T18:01:02.658+03:00Türkiye’nin Arabuluculuk Rolünün Önemi<p class="has-drop-cap" style="background-color: white; box-sizing: border-box; font-family: "Nunito Sans"; font-size: 16px; font-variant-ligatures: normal; margin: 0px 0px 25px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiF-g1KuaCnL5tKe3mBzIB4u03dNv9WSXJiT28Osm3nQfk8GWRvep-9GocR2AlWgdPDpcEzA9mFzfbc3vKWWoVs-dj3PoUWjtgAeHkUwamBwaVYYW0KJm1jk4mDddj_j9IW2C3HPJxoj5x3vhZSWs-HhSrC6SrQUhmANCKhGmdDKGpC2lqIdSPpC0ohyphenhyphen_M1/s768/the-temple-of-apollo-3471178_1280-768x509.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="509" data-original-width="768" height="212" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiF-g1KuaCnL5tKe3mBzIB4u03dNv9WSXJiT28Osm3nQfk8GWRvep-9GocR2AlWgdPDpcEzA9mFzfbc3vKWWoVs-dj3PoUWjtgAeHkUwamBwaVYYW0KJm1jk4mDddj_j9IW2C3HPJxoj5x3vhZSWs-HhSrC6SrQUhmANCKhGmdDKGpC2lqIdSPpC0ohyphenhyphen_M1/s320/the-temple-of-apollo-3471178_1280-768x509.jpg" width="320" /></a></div>Hep çatışma ve istikrarsızlık ile anılan Ortadoğu bölgesi, 7 Ekim 2023 gününe kadar son zamanların en umut verici dönemini yaşıyordu. ABD’nin bir müttefik olarak sorgulanmaya başlanması Suudi Arabistan başta olmak üzere bölgenin önemli ülkelerinin söylem değiştirerek <a href="https://www.fpri.org/article/2023/04/saudi-arabias-reluctant-regionalism/" rel="noreferrer noopener" style="background-color: transparent; box-sizing: border-box; transition: color 0.25s ease 0s, background 0.25s ease 0s, border-color 0.25s ease 0s;" target="_blank">bölgeselleşmeye</a> ağırlık vermeleri, istikrar ve müreffeh bir bölge oluşturmak için rekabet değil işbirliği içinde olma çağrıları yapmaları ve arabuluculuk çabalarıyla dikkat çekmeye başlamıştı. Suudi Arabistan’ın ezeli rakibi İran ile ezberleri bozacak bir şekilde yeniden diplomatik ilişki kurması, bölge sorunlarını kendi içinde çözebilme hedefinin önemli bir ayağıydı. Bu önemli değişimin diğer ayağını ise İsrail ile ilişkiler oluşturuyordu. İbrahim Anlaşmaları ile resmileşen İsrail ile imzacı Arap ülkeleri arasındaki normalleşme, geri planda bölgenin ağır topu Suudi Arabistan’ın oluruyla devam ediyordu. Ortadoğu ülkelerinin bölgesel işbirliklerini güçlendirme çabaları ise dikkat çekiciydi. Öyle ki 2022 yılı ardı ardına Şarm El-Şeyh, Akabe, Sde Boker gibi tarihi <a href="https://t24.com.tr/yazarlar/karel-valansi/sarm-el-seyh-akabe-sde-boker,34844" rel="noreferrer noopener" style="background-color: transparent; box-sizing: border-box; transition: color 0.25s ease 0s, background 0.25s ease 0s, border-color 0.25s ease 0s;" target="_blank">zirvelere</a> ev sahipliği yapmıştı. <p></p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; font-family: "Nunito Sans"; font-size: 16px; font-variant-ligatures: normal; margin: 0px 0px 25px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;">Ancak olumlu sonuçlanması beklenen <a href="https://t24.com.tr/yazarlar/karel-valansi/labirentlerle-dolu-bir-surec-olarak-suudi-arabistan-israil-normallesmesi,41146" rel="noreferrer noopener" style="background-color: transparent; box-sizing: border-box; transition: color 0.25s ease 0s, background 0.25s ease 0s, border-color 0.25s ease 0s;" target="_blank">İsrail-Suudi Arabistan</a> ve akabinde İsrail-Arap normalleşme süreci 7 Ekim’de Hamas’ın Gazze sınırını aşarak İsrail şehirlerine yönelik düzenlediği saldırı ve ilk şoku atlatan İsrail’in yürüttüğü savaş ile öngörülebilir bir gelecek için sona erdi. İsrail ile Hamas arasındaki savaşta yukarıda bahsedilen gelişmelerden memnun olmayan İran’ın eli rahatlıkla hissedilebiliyor. Ortadoğu’daki işbirliği ve bölgeselleşme çabasını baltalayarak İran aslında İsrail’in bölgeye entegrasyonunu sağlayan İbrahim Anlaşmaları ve benzer yakınlaşmaları sonlandırmak için bulunmaz bir fırsat yakaladı. </p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; font-family: "Nunito Sans"; font-size: 16px; font-variant-ligatures: normal; margin: 0px 0px 25px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;">Bu çatışma, Türkiye’nin ilişkilerini düzeltmek için yoğun mesai harcadığı, Gazze’nin iki komşusu olan Mısır ve İsrail ile sürmekte olan normalleşme çabalarını da olumsuz etkiledi. Türkiye ile İsrail arasında yeniden başlayan normalleşme süreci, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun bu yılın Eylül ayında New York’taki Türkevi’nde bir araya gelmeleriyle olumlu seyrini devam ettiriyordu. İki lider arasındaki bu ilk yüz yüze görüşme, karşılıklı ziyaretlerin en kısa sürede gerçekleşeceğinin de habercisiydi. Hatta İsrail basını <a href="https://www.timesofisrael.com/liveblog_entry/israeli-report-says-erdogan-looking-at-pilgrimage-to-jerusalem/" rel="noreferrer noopener" style="background-color: transparent; box-sizing: border-box; transition: color 0.25s ease 0s, background 0.25s ease 0s, border-color 0.25s ease 0s;" target="_blank">Erdoğan’ın</a> İsrail’i ziyaret edeceğini ve Cumhuriyet’in 100. yılında Mescid-i Aksa’da namaz kılmak istediğini öne sürmüştü. İki ülke arasındaki en önemli pürüz ise Türkiye’nin Hamas liderlerine ev sahipliği yapıyor olmasıydı. Ekim ayının sonlarına geldiğimiz bu günlerde ise bu olumlu havadan eser kalmadı. Türkiye’de İsrail ve Yahudi karşıtı söylem sertleşti, İsrail tüm diplomatlarını güvenlik nedeniyle merkeze çağırdı. </p><h4 style="-webkit-font-smoothing: antialiased; background-color: white; box-sizing: border-box; font-family: "Nunito Sans"; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 1; margin-bottom: 15px; margin-top: 30px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;"><strong style="box-sizing: border-box;"><em style="box-sizing: border-box;">Geleneksel Türk dış politikası </em></strong></h4><p class="has-drop-cap" style="background-color: white; box-sizing: border-box; font-family: "Nunito Sans"; font-size: 16px; font-variant-ligatures: normal; margin: 0px 0px 25px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;">Türkiye’nin Ortadoğu’ya yönelik geleneksel dış politikası, 1950’lerdeki Adnan Menderes dönemi hariç, bölgesel çatışmalara karışmama yönündeydi. Bu karar, Türkiye’nin Batı kanadının bir üyesi olmasının gerekliliği ve istikrarsız bir bölgede bulunan komşularıyla ilişkilerini korumaya yönelik dengeli ve tarafsız bir dış politika anlayışının sonucuydu. Bu dış politika tercihi <a href="https://acikerisim.isikun.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/11729/2377/2377.pdf?sequence=1&isAllowed=y" rel="noreferrer noopener" style="background-color: transparent; box-sizing: border-box; transition: color 0.25s ease 0s, background 0.25s ease 0s, border-color 0.25s ease 0s;" target="_blank">Turgut Özal</a> (1983-1993) döneminde özellikle Körfez Savaşı ile birlikte değişmiş, Ortadoğu’ya yönelik aktif bir politika izlenerek, söylemde İslam ülkeleri ile kardeşlik bağı vurgusu artmıştır. İsmail Cem’in dışişleri bakanlığı (1997-2002) döneminde ise Türkiye’nin İsrail ile Filistinliler arasında arabuluculuk rolü çok tartışıldı. Bir çok kez bölgeye giden Cem, Türkiye’nin bu çatışmadaki rolünü <a href="https://www.yenisafak.com/arsiv/2001/ekim/29/d3.html" rel="noreferrer noopener" style="background-color: transparent; box-sizing: border-box; transition: color 0.25s ease 0s, background 0.25s ease 0s, border-color 0.25s ease 0s;" target="_blank">arabulucu</a> olarak değil, taraflar arasındaki farklılıkları ve güvensizliği gidermeyi önceleyen bir <a href="https://www.milliyet.com.tr/dunya/turkiye-ortadoguda-devreye-girdi-5308075" rel="noreferrer noopener" style="background-color: transparent; box-sizing: border-box; transition: color 0.25s ease 0s, background 0.25s ease 0s, border-color 0.25s ease 0s;" target="_blank">kolaylaştırıcı</a> olarak tanımlıyordu. Ancak bu <a href="https://www.hurriyet.com.tr/dunya/ismail-cem-israilde-39027534" rel="noreferrer noopener" style="background-color: transparent; box-sizing: border-box; transition: color 0.25s ease 0s, background 0.25s ease 0s, border-color 0.25s ease 0s;" target="_blank">yöndeki</a> bir çok <a href="https://www.hurriyet.com.tr/gundem/yorgo-ismail-den-ortadogu-surprizi-64725" rel="noreferrer noopener" style="background-color: transparent; box-sizing: border-box; transition: color 0.25s ease 0s, background 0.25s ease 0s, border-color 0.25s ease 0s;" target="_blank">girişim</a> sonuçsuz kaldı. İsmail Cem döneminde Türkiye, Yunanistan ve Suriye gibi komşularıyla daha iyi ilişkiler kurmayı amaçladı ancak bu yaklaşım, üçüncü taraflar arasındaki anlaşmazlıklar konusunda arabuluculuk rolünü kapsamıyordu. </p><h4 style="-webkit-font-smoothing: antialiased; background-color: white; box-sizing: border-box; font-family: "Nunito Sans"; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 1; margin-bottom: 15px; margin-top: 30px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;"><em style="box-sizing: border-box;"><strong style="box-sizing: border-box;">AKP dönemi ve arabuluculuk çabaları</strong> </em></h4><p class="has-drop-cap" style="background-color: white; box-sizing: border-box; font-family: "Nunito Sans"; font-size: 16px; font-variant-ligatures: normal; margin: 0px 0px 25px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;">2002 yılında iktidara geçen Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile Ortadoğu’ya yönelik bir aktivizm başladı. 2015 yılına kadar AKP’nin dış politikası önce dış politika danışmanı, daha sonra Dışişleri Bakanı ve Başbakan olan Ahmet Davutoğlu tarafından tasarlandı. Bu dönemde Türkiye’nin bölgesel bir güç kabul edilme ve uluslararası statüsünü arttırma çabasına paralel olarak, Ortadoğu, Balkanlar, Kafkaslar ve Güneydoğu Asya’daki bir çok sorunda çatışma çözümü ve barışın inşası politikasını benimsedi. Arabuluculuk çabaları, belirlenin bu hedef için öncelikli bir dış politika yöntemi olarak tanımlandı. </p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; font-family: "Nunito Sans"; font-size: 16px; font-variant-ligatures: normal; margin: 0px 0px 25px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;">Türkiye’nin yumuşak güç unsurlarını da kullanarak yürüttüğü aktif dış politika, başta Ortadoğu olmak üzere Türkiye’nin ve bilhassa Erdoğan’ın imajına katkıda bulunmuş ve bu durum bir çok bölgesel soruna müdahil olma olasılığı sağlamıştır. 2010 yılına gelindiğinde, bazı analistler Türkiye’yi “<a href="https://www.setav.org/arabulucu-degil-oyun-kurucu-dis-politika/" rel="noreferrer noopener" style="background-color: transparent; box-sizing: border-box; transition: color 0.25s ease 0s, background 0.25s ease 0s, border-color 0.25s ease 0s;" target="_blank">arabulucu değil oyun kurucu</a>” olarak nitelemeye başlamışlardı. Bu duruma örnek olarak Ankara, İran nükleer anlaşmasına yönelik Brezilya ile yürüttüğü diplomatik efor (2010), Rusya-Gürcistan (2008), Pakistan-Afganistan (2010), Irak-Suriye (2009), Bosna-Hersek-Sırbistan (2011) İsrail-Filistin, El Fetih-Hamas (2008) sorunlarına yönelik diyalog girişimlerinin yanı sıra İsrail-Suriye (2008) görüşmelerinde de <a href="https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/sami-kohen/dis-politikada-yeni-sektor-arabuluculuk-1157426" rel="noreferrer noopener" style="background-color: transparent; box-sizing: border-box; transition: color 0.25s ease 0s, background 0.25s ease 0s, border-color 0.25s ease 0s;" target="_blank">önemli</a> rol oynadı. </p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; font-family: "Nunito Sans"; font-size: 16px; font-variant-ligatures: normal; margin: 0px 0px 25px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;">Ancak tüm bu girişimlere rağmen devreye girdiği bazı sorunlarda Türkiye sonuç alamadı. Dış politikada aktivizm ile başarıya ulaşmak için gerekli olan kapasite ve etki alanı arasında doğru bir orantı olmadığı gibi, özellikle Araplar arasındaki ihtilaflarda dışarıdan bir müdahalenin psikolojik bariyerini aşmak da çok kolay değildi. Öte yandan bu girişimler Türkiye’nin dış politikası hedefi olan bölgesel güç ve uluslararası statüsünü yükseltme çabasını destekledi. Türkiye’nin 2009-2010 döneminde BM Güvenlik Konseyinde geçici üye olarak seçilebilmesi, dış politikasındaki bu değişimin desteklendiğinin önemli bir göstergesi oldu. </p><h4 style="-webkit-font-smoothing: antialiased; background-color: white; box-sizing: border-box; font-family: "Nunito Sans"; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 1; margin-bottom: 15px; margin-top: 30px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;"><em style="box-sizing: border-box;"><strong style="box-sizing: border-box;">Türkiye’nin arabuluculuk çabalarını etkileyen faktörler</strong> </em></h4><p class="has-drop-cap" style="background-color: white; box-sizing: border-box; font-family: "Nunito Sans"; font-size: 16px; font-variant-ligatures: normal; margin: 0px 0px 25px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;">1990’lardan itibaren, Türkiye’nin kolaylaştırıcı olarak benimsediği bu çabasını destekleyen sistematik, bölgesel ve iç siyasi faktörler mevcuttu. Sistematik düzeyde Soğuk Savaş’ın bitmesi, bölgesel düzeyde 1991 Körfez Savaşı, 2006 Lübnan Savaşı gibi çatışmalar nedeniyle süregelen istikrarsızlık hali, 2003 Irak Savaşı sonrası İran’ın gözle görülür yükselişinin yarattığı kaygı, Türkiye’nin bölge sorunlarıyla daha yakından ilgilenmesine ve kendi sınırlarına taşabilecek bu durumun kontrolü için orta güçte devlet olarak ağırlığını koymasına imkan tanıdı. Arabuluculuk çabasıyla kendi güvenliğini de korumayı amaçlıyordu. 1999 Helsinki Zirvesi ile AB aday statüsü kazanması ise Ankara’nın kendine güvenini pekiştiren ve çevresindeki gerilimleri çözmek için çaba harcamasına iten bir başka sebep oldu. Batı ile Doğu arasında bir köprü olma metaforu bu dönemde daha bir önem kazandı. Türkiye’nin ekonomik durumundaki iyileşme ve gelişme ise tüm bu girişimlerin önünü açan bir etkendi. </p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; font-family: "Nunito Sans"; font-size: 16px; font-variant-ligatures: normal; margin: 0px 0px 25px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;">Türkiye’nin kolaylaştırıcı/arabulucu rolü oynayabilmesinin arkasında yatan sebeplerin en başında ise ihtilaflı tarafların Ankara’yı tarafsız, adil, dürüst ve güvenilir bir aktör olarak görmeleriydi. Ancak AKP’nin zaman zaman Osmanlı mirası ve “tarihi sorumluluğumuz” benzeri açıklamaları tarihsel endişeleri yeniden ortaya çıkarıyordu. Öte yandan <a href="https://www.globacademy.org/service/turk-dis-politikasi-arastirmasi/" rel="noreferrer noopener" style="background-color: transparent; box-sizing: border-box; transition: color 0.25s ease 0s, background 0.25s ease 0s, border-color 0.25s ease 0s;" target="_blank">Türk halkının</a> Filistinlilere yönelik sempatisine karşılık, İsrail tehdit sıralamasında hep ön sıralarda bulunuyor. Bu durum hem iktidar hem de muhalefet partilerinin bu konudaki politikalarını belirleyen ana unsur olmayı sürdürüyor. Özellikle AKP tabanını oluşturan muhafazakarlar için Filistin meselesi önemini korumaya ve iktidara baskı oluşturmaya devam ediyor. Nitekim 2008 yılının sonunda Ankara’nın desteği ile yürütülen İsrail-Suriye dolaylı görüşmeleri Gazze operasyonu ile son bulurken, Türkiye-İsrail ilişiklerinin yokuş aşağıya gidişinin de başlangıcı oldu. </p><h4 style="-webkit-font-smoothing: antialiased; background-color: white; box-sizing: border-box; font-family: "Nunito Sans"; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 1; margin-bottom: 15px; margin-top: 30px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;"><em style="box-sizing: border-box;"><strong style="box-sizing: border-box;">Arap Baharı ile gelen değişim</strong> </em></h4><p class="has-drop-cap" style="background-color: white; box-sizing: border-box; font-family: "Nunito Sans"; font-size: 16px; font-variant-ligatures: normal; margin: 0px 0px 25px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;">Arap Baharı ile birlikte, Türkiye dış politika söylemini sertleştirmiş, bir çok çatışmada açıkça taraf tutan söylem ve eylemleri nedeniyle özellikle Ortadoğu’da tarafsız ve güvenilir bir aktör olma özelliğini kaybetmiştir. İdeolojik temelli dış politika kararları uluslararası alanda Türkiye’nin yalnızlaşmasıyla sonuçlandı ve haklı olduğu konularda dahi kendisini destekleyecek ülke bulamadı. O güne kadar arabulucu/kolaylaştırıcı olma kapılarını açan bu özellikler kaybolduğunda, anlaşmazlıklarda bu rolü oynama olasılığı da zayıflamış oldu. </p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; font-family: "Nunito Sans"; font-size: 16px; font-variant-ligatures: normal; margin: 0px 0px 25px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;">Öte yandan Türkiye arabulucu vasfını, 2010 yılında BM’de başlattığı ‘Barış İçin Arabuluculuk’ girişimi ile, İstanbul Arabuluculuk Konferansı (2012-2022) ve 2021’den itibaren düzenlediği Antalya Diplomasi Forumu ile pekiştirmek ve tarafsız aktör imajını güçlendirmek istedi. Rusya ve Çin ile birlikte Astana/Soçi sürecinin ardından, Rusya-Ukrayna savaşındaki girişimleri ile kendinden yeniden arabulucu rolüyle söz ettirmeyi başardı. </p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; font-family: "Nunito Sans"; font-size: 16px; font-variant-ligatures: normal; margin: 0px 0px 25px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;">Özellikle İbrahim Anlaşmaları ile bölgede gerçekleşmekte olan büyük değişime başta ayak uyduramamışsa da, 2020 yılından itibaren Türkiye ilişkilerinin bozuk olduğu İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Mısır gibi bir çok ülkeye yönelik <a href="https://www.uikpanorama.com/blog/2022/10/24/kv/" rel="noreferrer noopener" style="background-color: transparent; box-sizing: border-box; transition: color 0.25s ease 0s, background 0.25s ease 0s, border-color 0.25s ease 0s;" target="_blank">açılımlarda</a> bulundu ve olumlu geri dönüşler almaya başladı. Bu ülkeler arasında Türkiye ile İsrail arasındaki normalleşmenin en hızlı gelişen ilişki olduğunu söylemek mümkün. Ta ki 7 Ekim 2023 saldırısına kadar. </p><h4 style="-webkit-font-smoothing: antialiased; background-color: white; box-sizing: border-box; font-family: "Nunito Sans"; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 1; margin-bottom: 15px; margin-top: 30px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;"><em style="box-sizing: border-box;"><strong style="box-sizing: border-box;">Günümüze geri dönersek…</strong> </em></h4><p class="has-drop-cap" style="background-color: white; box-sizing: border-box; font-family: "Nunito Sans"; font-size: 16px; font-variant-ligatures: normal; margin: 0px 0px 25px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;">Bölgede gerginliğin azalması, Ankara’nın Ortadoğu’ya yönelik politikasının önemli bir parçasını oluşturuyor. Türkiye’nin İsrail-Hamas savaşında arabulucu olma çağrıları ise son dönemde izlediği dengeli dış politikanın dikkat çeken bir yansıması. Bölge ülkeleriyle henüz iyileşmekte olan ilişkilere verilen önemi göstermesi açısından da devlet menfaatleriyle uyumlu bir duruş. Nitekim çatışmanın ilk günlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan her iki tarafa da itidal telkin etti, <a href="https://www.bbc.com/turkce/articles/c0wxvklqpw9o" rel="noreferrer noopener" style="background-color: transparent; box-sizing: border-box; transition: color 0.25s ease 0s, background 0.25s ease 0s, border-color 0.25s ease 0s;" target="_blank">sivillerin</a> hedef alınmaması gerektiğini belirtti, ateşkes ve arabuluculuk çağrılarını yineledi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise garantörlük mekanizmasının devreye alınması gerektiğini belirtti. Türkiye’nin Hamas tarafından Gazze’de rehin tutulan sivillerin serbest bırakılması için <a href="https://www.reuters.com/world/middle-east/turkey-discusses-with-hamas-release-civilian-hostages-source-2023-10-16/" rel="noreferrer noopener" style="background-color: transparent; box-sizing: border-box; transition: color 0.25s ease 0s, background 0.25s ease 0s, border-color 0.25s ease 0s;" target="_blank">müzakereler</a> yürüttüğü haberleri basına yansıdı. </p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; font-family: "Nunito Sans"; font-size: 16px; font-variant-ligatures: normal; margin: 0px 0px 25px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;">Ancak son günlerde İsrail’e yönelik tepkinin dozunun diplomatik sınırları aşması ve daha önemlisi Hamas’ın bir terör örgütü olarak tanınmadığının ifade edilmesi bu çatışmada Ankara’nın üstlenebileceği kolaylaştırıcı rolü kısıtlıyor, bu rolün temel şartı olan tarafsızlık ilkesinden uzaklaştığını gösteriyor. Oysa Türkiye, sağduyu çağrısını sürdürebilseydi, her iki taraf ile konuşabilen bir aktör olarak arabuluculuk çabasında olan diğer ülkelerin yanında yer alması mümkün olabilirdi. </p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; font-family: "Nunito Sans"; font-size: 16px; font-variant-ligatures: normal; margin: 0px 0px 25px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;">Karel Valansi, UİK Panorama, 6 Kasım 2023 <a href="https://www.uikpanorama.com/blog/2023/11/06/arabuluculuk/" style="color: #666666;">https://www.uikpanorama.com/blog/2023/11/06/arabuluculuk/</a></p>karel valansihttp://www.blogger.com/profile/06445425383508522078noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1335535367773435832.post-13904380617512322182023-11-01T18:02:00.008+03:002023-11-24T18:04:44.244+03:00Muevo libro! Israel: Anatomia Akademika de un Paiz<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjP7_82OZGdS7s0Lclj-IP6BFS259z2A_b8B1MP6bwmS6L-3u9oz765DOJw1-lUX03MjDUbtpIhVeiBdEPUfO8DAT7UnFtpKAfB-3KZkKEkTDQL_P1xEoMCHwtEdmwunUZV52Gc94zhsjrju0XEDHG9Lk387wq3RA44PDzD3KAjveZ-07gbHGSM29gQb7Tt/s600/b_1112023bfLt8FT7qpKAkf4oLvQmZNufb.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="600" data-original-width="409" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjP7_82OZGdS7s0Lclj-IP6BFS259z2A_b8B1MP6bwmS6L-3u9oz765DOJw1-lUX03MjDUbtpIhVeiBdEPUfO8DAT7UnFtpKAfB-3KZkKEkTDQL_P1xEoMCHwtEdmwunUZV52Gc94zhsjrju0XEDHG9Lk387wq3RA44PDzD3KAjveZ-07gbHGSM29gQb7Tt/s320/b_1112023bfLt8FT7qpKAkf4oLvQmZNufb.jpg" width="218" /></a></div><p><span style="color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; orphans: 2; widows: 2;">Editado por el Dr. Orhan Karaoğlu i el Dr. Nail Elhan, la Libreria İnkılap publiko en Turko ‘Israel: Anatomia Akademika de un Paiz’ (İsrail: Bir Ülkenin Akademik Anatomisi) este mez. El livro reune 28 akademikos i ekspertos konosidos en sus lavores. El livro esta preparado kon la pretension de ser el lavoro mas kompleto sovre Israel en Turkiya.</span></p><div class="row" style="border: 0px; box-sizing: border-box; color: #5e5e5e; display: flex; flex-wrap: wrap; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 16px; font-variant-ligatures: normal; margin: 0px -10px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;"><div class="col-md-12 mbot15 hicerikdty" style="border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-size: 18px; line-height: 28px; margin-bottom: 15px !important; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; outline: 0px; padding: 0px 10px; position: relative; vertical-align: bottom; width: 540px;"><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Los otores de Şalom tambien kontribuyeron al livro kon sus artikulos. <span style="border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Karel Valansi</span> eskrivio ‘Los judios Turkos komo instrumento de politika eksterior’ i <span style="border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Umut Uzer</span> eskrivio ‘De ken es la kapital, Yerushalayim? Demandas i debates sovre la sivdad santa.’</p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">El livro descrive Israel al lektor Turko en diferentes areas komo istoria, kultura, ekonomia, seguridad, politika eksterior i relijion, de manera akademika, objektiva, aleshada de teorias konspirativas. Se puede merkar el livro en Gözlem Kitabevi i en varias librerias.</p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Karel Valansi, Şalom Gazetesi 1 Kasım 2023 <a href="https://www.salom.com.tr/haber/129894/muevo-libro-israel-anatomia-akademika-de-un-paiz">https://www.salom.com.tr/haber/129894/muevo-libro-israel-anatomia-akademika-de-un-paiz</a></p></div></div>karel valansihttp://www.blogger.com/profile/06445425383508522078noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1335535367773435832.post-10220839753743053002023-10-26T18:09:00.001+03:002023-11-24T18:13:27.993+03:00Antisemitism rises in Turkey during Israel-Hamas war<p> <span style="background-color: white; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; font-weight: bold;">As the conflict between Israel and Hamas escalates, Turkey is witnessing a troubling increase in antisemitic sentiment, exacerbated mainly by media coverage and political discourse.</span></p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;">The Jewish community in <a class="internal-link" href="https://www.dw.com/en/turkey/t-65619354" style="box-sizing: border-box; color: var(--link-visited-color, #5C666E); cursor: pointer; font-weight: bold;">Turkey</a> has raised concerns about rising antisemitism amid the ongoing conflict between Israel and the <a class="internal-link" href="https://www.dw.com/en/hamas/t-19034915" style="box-sizing: border-box; color: var(--link-visited-color, #5C666E); cursor: pointer; font-weight: bold;">Hamas terrorist group</a>.</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;">Karel Valansi, a columnist for the Turkish Jewish newspaper Salom and the T24 news website, told DW that Jews are increasingly being associated with Israeli policies.</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;">"What we see from the rhetoric of politicians, the press and social media is this: In the perception, Jews are completely removed from the position of citizens of the Republic of Turkey and turned into ambassadors and extensions of the state of Israel, and the anger against this state is directed toward Turkish Jews," Valansi said.</p><figure class="placeholder-image master_infografic big" style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin: 0px 0px 1em; width: 393px;"><div class="render-container" style="box-sizing: border-box;"><div class="sc-jtrUWv fWSUjx sc-elITqc jfgize lazy-load-container" style="background-color: #e4e8eb; background-repeat: no-repeat no-repeat; background-size: cover; box-sizing: border-box; margin: 0px; overflow: hidden; padding-bottom: 221.21875px; position: relative;"><img alt="Flags of Turkey and Israel .jpeg" class="Apple-web-attachment" id="<79B3FDB5-1111-4D6D-90E6-36508876ED7D>" src="blob:https://www.blogger.com/edffc4da-981b-441c-98e0-b75d392fa6c9" /><img alt="Flags of Turkey and Israel .jpeg" class="Apple-web-attachment" id="<C131E295-E521-4BBC-BF37-536E6255DE04>" src="blob:https://www.blogger.com/4fedd9f4-60bb-4c69-b194-c5eae1c85fb3" /></div></div><figcaption class="img-caption" style="background-color: var(--image-basic-caption-background, #F1F3F5); box-sizing: border-box; color: var(--image-basic-caption-text-color, #5C666E); font-family: var(--notoSans-text-font-family, NotoSans, sans-serif); font-size: 1.2rem; line-height: 1.5; overflow-wrap: break-word; padding: 10px 15px; width: 393px;">The governments of Turkey and Israel had been reconciling before the fighting began</figcaption></figure><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;">According to the International Holocaust Remembrance Alliance, "accusing Jewish citizens of being more loyal to Israel, or to the alleged priorities of Jews worldwide, than to the interests of their own nations" is a contemporary example of antisemitism. The US, Germany and more than 40 other governments have formally adopted or endorsed the IHRA definition of antisemitism, </p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;">Valansi also said <a class="internal-link" href="https://www.dw.com/en/antisemitism/t-38206553" style="box-sizing: border-box; color: var(--link-visited-color, #5C666E); cursor: pointer; font-weight: bold;">antisemitic tendencies</a> in public discourse, such as comments glorifying <a class="internal-link" href="https://www.dw.com/en/nazis/t-17430731" style="box-sizing: border-box; color: var(--link-visited-color, #5C666E); cursor: pointer; font-weight: bold;">Adolf Hitler and Nazi ideologies</a>, were resurfacing, causing a sense of insecurity among Jewish Turks.</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;">More than 1,400 Israelis have died following the October 7 terror attacks by Hamas and allied groups. More than 7,000 people have been killed in Gaza in Israeli strikes since.</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;">Hamas has been designated a terror organization by the EU, the US, Germany and other governments.</p><h2 style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 2rem; line-height: 1.3; margin-bottom: 20px; margin-top: 30px; padding: 0px 15px;">'Enmity and hatred'</h2><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;">As civilian deaths have amplified the tensions, some newspapers in Turkey are accused of promoting a sense of war.</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;">"There are newspapers that are almost shouting war cries," Faruk Bildirici, an independent ombudsman and media commentator who spent nine years as the readers representative of the national daily newspaper Hurriyet, told DW.</p><figure class="placeholder-image master_landscape big" style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin: 0px 0px 1em; width: 393px;"><div class="render-container" style="box-sizing: border-box;"><div class="sc-jtrUWv fWSUjx sc-elITqc jfgize lazy-load-container" style="background-color: #e4e8eb; background-repeat: no-repeat no-repeat; background-size: cover; box-sizing: border-box; margin: 0px; overflow: hidden; padding-bottom: 221.0625px; position: relative;"><img alt="The front page of the Yeni Safak newspaper.jpeg" class="Apple-web-attachment" id="<FBBD29FA-1025-46B6-816C-C0E7D4B19B0A>" src="blob:https://www.blogger.com/5a645140-2fbb-4873-87f8-bf8ff7ad1c5e" /><img alt="The front page of the Yeni Safak newspaper.jpeg" class="Apple-web-attachment" id="<98E5841A-F19D-4EB1-8E32-BEDCC1B26A19>" src="blob:https://www.blogger.com/7d62b6fd-7eec-4c8f-8cc9-f3b582bfe640" /></div></div><figcaption class="img-caption" style="background-color: var(--image-basic-caption-background, #F1F3F5); box-sizing: border-box; color: var(--image-basic-caption-text-color, #5C666E); font-family: var(--notoSans-text-font-family, NotoSans, sans-serif); font-size: 1.2rem; line-height: 1.5; overflow-wrap: break-word; padding: 10px 15px; width: 393px;">Yeni Safak headlines: "This Terror State Must Be Destroyed" and "The Ummah is Standing'<small class="copyright" style="box-sizing: border-box; color: var(--image-basic-caption-text-color, #5C666E); float: right; font-size: 1.1rem; font-style: italic; margin-left: 15px;">Image: Yeni Safak</small></figcaption></figure><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;">On October 18, following the attack <a class="internal-link" href="https://www.dw.com/en/fact-check-fakes-surrounding-the-gaza-hospital-blast/a-67154393" style="box-sizing: border-box; color: var(--link-visited-color, #5C666E); cursor: pointer; font-weight: bold;">on the al-Ahli Baptist Hospital in Gaza</a>, the front page of the pro-government daily Yeni Safak, a Turkish had the headlines: "This Terror State Must Be Destroyed" and "The Ummah is Standing" — ummah refers to the global Muslim community.</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;">Bildirici raised concerns about framing the conflict as an interreligious war, noting that this would fuel animosity further.</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;">Portraying "what is going on as 'the ummah standing up' means that the war is being viewed and portrayed as a war between the West and the East or between Islam and Christianity/Judaism," Bildirici said. "This fuels enmity and hatred against the West and Christianity/Judaism."</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;">On October 17, the pro-government Islamist daily Yeni Akit targeted Jewish Turks with the front-page headline "Deport the Zionist Servants from Citizenship."</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;"><em style="box-sizing: border-box;">Yeni Akit</em> claimed that Jewish Turks are "considered citizens of Israel by nature" and, therefore, are going to Israel from cities such as Istanbul and Izmir to join the military service during the war.</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;">Avlaremoz, a news and opinion website focused on Jewish affairs and antisemitism in Turkey, criticized Yeni Akit<em style="box-sizing: border-box;"> </em>for coverage that does not reflect the truth.</p><div class="render-container rich-text-ad" style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; padding: 0px 15px;"><div class="sc-hVVLdR iVDReD sc-kKHIly sc-hTJAHb sc-fJoDng sDvJJ dJwEhh exwEZD advertisement" style="--content-area-inline-spacing: 15px; box-sizing: border-box; clear: both; display: grid; grid-template-areas: ". ad-label-top ." "ad ad ad" ". ad-label-bottom ."; justify-content: center; padding-bottom: 15px;"><div class="label-bottom" style="background-color: var(--gpt-slot-label-bg-color, #5C666E); box-sizing: border-box; grid-column-end: ad-label-bottom; grid-column-start: ad-label-bottom; grid-row-end: ad-label-bottom; grid-row-start: ad-label-bottom; height: 5px;"></div></div></div><h2 style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 2rem; line-height: 1.3; margin-bottom: 20px; margin-top: 30px; padding: 0px 15px;">Antisemitism spreads online</h2><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;">Hashtags such as #TürkiyeYahudileriVatandaşlıktanAtılsın (Expel Turkish Jews from citizenship) have arisen to target people who post about Israel.</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;">Jewish artists and writers, even those not active on social media, have faced criticism for not publicly supporting Palestine.</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;">The Jewish community within Turkey has broadly advocated for peace.</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;">In a statement released on October 18, the Turkish Chief Rabbinate Foundation-Turkish Jewish Community wrote: "We strongly reject and condemn the targeting and killing of innocent civilians under any circumstances and wherever they are — particularly in places like hospitals, schools [and] nursing homes.</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;">"We support the efforts of our state, the Republic of Turkey, since the first day to urgently restore peace and wish that all people can be brought to a lasting peace as soon as possible."</p><div class="render-container tweet embed" style="background-color: white; box-sizing: border-box; clear: both; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 1em; max-width: 100vw; width: 393px;"><div class="sc-jhvOKm kTaqmp" style="align-items: center; box-sizing: border-box; display: flex; flex-direction: column; justify-content: center; min-height: 300px;"><blockquote data-id="1715298456447676889" style="box-sizing: border-box; margin: 0px 0px 1rem; min-width: 100%;"><div class="twitter-tweet twitter-tweet-rendered" style="box-sizing: border-box; display: flex; margin-bottom: 10px; margin-top: 10px; max-width: 550px; width: 393px;"><iframe allowfullscreen="true" allowtransparency="true" class="" data-tweet-id="1715298456447676889" frameborder="0" id="twitter-widget-0" scrolling="no" src="https://platform.twitter.com/embed/Tweet.html?dnt=false&embedId=twitter-widget-0&features=eyJ0ZndfdGltZWxpbmVfbGlzdCI6eyJidWNrZXQiOltdLCJ2ZXJzaW9uIjpudWxsfSwidGZ3X2ZvbGxvd2VyX2NvdW50X3N1bnNldCI6eyJidWNrZXQiOnRydWUsInZlcnNpb24iOm51bGx9LCJ0ZndfdHdlZXRfZWRpdF9iYWNrZW5kIjp7ImJ1Y2tldCI6Im9uIiwidmVyc2lvbiI6bnVsbH0sInRmd19yZWZzcmNfc2Vzc2lvbiI6eyJidWNrZXQiOiJvbiIsInZlcnNpb24iOm51bGx9LCJ0ZndfZm9zbnJfc29mdF9pbnRlcnZlbnRpb25zX2VuYWJsZWQiOnsiYnVja2V0Ijoib24iLCJ2ZXJzaW9uIjpudWxsfSwidGZ3X21peGVkX21lZGlhXzE1ODk3Ijp7ImJ1Y2tldCI6InRyZWF0bWVudCIsInZlcnNpb24iOm51bGx9LCJ0ZndfZXhwZXJpbWVudHNfY29va2llX2V4cGlyYXRpb24iOnsiYnVja2V0IjoxMjA5NjAwLCJ2ZXJzaW9uIjpudWxsfSwidGZ3X3Nob3dfYmlyZHdhdGNoX3Bpdm90c19lbmFibGVkIjp7ImJ1Y2tldCI6Im9uIiwidmVyc2lvbiI6bnVsbH0sInRmd19kdXBsaWNhdGVfc2NyaWJlc190b19zZXR0aW5ncyI6eyJidWNrZXQiOiJvbiIsInZlcnNpb24iOm51bGx9LCJ0ZndfdXNlX3Byb2ZpbGVfaW1hZ2Vfc2hhcGVfZW5hYmxlZCI6eyJidWNrZXQiOiJvbiIsInZlcnNpb24iOm51bGx9LCJ0ZndfdmlkZW9faGxzX2R5bmFtaWNfbWFuaWZlc3RzXzE1MDgyIjp7ImJ1Y2tldCI6InRydWVfYml0cmF0ZSIsInZlcnNpb24iOm51bGx9LCJ0ZndfbGVnYWN5X3RpbWVsaW5lX3N1bnNldCI6eyJidWNrZXQiOnRydWUsInZlcnNpb24iOm51bGx9LCJ0ZndfdHdlZXRfZWRpdF9mcm9udGVuZCI6eyJidWNrZXQiOiJvbiIsInZlcnNpb24iOm51bGx9fQ%3D%3D&frame=false&hideCard=false&hideThread=false&id=1715298456447676889&lang=en&origin=https%3A%2F%2Fwww.dw.com%2Fen%2Fturkey-sees-rise-in-antisemitism-during-israel-hamas-war%2Fa-67212781&sessionId=9a5dec9acce5e2d01bd4fc4d38f638b31fa0c79c&siteScreenName=dwnews&theme=light&widgetsVersion=01917f4d1d4cb%3A1696883169554&width=550px" style="box-sizing: border-box; display: block; flex-grow: 1; height: 596px; max-width: 100%; position: static; visibility: visible; width: 393px;" title="Twitter Tweet"></iframe></div></blockquote></div></div><h2 style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 2rem; line-height: 1.3; margin-bottom: 20px; margin-top: 30px; padding: 0px 15px;">Antisemitism in politics</h2><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;">Some Turkish politicians have also turned to antisemitism in their rhetoric.</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;">Addressing the <a class="internal-link" href="https://www.dw.com/en/israel-at-war/t-57547294" style="box-sizing: border-box; color: var(--link-visited-color, #5C666E); cursor: pointer; font-weight: bold;">Israel-Hamas conflict</a> during a meeting of the parliamentary group of his Justice and Development Party (AKP) on Wednesday, President Recep Tayyip Erdogan referred to Hamas as a "group of mujahideen," an Arabic meaning those fighting for Islam, rather than a terrorist organization. Erdogan also said he had canceled plans to visit Israel.</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;">AKP and opposition politicians alike have showed their support for Hamas since the conflict began. On Tuesday, Devlet Bahceli, the leader of the Nationalist Movement Party, another of Erdogan's alliance partners, called on Turkey to intervene in the conflict militarily to protect Gaza if a cease-fire cannot be achieved within 24 hours.</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;">So far, there have been no large-scale organized demonstrations in Turkey against the Israel-Hamas conflict. However, riot control vehicles are waiting in front of the synagogues in Turkey for security purposes.</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;">After the hospital explosion in Gaza, different groups gathered in front of the Israeli consulate in Istanbul and the embassy residence in Ankara to protest.</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;">Some protesters in Istanbul shouted "takbir," an Islamic chant that means "God is the greatest," and broke through the outer walls of the plaza where the Israeli consulate was located.</p><figure class="placeholder-image master_landscape big" style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin: 0px 0px 1em; width: 393px;"><div class="render-container" style="box-sizing: border-box;"><div class="sc-jtrUWv fWSUjx sc-elITqc jfgize lazy-load-container" style="background-color: #e4e8eb; background-repeat: no-repeat no-repeat; background-size: cover; box-sizing: border-box; margin: 0px; overflow: hidden; padding-bottom: 221.0625px; position: relative;"><img alt="Thousands march in a street in Ankara, with Turkish flags and signs in-hand.jpeg" class="Apple-web-attachment" id="<4C5F7971-BF00-4679-B874-194676E47F99>" src="blob:https://www.blogger.com/d8428521-7fa0-4ed8-b199-1a6df5e64cb4" /><img alt="Thousands march in a street in Ankara, with Turkish flags and signs in-hand.jpeg" class="Apple-web-attachment" id="<C5812117-9DAA-4B8A-A58A-493547FE74D0>" src="blob:https://www.blogger.com/ecfbb9e3-27d1-484e-8df4-3aba7f26a031" /></div></div><figcaption class="img-caption" style="background-color: var(--image-basic-caption-background, #F1F3F5); box-sizing: border-box; color: var(--image-basic-caption-text-color, #5C666E); font-family: var(--notoSans-text-font-family, NotoSans, sans-serif); font-size: 1.2rem; line-height: 1.5; overflow-wrap: break-word; padding: 10px 15px; width: 393px;">Turkish protesters in Ankara hold a sign reading 'No to Genocide'<small class="copyright" style="box-sizing: border-box; color: var(--image-basic-caption-text-color, #5C666E); float: right; font-size: 1.1rem; font-style: italic; margin-left: 15px;">Image: Adem Altan/AFP/Getty Images</small></figcaption></figure><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;">AKP's Istanbul branch announced that a "Great Palestine Rally" will be held on October 28 at Istanbul Ataturk Airport. Erdogan is expected to attend, as are the leaders of the parties in his ruling alliance.</p><h2 style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 2rem; line-height: 1.3; margin-bottom: 20px; margin-top: 30px; padding: 0px 15px;">Turkish Jews as equal citizens</h2><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;">Valansi said <a class="internal-link" href="https://www.dw.com/en/netflix-series-the-club-offers-a-window-into-1950s-istanbul/a-60415290" style="box-sizing: border-box; color: var(--link-visited-color, #5C666E); cursor: pointer; font-weight: bold;">Jews were equal citizens</a> who had contribute to Turkey's development and cultural fabric. Valansi said despite their long history in Anatolia, Turkish Jews are sometimes perceived as outsiders, a notion at odds with their significant contributions to the country.</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;">"The public understanding of citizenship in Turkey does not include non-Muslims," Valansi said. "Despite being one of the founding elements of the Republic, Jews are perceived as guests, as a community to be tolerated and expected to show constant gratitude."</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;">Most Jewish Turks reside in Istanbul. However, the increasing antisemitism has driven many to emigrate, including to Israel.</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #3b444d; font-family: NotoSans, sans-serif; font-size: 19.200000762939453px; margin-bottom: 20px; margin-top: 0px; padding: 0px 15px;">A population that had stood at 81,000 people nearly a century ago, according to 1927 census data, is now approximately 16,000-17,000, according to Turkey's Jewish community.</p><p>Pelin Ünker DW, 26 October 2023 <a href="https://www.dw.com/en/turkey-sees-rise-in-antisemitism-during-israel-hamas-war/a-67212781">https://www.dw.com/en/turkey-sees-rise-in-antisemitism-during-israel-hamas-war/a-67212781</a></p><p><br /></p>karel valansihttp://www.blogger.com/profile/06445425383508522078noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1335535367773435832.post-11196824215196944712023-10-18T17:46:00.005+03:002023-11-24T17:52:26.972+03:00Cumhuriyet´in Yeni Yüzyılı ve Kafiye Çağı<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-dKlFK7JjlbIzc0kJKPosfYG8NOcFeSBo-SjxHqNlEYqfPQI0_VU1fmVV4PKaXyFLm_GiATx9_jbsEGr9OYZgiUVrbqdT9SicuaAwO8wfDgGZwd9ecIe9-i8ewbO3tGj-qMhrQswK6WBP2chjy3MKl22ve1G6VQGE6MDK42DwDR5uxQYogV_fEO22j29U/s2379/b_18102023jpsHtIu8ROLPtQTIgCNUh0FBD.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1784" data-original-width="2379" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-dKlFK7JjlbIzc0kJKPosfYG8NOcFeSBo-SjxHqNlEYqfPQI0_VU1fmVV4PKaXyFLm_GiATx9_jbsEGr9OYZgiUVrbqdT9SicuaAwO8wfDgGZwd9ecIe9-i8ewbO3tGj-qMhrQswK6WBP2chjy3MKl22ve1G6VQGE6MDK42DwDR5uxQYogV_fEO22j29U/s320/b_18102023jpsHtIu8ROLPtQTIgCNUh0FBD.jpg" width="320" /></a></div><p><span style="background-color: white; color: #5e5e5e; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 20px; font-variant-ligatures: normal; font-weight: 600; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;">Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Karşılaştırmalı Siyaset Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Taşansu Türker ile yeni çıkan kitabı ´Cumhuriyet´in Yeni Yüzyılında Yeni Dünya Politikası / Kafiye Çağı´nı ve geçmekte olduğumuz belirsizlik ve kaygı dönemini konuştuk.</span></p><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;"><span style="background-color: transparent; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">İçinde bulunduğumuz çağı tarif etmek istediğimizde ilk söylenebilecek şey bir belirsizlik ve kaygı çağı olduğu. Ciddi bir dönüşümün içindeyiz ancak bu belirsizliğin en rahatsız edici özelliği bir umut, bir çıkış ışığını barındırmaması. Siz ne dersiniz?</span></p><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;">Bu bağlamda ilk olarak kamu kavramını ortaya koymak gerekir. Örgütlenmeyen, bir toplum bilincinin olmadığı, sınıfların ortadan kalktığı, siyasetin dejenere olduğu ve inandırıcı olmaktan çıktığı bir dönemden bahsediyoruz. Umutsuzluğun en önemli gerekçesi zannediyorum bu. Her zaman dünyada sıkıntılar, köklü dönüşümler olur. Ancak toplum, sınıf, ulus gibi kavramların eritildiği; yarına baktığınızda siyaseti kurabilecek herhangi bir öznenin olmaması bizi kaygılandıran husus. Kojin Karatani’nin üçlemesinde bahsettiği aslında bu; sermaye, devlet ve millet. Sermayenin önünün tamamen açıldığı, ama milletin örgütlenmiş şekli olan devletin ve milletin bizzat kendisinin çok yıpratıldığı bir dönemdeyiz. Uluslararası politikada, iç siyasette, ekonomide, toplumda, ailede, ahlakta, estetikte bir belirsizlik döneminden bahsediliyor. Daha 1970’lerde Zygmunt Bauman, toplumlar ‘telos’unu kaybetti demişti. Amaçsızlığın ötesinde bir siyasi özne olasılığının olmadığı için umutsuzluk giderek derinleşiyor ve belirsizliğin yarattığı kaygı büyüyor.</p><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;"><span style="background-color: transparent; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Kitabınızın adı Kafiye Çağı. Mark Twain’den alıntılanmış ilginç bir ifade. Genellikle “tarih tekerrürden ibarettir” deriz ancak kafiye burada farklı bir noktaya temas ediyor…</span></p><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;">Mehmet Akif “Tarih hiç tekerrür eder miydi ibret alınsaydı” der ya, fakat bunun ötesinde tartışılan bir husustur değişim ve bunun anlaşılması. Tarihin döngüselliği yahut çizgiselliği uzun bir tartışmadır. İnsan buna inanmak ister çünkü basit bir analoji kurulur ya da ilerleme kavramına hapsolunur. İki halde de kolay bir açıklamadır. Ancak yapılarda sürekliliklere bakarak tarihi anlamak gerekir. Mark Twain’in bahsettiği de bu. Kafiyeleniyor; çünkü, değişim var. Fakat o değişim tamamen sıfırdan olan bir şey değil. O insanlık tarihinde bir kere oldu sadece 1789’da. İhtilal-i Kebir, Büyük Fransız Devrimi gerçekten köklü bir dönüşümdür. Geri kalanlar devrim olarak adlandırılabilir mi tartışılır. O yüzden kafiyelere bakmak gerekir, çünkü her gün yeni bir gerçekliğin içinde, yeni bir gerçeklik yeniden inşa ediliyor. Ama bunlar aslında kafiyelenerek, birbiriyle uyum içinde akan bir nehir gibidir diyebiliriz.</p><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;"><span style="background-color: transparent; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Kitabınızda 2018 yılından itibaren dünyayı etkileyen önemli olayları farklı bir yapıyla sunuyorsunuz…</span></p><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;">Hakikat kavramı bir statükoya ihtiyaç duyar. Temel iddiam bugün statükoyu kaybettiğimiz ve yeni bir statükonun henüz kurulmamış olduğu, yani bir geçiş döneminde olduğumuz. Böyle dönemlerde olanı olduğu gibi anlatabilmenin en iyi yolunun tümdengelim olduğunu düşündüm. Büyük çerçeveyi anlatmak için olaylar silsilesini o büyük çerçeveyle ilişkilendirerek aktarmayı ve her olayla adım adım okuyucuyu genel çerçeveye yakınlaştırmayı tercih ettim. Son beş yıl olması ise Cumhuriyet’in yüzüncü yılı ve böyle bir usul için imkan sağlayan bir dönem olmasıyla ilişkili. Cumhuriyet’in yüzüncü yılındaki bu son kuruluş dönemi vakalarını genel çerçeve içinde anlatarak zaman içerisinde yanımda yetiştirdiğim bir öğrencime sunduğum ayrıcalığı okuyucuya da sunmak istedim.</p><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;"><span style="background-color: transparent; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Yaşananları tarihteki üç farklı dönemle ilişkilendiriyorsunuz. Bu dönemleri ve ilişkilendirmeyi anlatabilir misiniz?</span></p><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;">Kafiyeler üç farklı dönem. Birinci kafiye dönemi uzun, 19. asır. Kuruluş dönemi, kimilerine göre hala devam ediyor. Kuruluş asrı, çünkü Fransız Devrimi, sanayileşme, kentleşme, milliyetçilik, işçi hareketleri, her şeyin yeniden tanımlandığı bir dönem. Bugün ara bir dönemdeysek, yine kuruluş dönemine bakmamız gerekir. İkinci kafiye dönemi <em style="background-color: transparent; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; border: 0px; box-sizing: border-box; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">belle époque</em>, Birinci Cihan Harbi öncesindeki dönem. 1990’larda tarihin sonu tezleriyle ortaya çıkan büyük umut halinin <em style="background-color: transparent; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; border: 0px; box-sizing: border-box; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">belle époque</em>’taki umut haline çok benzediğini düşünüyorum. Uluslararası politikada 1870’te Britanya İmparatorluğunun ulaştığı emek ve sermayenin en üst noktaya ulaştığı dönem. Aynı şeyi 1970’lerde ABD için de söyleyebiliriz. Bir diğer benzerlik yükselen güçler ve bu güçlere dair ne yapılacağı, mevcut dünya düzeninin sürdürülüp sürdürülemeyeceğine dair tartışmalar. Üçüncü dönem ise daha korkutucu, iki harp arası dönem. Bugünü çok andırıyor. Yükselen faşizm, toplumsal dönüşümde reaksiyonun çok kuvvetli olması ve en önemlisi tek para sisteminin ortadan kalkması. 1918’e kadar süren İngiliz poundu merkezli tek paraya bağlı ticaret sistemi, dünyayı bir arada tutan sistemdi. Bugün Çin’in de -henüz alternatif bir para sistemi kurmamış olmakla beraber- kuracağına dair iddiaları bir benzerlik noktası. </p><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;"><span style="background-color: transparent; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Günümüzde güvenlik ve istikrar yeniden öncelikli temel kavramlar olarak ortaya çıkıyor. Ancak kazanılmış birçok temel hak uğruna bu sağlanabiliyor. Önümüzde vatandaşının her hareketini kontrol etmeye meyilli ve kabuğundan çıkıp Batı merkezli dünyayı dönüştürmeye çalışan Çin örneği var. Bir de, Batı’nın kıyısında olup Ukrayna işgali ile tüm kabul görmüş -toprak bütünlüğü, egemenlik hakkı gibi- temel kavramlara savaş açan Rusya var. Bu temel haklar yerine güvenliğin yeniden ön plana çıkması günümüz ve geleceğimiz için neler söylüyor?</span></p><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;">Çok doğal kabul ettiğimiz, asla kaybetmeyeceğimize inandığımız haklarımızın çoğu kazanılmış haklardır. Hiçbir hakkımız ne yazık ki garanti değil. Bu haklar demokrasi mücadelesiyle, sınıf hareketleriyle, felsefi aydınlanmayla, sekülerleşmeyle, milliyetçilik hareketleriyle kazanıldı. Bir kısmı ise dinler tarafından verildi. Bugün hepsinin tartışmaya açıldığı bir dönemdeyiz. Bunun sebebi de çok boyutlu bir kriz halinde olmamız. Bu boyutları Batı iktisadi-siyasal-sosyal statükosunun çatırdaması, Batı içi ulusal çıkar çatışmaları ve sistem dışı ülkelerden gelen meydan okumalar olarak özetleyebiliriz.</p><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;"><span style="background-color: transparent; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Bu dönemin diğer ayrıştırıcı özelliği ‘hakikat sonrası’ konusu. Ancak siz bu kavram yerine ‘hakikatler arası’ veya ‘çoklu hakikatler’ dönemi demeyi tercih ediyorsunuz…</span></p><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;">Hakikat sonrası denirse eğer, henüz bitmekte olan dönemi tek mutlak olarak kabul etmiş oluruz. ABD’nin kurduğu tek kutuplu dünya, serbest piyasa ekonomisiyle, liberal değerleriyle, mesela ulus ve aile kavramlarıyla, ahlaki yapılarıyla bir bütündü. Fakat mutlak değildi, tarih içinde bir dönemdi ve şimdi bitiyor. Gramsci’nin söylediği gibi; henüz ölmedi ama yeni de henüz doğmadı. Yeni bir hakikat tabi ki kurulacak yahut pek çok farklı hakikat aynı anda kurulacak. O yüzden hakikatler arası kavramını kullanmayı tercih ediyorum. Tek ve mutlak hakikat olarak bitmekte olan Amerikan sisteminin bileşenlerini kabul edersek, değişimi göremeyiz ve yarını kurmak konusunda siyaset yapamayız. Yarını kurabilmek için yarının var olabileceğine inanmak gerekir. Bunun için de mutlak hakikat olmadığını yeni bir hakikat kurabileceğimize inanmamız gerekir.</p><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;"><span style="background-color: transparent; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Rusya dönemin bu özelliğinden yararlanıyor. Devlet Başkanı Yahudi olan bir ülkeyi neo-Nazi olmakla suçlayıp bunu inandırabiliyor. İvan Krastev, belirsizliğin ve öngörülemezliğin olduğu bir dünyada daha önce din, etnisite ya da ideolojilerin gördüğü işlevi komplo teorilerinin görmeye başladığını iddia eder. Özellikle sosyal medyada sıklıkla karşımıza çıkan komplo teorileri neden bu kadar ilgi çekiyor?</span></p><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;">Herkes bu belirsizliği, istikrarsızlığı, güvensizliği hissediyor. Bir şeyler çok hızlı dönüşüyor ancak herkesin bu dönüşümü açıklamak için elinde yeterince araç ve bilgi birikimi yok. Bu sebeple en kolay olana, onlara bir şablon, bir mana sunabilecek tek şeye yöneliyorlar. Eskiden insanlar dine, milliyetçiliğe, ideolojiye yönelirdi. Hepsi yıpratıldığı için bugün ellerinde sadece saçma sapan komplo teorileri kaldı. Böylece bu değişimi manalı bir bütün olarak algılayabilecek ve huzur bulabilecekler. Çünkü insan zihni düzen arar, bilgiyi düzenlemek ister, ilişkileri görmek ister. Kissinger insanların bu belirsizlik ve araçsızlık halinde kitleler halinde medeniyet kavramına sarılmalarından kaygılanır. Çünkü çatışma hem düşünce sistematiğindeki aracı yaratır hem de o aracın ideolojik olarak içini doldurur. Eğer yakın dönem Anglo-Amerikan dünya ile Çin arasındaki bir çatışmayla şekillenecekse, bu kutuplaşmayı gerçekleştirecek bir medeniyetler savaşı çerçevesi oluşacaktır. Çok keskin bir cümleydi Bauman’ın söylediği; “Holokost modernitenin kaçınılmaz sonucuydu,” demişti. Bir medeniyet kavramının insanlığın genel düşünce aracı ve platformu olduğu durumda, Holokost’tan daha kötü ne olabilir bilmiyorum ama, korkutucu bir geleceğin bizi beklediği düşüncesi beni kaygılandırıyor.</p><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;"><span style="background-color: transparent; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Yığınla bilgiye çok hızlı erişim bir noktada idrak aşınması da yaratıyor ve bilgiyi anlamlandırma noktasında sorun yaşıyoruz. Bu da Bauman’a göre ortak değer ve hakikatlerin yitirilmesine sebep oluyor…</span></p><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;">İdeolojilerin dünyaya hakim olduğu 20. yüzyılda insanlar gerçekten gerçekle ilgileniyorlar mıydı yoksa ideolojilerine mi bağlıydılar? İdeolojilerine bağlıydılar. 19. yüzyılda insanlar gerçeklerle mi ilgileniyorlardı yoksa milletlerine ve milleti makul kılan araç olarak tarih bilimine mi bağlıydılar? Tarihe bağlılardı. Daha önce ise dine… Dolayısıyla bugün kitlelerin komplo teorilerine bağlılığı, gerçekle ilgilenmiyor olmaları yeni bir durum değil. Ancak burada sorun elit kavramının ortadan kalkması. Yani kitleleri yönlendirecek, sürükleyecek iktisadi, sosyal ve siyasi yapılanmaların ve bu yapılanmaların sağladığı, insanların altına girdiği büyük şemsiyelerin ortadan kalkması. Millet, din, sınıf gibi. Bunların yerine sadece tüketim kavramı kaldı. Ve tüketen insan mutlu olmuyor, örgütlenemiyor, analiz edemiyor ve insanı insan yapan değerlerle ne yazık ki iletişimi kesiliyor. </p><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;"><span style="background-color: transparent; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Bauman henüz 1970’lerde Amerikan kapitalizmin yarattığı tüketici bir toplumun sürdürülebilir olmadığını söylemişti. Batı toplumunun çöküşü olarak adlandırılan bu durum bizi finansal boyuta da bakmaya zorluyor…</span></p><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;">Bugün içinden geçtiğimiz dönemin kapitalizminin kendine özgü özellikleri var. Finansın çok ağırlıklı olduğu, finansın kapital üzerinde hakimiyetinin mutlaklaştığı, üretimle sermaye bağının koptuğu, Poulantzas’ın bahsettiği devletin göreli özerkliği çerçevesinde devletle sermaye arasındaki ilişkinin ortadan kalkıp finansın doğrudan doğruya devleti kontrol eder bir noktaya geldiğini tespit edebiliyoruz birçok Batı ülkesinde. Buna eşlik eden diğer bir husus da Bauman’ın bahsettiği milletin millet olmaktan çıkması yani ‘telos’unu kaybetmesi, ahlaki değerlerini kaybetmesi. Muhafazakarların ortadan kalkması mesela. Bugünkü muhafazakarlar reaksiyoner, sadece Patsy Cline şarkısındaki gibi “durdurun dünyayı” diyorlar. Oysa muhafazakarlık özünde değişimi yönetirdi.</p><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;"><span style="background-color: transparent; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Çoklu krizlerin yaşandığı, çevresinde savaşların sürdüğü, öte yandan yeni bir kuruluş döneminin yaşandığını bu dönemde, Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni yüzyılını nasıl öngörüyorsunuz?</span></p><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;">Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni yüzyılında bir şeyi çok önemsiyorum. İki harp arası kafiyelerimizden biri. O dönemde birçok ülkede faşizm iktidardaydı; Macaristan’da, Romanya’da, Bulgaristan’da, İtalya’da, Almanya’da, İspanya’da… Britanya’da <em style="background-color: transparent; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; border: 0px; box-sizing: border-box; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Britain Union of Fascists</em> çok güçlüydü. Bugünkü ABD anlatısına bakmayın, harbin ilk dönemlerinde Almanya’nın safında savaşa girmek bile tartışılıyordu. Dönemin Türkiye’si ise o yetersizlikler içerisinde çok partili demokrasiyi tecrübe etti, bir şekilde faşizme yönelmedi, komşularıyla iyi ilişkiler kurmaya çalıştı, kendi güvenlik stratejisini çoklu ortaklıklarla geliştirmeye çalıştı, dengeli bir politika izledi… Özünde hep sabit, sağlam değerlere sahip çıkmak var. Bu değerler Fransız İhtilalinin üçlüsü özgürlük, eşitlik, kardeşlik ve ek olarak da adalet. Ve buranın toprağında olan, insanı merkeze almak. İkinci kafiye dönemi Türkiye’nin acı dersler çıkardığı bir dönem. Birinci Cihan Harbini, Kurtuluş Savaşını yaşadığı için aşırılıkların neler kaybettirebildiğini ve iç huzurun olmamasının, iç çatışmaların abartılmasının neler kaybettirdiğini tecrübe etti. Üçüncü kafiye döneminde Türkiye hep kalkınmayı, demokrasiyi içinde taşıdı. Çok köklü reformlar yaptı ama Rus modernleşmesi kadar keskin değildi. Bu değerler bana şunu gösteriyor. Türkiye bugünkü bilinmezlik döneminde Cumhuriyet’in kurucu değerlerine riayet etmek durumunda. Evrensel olan bu güzel değerler üzerinden siyaset üretmek Türkiye’nin yapacağı şey olduğuna inanıyorum.</p><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;"><br /></p><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;"><span style="background-color: transparent; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">İnsana değer vermek deyince, Osmanlı’dan miras tüm nüfusu kapsayacak bir Türklük anlayışı en azından düşünce şekli vardı fakat bu olmadı. Tüm nüfus “Ne mutlu Türküm diyene” şemsiyesi altına alınmadı…</span></p><p><span style="background-color: white; color: #5e5e5e; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 20px; font-variant-ligatures: normal; font-weight: 600; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;"></span></p><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;">Atatürkçü milliyetçiliği yani Cumhuriyet’in kurduğu milliyetçilik aslında hibrittir. Osmanlıcılık her kesimin kolektif kimliğinin tanındığı ve mecliste temsil edildiği, anayasa yoluyla haklarının güvence altına alındığı bir düşünce sistemiydi. Olmadı, neredeyse oluyordu ama. Boş bir çaba değildi. Olmayınca İslamcılığı tercih etti çünkü elde ağırlıklı olarak Müslümanlar kalmıştı. Arap ve Arnavut ayaklanmalarıyla o da olmadı. Sonra Türkçülük denendi. Cumhuriyetin büyük başarısı, Osmanlıcılığın vatandaş kavramını ve Türkçülüğün Türk kavramını alıp, beraber işler hale getirmesidir. Bu, bir ideali ortaya koyar. Arada çok da istenmeyen başka şeyler de yaşandı. Ancak tarihe merhametle, şefkatle bakmak gerektiğini düşünürüm, tıpkı Naziler tarafından sırtından vurulan W. Benjamin’in dediği gibi. Sırf o idealin varlığı, bu kadar başarıyla ortaya konması bile takdiri hak ediyor. Cumhuriyetin kurucu değerlerine bağlı kalmak gerekiyor. Ama zaman değişiyor. Onları aynen uygulamak değil, hep birlikte iyileştirmek durumundayız. Ruhunu, özünü almak, ama o özü şu anki zamana ve hatta muhtemel yarına uyarlamak zorundayız. </p><p style="background-color: white; border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; orphans: 2; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration-thickness: initial; vertical-align: bottom; widows: 2;">Karel Valansi, Şalom Gazetesi 18 Ekim 2023 <a href="https://www.salom.com.tr/haber/129743/cumhuriyetin-yeni-yuzyili-ve-kafiye-cagi">https://www.salom.com.tr/haber/129743/cumhuriyetin-yeni-yuzyili-ve-kafiye-cagi</a></p><p></p><div class="separator" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><br /></div><p></p>karel valansihttp://www.blogger.com/profile/06445425383508522078noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1335535367773435832.post-89630723810359239712023-10-17T13:43:00.000+03:002023-11-24T17:52:54.325+03:00Turkey Recap / What comes next for Hamas members in Turkey?<div class="page" title="Page 1"><div class="section"><div class="layoutArea"><div class="column"><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; background-color: white; color: #404040; font-family: "SF Pro Display", -apple-system, system-ui, Inter, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol"; font-size: 17px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 1.6em; margin: 0 0 var(--size-20) 0; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;"><span style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0;"></span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj8wrHe0klT5o7oq93Mm02iFG6D2B0YAh7m0W6wOrlzHvL7toc3b8qCZ7YSpMW6JQzleVOY87X-B2R5pQgLfqyDRIjCoJb7OBwAPVrma4-9vGF9f8aimS8xo4lR4HA5qu23Uq0dbCvO7BXrbF2czuS4ETrh36Pg8ynOnxhOe65NBc6vgDYUmS2S8WXqOsqU/s1000/d6c0215f-068e-4f1e-a083-a795465877d4_1000x657.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="657" data-original-width="1000" height="210" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj8wrHe0klT5o7oq93Mm02iFG6D2B0YAh7m0W6wOrlzHvL7toc3b8qCZ7YSpMW6JQzleVOY87X-B2R5pQgLfqyDRIjCoJb7OBwAPVrma4-9vGF9f8aimS8xo4lR4HA5qu23Uq0dbCvO7BXrbF2czuS4ETrh36Pg8ynOnxhOe65NBc6vgDYUmS2S8WXqOsqU/s320/d6c0215f-068e-4f1e-a083-a795465877d4_1000x657.jpg" width="320" /></a></div>Over the last decade, the far western suburbs of İstanbul have begun to resemble a safe haven for diverse foreign communities, including a <a href="https://turkeyrecap.substack.com/p/leaving-kabul-for-istanbul-a-new" rel="" style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; color: var(--print_on_web_bg_color, var(--color-primary));">new Afghan diaspora</a><span style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0;">, long-time Syrian refugees and exiled members of Egypt’s Muslim Brotherhood.</span><p></p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; background-color: white; color: #404040; font-family: "SF Pro Display", -apple-system, system-ui, Inter, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol"; font-size: 17px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 1.6em; margin: 0 0 var(--size-20) 0; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;"><span style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0;">Among them are also several </span><a href="https://www.voanews.com/a/usa_us-criticizes-turkey-hosting-hamas-leaders/6194990.html" rel="" style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; color: var(--print_on_web_bg_color, var(--color-primary));">senior figures of Hamas</a><span style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0;">, the Islamist militant party governing Gaza which the US, EU and Israel designate as a terrorist group, but Turkey does not.</span></p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; background-color: white; color: #404040; font-family: "SF Pro Display", -apple-system, system-ui, Inter, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol"; font-size: 17px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 1.6em; margin: 0 0 var(--size-20) 0; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;"><span style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0;">Following the group’s Oct. 7 surprise attack and amid Israel’s bombing campaign with prospects for a “</span><a href="https://x.com/IsraeliPM/status/1710867502194995420?s=20" rel="" style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; color: var(--print_on_web_bg_color, var(--color-primary));">long and difficult war</a><span style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0;">” as stated by Israeli PM Benjamin Netanyahu, the presence of Hamas members in Turkey will likely come under increasing scrutiny.</span></p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; background-color: white; color: #404040; font-family: "SF Pro Display", -apple-system, system-ui, Inter, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol"; font-size: 17px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 1.6em; margin: 0 0 var(--size-20) 0; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;">While the Israeli government is expected to press Ankara to stop hosting Hamas figures, Israel’s mounting military response and the images of human suffering it will produce, have already and will continue to stir Turkish public sentiments, which are by a large majority pro-Palestine.</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; background-color: white; color: #404040; font-family: "SF Pro Display", -apple-system, system-ui, Inter, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol"; font-size: 17px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 1.6em; margin: 0 0 var(--size-20) 0; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;">This trend, and a threatened ground operation in Gaza, will put counter-pressure on Turkish Pres. Recep Tayyip Erdoğan not to heed future Israeli requests, placing recent progress on restoring bilateral ties at risk, analysts told Turkey recap.</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; background-color: white; color: #404040; font-family: "SF Pro Display", -apple-system, system-ui, Inter, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol"; font-size: 17px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 1.6em; margin: 0 0 var(--size-20) 0; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;"><span style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0;">“There are still a significant number of lower-level Hamas people in overt Hamas offices in Turkey,” said </span><a href="https://twitter.com/Levitt_Matt?ref_src=twsrc%5Egoogle%7Ctwcamp%5Eserp%7Ctwgr%5Eauthor" rel="" style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; color: var(--print_on_web_bg_color, var(--color-primary));">Matthew Levitt</a><span style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0;">, Fromer-Wexler fellow and director of the Jeanette and Eli Reinhard Program on Counterterrorism and Intelligence at the Washington Institute.</span></p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; background-color: white; color: #404040; font-family: "SF Pro Display", -apple-system, system-ui, Inter, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol"; font-size: 17px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 1.6em; margin-bottom: 0px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;">“Turkey sees these people as members of the political wing of Hamas and, therefore, legitimate,” Levitt continued. “But this just feeds into the myth that there are distinct wings between Hamas, which is not true.” </p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; background-color: white; color: #404040; font-family: "SF Pro Display", -apple-system, system-ui, Inter, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol"; font-size: 17px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 1.6em; margin-bottom: 0px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;"><b>Support Network</b></p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; background-color: white; color: #404040; font-family: "SF Pro Display", -apple-system, system-ui, Inter, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol"; font-size: 17px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 1.6em; margin-bottom: 0px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;">Faced with Israeli blockades since 2007, Hamas relies on a host of nations and organisations for support, including Iran, Qatar, Turkey, Egypt and Hezbollah in Lebanon. Turkish officials claim their role is mainly political, with Erdoğan hosting former Hamas head Khaled Mashaal shortly after the group won elections in 2006, immediately raising questions about Ankara's stance on Israeli politics.</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; background-color: white; color: #404040; font-family: "SF Pro Display", -apple-system, system-ui, Inter, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol"; font-size: 17px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 1.6em; margin-bottom: 0px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;">Over time, Ankara was accused of funding Hamas by diverting aid from the Turkish Cooperation and Coordination Agency. In 2020, an Israeli diplomat also claimed Turkey had given passports to a dozen Hamas members.</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; background-color: white; color: #404040; font-family: "SF Pro Display", -apple-system, system-ui, Inter, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol"; font-size: 17px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 1.6em; margin-bottom: 0px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;">Sympathy for the Palestinian cause got a boost under the leadership of former Turkish PM Ahmet Davutoğlu, <b>according to Karel Valansi, an author and political columnist at Turkey's Şalom newspaper and T24.</b></p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; background-color: white; color: #404040; font-family: "SF Pro Display", -apple-system, system-ui, Inter, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol"; font-size: 17px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 1.6em; margin-bottom: 0px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;">"Although Prime Minister Necmettin Erbakan aimed to increase Ankara's ties with Hamas and deteriorate Turkish-Israeli ties, it was not until the Davutoğlu era in foreign policy under the AKP rule that this goal materialised," <b>Valansi</b> told Turkey recap, referring to Davutoğlu's 2009-2014 tenure as foreign minister, when he pushed for a more active Turkey in regional developments.</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; background-color: white; color: #404040; font-family: "SF Pro Display", -apple-system, system-ui, Inter, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol"; font-size: 17px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 1.6em; margin-bottom: 0px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;">Through this period, Israel-turkey stains grew, most memorably through Erdoğan's "one minute" speech and the Mavi Marmara incident, but economic and security relations continued. Attempts at normalising ties also persisted with repeated Israeli appeals requesting the deportation of Hamas officials from Turkey.</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; background-color: white; color: #404040; font-family: "SF Pro Display", -apple-system, system-ui, Inter, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol"; font-size: 17px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 1.6em; margin-bottom: 0px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;">Eventually, in 2015, Ankara expelled Saleh AL-Arouri, an exiled senior Hamas leader, who "no question" was orchestrating attacks from turkey, according to Levitt. "This was, I think, the largest sticking point from the Israeli side in Israeli-Turkish reconciliation," Lewitt told Turkey recap.</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; background-color: white; color: #404040; font-family: "SF Pro Display", -apple-system, system-ui, Inter, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol"; font-size: 17px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 1.6em; margin-bottom: 0px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;">Bilateral relations eventually improved, Ankara and Israel exchanged ambassadors in 2022, but parallel negotiations for Ankara to expel other Hamas members broke down the same year, with then-FM Mevlüt Çavuşoğlu reiterating Ankara's stance as the reasoning: "We do not see Hamas as a terrorist organization."</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; background-color: white; color: #404040; font-family: "SF Pro Display", -apple-system, system-ui, Inter, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol"; font-size: 17px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 1.6em; margin-bottom: 0px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;">Al-Arouri still visits Turkey occasionally and is seen at events, Israeli Ambassador to turkey Irit Lillian told Reuters, adding "I think it just strengthens our point that Hamas should not have an office or any kind of activity, neither in Turkey nor anywhere else in the world."</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; background-color: white; color: #404040; font-family: "SF Pro Display", -apple-system, system-ui, Inter, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol"; font-size: 17px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 1.6em; margin-bottom: 0px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;"><b>Present Day</b></p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; background-color: white; color: #404040; font-family: "SF Pro Display", -apple-system, system-ui, Inter, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol"; font-size: 17px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 1.6em; margin-bottom: 0px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;">This brings us to the present day, which places the Turkish government in a bind between previous regional rapprochement efforts and looming fallout from the Israel-Hamas war, all while former Hamas leader Marshal can meet freely with the group's current head, Ismail Haniyeh, in a guarded hotel suite in Küçükçekmece.</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; background-color: white; color: #404040; font-family: "SF Pro Display", -apple-system, system-ui, Inter, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol"; font-size: 17px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 1.6em; margin-bottom: 0px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;">"Turkey's role as a mediator in regional conflicts is consistent with the balanced foreign policy it has been pursuing recently," <b>Valansi</b> said. "Erdoğan's direct access to Hamas leadership is another positive attribute."</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; background-color: white; color: #404040; font-family: "SF Pro Display", -apple-system, system-ui, Inter, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol"; font-size: 17px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 1.6em; margin-bottom: 0px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;">She continued, "However, the fact that Turkey does not recognise Hamas as a terrorist organization and mistrust already exists between Israel and Turkey may jeopardise any initiative Ankara wishes to take on this issue."</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; background-color: white; color: #404040; font-family: "SF Pro Display", -apple-system, system-ui, Inter, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol"; font-size: 17px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 1.6em; margin-bottom: 0px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;">Full story: https://turkeyrecap.substack.com/p/what-comes-next-for-hamas-members</p><p style="--tw-border-spacing-x: 0; --tw-border-spacing-y: 0; --tw-ring-color: rgb(59 130 246 / 0.5); --tw-ring-offset-color: #fff; --tw-ring-offset-shadow: 0 0 #0000; --tw-ring-offset-width: 0px; --tw-ring-shadow: 0 0 #0000; --tw-rotate: 0; --tw-scale-x: 1; --tw-scale-y: 1; --tw-scroll-snap-strictness: proximity; --tw-shadow-colored: 0 0 #0000; --tw-shadow: 0 0 #0000; --tw-skew-x: 0; --tw-skew-y: 0; --tw-translate-x: 0; --tw-translate-y: 0; background-color: white; color: #404040; font-family: "SF Pro Display", -apple-system, system-ui, Inter, "Segoe UI", Roboto, Helvetica, Arial, sans-serif, "Apple Color Emoji", "Segoe UI Emoji", "Segoe UI Symbol"; font-size: 17px; font-variant-ligatures: normal; line-height: 1.6em; margin-bottom: 0px; orphans: 2; text-decoration-thickness: initial; widows: 2;"><br /></p></div></div></div></div>karel valansihttp://www.blogger.com/profile/06445425383508522078noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1335535367773435832.post-33912981211559103272023-10-08T13:05:00.003+03:002023-10-16T13:07:59.433+03:00“Yaşanan terör saldırılarından etkilenmemiş tek bir hane yok İsrail´de"<p></p><div class="separator" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEjj03lW8XxpJUK-CczfVIPCrLs36MPEq8CtakjpqZP7_hQdfugSyxXROxQweLd_pc8mrcrpTBqRP4vTj2MGLq3QGPM-FUMXK9_AE8YGOJTVtjPDpmNLb2bcf8Are0L5duiwrnneEAZ8RUBUc_gESkSBMt1yEwhITmWN0NI3sILjZxBReVtr8KZ5fSigDqxI" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="" data-original-height="486" data-original-width="864" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEjj03lW8XxpJUK-CczfVIPCrLs36MPEq8CtakjpqZP7_hQdfugSyxXROxQweLd_pc8mrcrpTBqRP4vTj2MGLq3QGPM-FUMXK9_AE8YGOJTVtjPDpmNLb2bcf8Are0L5duiwrnneEAZ8RUBUc_gESkSBMt1yEwhITmWN0NI3sILjZxBReVtr8KZ5fSigDqxI=w400-h225" width="400" /></a></div><span style="background-color: white; caret-color: rgb(94, 94, 94); color: #5e5e5e; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 20px; font-weight: 600;">İsrail´in Ankara Büyükelçisi İrit Lillian ve İsrail´in İstanbul Başkonsolosu Rami Hatan pazar günü düzenledikleri çevrimiçi basın toplantısında İsrail´deki son durumu paylaştı ve gazetecilerin sorularını yanıtladılar.</span><p></p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">İsrail’in Ankara Büyükelçisi İrit Lillian, cumartesi sabahı yaşanan terör saldırılarında resmi rakamlara göre 300’den fazla sivil ve kamu çalışanının öldüğünü, 1800 yaralının bulunduğunu, onlarca kişinin ve cenazenin Gazze’ye kaçırıldığı açıkladı. İsrail şehirlerine yönelik 3000’den fazla roket saldırısının yanı sıra hava, kara ve deniz yoluyla Gazze’den İsrail’e giren Hamas militanlarının sivilleri evlerine girerek öldürdüğünü belirtti. Lillian ayrıca İsrail’in Hamas militanlarının saldırdığı bölgelerdeki kontrolü geri aldığını söyledi.</p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Cumartesi günkü saldırılara verilen karşılığın bir operasyon değil bir savaş olduğunu, teröre karşı bir savaş verildiğini belirten Lillian, saldırıları bölgesel istikrarı sarsmaya yönelik bir teşebbüs olarak niteledi. Gazze’de yaşanan her şeyden Hamas ve İslami Cihad örgütlerinin sorumlu olduğunu hatırlattı.</p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Lillian’dan sonra söz alan İsrail’in İstanbul Başkonsolosu Rami Hatan da yaşanmakta olanın bir savaş olduğunu söyledi. İsrail’in Hamas’ın girmeye zorladığı bir savaşın içinde olduklarını belirtti. Saldırılarının zamanının ise İsrail’in Gazze halkının durumunu iyileştirmeye yönelik olumlu adımlar attığı dönemde yapıldığına dikkat çeken başkonsolos, yakın zamanda İsrail’in 24 bin Gazzeliye İsrail’de çalışma izni verdiğini, Gazze gazının çıkarılması için yardımcı olduklarını hatırlattı.</p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Normalleşme yolunda olan Türkiye-İsrail ilişkilerini bu gelişmeler karşısında nasıl etkileneceği üzerine soruya karşılık Büyükelçi, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve bazı siyasetçilerin yayınladıkları mesajları destek verici bulduklarını ancak bazı isimlerin açıklamalarını şaşırtıcı bulduklarını belirtti. Büyükelçi, “Terörizmi çok yakından tanıyan Türkiye’den daha fazla empati bekliyorduk,” dedi. Filistin meselesinin Türk siyasetinde ve sivil toplumunda özel bir yeri olduğunu bildiğini söyleyen Lillian, buna rağmen yaşanan barbarca saldırıda yapılanların hiçbir ahlaki hedefe hizmet etmediğinin anlaşılması gerektiğini söyledi. Lillian ayrıca, “Türkiye-İsrail ilişkilerinde süregelen normalleşme yaşananlardan etkilenmemeli, yapıcı diyalog ile ilişkimizi ilerletmeliyiz,” dedi.</p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;"><span style="border: 0px; box-sizing: border-box; font-size: x-small; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;"><span style="border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">“Hiçbir gerekçe bu cani saldırıyı meşru kılmıyor”</span></span></p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Saldırının nedeni üzerine sorulan bir soruya Lillian, “Bu saldırı için birçok gerekçe sunuluyor, ancak hiçbiri bu kadar canice bir saldırıyı meşru kılmıyor,” diyerek karşılık verdi. Hatan ise dikkatleri İran’a çekerek “İran’ın başka bir terör örgütünü kışkırtarak yeni bir cephe açmaya çalışmadığından emin olmalıyız. Çünkü buna vereceğimiz tepki çok daha büyük olur” dedi. Hamas’ın İsrail’i yok etmek istediğini ve İran desteğini aldığını belirten Lillian, Tahran’ın yaşanan saldırıları öven tweet’inin tepkiler üzerine X (Twitter) medya şirketi tarafından kaldırıldığını hatırlattı.</p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Türkiye’deki Hamas bürolarının kapatılması ve her türlü faaliyetine son verilmesi çağrısını yenileyen Lillian, Hamas’ın Türkiye’de faaliyet gösteren en önemli isminin Hamas Siyasi Büro Şefi Salih El Aruri olduğunu belirtti. Türkiye ve farklı Ortadoğu ülkelerinde ikamet eden Aruri’nin Türkiye’de düzenlenen farklı tören ve etkinliklere katıldığını söyledi ve insanlığa karşı suç işlemekten yargılanması gereken bir kişinin sadece Türkiye’de değil dünyanın hiçbir yerinde terör faaliyetlerini yürütmek üzere bir ofisi olmaması gerektiğini belirtti. Aruri’nin yaşananları büyük bir gururla izlediği görüntülerin servis edildiğini belirten büyükelçi, bir terör örgütü liderinin hiçbir ülkeden o örgütü komuta etmemesi gerektiğini dile getirdi.</p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Hamas saldırısının kutuplaşmış olan ülkeyi bir araya getirdiğini, muhalefet ile iktidarın birlikte çalıştığını, savaş halinin bitimine kadar güvenlik, istihbarat veya bir başka kuruma suç yüklenmeyeceğini belirten Hatan ve Lillian “şu an karşılık verme zamanı,” dediler ve eklediler: “Savaş hali bitiminde tüm bu konular masaya yatırılacaktır.” Aynı şekilde, mevcut durumda arabuluculuktan söz etmek için erken olduğunu belirten Lillian; “Arabuluculuk konusu daha sonra konuşulacak. Şu an ölülerimizi sayıyoruz, vahşice kaçırılan ve Gazze’de rehin tutulan çocuk, yaşlı, kadın, erkek vatandaşlarımız var. Kaçırılanların evlerine dönmesini ve bölgeye yeniden sükunet gelmesini istiyoruz. Şu an arabuluculuk konusunu konuşma değil yapılanlara karşılık verme zamanı,” dedi.</p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Karel Valansi, Şalom Gazetesi, 8 ekim 2023 <a href="https://www.salom.com.tr/haber/129656/yasanan-teror-saldirilarindan-etkilenmemis-tek-bir-hane-yok-israilde">https://www.salom.com.tr/haber/129656/yasanan-teror-saldirilarindan-etkilenmemis-tek-bir-hane-yok-israilde</a></p>karel valansihttp://www.blogger.com/profile/06445425383508522078noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1335535367773435832.post-35867074124486632842023-10-01T17:00:00.000+03:002023-10-16T13:12:45.931+03:00CNNTürk 5N1K / İsrail - Suudi Arabistan ilişkisinin geleceğini konuştuk<p>CNNTürk 5N1K / İsrail - Suudi Arabistan ilişkisinin geleceğini konuştuk. 10.45 Dk'dan itibaren izleyebilirsiniz.</p><p><br /></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen="" class="BLOG_video_class" height="266" src="https://www.youtube.com/embed/p71VF-wUhHA" width="320" youtube-src-id="p71VF-wUhHA"></iframe></div><br /><p><br /></p>karel valansihttp://www.blogger.com/profile/06445425383508522078noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1335535367773435832.post-59696144510407616202023-08-16T11:26:00.001+03:002023-08-23T11:29:49.408+03:00Labirentlerle dolu bir süreç olarak Suudi Arabistan-İsrail normalleşmesi<p></p><div class="separator" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEg2zemL7x9hAGy8G7GYBlO7-fDrxQH--o2-chbJSrwnpQWXo2QYqS7s5nOxCwOsz4JNRORhPqHkqZoMYFFRJg2JrqbI45dej6yvbu7IjF0HXRtdGqSbzeJzWwUQg7BBXfmiMpba6wOLDQwMH5QdipcYo4u01zmorc4H2AfzhEPTbP4yuGtKbMWN1P_1yX0d" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="" data-original-height="300" data-original-width="600" height="160" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEg2zemL7x9hAGy8G7GYBlO7-fDrxQH--o2-chbJSrwnpQWXo2QYqS7s5nOxCwOsz4JNRORhPqHkqZoMYFFRJg2JrqbI45dej6yvbu7IjF0HXRtdGqSbzeJzWwUQg7BBXfmiMpba6wOLDQwMH5QdipcYo4u01zmorc4H2AfzhEPTbP4yuGtKbMWN1P_1yX0d" width="320" /></a></div><span style="caret-color: rgb(51, 51, 51); color: #333333; font-family: Roboto, Arial, sans-serif; font-size: 16px;">Son birkaç haftadır Suudi Arabistan ile İsrail arasındaki ilişkileri normalleştirme yolunda adımlar atıldığını, bu konuda ABD ve Suudi yetkililerin görüşmeler yürüttüğünü okuyoruz. Adeta Biden yönetiminin Orta Doğu konusundaki</span><span style="caret-color: rgb(51, 51, 51); color: #333333; font-family: Roboto, Arial, sans-serif; font-size: 16px;"> </span><span style="box-sizing: border-box; caret-color: rgb(51, 51, 51); color: #333333; font-family: Roboto, Arial, sans-serif; font-size: 16px; font-weight: 700;"><a href="https://www.haaretz.com/us-news/2023-08-10/ty-article-magazine/.highlight/how-thomas-friedman-became-the-de-facto-u-s-ambassador-of-israels-protest-movement/00000189-decf-d8ec-a3bb-ffff21050000" style="box-sizing: border-box; color: var(--color-brand-blue); text-decoration: none; transition: all 0.3s ease;">sözcüsü</a></span><span style="caret-color: rgb(51, 51, 51); color: #333333; font-family: Roboto, Arial, sans-serif; font-size: 16px;"> </span><span style="caret-color: rgb(51, 51, 51); color: #333333; font-family: Roboto, Arial, sans-serif; font-size: 16px;">konumunu alan New York Times yazarı Thomas</span><span style="caret-color: rgb(51, 51, 51); color: #333333; font-family: Roboto, Arial, sans-serif; font-size: 16px;"> </span><a href="https://www.nytimes.com/2023/07/27/opinion/israel-saudi-arabia-biden.html" style="box-sizing: border-box; caret-color: rgb(51, 51, 51); color: var(--color-brand-blue); font-family: Roboto, Arial, sans-serif; font-size: 16px; text-decoration: none; transition: all 0.3s ease;"><span style="box-sizing: border-box; font-weight: 700;">Friedman</span></a><span style="caret-color: rgb(51, 51, 51); color: #333333; font-family: Roboto, Arial, sans-serif; font-size: 16px;">’ın aktardığına göre Suudiler ABD’den, NATO’dakine benzer bir güvenlik anlaşması, sivil nükleer program desteği ve gelişmiş Amerikan silahlarını satın alabilmeyi talep ediyor. ABD ise Yemen’deki savaşın bitirilmesini, Filistin yönetimine daha önce görülmemiş ölçüde bir yardımın yapılmasını ve Çin ile ilişkilerini sınırlamasını istiyor. Friedman’a göre, Suudilerin İsrail’den talebi ise iki devletli çözümün masada kalması olacak.</span><p></p><p style="box-sizing: border-box; caret-color: rgb(51, 51, 51); color: #333333; font-family: Roboto, Arial, sans-serif; font-size: 16px; margin: 0px 0px 20px;">İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen’in <a href="https://www.wsj.com/articles/south-korea-is-amodel-formiddle-east-peace-defense-umbrella-iran-nuclear-weapons-388646ba" style="box-sizing: border-box; color: var(--color-brand-blue); text-decoration: none; transition: all 0.3s ease;"><span style="box-sizing: border-box; font-weight: 700;">Wall Street Journal</span></a>’a yazdığı makaleden de olası bir normalleşme için Suudilerin ABD’nin İran nükleer tehdidine karşı kendilerini korumasını beklediklerini ve bu koşulun İsrail tarafından da desteklendiğini öğreniyoruz. Bunun için Kore örneğini ön plana çıkarıyor Cohen. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise İsrailli gazetecilere vermediği mülakatları yabancı gazetelere vermeye devam ediyor. <a href="https://www.bloomberg.com/news/newsletters/2023-08-07/netanyahu-touts-deeper-israel-saudi-ties" style="box-sizing: border-box; color: var(--color-brand-blue); text-decoration: none; transition: all 0.3s ease;"><span style="box-sizing: border-box; font-weight: 700;">Bloomberg</span></a>’e verdiği röportajda, Suudi Arabistan ile olası bir normalleşmeyi her iki tarafı da ihya edecek ekonomik bir barış olarak tanımlıyor. İlginç olan Filistin meselesinin önemini yok sayarak “artık yaptım demek için yapılan, yapılacaklar listesinde üzeri çizilmesi gereken bir madde” olarak tanımlaması. Benzer bir bakış açısını Friedman’ın makalesinde de görüyoruz. “Suudiler Filistin meselesiyle özel olarak ilgilenmiyor veya barış sürecinin incelikleri hakkında bilgi sahibi değil,” diyor yazar. Ancak durum pek de öyle değil. </p><p style="box-sizing: border-box; caret-color: rgb(51, 51, 51); color: #333333; font-family: Roboto, Arial, sans-serif; font-size: 16px; margin: 0px 0px 20px;">ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın Mayıs ayından itibaren iki kere Suudi Arabistan’ı ziyaret etmesi, Biden yönetiminin Suudi Arabistan- İsrail normalleşmesine ne kadar önem verdiğini ve başarılı olması durumunda Biden’ın Orta Doğu’daki imzasını oluşturacağını söylemek mümkün. Ancak Joe Biden’ın 2020 seçim vaatlerine baktığımızda, Trump’ın Orta Doğu politikasını özellikle Suudi Arabistan ile yakın ilişkisini sert bir dille eleştirdiğini ve gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın veliaht prensin emriyle öldürüldüğüne inandığını söylediğini hatırlayabiliriz. Öyle ki insan haklarını hiçe sayan “parya devlet” (<em style="box-sizing: border-box;">pariah state</em>) olarak tanımladığı Suudi Arabistan’ı dışlama politikası güdeceğini de söylemişti. Fakat Ukrayna savaşı, petrol fiyatlarının dengesizliği, Çin rekabeti nedeniyle evdeki hesap çarşıya uymadı ve Temmuz 2022’de çok <a href="https://theconversation.com/biden-once-wanted-to-make-saudi-arabia-a-pariah-so-why-is-he-playing-nice-with-the-kingdoms-repressive-rulers-now-186784" style="box-sizing: border-box; color: var(--color-brand-blue); text-decoration: none; transition: all 0.3s ease;"><span style="box-sizing: border-box; font-weight: 700;">eleştirilen</span></a> Suudi Arabistan ziyaretini gerçekleştirdi. Ancak bu ziyaret ikili ilişkilere verilen zararı karşılamaya yetmedi. Bir yandan İran tehdidi bir yandan ABD’nin bölgeden çıkma adımları ile karşı karşıya kalan Suudi Arabistan kendisine farklı bir yol çizmeye başladı.</p><p style="box-sizing: border-box; caret-color: rgb(51, 51, 51); color: #333333; font-family: Roboto, Arial, sans-serif; font-size: 16px; margin: 0px 0px 20px;"><img alt="" height="338" src="https://media-cdn.t24.com.tr/media/library/2023/08/1692087408336-v.jpg" style="border: 0px; box-sizing: border-box; display: block; margin-left: auto; margin-right: auto; max-width: 100%; object-fit: cover; vertical-align: middle;" width="600" /></p><p style="box-sizing: border-box; caret-color: rgb(51, 51, 51); color: #333333; font-family: Roboto, Arial, sans-serif; font-size: 16px; margin: 0px 0px 20px;">Ekonomik can damarı olan <a href="https://t24.com.tr/yazarlar/karel-valansi/orta-dogu-nun-yalnizligi,24877" style="box-sizing: border-box; color: var(--color-brand-blue); text-decoration: none; transition: all 0.3s ease;"><span style="box-sizing: border-box; font-weight: 700;">Aramco</span></a> tesislerine Eylül 2019’da yapılan saldırı sonrasında ABD’nin İran’ı cezalandıracak adımları atmaktan imtina etmesi nedeniyle Suudi Arabistan bir müttefik olarak ABD’nin güvenilirliğini sorgulamaya başlamıştı bile. O tarihten itibaren Suudi Arabistan, <a href="https://www.fpri.org/article/2023/04/saudi-arabias-reluctant-regionalism/" style="box-sizing: border-box; color: var(--color-brand-blue); text-decoration: none; transition: all 0.3s ease;"><span style="box-sizing: border-box; font-weight: 700;">bölgeselleşme</span></a>, müreffeh bölge için rekabet değil <a href="https://www.orfonline.org/expert-speak/the-arab-league-summit/" style="box-sizing: border-box; color: var(--color-brand-blue); text-decoration: none; transition: all 0.3s ease;"><span style="box-sizing: border-box; font-weight: 700;">işbirliği</span></a> söylemleri ve arabuluculuk çabalarıyla dikkat çekmeye başladı. Bu çabaya yakın tarihte Sudan’da ve Ukrayna savaşında da tanık olduk. ABD’ye karşı oluşan güvensizliğinin devam ettiğini ise, ezberleri bozacak şekilde İran ile yeniden diplomatik ilişki kurması ve bunu Çin aracılığıyla yapmasından görebiliyoruz. Bu gelişmeyi Çin’in Orta Doğu’daki yükselişinden çok Suudi Arabistan’ın ABD’ye mesaj vermek için seçtiği bir yol olarak yorumluyorum. Yani bu diplomatik başarıyı Biden’ın yarattığı hayal kırıklığı nedeniyle Pekin’e verilen bir hediye olarak düşünebiliriz. Böylece Washington’un dikkatini çekmek ve kendisini hatırlatmak istiyordu, bunu da başardı. ABD ise Suudi Arabistan- İsrail normalleşmesi üzerinden Orta Doğu’da hala oyun kurucuyum diyor. Burada önemli bir konuyu da hatırlatmak gerek. Her ne kadar Çin bir çok açıdan ABD’nin yerini tutamasa da, unutmamak gerekir ki 2030 Vizyonu ile gelirlerini çeşitlendirmeyi amaçlayan Suudi ekonomisi hâlâ petrole bağımlı ve <a href="https://oilprice.com/Latest-Energy-News/World-News/Saudi-Arabia-Beats-Russia-Again-To-Top-Chinese-Oil-Supplier-Spot.html" style="box-sizing: border-box; color: var(--color-brand-blue); text-decoration: none; transition: all 0.3s ease;"><span style="box-sizing: border-box; font-weight: 700;">Çin</span></a>, Suudi Arabistan’ın en büyük müşterisi.</p><p style="box-sizing: border-box; caret-color: rgb(51, 51, 51); color: #333333; font-family: Roboto, Arial, sans-serif; font-size: 16px; margin: 0px 0px 20px;">Suudi Arabistan-İsrail normalleşmesine gelirsek, bunun Washington’da görkemli bir tören ve el sıkışılan tarihi fotoğraflarla gerçekleşeceğini düşünmüyorum. Suudi Arabistan’ın İbrahim Anlaşmalarına katılacağı da beklenmiyor. Ancak İbrahim Anlaşmalarından alınan dersler ışığında bu pazarlıkların içinde Filistin meselesinin daha net bir şekilde yer alacağını öngörüyorum. Yani bu konunun Netanyahu ve Friedman’ın belirttikleri gibi önemsiz olduğunu düşünmüyorum. Tam tersine, Suudi Arabistan gibi sembol bir ülkenin yapacağı anlaşmanın meşruiyeti için Filistin meselesinde elle tutulur bir gelişme şart. Son Arap Birliği Zirvesi <a href="https://www.arabnews.com/node/2306806/saudi-arabia" style="box-sizing: border-box; color: var(--color-brand-blue); text-decoration: none; transition: all 0.3s ease;"><span style="box-sizing: border-box; font-weight: 700;">deklarasyonunu</span></a> ve bir kaç gün önce Suudi Arabistan’ın Ürdün büyükelçisinin ilk kez yapılan bir atamayla aynı zamanda Filistin Yönetimi ve Kudüs’ün (ikamet etmeyen) başkonsolosu olarak görevlendirilmesini Filistin meselesinin önemini İsrail’e hatırlatan bir mesaj olarak okuyabiliriz.</p><p style="box-sizing: border-box; caret-color: rgb(51, 51, 51); color: #333333; font-family: Roboto, Arial, sans-serif; font-size: 16px; margin: 0px 0px 20px;">Ancak bir de labirentimiz mevcut. Her şey yolunda gitse dahi Suudi Arabistan bu başarının mimarının Biden olmasını istemiyor. Yani zamana yayıp ABD seçimlerini bekleyebilir. Biden ise bir yandan bu başarıya ihtiyaç duyarken, bir yandan da yargı reformu adına yapılanlar nedeniyle Netanyahu başbakanlığında bu normalleşmenin gerçekleşmesine gönlü razı değil. Netanyahu ise “bir başka ligin oyuncusu” söyleminden çoktan vazgeçti. Olası bir normalleşmeyi politik kazanç olarak değil üzerindeki iç ve dış baskıyı azaltmak için kullanmak isteyecektir. Her hâlükârda, Suudi’lerin talep edeceği Filistin meselesi ile ilgili en ufak bir iyileşmeyi, başında bulunduğu aşırı sağcı ve dinci koalisyonla gerçekleştirmesi imkansıza yakın. Oysa İsrail Dışişleri Bakanı <a href="https://www.ynet.co.il/news/article/sy97blw33" style="box-sizing: border-box; color: var(--color-brand-blue); text-decoration: none; transition: all 0.3s ease;"><span style="box-sizing: border-box; font-weight: 700;">Cohen’e göre</span> </a>normalleşmenin eli kulağında ve buna engel olan “İsrail toplumunu parçalayan protestocular.” </p><p style="box-sizing: border-box; caret-color: rgb(51, 51, 51); color: #333333; font-family: Roboto, Arial, sans-serif; font-size: 16px; margin: 0px 0px 20px;">Son olarak, Suudi Arabistan- İsrail normalleşmesini bir sonuç olarak değil bir süreç olarak değerlendirmek gerekir. Bu normalleşme aslında Arap Baharı’ndan beri devam ediyor. O dönemki Sünni-Şii gerginliğinde İsrail, ortak <a href="http://www.karelvalansi.com/2018/10/israil-icin-her-yol-irana-ckyor.html" style="box-sizing: border-box; color: var(--color-brand-blue); text-decoration: none; transition: all 0.3s ease;"><span style="box-sizing: border-box; font-weight: 700;">İran tehdidi</span></a> karşısında Sünni bloğun doğal bir üyesi kabul edilmişti. 2014 yılında dönemin İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor <a href="https://www.haaretz.com/2014-04-15/ty-article/saudi-arabia-denies-israels-claim-of-talks/0000017f-e13d-d9aa-afff-f97de4c70000" style="box-sizing: border-box; color: var(--color-brand-blue); text-decoration: none; transition: all 0.3s ease;"><span style="box-sizing: border-box; font-weight: 700;">Lieberman</span></a>Suudi Arabistan ile gizli görüşmelerin başladığını duyurmuştu. 2020’deki <a href="https://t24.com.tr/yazarlar/karel-valansi/orta-dogu-nun-hatirlayacagi-yil,27701" style="box-sizing: border-box; color: var(--color-brand-blue); text-decoration: none; transition: all 0.3s ease;"><span style="box-sizing: border-box; font-weight: 700;">İbrahim Anlaşmaları</span></a> yeni bir dönemin kapılarını aralarken, Suudi Arabistan bu anlaşmalara olurunu vermiş ve hava sahasını İsrail’e açmıştı. Ortak İran tehdidi, Suudi Arabistan’ın bölgesel ittifakı önceleyen dış politikası ve <a href="https://jstribune.com/victoria-coates-opec-energy-israel-greece-eastmed/" style="box-sizing: border-box; color: var(--color-brand-blue); text-decoration: none; transition: all 0.3s ease;"><span style="box-sizing: border-box; font-weight: 700;">Doğu Akdeniz</span></a>’deki bölgesel işbirliği olanakları bu normalleşmeyi çoktan başlattı. Unutmamak gerekir ki, Suudi Arabistan uzun zamandır İsrail’in Orta Doğu’daki varlığını kabul ediyor ve barış için zemin yokluyor. Bunu hazırladığı 1982 ve 2002 <a href="https://jstribune.com/victoria-coates-opec-energy-israel-greece-eastmed/" style="box-sizing: border-box; color: var(--color-brand-blue); text-decoration: none; transition: all 0.3s ease;"><span style="box-sizing: border-box; font-weight: 700;">barış girişimlerinden</span></a> ve desteklediği İbrahim Anlaşmasından da görebiliyoruz. Hatta güçlü bir İsrail, ortak İran tehdidine karşı önemli bir avantaj oluşturuyor. Bu nedenle yargı reformu tartışması nedeniyle kutuplaşmış ve zayıflamış görünen bir İsrail sadece ABD için değil Suudi Arabistan için de ciddi bir kaygı kaynağı.</p><p style="box-sizing: border-box; caret-color: rgb(51, 51, 51); color: #333333; font-family: Roboto, Arial, sans-serif; font-size: 16px; margin: 0px 0px 20px;">Karel Valansi, T24, 16 Ağustos 2023 <a href="https://t24.com.tr/yazarlar/karel-valansi/labirentlerle-dolu-bir-surec-olarak-suudi-arabistan-israil-normallesmesi,41146">https://t24.com.tr/yazarlar/karel-valansi/labirentlerle-dolu-bir-surec-olarak-suudi-arabistan-israil-normallesmesi,41146</a></p>karel valansihttp://www.blogger.com/profile/06445425383508522078noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1335535367773435832.post-19951394434429570162023-05-07T19:40:00.003+03:002023-06-05T13:44:14.014+03:00Seçimler ve Türkiye-İsrail ilişkileri<p>Hegkom'un düzenlediği sinema gecelerinde yaklaşan seçimler ve seçimler sonrası İsrail ağırlıklı Türk dış politikası üzerine konuşmam</p><p>Ulus Avram Oditoryumu 7 Mayıs 2023<br /></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhsqLzARQ2zZCscNVRQ7yGX4V8u_qxeVMj4T0kUaK6dmGXSTVnBFPF_II2RXWjNGqY3w2PyXYNEYlkXRFO6akC3X1uwtA7X952nPRWWRSnM9KC2SF-PSbT6KTdG0yCz4QrNBa1Qs71XNmBC85HtDhSJKHxUgAqn-h-TtOKcVcSB4TLEt0FgsVfM6Qn7Iw/s4032/IMG_1775.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="3024" data-original-width="4032" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhsqLzARQ2zZCscNVRQ7yGX4V8u_qxeVMj4T0kUaK6dmGXSTVnBFPF_II2RXWjNGqY3w2PyXYNEYlkXRFO6akC3X1uwtA7X952nPRWWRSnM9KC2SF-PSbT6KTdG0yCz4QrNBa1Qs71XNmBC85HtDhSJKHxUgAqn-h-TtOKcVcSB4TLEt0FgsVfM6Qn7Iw/s320/IMG_1775.jpg" width="320" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPLdOKVLiRmkkBxt7YmYZMeVbefeeYe8Pdok7N5U-3h4c7PWSRG_9xfVowagoCj3KMJzzxd9qjRX4hl25daJQPbDqKBNcudVszG56lnhIRHx64xEpwJUTdQsYXPW0M9JNcB8j7UNKBA5CqLaNxHCjsh0oHvTG0u14PunNayxnBf-WgUfSIzrTiHUE1sw/s1024/80a744cf-c663-4b99-b565-4d01c757e235.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1024" data-original-width="704" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPLdOKVLiRmkkBxt7YmYZMeVbefeeYe8Pdok7N5U-3h4c7PWSRG_9xfVowagoCj3KMJzzxd9qjRX4hl25daJQPbDqKBNcudVszG56lnhIRHx64xEpwJUTdQsYXPW0M9JNcB8j7UNKBA5CqLaNxHCjsh0oHvTG0u14PunNayxnBf-WgUfSIzrTiHUE1sw/s320/80a744cf-c663-4b99-b565-4d01c757e235.JPG" width="220" /></a></div><br /><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><br /><p></p>karel valansihttp://www.blogger.com/profile/06445425383508522078noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1335535367773435832.post-21339514927047772952023-05-04T18:00:00.002+03:002023-06-05T13:25:13.551+03:00Seçim sonrası Türk dış politikası<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEhZTqCo7jzaAzbI4yTRbQ05a2ghd1CED2jQy2g47Fu3tnQ3Wg0S57LPZ5NC3gI3-68QRb-eWAKhhCPNGK0jYvJx4ILZ2uEJT5jvsZ52IZXnLL_aXM-92sANkLR_RYvKoB3Ay3px_VoKN3e-jMFvjVmAk6qqL78fkLgCCPCQkKiVq6wrfka-MLaNuBA__A" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="" data-original-height="680" data-original-width="680" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEhZTqCo7jzaAzbI4yTRbQ05a2ghd1CED2jQy2g47Fu3tnQ3Wg0S57LPZ5NC3gI3-68QRb-eWAKhhCPNGK0jYvJx4ILZ2uEJT5jvsZ52IZXnLL_aXM-92sANkLR_RYvKoB3Ay3px_VoKN3e-jMFvjVmAk6qqL78fkLgCCPCQkKiVq6wrfka-MLaNuBA__A" width="240" /></a></div><br />İstanbul Kültür Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü öğretim üyesi Karel Valansi ile 14 Mayıs seçimleri sonrası Türk dış politikasını konuştuk. Valansi, Millet İttifakı'nın seçim kampanyasında dış politikayı öncelik olarak belirlemediğine dikkat çekti. Ortadoğu coğrafyasında dikkat çeken bir değişim atmosferi yaşanırken, Türkiye'nin bunun dışında kalmasının beklenmemesi gerektiğini vurguladı. <p></p><p>Tülin Daloğlu Youtube kanalı 4 Mayıs 2023</p><p><a href="https://www.youtube.com/watch?v=wJ7st-hmL4I&t=1568s">https://www.youtube.com/watch?v=wJ7st-hmL4I&t=1568s</a><br /></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen="" class="BLOG_video_class" height="266" src="https://www.youtube.com/embed/wJ7st-hmL4I" width="320" youtube-src-id="wJ7st-hmL4I"></iframe></div><br /><p><br /></p>karel valansihttp://www.blogger.com/profile/06445425383508522078noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1335535367773435832.post-13831856581175093852023-05-02T11:00:00.008+03:002023-06-05T13:40:19.575+03:00aradaki köprülerin yıkımı ve inşası: Türkiye-İsrail ilişkilerinin geleceği<p> Koç Üniversitesi'nde Türkiye-İsrail ilişkileri ile ilgili konuşma</p><p>2 Mayıs 2023</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEho13GvW7n8zjezhUbr8rKBeLz4FGh4nux4O7Y9iEYSx8T2akNQWLnSuY0V1dN-88m6m55KsRv8arUNNU9MOpeQY0DvBNvXADesyA1_-LU10gwBqeUBwYjo6p6EG1G71SUw8aq_m7S4AeeMS8G08PlGD68vbKiNFs4XsPJhXH9a6-r68Hp3arwBR83QKQ/s840/IMG_1318.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="840" data-original-width="613" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEho13GvW7n8zjezhUbr8rKBeLz4FGh4nux4O7Y9iEYSx8T2akNQWLnSuY0V1dN-88m6m55KsRv8arUNNU9MOpeQY0DvBNvXADesyA1_-LU10gwBqeUBwYjo6p6EG1G71SUw8aq_m7S4AeeMS8G08PlGD68vbKiNFs4XsPJhXH9a6-r68Hp3arwBR83QKQ/s320/IMG_1318.jpg" width="234" /></a></div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh2u8Qccq2YDuAMod6cHYuRcYCcqN7nL7aF6tJzfRVoK_1L82vVY9pgk8DZDEy6yc6V4XZEI6O_dfCD1_x8p7S9eT7dxGSwHpSP6DKtbNr-DMmBjZgp1b4qjOsYT7_WQZzLtB-XiM0afLh4ItgmQWz1eYbe3BPAegtoYoYUWlSpcMiKp4GSgr4WmHiBdA/s1849/8ae83357-3523-422e-aa62-fa2cd90beaa4.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1849" data-original-width="1387" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh2u8Qccq2YDuAMod6cHYuRcYCcqN7nL7aF6tJzfRVoK_1L82vVY9pgk8DZDEy6yc6V4XZEI6O_dfCD1_x8p7S9eT7dxGSwHpSP6DKtbNr-DMmBjZgp1b4qjOsYT7_WQZzLtB-XiM0afLh4ItgmQWz1eYbe3BPAegtoYoYUWlSpcMiKp4GSgr4WmHiBdA/s320/8ae83357-3523-422e-aa62-fa2cd90beaa4.JPG" width="240" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhJv-3mizBEH1DvlXClbIs2MJRy8xF4We8ndkqqQWkFoKx8c5uCq1MPI71sOjs1ARm4tolzMrbCoz_2b4XeTVW73EWN_GoQlQbIuIwdDCI8lugaA3uUwyercHhmje05iwZCDnX67guKRNWAEWDJ-pKTfC3LW8155f7KiCgx1u3cCL8ABrlELdw942Zg9g/s1462/56635b75-9f10-41c7-b0ab-f34f4ddcf3e5.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1228" data-original-width="1462" height="269" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhJv-3mizBEH1DvlXClbIs2MJRy8xF4We8ndkqqQWkFoKx8c5uCq1MPI71sOjs1ARm4tolzMrbCoz_2b4XeTVW73EWN_GoQlQbIuIwdDCI8lugaA3uUwyercHhmje05iwZCDnX67guKRNWAEWDJ-pKTfC3LW8155f7KiCgx1u3cCL8ABrlELdw942Zg9g/s320/56635b75-9f10-41c7-b0ab-f34f4ddcf3e5.JPG" width="320" /></a></div><br /><br /><p><br /></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><br /><p></p>karel valansihttp://www.blogger.com/profile/06445425383508522078noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1335535367773435832.post-81302564391590841342023-04-30T14:00:00.001+03:002023-06-05T13:24:43.621+03:00Türkiye’de Antisemitizm ve Eksik Kalan Dayanışma Duygusu - Bilgi ÜniversitesiBilgi Üniversitesi'nin düzenlediği İlk Yüzyılı Biterken Cumhuriyet Konferansı'na Türkiye’de Antisemitizm ve Eksik Kalan Dayanışma Duygusu adlı konuşmamla katıldım. <div>30 Nisan 2023<br /><p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEiASw7R0bfa3sNEO02CGMDkc6rWAPEv_NIkZDs5AuJHYwgDlzzJSgZfKuaHeoG3wuDwHF0hX7xVu0YlDMj0z7xD6FuU9pUSYUd2ABzcX54NOsQQn1iAXvbbOgp7Fem-6Mz4L__JdM0Cp2u3edrvVnj39vqrdCGdF8A9jU_XnQGf_L9jS_kid5iwCA3D5w" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="" data-original-height="680" data-original-width="673" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEiASw7R0bfa3sNEO02CGMDkc6rWAPEv_NIkZDs5AuJHYwgDlzzJSgZfKuaHeoG3wuDwHF0hX7xVu0YlDMj0z7xD6FuU9pUSYUd2ABzcX54NOsQQn1iAXvbbOgp7Fem-6Mz4L__JdM0Cp2u3edrvVnj39vqrdCGdF8A9jU_XnQGf_L9jS_kid5iwCA3D5w" width="238" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEiqtUmvEphdu6-trrsXPDcnym_1fHfwQUXUsXs5LuJpyWum2LgSElZGBW9OHeDSnOzi6JbWdp5rveQbb58g57xgEm7L45esWaBzWBa-NWj1tIJsxPRepVW5KlvZtzlLicA3zOZh9B_903lPIEi9qjcLbwRMcCCxLfuRArPjVucT0dvtEq6UDgGb6XfKgA" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="" data-original-height="1080" data-original-width="1080" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEiqtUmvEphdu6-trrsXPDcnym_1fHfwQUXUsXs5LuJpyWum2LgSElZGBW9OHeDSnOzi6JbWdp5rveQbb58g57xgEm7L45esWaBzWBa-NWj1tIJsxPRepVW5KlvZtzlLicA3zOZh9B_903lPIEi9qjcLbwRMcCCxLfuRArPjVucT0dvtEq6UDgGb6XfKgA" width="240" /></a></div><br /> <p></p></div>karel valansihttp://www.blogger.com/profile/06445425383508522078noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1335535367773435832.post-34749605280608649362023-04-26T16:57:00.005+03:002023-04-27T09:00:28.410+03:00“İsrail´in Türkiye örneğine bakarak çıkarması gereken dersler var”<p></p><div class="separator" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEg6LMXZYjXt_-KlPg5y3g6pZjTh7fimQHLii-Q8cRodF6JssXQfVvdDzu4ek-tnLOs5w4M7yoJM1XWUcWSdoZwX3dAm4NniBQKT1c3xq_wE1JZdxeBiDTBtLYn3gch0UbzvJYkoyG3cXZ6NV1pPEhGRlxgIquSabuBlqA2KjbAqSU7DKh_OCfBGUfHDzg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="" data-original-height="459" data-original-width="615" height="239" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEg6LMXZYjXt_-KlPg5y3g6pZjTh7fimQHLii-Q8cRodF6JssXQfVvdDzu4ek-tnLOs5w4M7yoJM1XWUcWSdoZwX3dAm4NniBQKT1c3xq_wE1JZdxeBiDTBtLYn3gch0UbzvJYkoyG3cXZ6NV1pPEhGRlxgIquSabuBlqA2KjbAqSU7DKh_OCfBGUfHDzg" width="320" /></a></div><i style="font-family: "Times New Roman"; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: Palatino;">İsrail’de Netanyahu hükümetinin yargı reformu adı altında yapmak istediği değişikliklerin hukuk açısından anlamını İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. <b>Volkan Aslan </b>ile konuştuk</span></i><p></p><p class="MsoNormal" style="font-family: "Times New Roman"; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: Palatino;"> </span></p><p class="MsoNormal" style="font-family: "Times New Roman"; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><b><span lang="TR" style="font-family: Palatino;">İsrail’in bir anayasanın olmamasından bahsedilir. Oysa Temel Yasaların bütünü ileride kodifiye edilecek bir anayasanın temeli olarak kabul edilir. Bu durum İsrail’e mi özgü sadece yoksa farklı ülkelerde benzer uygulamalar var mı?<o:p></o:p></span></b></p><p class="MsoNormal" style="font-family: "Times New Roman"; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: Palatino;">İsrail’in bir anayasasının olmadığını ifade etmek pek doğru değil. Şekli anlamda bir anayasası olmadığını söylemek daha uygun olur ancak maddi anlamda bir anayasası var. Anayasa hukukçuları anayasayı tanımlarken genellikle maddi ve şekli anlamda iki tanım yaparlar. Şekli anlamda anayasa denildiğinde genellikle “anayasa” veya “temel kanun” olarak isimlendirilen, diğer kanunlara göre değiştirilmesi daha zor olan ve normlar hiyerarşisinde kanun ve diğer düzenlemelerden daha üstün olan normları kastediyoruz. Maddi anlamda anayasa tanımında ise şekilden ziyade normun içeriğine bakılması söz konusudur. Bu çerçevede eğer bir norm devletin organlarını, bunların oluşumunu veya bunlar arasındaki ilişkileri düzenliyor yahut temel hak ve özgürlüklere ilişkin düzenlemeler içeriyorsa maddi anlamda anayasa hükmü kabul edilir. Birçok devlet “anayasa” adı altında, kanunlardan daha zor değiştirilebilen üstün normlara sahip olsa da İsrail’in bu nitelikte bir üst normu yok. Ancak devletin temel organları ile hak ve özgürlükleri düzenleyen temel kanunları var. Haliyle İsrail’in “anayasa” olarak nitelendirilen şekli anayasası olmasa da maddi anlamda anayasası var. Bu husus İsrail’e özgü olmamakla birlikte birkaç devlette uygulama alanı bulan istisnai bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor.<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="font-family: "Times New Roman"; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: Palatino;"> </span></p><p class="MsoNormal" style="font-family: "Times New Roman"; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><b><span lang="TR" style="font-family: Palatino;">14 temel yasa hangi konuları kapsıyor? Türkiye anayasası ile benzerlikleri ne ölçüde?<o:p></o:p></span></b></p><p class="MsoNormal" style="font-family: "Times New Roman"; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: Palatino;">İsrail Temel Kanunlarının içeriğine bakıldığında, esasında şekli anlamda bir anayasanın düzenleyebileceği birçok konunun bu temel kanunlarla düzenlendiğini görüyoruz. İsrail Parlamentosu, devlet başkanlığı, hükümet, referandum, ekonomi, yargı organı, ombudsmanlık, insan onuru ve temel haklar gibi konular söz konusu temel kanunlarla düzenlenmekte. Bu çerçevede temel kanunlar bir anayasanın temeli olmaktan ziyade adı anayasa olan bir normla düzenlenebilecek konuların aynısını düzenliyor. Haliyle İsrail Temel Kanunları içerik açısından Türk Anayasası ile birçok konuda benzer hükümler içeriyor. <o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="font-family: "Times New Roman"; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: Palatino;"> </span></p><p class="MsoNormal" style="font-family: "Times New Roman"; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><b><span lang="TR" style="font-family: Palatino;">Netanyahu hükümetinin yapmak istediği yargı reformunun önemli bir bölümü Yüksek Mahkemenin yetkilerini kısıtlama amacını taşıyor. Ayrıca Yüksek Mahkeme ‘yargısal aktivizm’ yapmakla suçlanıyor. Bahsedilen bu aktivizm her zaman olumsuz bir anlam mı taşır?<o:p></o:p></span></b></p><p class="MsoNormal" style="font-family: "Times New Roman"; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: Palatino;">Yargısal aktivizm kavramı, anayasa mahkemeleri başta olmak üzere yüksek mahkemelerin anayasalar ve diğer hukuk kuralları ile belirlenen yetkilerinin ötesine geçerek karar verdikleri durumlarda gündeme gelen ve çoğunlukla yüksek mahkemeleri eleştirmek için kullanılan bir kavram. 2010 anayasa değişiklikleri öncesinde de Türk Anayasa Mahkemesi için aynı kavram kullanılarak benzer eleştiriler yapılıyordu. Esasında yargısal aktivizm kavramı her zaman olumsuz bir anlam taşımaz. Örneğin, yüksek mahkemeler hak ve özgürlükleri daha iyi koruma amacına yönelik olarak mevcut yetkilerini geniş bir şekilde yorumluyorlarsa böyle bir aktivizm olumsuz anlam taşır diyemeyiz. Ancak aksi bir eğilimin olması durumunda, bir diğer deyişle yargısal aktivizmin hak ve özgürlüklerin daha fazla sınırlandırılmasını sağlayacak şekilde kullanılması halinde ortada bir sorun var demektir.<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="font-family: "Times New Roman"; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: Palatino;"> </span></p><p class="MsoNormal" style="font-family: "Times New Roman"; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><b><span lang="TR" style="font-family: Palatino;">Yapılmak istenen reform ile Yüksek Mahkemenin anayasa denetimi kaldırılmak istiyor. İsrail’in var olan sistemi içerisinde bunun tehlikesi nedir?<o:p></o:p></span></b></p><p class="MsoNormal" style="font-family: "Times New Roman"; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: Palatino;">İsrail Yüksek Mahkemesi İsrail Parlamentosu tarafından kabul edilen kanunların İsrail Temel Kanunlarına uygunluğunu denetleme ve bir aykırılık söz konusu olursa ilgili kanun hükümlerini iptal etme yetkisine sahip. Yapılmak istenen reform Yüksek Mahkemenin kanunları iptal edebilmesi için tüm yargıçlarının oybirliğiyle yahut 4/5 çoğunlukla karar alması gerektiğini öngörüyor. Malum böyle bir sayının tutturulması çok zor. Haliyle kanunların anayasaya aykırılık sebebiyle iptal edilmesi zorlaştırılmak isteniyor. Reformla getirilmek istenen bir diğer değişiklik ise Yüksek Mahkemesinin verdiği anayasaya aykırılık kararlarının 120 kişiden oluşan İsrail Parlamentosunun yarısından bir fazlası (61) ile etkisiz kılınabileceğinin düzenlenmesi. Anlaşılabileceği üzere bu değişiklik aslında anayasaya uygunluk denetiminin içini boşaltmak anlamına da geliyor. Bu değişikliklerin kabulü halinde İsrail Parlamentosunun kabul ettiği kanunların Temel Kanunlara uygunluğunun denetlenmesinin bir anlamı kalmayacak diyebiliriz. Diğer bir deyişle İsrail Parlamentosunun anayasaya aykırı kanunları dilediği gibi çıkarmasının önünde bir engel kalmayacak.<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="font-family: "Times New Roman"; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: Palatino;"> </span></p><p class="MsoNormal" style="font-family: "Times New Roman"; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><b><span lang="TR" style="font-family: Palatino;">Yüksek Mahkemenin mevcut hükümeti rahatsız eden kararları ve uyarıları oldu. Vergi usulsüzlüğünden hüküm giyen Şas Partisi Lideri Aryeh Deri’nin bakanlık yapmaya uygun olmadığı kararı ve yolsuzluk davaları devam eden Başbakan Binyamin Netanyahu’nun yargı reformu çalışmalarına katılmasının çıkar çatışması içerdiğini duyurması, yerindelik denetimi olarak adlandırılabilir. Ancak yapılmak istenen yargı reformu bu durumu da değiştirmeyi amaçlıyor. Yüksek Mahkemenin bu denetim gücünü nasıl değerlendirirsiniz?<o:p></o:p></span></b></p><p class="MsoNormal" style="font-family: "Times New Roman"; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: Palatino;">Yüksek Mahkemelerin tek görevi anayasaya uygunluk denetimi yapmak değil. Üstü düzey kamu yöneticileri ile başbakan, cumhurbaşkanı yahut bakan gibi kişileri çoğunlukla görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılama görevi de anayasa mahkemeleri başta olmak üzere yüksek mahkemelere verilen görevler arasında. Bu bakımdan İsrail Yüksek Mahkemesinin söz konusu denetim veya yargılama gücü diğer ülkelerdeki muadillerinden pek farklı değil. İleride yargılanma olasılığı olan siyasilerin bu gibi mahkemelerin oluşum ve yetkileri ile ilgili reformlara katılması da bu çerçevede şaşırtıcı olmamalı. Bu gibi reformların arkasında bir veya iki kişinin yargılanma ihtimali veya benzer bir sebebin olması pek de olası değil. Belki sebeplerden birisi de budur ancak daha ziyade anayasa değişikliklerini etkisiz kılma ve mahkemenin oluşumu ile ilgili gerçekleştirilmek istenen değişikliklerin güncel reform girişimin temel sebepleri olduğunu düşünüyorum.<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="font-family: "Times New Roman"; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: Palatino;"> </span></p><p class="MsoNormal" style="font-family: "Times New Roman"; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><b><span lang="TR" style="font-family: Palatino;">İsrail’e özgü bir de görüşleri bağlayıcı olan hukuk danışmanlarının statülerinin değiştirilmesinden bahsediliyor. Bu durumun avantajı veya dezavantajları nedir?<o:p></o:p></span></b></p><p class="MsoNormal" style="font-family: "Times New Roman"; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: Palatino;">Hukuk danışmanlarının statülerinin değiştirilmesine yönelik teklif, Yüksek Mahkeme ile ilgili değişiklik önerilerine göre daha masum geliyor bana. Ancak bu teklifin de siyasi iktidar üzerindeki hukuki denetim yollarını gevşetme çabasının bir ürünü olarak görülmesi gerekiyor. İsrail’de diğer birçok ülkenin aksine görüşleri siyasiler için bağlayıcı olan hukuk danışmanları bulunuyor. Reform önerisinde bu danışmanların belirlenmesinde liyakatten çok siyasi bağlantıların etkili kılınması ve danışmanların görüşlerinin bağlayıcı olmaması öngörülüyor. Bu durumun siyasiler için avantajlı olduğu kesin. Ancak hukukun üstünlüğünün ve bu üstünlüğü sağlamaya yönelik mekanizmaların bu değişiklikle birlikte zarar göreceği de aşikâr.<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="font-family: "Times New Roman"; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: Palatino;"> </span></p><p class="MsoNormal" style="font-family: "Times New Roman"; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><b><span lang="TR" style="font-family: Palatino;">Yargı reformuyla Yüksek Mahkeme üyelerini atayan kurulun yapısı da değiştirilmek isteniyor. Sonuçları ne olabilir?<o:p></o:p></span></b></p><p class="MsoNormal" style="font-family: "Times New Roman"; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: Palatino;">İsrail’de yargı mensuplarını atayan, Türkiye’deki Hâkim ve Savcılar Kuruluna benzeyen bir kurul var. Kurulun oluşumuna baktığımızda, Adalet Bakanı, hükümette yer alan bir başka bakan, 2 parlamento üyesi, 2 baro üyesi avukat, yüksek mahkeme başkanı ile 2 üyesinden oluşan bir kurul karşımıza çıkıyor. Reformda söz konusu kurulun oluşumunda hükümetin rolünün arttırılmasına yönelik öneriler söz konusu. Olur da bu değişiklikler gerçekleşirse sadece Yüksek Mahkeme için değil tüm yargı organı bakımından yürütme organının domine ettiği bir atama kurulu söz konusu olacaktır. Bu durumda hükümetin kendi görüşleri doğrultusunda atama yapmak için söz konusu Kurulu kullanması ve daha az bağımsız bir yargının oluşması yakın gelecekte kaçınılmaz olarak karşımıza çıkacaktır diyebiliriz.</span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><o:p></o:p><p></p><p class="MsoNormal" style="font-family: "Times New Roman"; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: Palatino;"> </span></p><p class="MsoNormal" style="font-family: "Times New Roman"; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><b><span lang="TR" style="font-family: Palatino;">İsrail’deki bu gelişmeler yargı, dokunulmazlık, hukuk devleti açısından Türkiye ile nasıl farklar içeriyor?<o:p></o:p></span></b></p><p class="MsoNormal" style="font-family: "Times New Roman"; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: Palatino;">Türkiye’de yakın zamanda gerçekleştirilen anayasa değişiklikleri ile İsrail’de gerçekleştirilmek istenen reform arasında yakın benzerlikler var. Ancak kronolojik olarak Türkiye benzer değişiklikleri daha öncesinde gerçekleştirdi. Tam da bu sebeple, İsrail’deki gelişmelerin Türkiye için bir sonuç yaratmasından ziyade Türkiye’de yakın zamanda gerçekleştirilen anayasa değişikliklerinin ardından yaşanan gelişmelerden İsrail’in çıkarması gereken dersler var. Türkiye ve İsrail demokrasinin yaşatılmasının ve geliştirilmesinin oldukça zor olduğu bir coğrafyada her şeye rağmen demokratik bir hukuk devleti olmaya çalışan kardeş ve komşu iki ülke. Türkiye’de yapılan benzer içerikli reformlar ülkemizde demokrasi ve hukuk devletini geliştirmedi, tam tersi bir işlev gördü. İsrail Parlamentosunun da kısa vadeli değil uzun vadeli düşünmesi ve İsrail’deki kazanımları geriye götürmemesi gerektiğini düşünüyorum.<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="font-family: "Times New Roman"; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: Palatino;"><br /></span></p><p class="MsoNormal" style="font-family: "Times New Roman"; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: Palatino;">Karel Valansi, Şalom Gazetesi 26 Nisan 2023 <a href="https://www.salom.com.tr/haber/127263/israilin-turkiye-ornegine-bakarak-cikarmasi-gereken-dersler-var">https://www.salom.com.tr/haber/127263/israilin-turkiye-ornegine-bakarak-cikarmasi-gereken-dersler-var</a></span></p>karel valansihttp://www.blogger.com/profile/06445425383508522078noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1335535367773435832.post-87286244048813614292023-04-26T08:47:00.003+03:002023-04-27T08:57:21.429+03:00Democratya!* İsrail’de Kırmızılı Kadınların Direnişi<p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEgmUtIqvowuLWWUasjfB2cgLbOxqr1ESUsxX2f-MYGjq3Dp7tBPdwM9rR0K8LSR6M8QJVPEWLPyHX5jXJCTjOf-ScZWlp_TUUzOXEbDnbAIAD4Z6DWYSuc0A8zbOLP8Icago9h7rdD-wPJbDyUI_icGwXdf0O4sKJcWSahlxCn-7zG7AorJT10JipATAg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="" data-original-height="183" data-original-width="275" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEgmUtIqvowuLWWUasjfB2cgLbOxqr1ESUsxX2f-MYGjq3Dp7tBPdwM9rR0K8LSR6M8QJVPEWLPyHX5jXJCTjOf-ScZWlp_TUUzOXEbDnbAIAD4Z6DWYSuc0A8zbOLP8Icago9h7rdD-wPJbDyUI_icGwXdf0O4sKJcWSahlxCn-7zG7AorJT10JipATAg" width="320" /></a></div><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">2022 yılı sonunda göreve başlayan, Binyamin Netanyahu liderliğindeki yeni hükümet, İsrail tarihinin en aşırı sağcı ve dindar partilerinden oluşuyor. Bu koalisyon, kuruluşundan bu yana kendini Orta Doğu</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">nun tek demokrasisi olarak tanımlayan İsrail’in geleceği ve demokratik yapısı için büyük bir tehdit oluşturuyor. Bu tehditler bir çok farklı koldan ilerliyor. </span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"><o:p></o:p></span><p></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"><span class="msoIns" style="color: teal; text-decoration: underline;"><ins datetime="2023-04-13T13:46"><o:p> </o:p></ins></span></span></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">Netanyahu</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">nun uzun süredir basını kontrol altına alma çabası demokrasinin ifade özgürlüğü ilkesini tehdit ediyor. Filistinliler dahil azınlık gruplarının, LGBTQ+ toplumunun ve kadınların kanun önünde eşitliğini ihlal edecek yasa tasarıları<span class="msoIns" style="color: teal; text-decoration: underline;"><ins datetime="2023-04-14T09:33">,</ins></span>demokrasinin bir diğer önemli prensibi olan eşit haklar ilkesini<span class="msoIns" style="color: teal; text-decoration: underline;"><ins datetime="2023-04-14T09:33"></ins></span>tehdit ediyor. İsrail</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">de yürütme ve yasama erkleri her zaman hükümet tarafından kontrol edilmekte. Yüksek Mahkeme, iktidar partilerinin gücünü kontrol eden ve anayasa görevini yerine getiren Temel Yasaların uygulanmasını güvence altına alan tek </span><span style="font-family: "Times New Roman";">kurumdur. Ancak yeni hükümet yasama üzerinde sınırsız güç sahibi olmak için Yüksek Mahkemeyi zayıflatmayı amaçlıyor ve demokrasinin diğer olmazsa olmaz ilkesi olan </span><span style="font-family: "Times New Roman";"> </span><span style="font-family: "Times New Roman";">kuvvetler ayrılığını tehdit </span><span style="font-family: "Times New Roman";">ediyor.</span><span style="font-family: "Times New Roman";"> </span></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"><span class="msoIns" style="color: teal; text-decoration: underline;"><ins datetime="2023-04-13T13:46"><o:p> </o:p></ins></span></span></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">Demokrasiyle yönetilen ülkelerde iktidar meşruiyeti halk iradesinden alır. </span><span style="font-family: "Times New Roman";">Halk iradesini yansıtmanın en somut biçimi ise seçimlerdir. Ancak demokrasi sadece seçim sandığından ibaret değildir. Daha fazla oy alarak seçim kazanmak o partiyi/koalisyonu iktidara taşır ancak bu durum yönetime sınırsız yetki sağlamaz. İdeal durumda hükümetin</span><span style="font-family: "Times New Roman";"> görevi çoğunluğun karşısında azınlığın haklarını savunmak, hukukun üstünlüğünü korumak, ve kimsenin hakkına tecavüz edilmediği müddetçe herkesin dilediği şekilde yaşamını sürdürmesi için gerekli yasal çerçeveyi kurmaktır. bu i</span><span style="font-family: "Times New Roman";">deal biçimiyle demokrasi, sadece siyasetçilerin eline bırakılan bir konu değildir. Yurttaşların söz söyleme hakları mevcuttur ve hükümetin politikalarını şekillendirmede sürekli ve belirleyici bir sese sahip olmalarına olanak veren kurum ve uygulamalardan yararlanılmalıdır.</span></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><br /></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">İsrail demokrasisine yönelik bu tehditler halk tarafından tepki ile karşılanıyor. Haftalardır yüz binlerce kişi ellerinde İsrail bayrakları, dillerinde Umut anlamına gelen Hatikva isimli milli marşlarıyla sokaklardalar ve seslerini en yüksek perdeden duyuruyorlar. Netanyahu hükümetinin geri adım atması ve yargı reformu adı altında gerçekleştirmek istediği değişiklikleri bir süreliğine ertelemiş olması dahi protestoları durdurmaya yetmiyor. Netanyahu</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">nun yolsuzluk davaları, koalisyon ortaklarının ayrıştırıcı ve radikal söylemleri devam ederken, ülkede hükümete yönelik güvensizlik sürüyor. </span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"><o:p></o:p></span></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><br /></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">Protestolar sırasında meydanları dolduran bayraklardan oluşan mavi-beyaz bir denizin ortasında farklı bir grup öne çıkıyor. Kırmızı pelerin ve yüzlerini örten beyaz başlıklar giyen, başları eğik, elleri önlerinde, büyük bir sessizlik içinde genellikle ikili olarak yürüyen kadınlar dikkat çekiyor. Margaret Atwood</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">un 1985 yılında yayınlanan Damızlık Kızın Öyküsü (The Handmaid</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">s Tale) adlı distopik romanından ilham alınan bu kıyafet günümüzde kadın haklarının bir simgesi haline gelmiş durumda. 1990 yapımı aynı isimli filme de uyarlanan roman, günümüzde halen yayınlanmakta olan bir dizi ile güncelliğini koruyor. Kıyafet daha önce, dönemin ABD Başkanı Donald Trump’ın ABD Yüksek Mahkemesine muhafazakar adaylar atama isteğine karşılık Amerikalı kadınlar tarafından kullanılmıştı. Aynı konsept İranlı kadınlara destek amacıyla İngiltere</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">de ve kürtaj hakkını korumak isteyen Polonyalı kadınların protestolarında da tercih edilmişti. </span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"><o:p></o:p></span></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"> </span></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><b><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">Kırmızılı kadınlar neyi simgeliyor?</span></b><b><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"><o:p></o:p></span></b></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">Atwood romanında, yazıldığı dönemin gerçeklerine dayanan bir felaket senaryosu kaleme alıyor. Romanın geçtiği ABD yıkılmış<span class="msoIns" style="color: teal; text-decoration: underline;"><ins datetime="2023-04-14T09:46">,</ins></span>yerine Gilead Cumhuriyeti kurulmuştur. Totaliter, teokratik, şovenist bu yeni devlet, erkek egemen küçük bir azınlık tarafından yönetilir. Gilead Cumhuriyetinde kadınların banka hesaplarına</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"> el konulmuş, işten çıkarılmış, tüm hakları ellerinden alınmıştır. Ülkedeki kadın ve erkekler bir kast sistemine göre sınıflandırılmıştır. Giyilen kıyafetlerin renkleri ise kadınları tanımlayan</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"> ve geleceklerini belirleyen yegane şeydir. Komutan olarak adlandırılan yönetici sınıfı siyah, eşleri mavi, temizlik islerinde çalışanlar yeşil, bekar kızlar beyaz, damızlık kızlar ise kırmızı giyiyor romanda. Sisteme karşı gelenler, dine karşı gelmiş ve günahkar sayılıyor. Bu kişiler öldürülüp Duvar</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">da sergileniyor, işe yaramayan diye nitelenenler ise kolonilere ölüme gönderiliyor.</span></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"><span class="msoIns" style="color: teal; text-decoration: underline;"><ins datetime="2023-04-13T14:41"><o:p> </o:p></ins></span></span></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">Çevre kirliliği nedeniyle azalan nüfus, artan kısırlık ve bebek ölümleri nedeniyle hayali Gilead Cumhuriyetinde en çok doğurganlık teşvik edilir. Bunun için yönetici sınıfına çocuk doğurması amacıyla damızlık kız sınıfı yaratılır. Hiçbir kişisel alanları veya özgürlükleri olmayan bu kızlar sadece iki bacaklı rahimler olarak işlev görür. Hiçbir hakları hatta kendi isimleri bile yoktur. Görevli olarak gittikleri komutanların isimleriyle anılırlar Fredinki, Gleninki gibi. Romanın ana kahramanın adı olan <i>Offred </i>(Fredinki) aynı zamanda <i>offered </i>yani kurban, adak olarak da anlaşılabilir. Atwood bu karakter için Hz Yakup, iki karısı Rahel ile Lea, iki cariyesi ve İsrailloğullarını oluşturan 12 oğul-12 kavimin öyküsünden etkilendiğini söyler. Kadınlar kocalarına çocuk doğurmaları için cariyelerini sunar. Cariyeler doğurur ancak oğullarına sahip çıkamazlar, doğurdukları çocuklar eşlere aittir, tıpkı Atwood</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">un romanındaki gibi. Damızlık kızlar doğurgan yaşlarında en fazla üç komutan değiştirebilirler. Her seferinde isimleri değişir, yani üç kere daha yok edilirler. Onları ayırt eden ayak bileklerindeki numaradır sadece. Başarısız olanlar kolonilere sürülür orada kimyasal atık temizleme cezasına çarptırılırlar ve bu kolonilerde kısa sürede ölürler. </span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"><o:p></o:p></span></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"><span class="msoIns" style="color: teal; text-decoration: underline;"><ins datetime="2023-04-13T14:43"><o:p> </o:p></ins></span></span></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">Atwood bu romanı yazarken günümüzde hala güncelliğini koruyan, sert bir toplum eleştirisi yapmıştır. İkinci Dünya Savaşı<span class="msoIns" style="color: teal; text-decoration: underline;"><ins datetime="2023-04-14T09:48">’</ins></span>nın başında, 1939</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">da doğan yazar, Demir Perde arkasındaki Çekoslovakya ve Doğu Almanya</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">da bulunmuş, faşizm ve totalitarizmi ilk elden deneyimlemişti. Bu kitabını henüz duvarla çevrili Batı Berlin</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">de yazan Atwood, romanının önsözünde şöyle der; </span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>“</span><span dir="LTR"></span><span dir="LTR"></span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"><span dir="LTR"></span><span dir="LTR"></span>1984 ilkbaharında Batı Berlin</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">de yaşıyordum. Sovyet imparatorluğu hala güçlü, yerli yerindeydi. Her pazar günü Doğu Alman hava kuvvetleri, ne kadar yakın olduklarını unutturmamak için ses duvarını aşardı; o anda sanki bomba patlardı. Demir Perde</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">nin ardındaki ülkeleri ziyaretlerim sırasında ihtiyatı, gözetlenme duygusunu, sessizlikleri, konuların değiştirilmesini, insanların çapraşık bilgi iletme biçimlerini yaşadım, tüm bunlar yazdıklarımı etkiledi.” </span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"><o:p></o:p></span></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><br /></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">Romanın yazıldığı 1980</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">ler tıpkı bugün olduğu gibi, anti-feminist bir siyasetin ve söylemin ağırlık kazandığı, kadınların önceki on yılda kazandığı haklara karşı olarak muhafazakarlaşmayı ve dini önceleyen bir bakış açısıyla kadının statüsünün belirlenmesini talep edenlerin iktidarda olduğu yıllardı. ABD</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">de Reagan, İngiltere</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">de Thatcher iktidarı yaşanıyordu. Tüm bu özellikleriyle roman distopik bir dünyada geçse dahi gerçek olaylara dayanıyordu; </span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>“</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">Hayali bir bahçe yaratacaksam içindeki kurbağalar gerçek olsun istedim,” diyordu yazar. Günümüz İsrail</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">inde kadınlar da kazandıkları hakların ellerinden alınması tehdidine karşı sokaklardalar. Tıpkı Atwood</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">un damızlık kızları gibi giyinerek gerçekleşebilecek bir felakete dikkat çekmek istiyorlar. </span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"><o:p></o:p></span></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"> </span></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><b><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">Koalisyonun kadın karşıtı yasa tasarıları</span></b><b><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"><o:p></o:p></span></b></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">Netanyahu</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">nun kurduğu hükümette aşırı sağ ve dinci partilerin ağırlığı dikkat çekiyor. Sayısal olarak bakıldığında 64 sandalyeli hükümette sadece 9 kadın yer alıyor ve bu kadın siyasetçiler önemli pozisyonlara getirilmediler. Bir önceki Lapid-Bennett koalisyonunda 24 kadın vardı. </span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">50 yıl önce Golda Meir</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">in başbakan olduğu bir ülkede hükümeti oluşturan iki dinci parti<span class="msoIns" style="color: teal; text-decoration: underline;"><ins datetime="2023-04-14T09:54">,</ins></span>listelerine dahi kadın almıyorlar. Kadınların olmadığı yerde kadın haklarının gerileyeceği muhakkak. Kadınların karar verme mekanizmasının dışında bırakıldığı hükümetin gündeminde din temelinde ayrımcılığa izin veren politikalar yer alıyor.</span></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"><span class="msoIns" style="color: teal; text-decoration: underline;"><ins datetime="2023-04-13T14:47"><o:p> </o:p></ins></span></span></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">Koalisyon anlaşmasına bakıldığında, bu partilerin kadın haklarını kısıtlamak, onları kamusal alandan dışlamak ve ataerkil dini bir sistem inşa etmek istedikleri anlaşılıyor. Bunlardan biri kamusal alanlarda cinsiyet ayrımcılığını teşvik etmek. Mevcut yasaya göre, ürün, hizmet ve kamusal alanlara girişte ayrımcılık yasak. Koalisyon bu yasayı değiştirerek dindarlara yönelik etkinliklerde cinsiyet ayrımına izin verilmesini talep ediyor. Özel işletmelerin, dini inanç nedeniyle bir ürün veya hizmeti sunmamasına da olanak sağlanması isteniyor. Yani yeni yasa yürürlüğü girerse, kadınların veya bir başka grubun bir kamusal alana girmesi yasaklanabilir. Mesela kadınların otobüste arka sıraya oturmaları zorunlu tutulabilir veya bir doktor dini inancıma uygun değil diyerek hastasını muayene etmeyi reddedebilir.</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"><o:p></o:p></span></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"><span class="msoIns" style="color: teal; text-decoration: underline;"><ins datetime="2023-04-13T14:55"><o:p> </o:p></ins></span></span></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">Kadınları doğrudan etkileyecek bir diğer yasa tasarısı kadınların orduda bazı kritik birimlerde görev almasını engellemek. Kadınlar bu hakkı </span><span lang="PT"><a href="https://www.jta.org/archive/israeli-supreme-court-rules-women-can-be-air-force-pilots"><span class="Hyperlink0" style="color: blue; font-family: "Times New Roman";"><span lang="TR">1995</span></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span class="Hyperlink0" style="color: blue; font-family: "Times New Roman";"><span dir="RTL" lang="AR-SA"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span></span><span class="Hyperlink0" style="color: blue; font-family: "Times New Roman";"><span lang="TR">te</span></span></a> </span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">Yüksek Mahkeme</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">nin askerlikte eşitlik kararı sayesinde kazanmışlardı. Koalisyonun taleplerinden bir diğeri ise dini mahkemelerin yetkilerini genişletmek. Hali hazırda dini mahkemeler evlenme ve boşanma gibi konularda yetkiye sahip. Bu mahkemeler kadınları yargıç olarak kabul etmiyor ve kadınların kendi gelecekleri üzerinde söz sahibi olmasına sıcak bakmıyor. Yetkilerinin arttırılması durumunda, özellikle bu mahkemelere başvurmaya zorlanacak olan Ortodoks kadınlar dezavantajlı duruma düşecekler. Geçmişte bu mahkemelerin<span style="color: teal;"><span style="caret-color: rgb(0, 128, 128);"><u> </u></span></span>kadınların haysiyet ve eşitlik hakkını ciddi şekilde ihlal etmesi, İnsan Onuru ve Özgürlüğü Temel Yasası uyarınca Yüksek Mahkeme kararıyla engellenmişti. </span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"><o:p></o:p></span></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"><span class="msoIns" style="color: teal; text-decoration: underline;"><ins datetime="2023-04-13T14:55"><o:p> </o:p></ins></span></span></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">Yüksek Mahkeme yıllardır kadın haklarının bir güvencesi haline gelmiştir. Yüksek Mahkeme, kadınların erkeklerle aynı yaşta emekli olma hakkını güvence altına alma, tazminat hakkını koruma, kadın ve erkek sporcular için bütçeleri eşitleme gibi konularda kadınların haklarını korudu ve yükseltti. Mevcut hükümetin Yüksek Mahkeme<span class="msoIns" style="color: teal; text-decoration: underline;"><ins datetime="2023-04-14T09:58">’</ins></span>nin bağımsızlığını engelleme çabası bu nedenle ilk önce kadınları ve azınlıkları etkileyecek. Koalisyon arzu ettiği yargı reformunu yapmayı başarırsa, Temel Yasaları değiştirmek herhangi bir yasayı değiştirmek kadar kolay olacak. Yüksek Mahkeme<span class="msoIns" style="color: teal; text-decoration: underline;"><ins datetime="2023-04-14T09:58">’</ins></span>nin anayasaya uygunluk filtresi kaldırıldığında hükümette salt çoğunluk (61 sandalye) elde eden, istediği değişiklileri yapabilecek.</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"><o:p></o:p></span></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"><span class="msoIns" style="color: teal; text-decoration: underline;"><ins datetime="2023-04-13T14:59"><o:p> </o:p></ins></span></span></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">Mevcut hükümet Yüksek Mahkeme<span class="msoIns" style="color: teal; text-decoration: underline;"><ins datetime="2023-04-14T09:58">’</ins></span>nin gücünü sınırlamak için yargıçları seçen komitenin de kontrolünü ele geçirmeyi tasarlamakta. Bu konudaki yasa tasarısı geçerse, Yüksek Mahkeme<span class="msoIns" style="color: teal; text-decoration: underline;"><ins datetime="2023-04-14T09:58">’</ins></span>nin üye sayısından, üye seçimine kontrol hükümete geçecek. Bu mahkemenin bağımsızlığına gölge düşüreceği gibi, var olan kadın üye kotasını da değiştirerek komitedeki kadın sayısı azaltılabilir. </span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"><o:p></o:p></span></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"> </span></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><b><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">Kırmızılı kadınların arkasındaki grup</span></b><b><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"><o:p></o:p></span></b></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">Kırmızılı kadınlar fikri, Bonot Alternativa (bir alternatif kurmak) adlı inisiyatifin <span class="msoIns" style="color: teal; text-decoration: underline;"><ins datetime="2023-04-13T14:54">W</ins></span>hatsapp grubunda şekillendi. Kadın hakları, eşitlik, kadınların temsili ve kadına şiddete karşı mücadele için kurulmuş olan inisiyatifin üyeleri İsrail’in her kesimden, laik, dindar, ultra-Ortodoks, Yahudi ve Arap kadınlardan oluşuyor. Moran Zer Katzenstein liderliğindeki Bonot Alternativa 3 yıl önce, 16 yaşındaki bir genç kızın Eilat</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">da çete tecavüzüne uğramasının ardından kuruldu. Kudüs</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">te 20 kadın olarak başladıkları kırmızılı kadın protestoları günümüzde İsrail</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">in bir çok şehrinde yüzlerce kadına ulaşmış durumda. Amaçları kadın haklarını korumak. Yüksek Mahkeme<span class="msoIns" style="color: teal; text-decoration: underline;"><ins datetime="2023-04-14T09:59">’</ins></span>nin yetkilerinin kısıtlanmasını, kadınların kazanılmış haklarına bir darbe olarak görüyorlar. Çünkü Yüksek Mahkeme<span class="msoIns" style="color: teal; text-decoration: underline;"><ins datetime="2023-04-14T09:59">’</ins></span>nin kadın haklarını koruması çok önemli bir güvence. </span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"><o:p></o:p></span></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"><span class="msoIns" style="color: teal; text-decoration: underline;"><ins datetime="2023-04-13T14:53"><o:p> </o:p></ins></span></span></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">Başları eğik yürümeleri itaatkar olmalarının istenmesini, yüzlerini örten başlıkları vizyonlarının ve geleceklerinin kısıtlanmasını simgeliyor. Topluluk olarak yürüyorlar çünkü kadın olduklarından dolayı birey olarak bir değerlerinin olmayacağını gösteriyorlar ve sessizler çünkü fikir beyan etmelerine izin verilmeyecek. Kırmızılı kadınlar unutulmaz bir şekilde kadın haklarının erozyona uğramasıyla toplumu bekleyen tehlikeyi ifade ediyorlar. Çarpıcı bir uyarı ateşi yakıyorlar. Sadece eve bağlı ve çocuk doğurmaya yarayan bir nesne olmadıklarını, sessiz bir çığlıkla anlatıyorlar. Tıpkı Atwood</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">un <i>Damızlık Kızın Öyküsü</i>kitabındaki gibi. </span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"><o:p></o:p></span></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"> </span></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><b><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">Ya sonra</span></b><b><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"><o:p></o:p></span></b></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">Hakkında yolsuzluk davaları olan Netanyahu</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">nun iktidarda kalmasını eleştiren bilim insanı Shikma Bressler</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">in Siyah Bayrak hareketi ile bağımsız gazeteci Or-ly Barlev</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">in 2020 yılında başlattıkları protestolar Kırmızılı kadınlar ile devam ediyor. İsrailli 50 kadın hakları grubu güçlerini birleştirerek </span><span lang="PT"><span class="Hyperlink0" style="color: blue; font-family: "Times New Roman";"><span lang="TR"><a href="https://www.jpost.com/israel-news/politics-and-diplomacy/article-728564">Kadın Örgütleri ve Eşitlik Koalisyonunu</a> </span></span></span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">kurdular. Amaçları İsrail'de kadın temsilini ilerletmek ve önerilen ayrımcı yasalarla mücadele etmek. </span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"><o:p></o:p></span></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><br /></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">İsrail</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">de, Türkiye</span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>’</span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">de de rastladığımız türde bir </span><span lang="PT"><span class="Hyperlink0" style="color: blue; font-family: "Times New Roman";"><span lang="TR"><a href="https://www.politikyol.com/iktidarin-ataerkil-hesaplasmasi/">ataerkil hesaplaşma</a> </span></span></span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">yaşanıyor. Geleneksel kodlamaya dayanan gücünün kaybolmasını engellemeye çalışan erkek egemen iktidar, kadını güçlendiren hukuksal destekleri yıkma peşinde. Oysa demokrasinin temelinde eşitlik yatar. Bu durum nüfusun yarısını teşkil eden kadınları da kapsar. İkinci Dünya Savaşı<span class="msoIns" style="color: teal; text-decoration: underline;"><ins datetime="2023-04-14T10:00">’</ins></span>nın yaşattığı acılar ve korkunç yıkımın yanı sıra faşizmin tehlikesi ile bilinçlenmiş olan Atwood, kurulu düzenlerin bir anda ortadan yok olabileceğini vurguluyor romanında; </span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="font-family: "Arial Unicode MS";"><span dir="RTL"></span><span dir="RTL"></span>“</span><span dir="LTR"></span><span dir="LTR"></span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"><span class="msoIns" style="color: teal; text-decoration: underline;"><ins datetime="2023-04-13T14:51"><span dir="LTR"></span><span dir="LTR"></span>‘</ins></span>Burada olmaz<span class="msoIns" style="color: teal; text-decoration: underline;"><ins datetime="2023-04-13T14:51">’</ins></span>sözüne güvenilemezdi, her şey her yerde olabilirdi, şartlar uygunsa.” İlk önce de kadınlar harcanırdı. Çünkü kadın ve kadın vücudu üzerinde denetim kurmak her baskıcı rejimin önceliği olageldi. Din ise bu amaçla tercih edilen kullanışlı bir araç olarak kullanıldı Özgürlüğünü kaybetmiş bir toplumun hayatta kalma mücadelesini anlatıyordu Atwood. Onun sembollerini kullanan İsrailli kadınlar ise kadınların kazanılmış haklarını geri almaya çalışan ataerkil bir sisteme karşı cesaretle karşı duruyorlar. </span><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"><o:p></o:p></span></p><p class="Body" style="border: none; font-family: Calibri; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";"> </span></p><p style="background-color: white; border: none; font-family: "Times New Roman"; margin: 0cm 0cm 13.5pt;"><span lang="TR">*İbranice demokrasi, hükümetin yapmak istediği yargı reformuna karşı protestoların ana sloganı<o:p></o:p></span></p><p style="background-color: white; border: none; font-family: "Times New Roman"; margin: 0cm 0cm 13.5pt;"><span lang="TR"><br /></span></p><p style="background-color: white; border: none; font-family: "Times New Roman"; margin: 0cm 0cm 13.5pt;"><span lang="TR">Karel Valansi, DPK notları 26 Nisan 2023 <a href="https://www.womeninfp.org/_files/ugd/7282c7_80fb9962e34e452aa035efd71468a8cb.pdf">https://www.womeninfp.org/_files/ugd/7282c7_80fb9962e34e452aa035efd71468a8cb.pdf</a></span></p>karel valansihttp://www.blogger.com/profile/06445425383508522078noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1335535367773435832.post-29487441629073041082023-04-22T19:13:00.003+03:002023-04-22T19:13:55.349+03:00Yom HaShoah Commemorated in the Ashkenazi Synagogue<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgeq4_7YcBwtDlsun-CZhO-NP0e_UxS6XrWUHZpx1L_bsJSQquiC34kTGyU-RRALekVT8g0DGqVoaoRZ8wYTbUgEc-EqNwEhb4jx1bEaw7vL6d2bNA76KhurKLrCSVuzJzW4wwNPQPhDengEono48v2iKSvjzPNuRHm_ffH0PZ8EcMmZhz7-QDMzmSZ0A/s865/20042023ribz1PYg3s8IYdKG0E3aEDCdm.jpeg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="525" data-original-width="865" height="194" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgeq4_7YcBwtDlsun-CZhO-NP0e_UxS6XrWUHZpx1L_bsJSQquiC34kTGyU-RRALekVT8g0DGqVoaoRZ8wYTbUgEc-EqNwEhb4jx1bEaw7vL6d2bNA76KhurKLrCSVuzJzW4wwNPQPhDengEono48v2iKSvjzPNuRHm_ffH0PZ8EcMmZhz7-QDMzmSZ0A/s320/20042023ribz1PYg3s8IYdKG0E3aEDCdm.jpeg" width="320" /></a></div>The most effective and emotional Yom HaShoah ceremony I´ve attended in recent years was held in the Ashkenazi Synagogue of Istanbul on Monday night. Jilda Abravay and Igal Mevorah´s presentations, Sarah Chitrik´s music, and the speech made by Dr. Mehmet Ali Tuğtan of Bilgi University left their marks on this significant ceremony.<p></p><p>In the ceremony held in the Ashkenazi Synagogue on Monday, April 17th, 6 million Holocaust (Shoah) victims of whom 1.5 million were children were commemorated. On this significant day fully titled Yom Hashoah Ve-Hagevurah (Holocaust and Heroism Remembrance Day), Jews who had lost their lives during the Holocaust as well as the heroes who had resisted the Nazis and the horrible end awaiting them, through the Warsaw ghetto uprising were commemorated.</p><p>The ceremony began with Jilda Abravay and Igal Mevorah introducing six people who were Holocaust victims, survivors, or heroes. Following the telling of the life stories of Wolf Dormanshkin, Roza Robota, Ellie Wiesel, Eva Kor, Selahattin Ülkümen, and Frida Feldman, Sarah Chitrik touched the audience with her violin. After the showing of the short film titled Ani Maamin, 6 candles in memory of 6 million victims were lit by the Chief Rabbi Isak Haleva, Consul General of Israel in Istanbul Ehud Moshe Eitam, Turkish Jewish Community co-Presidents Erol Kohen and Ishak Ibrahimzadeh and members of the Turkish Jewish Community.</p><p>The influential speech made during the ceremony by Istanbul Bilgi University International Relations Department faculty member Dr. Mehmet Ali Tuğtan, is as follows:</p><p>"Shoah is the most horrific consequence of the efforts of the Nazi regime and its collaborators to realize their racist ideological vision in Europe. Although it has targeted hundreds of thousands of other people like the Roma, the Shoah was essentially conceived as a 'final solution' for the goal of eradicating the Jewish people in Europe, and its systematic and industrial application resulted in the killing of six million people.</p><p>Without going into the details of academic debates on its uniqueness, it can be said that the Shoah is a catastrophe with no other historical precedent, from the spatial and ideological complexity of the dehumanizing relationship that the perpetrators established with their victims, to the bureaucratic and industrial dimensions and sophistication of the method of massacre. Regardless of the historical context, the Shoah is one of the boundary-defining events of humanity: Politically, it is a category that constitutes the line of reference and comparison for other similar acts; morally, it is essential to keep it fresh in the memory of humanity in order to prevent similar disasters; and it is a category that has become universal, free from historical context and comparison.</p><p>As a matter of fact, the definition of the Shoah as a crime against humanity and the prosecution and punishment of those responsible for it constituted one of the major cornerstones of the post-World War II rebuilding of the polity in Europe by the victors through the confrontation with fascism. The International Law Commission, appointed by the United Nations General Assembly Resolution 177/II, established the Nuremberg Principles based on individual and institutional responsibility for crimes against humanity; subsequently, the Convention on the Prevention and Punishment of the Crime of Genocide was adopted by the United Nations General Assembly in December 1948 and entered into force in January 1951. The adoption of the Genocide Convention was aimed not only at defining and preventing similar crimes from being committed in the future, but also at creating a part of the moral foundations of the new political order that was approved by all its participants.</p><p>These political and moral foundations, laid under the influence of the Shoah, determined the political language of the post-war world and the boundaries of legitimacy within this language; the denial, trivialization or affirmation of the Shoah was excluded from the boundaries of legitimacy, just like the symbols of Nazism and fascism. Post-war European politics, in which anti-Semitism, the denial of the Shoah and the affirmation of fascism, both at the individual and collective political level, were legally prohibited by European states, was built on these foundations.</p><p>The fact that Türkiye did not engage with World War II spared our country and our people, which was devastated by war and occupation only a generation ago, from great destruction. The government led by İsmet İnönü kept Türkiye out of the war, sometimes through shrewd diplomatic maneuvering, sometimes through a cold and rigid defense of the national interest, and often through pain and sacrifice. In this way, although they could not prevent the privations of war, they managed to protect the country and the people from paying a much higher price. Moreover, thanks to the post-war transition to multi-party democracy and the choice to join the Western Alliance, Türkiye was able to become an equal and respected member of the newly established order in Europe. However, staying out of the war also resulted in being left out of the change in the political climate in Europe after the war. As I tried to summarize at the beginning, an important element of Europe’s confrontation with fascism was the understanding of the Shoah in all its aspects and its becoming one of the cornerstones of politics as a border-defining event. Since Türkiye was not occupied during the war, it could not be fully part of this transformation. For Turkish intellectuals and public opinion, the Nuremberg trial, or the European-wide condemnation of fascism and Nazism, was a mere snapshot, which, unlike the rest of Europe, they did not participate in as victims or criminals, but watched from the outside, free from any sense of existential anxiety, anger, fear, or demand for justice. Moreover, in the early years of the Cold War, the growing anti-communist sentiment and concern about Soviet expansionism made confronting fascism a secondary concern. It can be argued that the ideological influence of Nazism and fascism in Türkiye was spread through the anti-communist mobilization during the Cold War, even more than during the interwar period or World War II.</p><p>Türkiye’s encounter as an observer, rather than a participant, in this process, which was of fundamental importance in the restructuring of politics in post-war Europe, had an impact not only during the Cold War period, but also in its aftermath and today. Indeed, it is possible to argue that this situation, among other reasons, has contributed to many of the negativities identified and criticized by internal and external observers of Turkish politics. It must be said that similar problems, albeit for completely different reasons, have been and continue to be experienced in the former communist bloc that acquired freedom with the end of the Cold War. However, another feature that distinguishes Türkiye from these examples is that the National Education curriculum does not include a holistic 20th Century Political History course. The history lessons taught at the high school level in Türkiye consists of the History of the Revolution and the early republican period. The scope of this historical narrative is limited to national politics, and its chronological trajectory does not go beyond the death of Mustafa Kemal Atatürk on November 10, 1938, thus marking the end of the interwar period. Thus, not only is the political climate in Türkiye devoid of important elements that form the foundations of European politics, but due to deficiencies in our national education curriculum, all schools in Türkiye, even the most prestigious ones, are graduating their students with a that lack of knowledge of the 20th century political history that forms the basis of modern political consciousness.</p><p>To grasp the significance of this shortcoming, we need to go back to the words of former US President Dwight D. Eisenhower. After the successful testing of the hydrogen bomb by both superpowers, Eisenhower made the following observation: In the span of a single human lifetime, the destructive power at our disposal has gone from the artillery shell to the hydrogen bomb. Yet humanity’s intellectual and conscientious progress has lagged behind this technological progress. Thus, Eisenhower pioneered the introduction of a nationwide General Education curriculum in colleges to address this gap.</p><p>Back to us: As of the centenary of the Republic, Türkiye is a long-established and important member of the Western Alliance, a country in an ongoing candidacy and customs union with the European Union, the 21st largest economy in the world, and a country with regional and global influence. Despite the economic, political, and social problems that we all know and feel to varying degrees, the republic has grown on the borders and foundations on which it was founded and has risen in the direction envisioned by its founders. The Treaty of Lausanne, whose centenary will soon be celebrated, is the only one of the treaties concluded after World War I that is still valid. Yet, as Türkiye enters the second century of the republic, it is raising generations that are ignorant of the basic sensitivities of European politics to which their country is intricately linked and with which the ideals of the republic belong, and members of these generations can buy one of the many and cheap translations of Adolf Hitler’s Mein Kampf from any bookstore around the corner. Neo-Nazi, fascist and anti-Semitic movements, globalized by the algorithms of social media that equalize their audience on the most banal and profane commonalities, reach the screens and minds of these generations without any critical filtering. It is possible to say that this situation has a significant impact on the recent unpleasant incidents among our youth, which are well known to everyone present here.</p><p>In making this emphasis, I do not want it to be inferred that I am ignoring Türkiye’s own history of authoritarianism and discrimination, or that I am neglecting tragedies such as the Thrace Pogroms, the Wealth Tax or the Events of 6-7 September and the local dynamics that led to them. On the contrary, I think that the fact that we do not share the language and borders of European politics has an important correlation with many of the problems that have become chronic in Türkiye’s political climate, and I hope that the inclusion of the Shoah as one of the main events of 20th century political history and the post-war period in the curriculum will be instrumental in confronting these issues and discussing them in a healthier way.</p><p>Philosopher Avishai Margalit notes that a decent society is one in which individuals and groups do not humiliate each other. A decent society is a more realistic and achievable goal than a righteous society. This is because whether justice and goodness are manifested or not is a debate that is conducted from relative and subjective perspectives. However, humiliation, discrimination and the evil that accompanies them are universally evident and therefore much easier to both diagnose and prevent. One of the necessary steps for our republic, which is entering its second century, to become a decent society while maintaining the ideal of a just society, is to educate the public, but especially the younger generations, about the Shoah as a boundary-setting and fundamental cornerstone of contemporary politics."</p><p>The ceremony came to an end after Rabbi Mendy Chitrik sang the Ani Ma'amin hymn and with the Kadish prayer recited by Chief Rabbi Isak Haleva.</p><p><i>Translated from Turkish by Janet Mitrani Şalom Turkey 21 April 2023 <a href="https://www.salom.com.tr/salomTurkey/haber/127242/yom-hashoah-commemorated-in-the-ashkenazi-synagogue">https://www.salom.com.tr/salomTurkey/haber/127242/yom-hashoah-commemorated-in-the-ashkenazi-synagogue</a></i></p>karel valansihttp://www.blogger.com/profile/06445425383508522078noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1335535367773435832.post-69875958646920635372023-04-18T19:01:00.001+03:002023-04-22T19:09:49.780+03:00Yom Aşoa Aşkenaz Sinagogunda anıldı<div class="row" style="border: 0px; box-sizing: border-box; display: flex; flex-wrap: wrap; margin: 0px -10px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;"><div class="col-md-12 " style="border: 0px; box-sizing: border-box; flex: 0 0 100%; margin: 0px; max-width: 100%; outline: 0px; padding: 0px 10px; position: relative; vertical-align: bottom; width: 673.328125px;"><div class="wp-caption aligncenter text-center" style="border: 0px; box-sizing: border-box; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; position: relative; text-align: center !important; vertical-align: bottom;"><a data-caption="Yom Aşoa Aşkenaz Sinagogunda anıldı" data-fancybox="imagesdty" href="https://www.salom.com.tr/uploads/news/b_18042023BURNuL1Dp0FT6GEY5u4mclhKc.jpg" style="border: 0px; box-sizing: border-box; clear: left; color: #5e5e5e; cursor: pointer; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; margin-top: 0px; outline: 0px; padding: 0px; text-decoration: none; transition: all 0.2s; vertical-align: baseline;" title="Yom Aşoa Aşkenaz Sinagogunda anıldı"><img alt="Yom Aşoa Aşkenaz Sinagogunda anıldı" class="enboy lazyload" data-original="https://www.salom.com.tr/uploads/news/b_18042023BURNuL1Dp0FT6GEY5u4mclhKc.jpg" height="213" src="https://www.salom.com.tr/uploads/news/b_18042023BURNuL1Dp0FT6GEY5u4mclhKc.jpg" style="border: none; box-sizing: border-box; height: auto; margin: 0px; max-width: 100%; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: middle;" width="320" /></a></div><p class="hdtyack" style="border: 0px; box-sizing: border-box; color: #5e5e5e; font-size: 20px; font-weight: 600; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Son yıllarda katıldığım en etkili ve duygusal Yom Aşoa töreni pazartesi gecesi Aşkenaz Sinagogunda gerçekleştirildi. Jilda Abravay ve İgal Mevorah´ın sunumları, Sarah Chitrik´in müziği ve Bilgi Üniversitesinden Dr. Mehmet Ali Tuğtan´ın konuşması bu önemli törene damgasını vurdu</p></div></div><div class="row" style="border: 0px; box-sizing: border-box; display: flex; flex-wrap: wrap; margin: 0px -10px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;"><div style="text-align: justify;"><br /></div><div class="row" style="border: 0px; box-sizing: border-box; display: flex; flex-wrap: wrap; margin: 0px -10px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;"><div class="col-md-12 pl-0 pr-0 mbot15" style="border: 0px; box-sizing: border-box; flex: 0 0 100%; margin-bottom: 15px !important; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; max-width: 100%; outline: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px !important; padding-right: 0px !important; padding-top: 0px; position: relative; text-align: justify; vertical-align: bottom; width: 673.328125px;"></div></div><div class="row" style="border: 0px; box-sizing: border-box; display: flex; flex-wrap: wrap; margin: 0px -10px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; clear: right; float: right; line-height: 28px; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em; margin-top: 0px; outline: 0px; padding: 0px; text-align: justify; vertical-align: bottom;"><span style="color: #403f3f; font-size: 18px; text-align: left;">17 Nisan pazartesi akşamı Aşkenaz Sinagogunda düzenlenen törende 1,5 milyonu çocuk 6 milyon Holokost (Şoa) kurbanı anıldı. Tam adı </span><em style="border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; font-size: 18px; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; text-align: left; vertical-align: bottom;">Yom Hashoah Ve-Hagevurah</em><span style="color: #403f3f; font-size: 18px; text-align: left;"> (Holokost kurbanlarını ve kahramanlığı anma günü) olan bu önemli günde hem Holokost’ta hayatını kaybeden Yahudiler, hem de Varşova gettosu ayaklanmasıyla Nazilere ve onları bekleyen korkunç sona karşı çıkan kahramanlar anıldı.</span><span style="text-align: center;"> </span></p></div><div class="col-md-12 mbot15 hicerikdty" style="border: 0px; box-sizing: border-box; color: #403f3f; flex: 0 0 100%; font-size: 18px; line-height: 28px; margin-bottom: 15px !important; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; max-width: 100%; outline: 0px; padding: 0px 10px; position: relative; vertical-align: bottom; width: 673.328125px;"><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;"></p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; clear: left; float: left; line-height: 28px; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; margin-top: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;"><img alt="" height="213" src="https://www.salom.com.tr/uploads/images/18042023r0VLYd9D3bP4uMnI.jpg" style="border: none; box-sizing: border-box; height: auto; margin: 0px; max-width: 100%; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: middle;" width="320" /></p>Tören <span style="border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Jilda Abravay</span> ve <span style="border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">İgal Mevorah</span>’ın Holokost kurbanı, kurtulanı veya kahramanı olan altı kişiyi tanıtmasıyla başladı. Wolf Dormanshkin, Roza Robota, Ellie Wiesel, Eva Kor, Selahattin Ülkümen ve Frida Feldman’ın hayat hikayelerinin anlatılmasının ardından <span style="border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Sarah Chitrik</span> kemanıyla izleyenleri duygulandırdı. Ani Maamin adlı kısa film gösteriminin ardından, 6 milyon Holokost kurbanı anısına 6 mum Hahambaşı Rav İsak Haleva, İsrail’in İstanbul Başkonsolos Vekili Ehud Moşe Eitan, Türk Yahudi Toplumu eş Başkanları Erol Kohen ve İshak İbrahimzadeh ile Türk Yahudi Toplumunun farklı kesimlerinden üyeleri tarafından yakıldı.<p></p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;"><br /></p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;"><em style="border: 0px; box-sizing: border-box; clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; margin-top: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;"><img alt="" height="300" src="https://www.salom.com.tr/uploads/images/18042023M8Zb7G2i9yLiDN3v.jpg" style="border: none; box-sizing: border-box; height: auto; margin: 0px; max-width: 100%; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: middle;" width="500" /></em>İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi <span style="border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Dr.</span><span style="border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Mehmet Ali Tuğtan</span> törende gerçekleştirdiği etkili konuşmasından bazı bölümler şu şekilde;</p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">“Şoa, Nazi rejiminin ve işbirlikçilerinin ırkçı ideolojik tahayyüllerini Avrupa çapında hayata geçirme çabalarının en korkunç sonucudur. Romalar başta olmak üzere yüz binlerce başka insanı da hedef almış olsa da Şoa, aslen Avrupa’daki Yahudi halkının ortadan kaldırılması hedefine yönelik bir ‘nihai çözüm’ olarak düşünülmüş; sistematik ve endüstriyel yöntemlerle uygulanması sonucu altı milyon insanın öldürülmesiyle sonuçlanmıştır.”</p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">“Şoa, insanlığın sınır tanımlayan olaylarından biridir: Siyaseten benzer başka eylemlerin referans ve kıyas çizgisini teşkil eden, ahlaken insanlık hafızasında taze tutulması benzer felaketlerin engellenmesi için elzem, evrenselleşmek suretiyle tarihsel bağlam ve kıyastan azade hale gelmiş, bir kategoridir. Nitekim, 2. Dünya Savaşı sonrası galiplerin eliyle Avrupa’da siyasa, faşizmle yüzleşme üzerinden yeniden kurulurken, Şoa’nın bir insanlık suçu olarak tarifi ve sorumlularının yargılanarak cezalandırılması önemli temel taşlarından birini teşkil etmiştir.”</p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">“Türkiye’nin 2. Dünya Savaşı’na girmemiş olması, sadece bir kuşak önce savaş ve işgal nedeniyle harap olmuş ülkemizi ve halkımızı büyük yıkımlardan korumuştur. Ancak, Türkiye’nin, savaş sonrası Avrupa’da siyasanın yeniden yapılanmasında temel öneme sahip bu süreci bir paydaş değil, daha ziyade bir gözlemci olarak tecrübe etmiş olması, sadece Soğuk Savaş dönemi değil, sonrası ve günümüze de uzanan bir etki yaratmıştır.”</p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">“Türkiye’de lise seviyesinde öğretilen tarih, İnkılap Tarihi ve erken cumhuriyet döneminden ibarettir. Bu tarih anlatısının kapsamı ulusal siyasetle sınırlıdır, kronolojik izleği ise Mustafa Kemal Atatürk’ün 10 Kasım 1938’de ölümünden, dolayısı ile iki savaş arası dönemin sonundan ileri gitmemektedir. Bu sebeple, Türkiye’de sadece siyasal iklim Avrupa siyasasının temellerini oluşturan önemli unsurlardan yoksun olmakla kalmamakta, milli eğitim müfredatımızdaki eksiklikler nedeniyle ülkemizin en prestijli olanları dahil tüm okulları, modern siyasal bilincin zeminini oluşturan 20. yüzyıl siyasal tarihi bilgisinden yoksun nesiller yetiştirmektedir.”</p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">“Türkiye, Cumhuriyet’in yüzüncü yılı itibariyle Batı İttifakının köklü ve önemli bir üyesi, Avrupa Birliği ile süregelen bir adaylık ve gümrük birliği içerisinde, dünyanın 21. büyük ekonomisine sahip, bölgesel ve küresel düzeyde etki sahibi bir ülkedir. Ancak, cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken Türkiye, girift ilişkilerle bağlı ve cumhuriyetin kurucu idealleri ile ait olduğu Avrupa siyasasının temel hassasiyetlerinden bihaber nesiller yetiştirmekte, üstelik bu nesillerin üyeleri, köşe başındaki herhangi bir kitapçıdan Adolf Hitler’in Kavgam’ının pek çok ve pek ucuz çevirilerinden birini satın alabilmektedir. Sosyal medyanın en bayağı ve banal ortak bileşende eşitleyen algoritmaları sayesinde küreselleşen neo-nazi, faşist ve antisemit akımlar, eleştirel bir süzgeçten geçmeksizin bu nesillerin ekranlarına ve beyinlerine ulaşmaktadır. Son günlerde gençlerimiz arasında yaşanan, burada bulunan herkesin malumu tatsız olaylarda, bu durumun da önemli bir etkisi olduğunu söylemek mümkündür.”</p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">“Filozof Avishai Margalit, düzgün bir toplumda kişi ve grupların birbirlerini aşağılamadıkları bir düzenin hakim olduğunu belirtir. Düzgün bir toplum, adil bir topluma kıyasla daha gerçekçi ve ulaşılabilir bir hedeftir. Zira adalet ve iyiliğin tezahür edip etmediği görece ve öznel bakış açılarından sürdürülen bir tartışmadır. Oysa aşağılama, ayrımcılık ve onlara eşlik eden kötülük evrensel biçimde barizdir ve dolayısıyla hem teşhisi, hem de engellenmesi çok daha kolaydır. İkinci yüzyılına giren cumhuriyetimizin, adil bir toplum idealini korurken öncelikle düzgün bir toplum olması için atılması gereken adımlardan biri de, çağdaş siyasanın sınır belirleyici ve temel bir taşı olarak Şoa’nın topluma, ama özellikle de genç nesillere öğretilmesidir.”</p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;"> <img alt="" height="200" src="https://www.salom.com.tr/uploads/images/18042023cAFbUFNLm3LTdZMD.jpg" style="border: none; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(0, 0, 0); color: black; height: auto; margin: 0px; max-width: 100%; outline: 0px; padding: 0px; text-align: center; vertical-align: middle;" width="133" /></p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Tören Rav Mendy Chitrik’in Ani Meamin ilahisini okumasının ardından Hahambaşı Rav Isak Haleva’nın okuduğu Kadiş duası ile tamamlandı. </p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Karel Valansi, Şalom Gazetesi 18 Nisan 2023 <a href="https://www.salom.com.tr/haber/127233/yom-asoa-askenaz-sinagogunda-anildi">https://www.salom.com.tr/haber/127233/yom-asoa-askenaz-sinagogunda-anildi</a></p></div></div></div>karel valansihttp://www.blogger.com/profile/06445425383508522078noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1335535367773435832.post-23356900119369661282023-04-05T17:26:00.001+03:002023-04-06T16:29:23.898+03:00Eitam: Son on yıl, farklılıklarımıza saygı duymamız gerektiğini öğretti<p><span style="background-color: white; caret-color: rgb(94, 94, 94); color: #5e5e5e; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 20px; font-weight: 600;"></span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiS_kEq3S0R544X1rmDlP8_AqxEeOOqcfh7ymJpZXTfUvQojLs1FpZtGen65QSGyx1pVtHenMQDy3AwhqiVVPM2zBTQ870EpAzQ_Y_bd7jJNjpBFja-puYuQ7ZL1ypzCR3ZpM-lkaozMsx8Nd4XeXyNrBCtIHXbdedPuzlHsGCqPT-oY19TgOUhmLlI5Q/s960/b_5042023GnlD1cPIp9z2gEpICDAaRkqNj.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="856" data-original-width="960" height="285" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiS_kEq3S0R544X1rmDlP8_AqxEeOOqcfh7ymJpZXTfUvQojLs1FpZtGen65QSGyx1pVtHenMQDy3AwhqiVVPM2zBTQ870EpAzQ_Y_bd7jJNjpBFja-puYuQ7ZL1ypzCR3ZpM-lkaozMsx8Nd4XeXyNrBCtIHXbdedPuzlHsGCqPT-oY19TgOUhmLlI5Q/s320/b_5042023GnlD1cPIp9z2gEpICDAaRkqNj.JPG" width="320" /></a></div>İsrail İstanbul Başkonsolosluğu Şefi Ehud Moshe Eitam, Mart 2019´da hem pandemi nedeniyle, hem de Türkiye-İsrail ilişkileri açısından oldukça hassas bir dönemde göreve başladı. Bir zamanlar yakın müttefik olan İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkiler, Aralık 2008´deki Dökme Kurşun Operasyonu´nun ardından on yılı aşkın süredir gergin durumdaydı. 2016´da diplomatik ilişkiler yeniden elçilik seviyesine çıkarılsa da, 2018´de Gazze sınırında yaşanan olaylar nedeniyle Türkiye büyükelçisini geri çağırmış ve İsrail büyükelçisinin ayrılmasını talep etmişti. Diplomatik ilişkiler ancak Mart 2022´de İsrail Devlet Başkanı Isaac Herzog´un tarihi Ankara ziyaretinden aylar sonra yeniden üst seviyeye çıkarıldı. Eitam, uzun süredir beklenen ikili ilişkilerdeki normalleşmeye tanık oldu. Kendisiyle Türkiye´de çalışmanın zorluklarını ve fırsatlarını, Türkiye-İsrail ilişkilerinin geleceğini ve dışişleri bakanlığından emekli olduktan sonraki gelecek planlarını konuştuk.<p></p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;"><span style="border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">İkili ilişkilerin hassas bir döneminde İstanbul'a başkonsolos olarak atandınız. Türkiye'ye gelirken beklentileriniz nasıldı ve nasıl sonuçlandı?</span></p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">İki hükümet arasında diyalogun yok denecek kadar az olduğu bir dönemde göreve geldim ve genel siyasi atmosfer de pek elverişli değildi. Öte yandan, kültürel aktiviteler bir hayli canlıydı ve karşılıklı ticaret hacmi büyük ve artma eğilimindeydi. Her iki tarafta da ikili ilişkilerin önemine değer veren kişi ve grupların olduğunu da biliyordum. Görevim ilişkilerdeki risk yaratabilecek yönleri azaltırken, olumlu yönleri korumak ve teşvik etmeye çalışmaktı. O dönem olumlu bir siyasi değişim için en az iki-üç yıl geçmesi gerektiğini öngörmüştük. Sonunda bu öngörümüz gerçekleşti. İkili ilişkiler arasındaki gergin siyasi atmosferde çalışmak her zaman kolay değildi. Ancak üç yıldan kısa bir dönemde (buna pandemi dönemi de dahil), iki ülke arasındaki normalleşme süreci geniş kapsamı ve hızı ile beni şaşırttı, beklentilerimin ötesine geçti.</p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Bunlar benim ‘profesyonel’ beklentilerimdi. Kişisel olarak, daha önceki ziyaretlerime dayanarak, dünyanın en güzel şehirlerinden birine geldiğimin bilincindeydim; dost canlısı bir halk, zengin tarihi miras ve tabi ki samimi bir Yahudi toplumu. Kişisel anlamda da beklentilerim fazlasıyla aşıldı.</p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;"><span style="border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Görev süreniz boyunca Türk yetkililerle ilişkileriniz nasıldı? İstediğin/ihtiyaç duyduğunuz zaman randevu alabildiniz mi?</span></p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">İlk cevabımdan da tahmin edebileceğiniz gibi, özellikle üst düzey yetkililerle görüşme ayarlamaya çalışırken, temkinli bir yaklaşımla karşılaştım. Ancak o zamanda dahi, bürokrat ve belediye çalışanlarıyla çoğu zaman iyi iş birliklerimiz oldu. Bu iş birliği, acil durumlarda üst düzey yetkilileri de kapsadı. Elbette diplomatik ilişkilerimizde bir normalleşme yaşamaya başlayınca işler hızlı bir şekilde iyiye doğru değişti.</p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;"><span style="border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Türk yetkililer Ankara ve İstanbul’da İsrail’in düzenlediği ulusal törenlerde yoktu; siz de bazı resepsiyonlara davet edilmediniz. İkili ilişkilerin normalleşmesinin ardından bu konuda da değişiklik yaşandı mı?</span></p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Gerçek şu ki, son yıllarda bütçe ve lojistik kısıtlamalar ve pandemi nedeniyle ne Ankara'da ne de İstanbul'da büyük törenler yapmadık. Türkiye protokole oldukça sıkı bir şekilde uyulan bir ülke ve birçok törene davet edildim. Kültürel etkinliklerimize genellikle katılım yüksekti. İkili ilişkilerin normalleşmesi, davetleri ve katılımı, birçok konuda ortak çıkarlara sahip iki dost ülke arasında genellikle var olan bir düzeye yükseltti.</p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;"><span style="border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Neredeyse dört yıldır buradasınız. Türkiye’de sizi en çok şaşırtan ne oldu?</span></p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Bu, hazırlıklı olmadığım zor bir soru... Neredeyse haksızlık, çünkü Türkiye benden daha deneyimli expatlar için bile sürprizlerle dolu bir ülke. Birini seçmek zor, bu yüzden izninizle iki örnek vereceğim, ikisi de insanlarıyla ilgili. İlki, nüfusu oluşturan farklı gruplar arasındaki hoşgörü ile ilgili. Burada çok popüler ünlü bir İsrailli müzisyenin konserinde şahit oldum. İstanbul’un merkezi bir konser salonunu dolduran bu müzisyenin hayranları konserden sonra (İsrailli olduğunu bilerek) selfie çekmek için uzun bir kuyrukta sabırla bekleyen muhafazakar ve laik gençleri gördüğümde, müziğin insanların gönüllerini birleştirmedeki gücüne bir kez daha tanık oldum. Kalbimi ısıtan diğer örnek ise Türk insanının sokak hayvanlarına yönelik şefkatinin boyutu. Bunu başka hiçbir yerde gördüğümü sanmıyorum. Bunlara ek olarak İsrail ve Türk toplumları arasındaki benzerlikleri de saymalıyım. Ayrıca Yahudi mirasının ve toplumsal yaşamının zenginliğini de eklemem gerekir. İkisi de kapsamları açısından beni etkilese de, ilk anlattığım anekdot beni hepsinden çok olumlu anlamda şaşırttı. Çok dokunaklıydı ve Türk toplumunun harika bir yansıması olduğunu düşünüyorum. </p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;"><span style="border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Türkiye’den ayrılırken en çok neyi özleyeceksiniz?</span></p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Yine acımasız bir soru. Bir çok şeyi özleyeceğim ama iki şeyle kendimi sınırlayacaksam, samimi ve güler yüzlü halk ile güzeller güzeli Boğaz’ı saymam gerekir. Dürüst olmam gerekirse, burada sinagoga çok fazla gidememiş olsam da, kesinlikle özleyeceğim. Türk Yahudilerinin birlikteliği, hissettirdikleri ev duygusu, güzellikleri, İsrail’e ve bana duyulan saygı ruhumu besledi ve burada görev yaptığım süre boyunca yaşadığım bazı zor zamanlarda yardımcı oldu. Burası aynı zamanda Türk Yahudi Toplumuna benim için yaptıkları her şey için teşekkür etme yeri ve fırsatı. Kalbimin derinliklerinden teşekkür ederim.</p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;"><span style="border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Filistin meselesinin ilişkilerdeki hassas nokta olduğunu göz önünde bulundurarak, Türkiye-İsrail ilişkilerinin geleceğini nasıl görüyorsunuz? </span></p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Çok iyimserim. Resmi ilişkilerimizin iyi olmadığı yılların yerini, sayıca artan iyi geçen yıllar alıyor. Bunun bir çok nedeni var. Bölgedeki ortak stratejik çıkarlarımız, birbirini tamamlayıcı ekonomiler, ortak tarih, kültürel benzerliklerimiz, coğrafi yakınlık. Farklılıklarımız var ama bence son on yılın bize öğrettiği bu farklılıklara saygı duymamız ve bunları olumsuz bir hikayeye dönüştürmemiz gerektiği. Filistin sorunu var ama İsrail ile Türkiye arasındaki iyi ve sağlam ilişkiler Filistinlilerin de çıkarlarına hizmet edecek. Yakın zamanda normalleşen ilişkilerimiz sayesinde çok katmanlı bir diyalog kanalı açıldı. Bu sayede iki ülke arasında olası farklılıkların öngörülmesi, yumuşatılması ve mümkün olduğunda hafifletilmesi mümkün olabilecek. Bu durum son yıllarda farklı vesilelerle kendini kanıtladı.</p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;"><span style="border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Ekonomi ikili ilişkilerin önemli bir birleşeni. En zor günlerde dahi karşılıklı ticaret rakamları arttı, hatta ikiye katladı. Diplomatik ilişkilerin bu kadar zarar gördüğü bir ortamda dahi iş dünyasının işbirliği yapmaya devam etmesini teşvik eden unsurlar neydi sizce?</span></p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Ekonomi ikili ilişkilerimizde her zaman güçlü bir temel oluşturmuştur. Diplomatik bağların en iyi durumda olmadığı dönemlerde bile ekonomik-ticari ilişkilerimiz gelişmeye devam etti. Yaklaşık dört yıl önce Türkiye’ye atandığımda karşılıklı ticaret hacmi 5 milyar dolar civarındaydı. 2022’de bu rakam 9 milyar dolara ulaştı. 2023 için 10 milyar dolara ulaşması bir hayli mümkün. Bence bu durumun birinci sebebi sektörlerin uzun süredir birbirini tanıyor olması. İkincisi, her iki hükümetinde gelenekselleşen, ticarete karışmama ve hatta iş birliğini destekleme politikası. Coğrafi yakınlık ulaşımı daha ucuz ve hızlı hale getiriyor. Bu durum özellikle tedarik zincirinin kesintiye uğradığı zamanlarda çok önemli. Türkiye ve İsrail ekonomilerinin birbiriyle rekabet etmek yerine birbirini tamamladığının da altını çizmek gerekir. Bunun yanı sıra her iki ekonominin birbirleri için fırsatlar sunduğunu da vurgulamak gerekir. Türkiye’nin iyi eğitimli, yetenekli ve vasıflı iş gücü ile İsrail’in siber, sağlık bilimleri, tarım, su ve iklim teknolojileri gibi alanlardaki uzmanlıkları iki ülkenin iş birliklerini arttıracaklardır.</p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;"><span style="border: 0px; box-sizing: border-box; font-weight: 700; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Dışişleri bakanlığından emekli olduğunuza göre, gelecek için planınız nedir?</span></p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Dört yıl ailemden ayrı kaldım. Tüm ailem, eşim ve çocuklarım dahil, İsrail’de kaldı ve yaklaşık iki yıl pandemi nedeniyle İstanbul’a gelemediler. Bu nedenle ilk önceliğim bu ayrılığı telafi etmek hem onlar hem de kendim için. Daha sonra aktif kalmak ve katkıda bulunmaya devam etmek istiyorum. Türkiye-İsrail ilişkilerinin potansiyeli konusunda biriktirdiğim çok yönlü tecrübe ve birikimleri kullanmayı, paylaşmayı ve desteklemeyi çok isterim. Ayrıca bu harika ülkeyi ve toplumu daha sık ziyaret etmemi sağlayacak. Bakın daha gitmeden nostaljiye kapılıyorum…</p><p style="border: 0px; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(64, 63, 63); color: #403f3f; font-family: "open sans", sans-serif; font-size: 18px; line-height: 28px; margin: 0px 0px 20px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: bottom;">Karel Valansi, Şalom Gazetesi 5 Nisan 2023 <a href="https://www.salom.com.tr/haber/127145/eitam-son-on-yil-farkliliklarimiza-saygi-duymamiz-gerektigini-ogretti">https://www.salom.com.tr/haber/127145/eitam-son-on-yil-farkliliklarimiza-saygi-duymamiz-gerektigini-ogretti</a></p>karel valansihttp://www.blogger.com/profile/06445425383508522078noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1335535367773435832.post-20415966395831790122023-04-05T16:29:00.001+03:002023-04-06T16:32:01.335+03:00Eitam: We Have To Respect Our Differences, The Last Decade Showed Us That<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbomqJJfz6l9RUy0RjYrodJ9OLEkpt3PCpBCaY_1P1jFq66FDqBk5QHKdfcbmhyU9JYq3EagVO6xSCbK7U15ZQM4lZU-0B8MTOSK9f84ay3L6NBzlrwIGF_PorE9aISLwDLMtQhiXzXPYIKOjy4Z_o4aTaBJ7a3H7WiH-srFe6_bk8KrvhCdah0xSs9Q/s960/b_5042023GnlD1cPIp9z2gEpICDAaRkqNj.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="856" data-original-width="960" height="285" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbomqJJfz6l9RUy0RjYrodJ9OLEkpt3PCpBCaY_1P1jFq66FDqBk5QHKdfcbmhyU9JYq3EagVO6xSCbK7U15ZQM4lZU-0B8MTOSK9f84ay3L6NBzlrwIGF_PorE9aISLwDLMtQhiXzXPYIKOjy4Z_o4aTaBJ7a3H7WiH-srFe6_bk8KrvhCdah0xSs9Q/s320/b_5042023GnlD1cPIp9z2gEpICDAaRkqNj.JPG" width="320" /></a></div>Acting Head of Post of the Consulate General of Israel in Istanbul, Ehud Moshe Eitam started his position in March 2019 in a very delicate time not just for Turkish-Israeli relations but also due to the pandemic. Once close allies, relations between Israel and Turkey have been strained for over a decade following the Cast Lead Operation in December 2008. Diplomatic relations were restored in 2016, but two years later, Turkey recalled its ambassador and asked Israel´s to leave in protest of Israel´s response to rioting on the Gaza border. Only after the historic visit of Israel´s President Isaac Herzog to Ankara in March 2022 did the two sides announce that they would be restoring full diplomatic ties, which picked up pace in 2022. Eitam witnessed the improvement of bilateral relations, which in the end reached the long waited normalization. We talked with him about the difficulties and opportunities encountered working in Turkey, the future of Turkish-Israeli relations, and his plans for the future, following his retirement from the ministry of foreign affairs.<p></p><p style="caret-color: rgb(119, 119, 119); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 14px; margin: 0px; padding: 0px 0px 15px;"><strong style="margin: 0px; padding: 0px;">You were appointed as consul general to Istanbul in a very sensitive time. What were your expectations coming here to Turkey and how it turned out?</strong></p><p style="caret-color: rgb(119, 119, 119); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 14px; margin: 0px; padding: 0px 0px 15px;">Indeed, I arrived in a time when dialogue between the governments hardly existed then and the general political atmosphere was not favorable. On the other hand, the cultural activity was rather vivid and the commercial exchange was big in volume and on the rise. I also knew that on both sides there were people and circles who valued the significance of the relations between our two countries. So my mission was to try to maintain and encourage the positive side in the relations while mitigating the risky aspects. We estimated at the time, that at least two to three years would pass before a positive political change would take place. At the end, the above expectations of ours were realized. Working in a strained political atmosphere was at times not easy, but less than three years later (including the pandemic period) the normalization process surprised me in its comprehensiveness and the rapid pace it took, exceeding my expectations.</p><p style="caret-color: rgb(119, 119, 119); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 14px; margin: 0px; padding: 0px 0px 15px;">These were the “professional” expectations. However as far as the personal sphere is concerned, I knew (based on previous visits here) that I was coming to one of the most beautiful destinations in the world; friendly people, rich and diversified heritage and of course warm Jewish Community. Also here my expectations were more than realized.</p><p style="caret-color: rgb(119, 119, 119); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 14px; margin: 0px; padding: 0px 0px 15px;"><strong style="margin: 0px; padding: 0px;">During your tenure, how was your relations with Turkish officials? Could you get a rendezvous when you wanted/needed?</strong></p><p style="caret-color: rgb(119, 119, 119); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 14px; margin: 0px; padding: 0px 0px 15px;">As you may guess from my first answer, I met a cautious approach when trying to set meetings, especially with high officials. But then too, we often had good cooperation with the working and municipal levels, and at times even with senior ones especially in emergency situations. Of course things changed rather speedily and dramatically for the better when our diplomatic relations started moving in the right direction.</p><p style="caret-color: rgb(119, 119, 119); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 14px; margin: 0px; padding: 0px 0px 15px;"><strong style="margin: 0px; padding: 0px;">They were absent in Israeli national ceremonies in Ankara or Istanbul and you were not invited to some receptions. Is there any change in this respect following normalization of bilateral relations?</strong></p><p style="caret-color: rgb(119, 119, 119); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 14px; margin: 0px; padding: 0px 0px 15px;">The truth is that we did not hold large ceremonies neither in Ankara nor in Istanbul during the previous years due to budgetary and logistical constraints which prevailed then, and the pandemic which followed. Türkiye is a country were protocol is observed rather strictly and I was invited to many ceremonial events. Our cultural activities were usually well attended. Again, the normalization of the bilateral relations improved the invitations and attendance to a level which usually exists between two friendly nations that share many common interests.</p><p style="caret-color: rgb(119, 119, 119); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 14px; margin: 0px; padding: 0px 0px 15px;"><strong style="margin: 0px; padding: 0px;">You are here for almost four years. What is the one thing that surprised you the most in Turkey?</strong></p><p style="caret-color: rgb(119, 119, 119); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 14px; margin: 0px; padding: 0px 0px 15px;">This is a difficult question I was not prepared for... Almost unfair, as Turkey is full of surprises even to more experienced expats than myself. Choosing one is a hard mission. But I shall mention two with your permission, and both concern the human attitude. One is the tolerance among different groups of the population. I witnessed it upon my arrival in a concert of a famous Israeli musician who is very popular here. Already then he was able to fill a central concert hall in Istanbul, with heterogeneous groups of youngsters, conservative and secular alike, all waited patiently in a long line after the concert, to have a selfie with him (knowing he is an Israeli). It also proved me once again the power of culture in uniting the hearts of the people.</p><p style="caret-color: rgb(119, 119, 119); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 14px; margin: 0px; padding: 0px 0px 15px;">The other heartworm surprise was the magnitude of compassion of the Turkish people to streets animals. I do not remember seeing it anywhere. Of course we can also speak of the extent of the similarity of our two populations, and the richness of the Jewish heritage and community life here, which both surprised me in their scope, but I find the first somehow anecdotal phenomena above more surprising, very touching and a wonderful reflection of the Turkish society.</p><p style="caret-color: rgb(119, 119, 119); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 14px; margin: 0px; padding: 0px 0px 15px;"><strong style="margin: 0px; padding: 0px;">What is the one thing that you will miss the most from Turkey?</strong></p><p style="caret-color: rgb(119, 119, 119); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 14px; margin: 0px; padding: 0px 0px 15px;">Again a merciless challenge. I shall miss many things, but since I have to confine myself to two: the friendly and smiling atmosphere everywhere, and the beautiful Boğaz (Bosphorus).</p><p style="caret-color: rgb(119, 119, 119); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 14px; margin: 0px; padding: 0px 0px 15px;">But to be frank, although I did not attend the synagogues here frequently enough, I shall certainly miss them. The Jewish people togetherness, the homelike feeling, the respect to Israel and myself and their beauty cherished my spirit and helped me pass some difficult times I experienced during my tenure here. This is also the place and opportunity to thank the community for all what they did for me here. I thank you from the bottom of my heart.</p><p style="caret-color: rgb(119, 119, 119); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 14px; margin: 0px; padding: 0px 0px 15px;"><strong style="margin: 0px; padding: 0px;">How do you see the future of Turkish-Israeli relations? Having in mind that the Palestinian issue is the sensitive spot in relations…</strong></p><p style="caret-color: rgb(119, 119, 119); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 14px; margin: 0px; padding: 0px 0px 15px;">I am very optimistic. The number of years that our official relations were not good is heavily superseded by the number of the good years. It has some very good reasons: common strategic interests in the region, completing economies, shared history, similarity in culture, geographical proximity. We do have our differences but I think that the last decade showed us that we have to respect them without turning it into a dead-end story. The Palestinian issue is there, but also the Palestinians will be better served by good, sound relations between Israel and Türkiye. The recent normalization of the relations established a multilevel and constant dialogue that should foresee, cushion and -where possible- mitigate the differences in difficult times and it has already proven itself on different occasions in the recent year.</p><p style="caret-color: rgb(119, 119, 119); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 14px; margin: 0px; padding: 0px 0px 15px;"><strong style="margin: 0px; padding: 0px;">Economy is a remarkable part of the relations. Even in the worst days, the trade figures increased and even doubled. What were the factors that encouraged the business world to continue when the diplomatic ties were so damaged?</strong></p><p style="caret-color: rgb(119, 119, 119); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 14px; margin: 0px; padding: 0px 0px 15px;">Economy has always been a very strong foundation of our bilateral relations. Even when the diplomatic ties were not at their best, our economic-commercial relations have continued to grow. When I was posted to Türkiye around four years ago the volume of bilateral trade between countries was around 5 billion USD. In 2022 it has reached 9 billion USD and 10 billion USD for 2023 seems within our reach. I think the first reason for this phenomenon was the long acquaintance between our business sectors. The second is the traditional policy of the two governments not to interfere with the business sector and even to support the exchange. The proximity makes the shipment cheaper and rapid which is very important especially in times of interrupted supply chain. We also emphasize the fact that Turkish and the Israeli economies are completing each other rather than competing. Besides it, now we emphasize the fact that the two economies present opportunities to each; Türkiye has well educated, talented and skilled labor force and Israel has the technological expertise in various different fields including cyber, health sciences, agriculture, water and climatech which propel two business communities to further future cooperation.</p><p style="caret-color: rgb(119, 119, 119); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 14px; margin: 0px; padding: 0px 0px 15px;"><strong style="margin: 0px; padding: 0px;">What is your plan for the future now that you are retiring from the ministry of foreign affairs?</strong></p><p><span style="caret-color: rgb(119, 119, 119); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 14px;">I was away from my family for four years. My entire family (including my wife and children) remained in Israel and for almost two years could not travel here due to pandemic. So my first priority will be to compensate them and myself a bit over this separation. Then I would like to continue being active and contributive. Türkiye and my friends from the community is a very good option. I would love to use and share the multifaceted experience and knowledge I accumulated about Türkiye-Israel potential and promote it. It will also allow me to visit this wonderful country and community more often. You see I become nostalgic even before leaving…</span> </p><p>Karel Valansi, Şalom Gazetesi 5 April 2023 <a href="https://www.salom.com.tr/salomTurkey/haber/127126/eitam-we-have-to-respect-our-differences-the-last-decade-showed-us-that">https://www.salom.com.tr/salomTurkey/haber/127126/eitam-we-have-to-respect-our-differences-the-last-decade-showed-us-that</a></p>karel valansihttp://www.blogger.com/profile/06445425383508522078noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1335535367773435832.post-34767557405178034972023-03-31T10:06:00.001+03:002023-04-01T14:09:02.192+03:00Erteleme kararı çok geç alındı - Gazete Duvar Röportaj<h2 style="box-sizing: border-box; font-family: Roboto, sans-serif; font-size: 1.5rem; font-weight: 500; line-height: 1.5; margin-bottom: 1rem; margin-top: 0px;"><div class="separator" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEgYJYHOJ0K2vw4ZK3H5q-66t17y8AqiwgoBEzXwe1kOe4QkmICRI5NNPia5hewH23x2550CFwf6BKzLeB8gobXJSFOLZo0xQBGhomYefjz-b6f5UMk4OH0TnGwEcBaIhX2de_sYp_zRxHxCFJJoY_570sJvpmDZbPSPNQDj6FARWLfJthP5d9maSifA3w" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="" data-original-height="372" data-original-width="660" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEgYJYHOJ0K2vw4ZK3H5q-66t17y8AqiwgoBEzXwe1kOe4QkmICRI5NNPia5hewH23x2550CFwf6BKzLeB8gobXJSFOLZo0xQBGhomYefjz-b6f5UMk4OH0TnGwEcBaIhX2de_sYp_zRxHxCFJJoY_570sJvpmDZbPSPNQDj6FARWLfJthP5d9maSifA3w" width="320" /></a></div>Şalom gazetesi yazarı ve akademisyen Karel Valansi, "Netanyahu yargıda değişiklikler yapmak için yeniden kolları sıvayacak mı? Böyle bir durumda protestoların yeniden alevleneceğini düşünüyorum" dedi.</h2><div><div>İsrail'de Başbakan Benjamin Netanyahu liderliğindeki sağ koalisyon hükümeti, göreve geldikten kısa bir süre sonra duyurdukları ve yargının yetkilerinin kısıtlanmasını öngören düzenlemeyi haftalar süren protestoların ardından erteleme kararı aldı.</div><div><br /></div><div>Yüz binlerce kişinin haftalar boyunca protesto gösterileri düzenlemesine sebep olan neydi? Göstericiler neye karşı çıkıyordu? Netanyahu'nun düzenlemeyi ertelemesinin tek sebebinin bu protestolar olduğunu söylemek mümkün mü?</div><div><br /></div><div>Muhalefetin söz konusu yargı düzenlemesini 'hukuk yoluyla darbe' olarak nitelendirdiğini hatırlatan Şalom gazetesi yazarı ve akademisyen Karel Valansi'ye göre, halk haftalarca devam eden protestolarla bir yandan yeni koalisyonun yaşam tarzlarına müdahale olarak gördükleri politikalarına karşı çıktı, diğer yandan hükümetin yapmayı planladığı ve peyderpey meclisten geçirmeye başladığı yargı düzenlemelerini durdurmaya çalıştı.</div><div><br /></div><div>'YÜKSEK MAHKEME'NİN TEMYİZ YETKİSİ GERİ ALINMAK İSTENİYOR'</div><div><br /></div><div>Netanyahu hükümetinin yargı düzenlemesine yapılan itirazları ülkedeki yargı sistemi üzerinden anlatan Valansi, "İsrail'de yazılı bir anayasa yok. Temel kanunların anayasayı oluşturduğu kabul ediliyor" vurgusu yaparak şu bilgileri paylaştı:</div><div><br /></div><div>"İsrail’de 1995’teki yargı reformu ile yüksek mahkeme bugünkü yetkilerini kazandı ve o tarihten itibaren anayasa mahkemesi görevini üstlendi; yani, yasama ve yürütmeye hukuki bir sınırlama getiriyor. Çıkarılan kanunların anayasaya uygunluğunu kontrol ediyor. Temyiz yetkisi bulunuyor. Bahsedilen değişikliklerle bu yetkinin geri alınması isteniyor. Yani, mecliste çoğunluk, yasanın geçmesi için yeterli olacak, yüksek mahkemenin üye sayısı arttırılacak, üyeleri meclis seçecek, hukuki danışmanların yaptırım gücü geri alınacak. Bu denetlemelerin kalkmasıyla anayasayı oluşturan temel kanunları değiştirmenin herhangi bir kanunu değiştirmekten bir farkı kalmayacak. Bu da kuvvetler ayrılığına aykırı."</div><div><br /></div><div>'KONU BURADA NETANYAHU'NUN YOLSUZLUK DAVALARINA GELİYOR'</div><div><br /></div><div>Protestocuların düzenlemenin öngördüğü değişiklikleri kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı olduğu ve yürütmenin yargıyı kontrolü altına almaya çalıştığı gerekçesiyle eleştirdiğini aktaran Valansi, Netanyahu'nun düzenlemeye olan yaklaşımını, "Netanyahu ise İsrail’de yargının hiçbir demokratik ülkede olmadığı kadar güçlü olduğunu ve yasama ve yürütmenin önüne geçtiğini savunuyor. Yüksek mahkemenin meclisten çıkan bir yasayı anayasaya aykırı bularak reddedememesi gerektiğini savunuyor" sözleriyle açıkladı.</div><div><br /></div><div>Valansi'ye göre, konu burada Netanyahu’nun yolsuzluk davalarına da geliyor. Hal böyle olunca söz konusu düzenleme Netanyahu’nun bu davalardan kurtulma isteği ve koalisyonundaki isimleri koruma altına alma çabası olarak görülüyor.</div><div><br /></div><div>'NETANYAHU, SON ANA KADAR DİRENDİ'</div><div><br /></div><div>Başbakan Netanyahu'nun düzenlemeyi erteleme kararını da değerlendiren Karel Valansi, "Çok geç kalınmış bir karar" diyerek, bu karara giden süreci kısaca şu sözlerle anlattı:</div><div><br /></div><div>"Netanyahu, halkın taleplerine kulaklarını kapadı. 'Hükümeti düşürürüm' tehditlerine boyun eğdi. En sonunda Savunma Bakanı Yoav Gallant'ı görevden alma hatasını yaptı. Bu da geçen haftaki yoğun protestolarla sonuçlandı. Cumhurbaşkanı Isaac Herzog başta olmak üzere çok kez uyarıldı, kendisine 'bu yolun doğru yol olmadığı, uzlaşı ve diyaloğa gerek olduğu' söylendi. Ama Netanyahu son ana kadar kararında direndi."</div><div><br /></div><div>'YAZ AYLARINDA YENİDEN PROTESTOLARLA KARŞILAŞABİLRİLİZ' </div><div><br /></div><div>Erteleme kararı ile birlikte yargı değişikliklerinin rafa kalkmadığını, sadece bir süreliğine ertelendiğini de hatırlatan Valansi, "Ertelenme kararının ardından bir belirsizlik hakim. Mayıstan sonra ne olacak? Herzog’un başlattığı görüşme trafiği meyve verecek mi? Koalisyon üyelerinin de baskısıyla Netanyahu yargıda benzer değişiklikler yapmak için yeniden kolları sıvayacak mı? Böyle bir durumda protestoların yeniden alevleneceğini düşünüyorum" dedi.</div><div><br /></div><div>İsrail'deki gelişmelere pek çok tepki olduğunu da kaydeden Valansi, "ABD Başkanı Joe Biden'ın İsrail-ABD ilişkilerinin temelinde demokratik değerler olduğu vurgusu burada oldukça dikkat çekici bir açıklama. Bu, İsrail ile özel bir ilişkisi olan müttefiki tarafından verilmiş önemli bir uyarıydı. Ancak Netanyahu’nun cevabı bir hayli sert oldu" ifadelerini kullandı. </div><div><br /></div><div>Söz konusu söylemlerin azalacağı tahminini de paylaşan Valansi, "Herzog’un açtığı diyalog ve uzlaşı yolundan gidilmesi gerektiğini düşünüyorum. Olmaması halinde geçen haftaki görüntülere yaz aylarında yeniden şahit olabiliriz. Netanyahu yeni koalisyonu sorunlu ve aşırı isimlerle yaptı. Meşruiyet sorunları bulunan bu isimlere, tavizler vererek bir koalisyon ne kadar yürüyebilir asıl sıkıntı veya soru burada" değerlendirmesinde bulundu. </div></div><div><br /></div><div>Selay Dalaklı, Gazete Duvar 31 Mart 2023 <a href="https://www.gazeteduvar.com.tr/israilde-gundem-yargi-erteleme-karari-cok-gec-alindi-haber-1610893">https://www.gazeteduvar.com.tr/israilde-gundem-yargi-erteleme-karari-cok-gec-alindi-haber-1610893</a></div>karel valansihttp://www.blogger.com/profile/06445425383508522078noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1335535367773435832.post-86523183898167588942023-03-29T12:00:00.001+03:002023-03-30T17:06:17.767+03:00İsrail Otoriterleşiyor mu? | Daktilo 1984 röportaj <p style="-webkit-font-smoothing: antialiased; border: 0px; box-sizing: inherit; caret-color: rgb(38, 38, 38); color: #262626; font-family: "Public Sans", system-ui, sans-serif; font-size: 17px; margin: 0px 0px var(--post-content-gaps); overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline; word-break: break-word;">İpek Maya Saygın, konukları Karel Valansi, Gökhan Çınkara ve Volkan Aslan ile İsrail’deki yargı reformu taslağını popülist rejimlerle benzerlikleri üzerinden tartışıyor.</p><p style="-webkit-font-smoothing: antialiased; border: 0px; box-sizing: inherit; caret-color: rgb(38, 38, 38); color: #262626; font-family: "Public Sans", system-ui, sans-serif; font-size: 17px; margin: 0px 0px var(--post-content-gaps); overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline; word-break: break-word;"><a href="https://www.youtube.com/watch?time_continue=1&v=kF2RX6GVifY&feature=emb_logo">https://www.youtube.com/watch?time_continue=1&v=kF2RX6GVifY&feature=emb_logo</a><br /></p><p style="-webkit-font-smoothing: antialiased; border: 0px; box-sizing: inherit; caret-color: rgb(38, 38, 38); color: #262626; font-family: "Public Sans", system-ui, sans-serif; font-size: 17px; margin: 0px 0px var(--post-content-gaps); overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline; word-break: break-word;"><br /></p><p style="-webkit-font-smoothing: antialiased; border: 0px; box-sizing: inherit; caret-color: rgb(38, 38, 38); color: #262626; font-family: "Public Sans", system-ui, sans-serif; font-size: 17px; margin: 0px 0px var(--post-content-gaps); overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline; word-break: break-word;">Daktilo 1984, Berlin Duvarı #43 İpek Maya Saygın</p><figure class="wp-block-embed is-type-video is-provider-youtube wp-block-embed-youtube wp-embed-aspect-16-9 wp-has-aspect-ratio" style="-webkit-font-smoothing: antialiased; border: 0px; box-sizing: inherit; caret-color: rgb(38, 38, 38); color: #262626; font-family: "Public Sans", system-ui, sans-serif; font-size: 17px; margin: var(--p-media-margin) auto; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; text-align: center; vertical-align: baseline;"><div class="wp-block-embed__wrapper" style="-webkit-font-smoothing: antialiased; border: 0px; box-sizing: inherit; display: flex; flex-direction: column; font-family: inherit; margin: 0px; padding: 0px; position: relative; vertical-align: baseline;"><div class="fluid-width-video-wrapper" style="-webkit-font-smoothing: antialiased; border: 0px; box-sizing: inherit; font-family: inherit; margin: 0px; padding: 309.078125px 0px 0px; position: relative; vertical-align: baseline; width: 549.59375px;"><iframe allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture; web-share" allowfullscreen="" frameborder="0" id="fitvid112153" src="https://www.youtube.com/embed/kF2RX6GVifY?feature=oembed" style="-webkit-font-smoothing: antialiased; border-width: 0px; box-sizing: inherit; font-family: inherit; height: 309.078125px; left: 0px; margin: 0px; max-width: 100%; padding: 0px; position: absolute; top: 0px; vertical-align: baseline; width: 549.59375px;" title="İsrail otoriterleşiyor mu? | Berlin Duvarı #43"></iframe></div></div><figcaption class="wp-element-caption" style="-webkit-font-smoothing: antialiased; border: 0px; box-sizing: inherit; color: var(--c-contrast-450); font-family: inherit; font-size: calc(0.3em + 8.4px); font-style: italic; margin: calc(0.5em + 5px) 0px 1em; padding: 0px 0px 2px; text-align: inherit; vertical-align: baseline;"><br /></figcaption></figure><p style="-webkit-font-smoothing: antialiased; border: 0px; box-sizing: inherit; caret-color: rgb(38, 38, 38); color: #262626; font-family: "Public Sans", system-ui, sans-serif; font-size: 16px; margin: 0px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline; word-break: break-word;"><br /></p><p style="-webkit-font-smoothing: antialiased; border: 0px; box-sizing: inherit; caret-color: rgb(38, 38, 38); color: #262626; font-family: "Public Sans", system-ui, sans-serif; font-size: 16px; margin: 0px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline; word-break: break-word;"><br /></p><p style="-webkit-font-smoothing: antialiased; border: 0px; box-sizing: inherit; caret-color: rgb(38, 38, 38); color: #262626; font-family: "Public Sans", system-ui, sans-serif; font-size: 16px; margin: 0px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline; word-break: break-word;"><br /></p><p style="-webkit-font-smoothing: antialiased; border: 0px; box-sizing: inherit; caret-color: rgb(38, 38, 38); color: #262626; font-family: "Public Sans", system-ui, sans-serif; font-size: 16px; margin: 0px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline; word-break: break-word;"><br /></p><p style="-webkit-font-smoothing: antialiased; border: 0px; box-sizing: inherit; caret-color: rgb(38, 38, 38); color: #262626; font-family: "Public Sans", system-ui, sans-serif; font-size: 16px; margin: 0px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline; word-break: break-word;"><br /></p><p style="-webkit-font-smoothing: antialiased; border: 0px; box-sizing: inherit; caret-color: rgb(38, 38, 38); color: #262626; font-family: "Public Sans", system-ui, sans-serif; font-size: 16px; margin: 0px; overflow-wrap: break-word; padding: 0px; vertical-align: baseline; word-break: break-word;"><br /></p>karel valansihttp://www.blogger.com/profile/06445425383508522078noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1335535367773435832.post-75074967502697215902023-03-29T10:00:00.001+03:002023-03-30T17:03:16.346+03:00İsrail protestoları üzerine röportaj - Birgün gazetesi <h2 class="detail__spot" style="background-color: white; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(53, 53, 53); color: #353535; font-family: "Open Sans", sans-serif; font-size: 16px; line-height: 1.5; list-style: none; margin: 0px 0px 24px; padding: 0px;">Netanyahu, benzeri görülmemiş protestolar sonrası ‘yargı reformu’nu askıya aldı. Akademisyen Valansi’ye göre ülkede bir iç savaş korkusu var. Komünist Partili vekil Cassif ise halkın erteleme değil tamamen iptal istediğini söyledi.</h2><div><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(53, 53, 53); color: #353535; font-family: "Open Sans", sans-serif; font-size: 16px; line-height: 1.86; list-style: none; margin: 0px 0px 12px; padding: 0px;">İsrail’de Yüksek Mahkeme’nin yetkilerini kısıtlayan ve iktidarı yargı atamalarında söz sahibi haline getiren ‘yargı reformuna’ karşı 12 haftadır düzenlenen protestolar, sivil itaatsizlik eylemleri ve grev kararları Başbakan Binyamin Netanyahu’ya “geri adım” attırdı. Hükümet krizine de neden düzenlemenin durdurulması için çağrı yapan Savunma Bakanı Yoav Gallant’ı görevden alan aşırı sağcı hükümetin başbakanı Netanyahu, “ülkedeki temel birliği tehdit eden bir krizin ortasında” olduklarını belirterek yargı reformunun “daha geniş biçimde tartışılması” için 1 ay ertelendiğini duyurdu. Ancak Netanyahu’nun açıklamasına rağmen halkın öfkesi dinmiş değil, düzenleme tamamen durduruluncaya kadar protestoların devam edeceği belirtildi.</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(53, 53, 53); color: #353535; font-family: "Open Sans", sans-serif; font-size: 16px; line-height: 1.86; list-style: none; margin: 0px 0px 12px; padding: 0px;">Şalom gazetesi yazarı ve akademisyen Karel Valansi, İsrail’de yaşananları BirGün’e değerlendirdi. Erteleme kararının “geç de olsa doğru bir karar” olduğunu belirten Valansi, sorunun çözülmediğini ancak “diyalog için bir kapı aralandığını” aktardı. Valansi, ülkede ordudan üniversitelere kadar birçok farklı kurumdan ve sivil toplumdan yargı reformuna karşı tutum sergilenmesiyle bir “iç savaş” korkusu yaşandığını aktardı. “Netanyahu ve aşırı sağcı koalisyon hükümetinin halkın taleplerine daha fazla kulak tıkasaydı maalesef bu olacaktı” diyen, Valansi, şimdilik bu tehlikenin atlatıldığını belirtti.</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(53, 53, 53); color: #353535; font-family: "Open Sans", sans-serif; font-size: 16px; line-height: 1.86; list-style: none; margin: 0px 0px 12px; padding: 0px; text-align: center;"><img alt="Karel Valansi" src="https://static.birgun.net/resim/haber-ici-resim/2023/03/28/ertelemek-kurtarmaz-1143876-1.jpg" style="box-sizing: border-box; line-height: 1; list-style: none; margin: 0px; max-width: 100%; padding: 0px;" /><small class="detail__image-alt" style="box-sizing: border-box; color: var(--brown-grey); display: block; font-size: 12px; line-height: 1; list-style: none; margin: 0px 0px 12px; padding: 0px;">Karel Valansi</small></p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(53, 53, 53); color: #353535; font-family: "Open Sans", sans-serif; font-size: 16px; line-height: 1.86; list-style: none; margin: 0px 0px 12px; padding: 0px;"><br style="box-sizing: border-box; line-height: 1; list-style: none; margin: 0px; padding: 0px;" /><br style="box-sizing: border-box; line-height: 1; list-style: none; margin: 0px; padding: 0px;" /><strong style="box-sizing: border-box; line-height: 1; list-style: none; margin: 0px; padding: 0px;">SOKAK BOŞ KALMAZ</strong><br style="box-sizing: border-box; line-height: 1; list-style: none; margin: 0px; padding: 0px;" /><br style="box-sizing: border-box; line-height: 1; list-style: none; margin: 0px; padding: 0px;" />Kitlesel protestoların reformun ertelenmesi kararında büyük etki yarattığını aktaran Valansi şunları söyledi: “Hükümetin geri adım atma niyeti yoktu. Hatta Ben Gvir koalisyondan çıkarak koalisyonu düşürmekle tehdit etti. Netanyahu’nun kurduğu bu hükümetteki bazı isimler nedeniyle sıkıntılı bir sürecin İsrail’i beklediği belliydi. Ancak şimdi de Ben Gvir’e bazı teşvikler verildi ertelemeyi kabul etmesi için. Yani bu sıkıntılı durum burada son bulmayacak. Protestolar Savunma Bakanı’nın görevden alındığı günkü gibi şiddetli olmasa da devam edecek. Protestoların barışçıl ortamda olması ve üniversitelerden filarmoni orkestrasına, konsoloslardan büyükelçiliklere bu protestolara katılmış olması, halk desteğini ve topluma yerleşmiş olan demokrasi kültürünü gösteriyor. Şimdilik bir antrakt verildi ancak Netanyahu yapıcı olmazsa, bu hafta sonu yaşananlara benzer protestoları yaz aylarında da görebiliriz.”</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(53, 53, 53); color: #353535; font-family: "Open Sans", sans-serif; font-size: 16px; line-height: 1.86; list-style: none; margin: 0px 0px 12px; padding: 0px; text-align: center;"><img alt="Yonatan Touval" src="https://static.birgun.net/resim/haber-ici-resim/2023/03/28/ertelemek-kurtarmaz-1143877-1.jpg" style="box-sizing: border-box; line-height: 1; list-style: none; margin: 0px; max-width: 100%; padding: 0px;" /><small class="detail__image-alt" style="box-sizing: border-box; color: var(--brown-grey); display: block; font-size: 12px; line-height: 1; list-style: none; margin: 0px 0px 12px; padding: 0px;">Yonatan Touval</small></p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(53, 53, 53); color: #353535; font-family: "Open Sans", sans-serif; font-size: 16px; line-height: 1.86; list-style: none; margin: 0px 0px 12px; padding: 0px;"><br style="box-sizing: border-box; line-height: 1; list-style: none; margin: 0px; padding: 0px;" /><br style="box-sizing: border-box; line-height: 1; list-style: none; margin: 0px; padding: 0px;" /><strong style="box-sizing: border-box; line-height: 1; list-style: none; margin: 0px; padding: 0px;">GÖZLER ÜSTLERİNDE</strong><br style="box-sizing: border-box; line-height: 1; list-style: none; margin: 0px; padding: 0px;" /><br style="box-sizing: border-box; line-height: 1; list-style: none; margin: 0px; padding: 0px;" />İsrail Bölgesel Dış Politikalar Enstitüsü’nden (Mitvim) dış politika analisti Yonatan Touval ise yargı reformunun iptal edilmediğine, sadece askıya alındığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Muhtemelen mayıs ayına kadar askıda kalacak. Önümüzdeki birkaç hafta protesto gösterileri daha ‘hafif’ geçebilir ancak gözler yine de gözler ‘güvenilmez’ hükümetin üstünde. Reform işletilmeye çalışıldığında protestolar tekrar tüm gücüyle patlama yapacaktır.”</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(53, 53, 53); color: #353535; font-family: "Open Sans", sans-serif; font-size: 16px; line-height: 1.86; list-style: none; margin: 0px 0px 12px; padding: 0px;">***</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(53, 53, 53); color: #353535; font-family: "Open Sans", sans-serif; font-size: 16px; line-height: 1.86; list-style: none; margin: 0px 0px 12px; padding: 0px; text-align: center;"><img alt="Ofer Cassif" src="https://static.birgun.net/resim/haber-ici-resim/2023/03/28/ertelemek-kurtarmaz-1143878-1.jpg" style="box-sizing: border-box; line-height: 1; list-style: none; margin: 0px; max-width: 100%; padding: 0px;" /><small class="detail__image-alt" style="box-sizing: border-box; color: var(--brown-grey); display: block; font-size: 12px; line-height: 1; list-style: none; margin: 0px 0px 12px; padding: 0px;">Ofer Cassif</small></p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(53, 53, 53); color: #353535; font-family: "Open Sans", sans-serif; font-size: 16px; line-height: 1.86; list-style: none; margin: 0px 0px 12px; padding: 0px;"></p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(53, 53, 53); color: #353535; font-family: "Open Sans", sans-serif; font-size: 16px; line-height: 1.86; list-style: none; margin: 0px 0px 12px; padding: 0px;"><strong style="box-sizing: border-box; line-height: 1; list-style: none; margin: 0px; padding: 0px;">Yargı reformu değil darbe</strong></p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(53, 53, 53); color: #353535; font-family: "Open Sans", sans-serif; font-size: 16px; line-height: 1.86; list-style: none; margin: 0px 0px 12px; padding: 0px;">İsrail Komünist Partisi üyesi ve HADASH Milletvekili Ofer Cassif ise şu değerlendirmelerde bulundu: “Hükümetin yapmak istediği değişiklik reform olarak adlandırılıyor ancak bunun tanımı darbe. Rejim tarafından gerçekleştirilen bir darbe. Çünkü hükümetin yapmaya çalıştığı yargı sistemini değiştirmek değil, tamamen ortadan kaldırmak. Tam anlamıyla yargının bağımsızlığını ortadan kaldırmak. İsrail’in hükümet sisteminden dolayı çoğunluğa sahip Netanyahu hükümeti zaten parlamentoyu kontrol ediyor. Şimdi ‘reform’ ile yargıyı da kontrol etmeye çalışıyorlar. Eğer bunu başarabilirlerse İsrail tam teşekküllü faşist bir diktatörlüğe geçiş yapacak. Bu nedenle yargı reformunun ertelenmesi yeterli değil. Aylardır bizim söylediğimiz, halkın istediği bundan tamamen vazgeçilmesi. Bu sistem değişikliğinin parlamentoda tartışılması, bunun üzerine konuşulması lazım. Bu bile yapılmadı. Rejim kendi bildiğini okumaya kararlı.”</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(53, 53, 53); color: #353535; font-family: "Open Sans", sans-serif; font-size: 16px; line-height: 1.86; list-style: none; margin: 0px 0px 12px; padding: 0px;">***</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(53, 53, 53); color: #353535; font-family: "Open Sans", sans-serif; font-size: 16px; line-height: 1.86; list-style: none; margin: 0px 0px 12px; padding: 0px;"><strong style="box-sizing: border-box; line-height: 1; list-style: none; margin: 0px; padding: 0px;">Netanyahu bumerangı</strong></p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(53, 53, 53); color: #353535; font-family: "Open Sans", sans-serif; font-size: 16px; line-height: 1.86; list-style: none; margin: 0px 0px 12px; padding: 0px;"><strong style="box-sizing: border-box; line-height: 1; list-style: none; margin: 0px; padding: 0px;">Aşırı sağ koalisyonun Yüksek Mahkeme ile derdi ne?</strong><br style="box-sizing: border-box; line-height: 1; list-style: none; margin: 0px; padding: 0px;" />Yüksek Mahkeme’nin yetkilerini kısıtlamak isteyen aşırı sağcı koalisyon üyelerine göre mahkeme, “sol eğilimli”, elitist ve siyasete “fazla” müdahale ediyor. Ayrıca sıklıkla azınlık haklarını ulusal çıkarların önüne koyuyor.</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(53, 53, 53); color: #353535; font-family: "Open Sans", sans-serif; font-size: 16px; line-height: 1.86; list-style: none; margin: 0px 0px 12px; padding: 0px;"><strong style="box-sizing: border-box; line-height: 1; list-style: none; margin: 0px; padding: 0px;">Bibi hükümeti ne istiyor?</strong><br style="box-sizing: border-box; line-height: 1; list-style: none; margin: 0px; padding: 0px;" />Sağcı hükümet, Yüksek Mahkeme’nin yasama ve yürütmeye karşı gücünü budamak ve yargıç atamalarını kendi yapmak istiyor. Mevcut durumda yargıçların ataması Yüksek Mahkeme üyelerinin onayıyla yapılıyor. Ayrıca Netanyahu’nun inkar etmesine rağmen hakkındaki yolsuzluk davası sebebiyle reformu geçirmek istediği eleştirileri yapılıyor.</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(53, 53, 53); color: #353535; font-family: "Open Sans", sans-serif; font-size: 16px; line-height: 1.86; list-style: none; margin: 0px 0px 12px; padding: 0px;"><strong style="box-sizing: border-box; line-height: 1; list-style: none; margin: 0px; padding: 0px;">Eylemlerin nedeni ne?</strong><br style="box-sizing: border-box; line-height: 1; list-style: none; margin: 0px; padding: 0px;" />Anayasası olmayan İsrail’de demokrasinin temelini bazı yasalar koruyor. Reformla birlikte mahkemelerin zayıflamasından ve hükümetin büyük güç kazanarak demokratik haklar ve özgürlüklerle birlikte ekonomi ve dış ilişkilere verebileceği zararlardan söz ediliyor.</p><p style="background-color: white; box-sizing: border-box; caret-color: rgb(53, 53, 53); color: #353535; font-family: "Open Sans", sans-serif; font-size: 16px; line-height: 1.86; list-style: none; margin: 0px 0px 12px; padding: 0px;">BirGün gazetesi, Umut Can Fırtına, 29 Mart 2023 <a href="https://www.birgun.net/haber/ertelemek-kurtarmaz-426569">https://www.birgun.net/haber/ertelemek-kurtarmaz-426569</a></p></div>karel valansihttp://www.blogger.com/profile/06445425383508522078noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1335535367773435832.post-26071613567191709582023-03-26T17:15:00.004+03:002023-03-27T16:05:53.464+03:00CnnTürk 5N1K'da İsrail'deki protestoları konuştuk.<p></p><div class="separator" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEjMbmbuEm3LBsvJb0MVVgVhTV8bR6wbqH2XtGBPd1WDZboYDWZgubPuDQlJc8dh0ehVwXqH0esXwJo6wZizs1-Ba_fl8Oieg2jqu8WpJOWREQzZIRvKTKvoDiXdnpdIHwpHGNVWPQj98IOtBNxV7KpC58IQj_1hVBC0SL7pFVhhq1oJiZnlwaH6vyblRA" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="" data-original-height="1186" data-original-width="1008" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEjMbmbuEm3LBsvJb0MVVgVhTV8bR6wbqH2XtGBPd1WDZboYDWZgubPuDQlJc8dh0ehVwXqH0esXwJo6wZizs1-Ba_fl8Oieg2jqu8WpJOWREQzZIRvKTKvoDiXdnpdIHwpHGNVWPQj98IOtBNxV7KpC58IQj_1hVBC0SL7pFVhhq1oJiZnlwaH6vyblRA" width="204" /></a></div><span style="caret-color: rgb(20, 20, 20); color: #141414; font-family: cnn-sans, Helvetica, Arial; font-size: 16px;"><br />İsrail'de son durum: Netanyahu karşıtı protestolar sürüyor... </span><p></p><p><span style="caret-color: rgb(20, 20, 20); color: #141414; font-family: cnn-sans, Helvetica, Arial; font-size: 16px;">Cüneyt Özdemir 5N1K'da sordu; </span></p><p><span style="caret-color: rgb(20, 20, 20); color: #141414; font-family: cnn-sans, Helvetica, Arial; font-size: 16px;">Şalom Gazetesi Yazarı Karel Valansi yanıtladı. </span></p><p><span style="caret-color: rgb(20, 20, 20); color: #141414; font-family: cnn-sans, Helvetica, Arial; font-size: 16px;">26 Mart 2023 17.15</span></p><p><span style="caret-color: rgb(20, 20, 20); color: #141414; font-family: cnn-sans, Helvetica, Arial; font-size: 16px;"><a href="https://www.cnnturk.com/tv-cnn-turk/programlar/5n1k/trump-ne-ile-yargilaniyor-fransa-ve-israildeki-protestolarda-son-durum-ne-5n1kda-konusuldu">https://www.cnnturk.com/tv-cnn-turk/programlar/5n1k/trump-ne-ile-yargilaniyor-fransa-ve-israildeki-protestolarda-son-durum-ne-5n1kda-konusuldu</a><br /></span></p>karel valansihttp://www.blogger.com/profile/06445425383508522078noreply@blogger.com0