Ana içeriğe atla

Oniki karikatür nelere yol açtı

30 Eylül 2005 tarihinde Danimarka gazetesi Jyllands-Posten`in yayınladığı Hazreti Muhammed ile ilgili bir dizi karikatüre karşı İslam dünyasında başlayan protestolar beş ayın tamamlanmasına az bir süre kala artarak devam etmekte. Karikatür ile başlayan bu kriz medeniyetler savaşına dönüşmüş durumda

30 Eylül 2005 tarihinde Danimarka gazetesi Jyllands-Posten’in yayınladığı Hazreti Muhammed ile ilgili bir dizi karikatür İslam dünyasında ölümcül protestolara sebebiyet verdi. Müslüman inanışına göre peygamberin yüzünün çizilmesi veya gösterilmesi Kur’an-ı Kerim’de yasaklandı. Şiddetli protestolar karikatürün ilk yayınlandığı tarihten dört aydan fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen gittikçe artmakta.
Karikatür krizine sebep olan olayların başlangıcı ise bir çocuk kitabı. Hz Muhammed’in hayatını anlatan bir çocuk kitabı yazan Danimarkalı yazar Kare Bluitgen, İslami inanıştan dolayı peygamberi çizecek bir ressam bulamamanın sıkıntısını yaşadığını Jyllands-Posten gazetesine anlattı. Bunun üzerine gazete 12 karikatüriste bir çağrıda bulunarak Hz Muhammed’i nasıl gördüklerini çizmelerini istedi. 12 karikatüristin Müslümanlığı algılamalarına göre 12 farklı karikatür çizildi.
30 Eylül’de Jyllands-Posten’te yayınlanan bu karikatürlere ilk tepki Mısırlı Al-Fagr Gazetesi’nden geldi. Karikatürlerin bazılarını yayınlayan gazete bu karikatürleri hakaret dolu ve ırkçı olarak niteledi. Ekim ayında Müslüman on ülkenin büyükelçileri karikatürler ile ilgili Danimarka başbakanına rahatsızlıklarını bildirdiler.
Ocak ayında bir Norveç gazetesi karikatürleri yayınladı. Bunun üzerine Suudi Arabistan Danimarka büyükelçisini geri çağırdı, Libya ise elçiliği kapattı. Gazze’deki Birleşmiş Milletler ofisi bombalandı. Bu gelişmeler üzerine Jyllands-Posten Gazetesi özür diledi. Danimarka başbakanı basın özgürlüğünü savunduğunu dile getirdi.
Protestoları şiddetlendiren ise şubat ayında Fransız, Alman, İtalyan ve İspanyol bazı gazetelerin karikatürleri yayınlaması oldu. Bu gelişme üzerine Suriye’deki Danimarka ve Norveç elçiliklerine saldırıldı. Lübnan’daki Danimarka büyükelçiliği ateşe verildi. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan gerginliğin tırmandırılmamasını talep ettiğini açıkladı. Baskılardan dolayı Lübnan İçişleri Bakanı Hassan Sabah istifa etti.
Batıya karşı yürütülen bu protestolar hayat almaya başladı. Afganistan’da gerçekleşen protestolarda 5 kişi öldü. Somali’de bir çocuk saldırılar sırasında hayatını yitirdi. İran’da yüzlerce kişi Danimarka elçiliğine saldırdı. Lübnan ve Malezya’daki protestolara binlerce kişi katıldı. Pakistan’da iki gösterici polis tarafından vuruldu. İran’da İngiliz ve Alman elçiliklerine saldırıldı. Libya’da bulunan İtalyan konsolosluğu önündeki protestolar sırasında en az 10 kişi hayatını kaybetti. Nijerya’da düzenlenen protesto gösterilerinde en az 28 kişinin öldüğü tahmin ediliyor. Danimarka güvenlik nedeni ile bir süreliğine Pakistan’daki elçiliğini kapattı ve vatandaşlarını Endonezya’dan ayrılmaları konusunda uyardı.
Batı dünyası da bu saldırılara farklı şekillerde cevap verdi. İtalyan milletvekili Roberto Calderoli karikatürleri tişörte basıp dağıtacağını açıkladı. Bu milletvekili istifaya zorlandı. Bir Fransız dergi yanına başka karikatürler de ekleyerek ilk 12 karikatürü yayınladı. Fransız Cumhurbaşkanı Jacques Chirac dergiyi provokatör olmakla suçladı.
Tüm bu gelişmeler en çok ülkeler arası ilişkileri etkiledi. Suudi Arabistan’dan sonra Pakistan da Danimarka elçisini geri çağırdı. Libya içişleri bakanı görevden alındı. İran, Danimarka ile tüm ticareti kestiğini açıkladı. Irak, Danimarka askerlerinin ülkeyi terk etmesini istedi. Malezya Başbakanı Abdullah Badawi batı ile İslam toplulukları arasında batının dış politikası nedeni ile büyük bir uçurumun açıldığını açıkladı. Hamshahri Daily adlı İran gazetesi batının basın özgürlüğünü test etmek amacı ile Holokost ile ilgili karikatür yarışması düzenlediklerini duyurdu.
İran Dışişleri Bakanı Mottaki, The Associated Press’e verdiği demeçte şiddeti desteklemediklerini ve bu konuda tarafların sakinleşmesi gerektiğini bildirdi. 19 Şubat 2006’da Jyllands-Posten gazetesi editörü üç büyük Suudi Arabistan gazetesine tam sayfa ilan vererek karikatürleri yayınlamalarının Müslümanlığa hakaret amacını içermediğini ve istemeden şiddet olaylarına sebep oldukları için özür diledi. Ancak Jyllands-Posten gazetesi ilanı kendilerinin vermediğini, 30 Ocak’ta yayınladıkları özür yazısının kimliği açıklanmayan kişilerce Suudi Arabistan gazetelerine ilan olarak verildiğini açıkladı. Bu özrün batı ve İslam dünyası arasında yaşanan gerginliği yumuşatması ve tüm bu üzücü olaylara bir son verilmesi dileği ile.

Karel Valansi
Şalom Gazetesi ANALİZ 22 Subat 2006
http://www.salom.com.tr/news/detail/2528-Oniki-karikatur-nelere-yol-acti.aspx

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

“We are Beyond What I Had Dreamed of When I Moved to Dubai”

Cem Habib  We talked about how the peace deal between Israel and the United Arab Emirates affected the Jewish life in the Emirates, with the investment manager Cem Habib, who has been living in Dubai since 2016, and who is one of the founding members of the Jewish Council of Emirates (JCE), the first officially recognized Jewish community of the UAE. How long have you been living in Dubai? What influenced you in deciding to live here? I moved to Dubai in 2016, before I had been living in London. My customer base at that time was in Kazakhstan and it had gotten harder commuting there from London every month after 6 years. There were three direct flights between Dubai and Kazakhstan, every day, with a flight time of less than 4 hours. To improve our quality of life and to spend more time with the kids, we moved to Dubai. When moving, how could you overcome the thought “As a Jew, will I be comfortable living in an Arab country with my family?” I talked to my friends from different countri

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları

Her yaşam bir roman - Panama´daki Türk Yahudileri

Panama´da hızla büyüyen bir Yahudi yaşamı var. Café con Teclas kitabının yazarı gazeteci Sarita Esses´in yanı sıra Antakyalı Eli Cemal, Mersinli Musa İlarslan, Trakya kökenli Julia Kohen de Ovadia ve kuzeni İstanbullu Çela Alkabes de Eskinazi ile göç hikayelerini ve Panama´daki yaşamlarını konuştuğumuz keyifli bir sohbet sizleri bekliyor. Julia Kohen de Ovadia İstanbul doğumluyum. Babam Çanakkaleli Aron Kohen, annem ise Çorlulu Suzi Bahar.  Seneler evvel büyükbabamın eltisi Meksikalı Sultana genç yaşta çocuksuz dul kalınca küçük teyzem Donna’yı yollamasını istedi anneannemden. Donna da Sultana teyzesiyle yaşamak için Meksika’ya gitti. Orada eniştem Moises Mizrachi ile tanıştı ve evlenerek Panama’ya taşındı. Büyükbabam Nessim Bahar vefat edince anneannem Coya, ablam Malka ile iki aylığına kızını görmeye Panama’ya gitti. Ancak orada ablam eniştemle tanıştı, evlendi ve hayatını Panama’da kurdu. Dört çocuğu ve on torunu var. Ablamın düğünü için Panama’ya geldiğimizde ben Saint Pulcherie’de