Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Özgür irade

Geçtiğimiz pazar günü, ABD ve İngiltere’nin önemli gazetelerinde tam sayfa bir ilan çıktı. Bu ilanla Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg, Cambridge Analytica skandalında yaşanan güvenin kötüye kullanımına karşı zamanında yeterince önlem almadıkları için özür diledi ve bu konuya eğildiklerini belirtti. Bu ilana cevaben ‘çok geç ve çok az’ da denebilir, bundan daha iyisini yapabilirsin de. 50 milyon sosyal medya kullanıcısının bilgilerini ele geçiren Londra merkezli veri analiz şirketi Cambridge Analytica’nın, Facebook’un gizlilik kurallarını ihlal etmesi sebebiyle hesabının askıya alınması da pek yeterli değil. Trump’ın ABD başkanlık seçimlerinde danıştığı bu şirket, tüketici ve seçmen davranışlarını etkilemek ve değiştirmek isteyen siyasiler ve iş insanları için bir başvuru merkezi. Facebook ise bu şirketin izinsiz veri topladığı dev bir kaynak. Bu olayda en rahatsız eden, gerçekte ortada bir siber saldırının olmaması. Hiç bir site hacklenmedi. Yani hiç bir şekilde bir sisteme gi

Will Turkey ever become an EU member?

The EU-Turkey leaders’ meeting will take place on March 26 in Varna, Bulgaria. While the EU accession process for Turkey is going nowhere, it can be said that the EU is trying to change the paradigm, stressing stronger cooperation in specific areas such as trade, defense including counter-terrorism and migration issue, instead of full membership. On the other hand, Ömer Çelik, Turkey’s minister for EU affairs already declared that Turkey would reject any deal for a closer partnership that did not involve becoming a full member. But how did we get there, and what the future holds? The Past 2017 marked the  60 th anniversary  of the  Treaties of Rome. Head of member states and presidents of EU institutions came together in Rome in March 2017, where the founding six European members had signed the Treaty of Rome in 1957 , to celebrate and sign a joint vision for the future of the EU. Turkey’s path to EU membership started two years later, in 1959, when she first applied to join th

Communication challenges in the age of new media

Journalists, social media experts and professionals dealing with communication and social media from 18 different Jewish communities all around Europe including Israel gathered in Rome, Italy to share their experiences and learn about effective communication via the social media. I was one of the participants. People dealing with communications and social media of Jewish communities all around Europe gathered in Rome, Italy on March 11-13, 2018 for the First European Jewish Media and Communications Encounter. In this first gathering of its kind, journalists, social media experts, board members dealing with communications and social media shared the difficulties their community faces at home, and exchanged their strategies to overcome these challenges. The three-day seminar was held in The Pitigliani Community Center and hosted by Ruth Dureghello, the president of the Jewish community in Rome. The event was organized by the European Council of Jewish Communities, American Jewish

Roma’da Avrupa Yahudilerinin sorunları tartışıldı

Avrupa’nın 18 farklı ülkesinden gazeteci, sosyal medya uzmanı ve iletişim konusuyla ilgilenen Yahudi toplum yöneticileri, İtalya’nın başkenti Roma’da üç günlük bir seminere katıldı. Etkinlikte katılımcılar Avrupa Yahudilerinin güncel sorunlarını ve iletişimde sosyal medya kullanımı konusundaki tecrübelerini paylaştı, uzmanlardan bu konularda eğitim aldı. İtalya’nın başkenti Roma, 11-13 Mart tarihleri arasında İlk Avrupa Yahudi Medya ve İletişim Toplantısına ev sahipliği yaptı. Benim de katıldığım, konusunda ilk kez düzenlenen toplantıda, gazeteci, sosyal medya uzmanı ile iletişim ve sosyal medya konusuyla ilgilenen Yahudi toplumlarından yöneticiler toplumlarında yaşanan sorunları ve bu sorunları çözmek için geliştirdikleri stratejileri paylaştı. Pitigliani Yahudi Toplum Merkezinde düzenlenen üç günlük toplantının ev sahipliğini Roma Yahudi Toplumu Başkanı Ruth Dureghello üstlendi. European Council of Jewish Communities ve American Jewish Joint Distribution Committee’nin UJA Feder

Ortadoğu’da güçlenen ittifak: İsrail-Mısır

Mısır ile İsrail 26 Mart 1979’da barış anlaşmasına imza atarken, İran İslam devrimi ile sarsılan Ortadoğu’da barışın mümkün olabileceğini göstermek istemişlerdi. O günden bugüne geçen 39 yılda, iki ülke işbirliği daha çok güvenlik üzerine kuruldu. Filistin konusu ikili ilişkilerin gelişmesini engelliyordu. Özellikle halk için İsrail bir tehditti. Ancak günümüzde Mısır ile İsrail’in ilişkileri tarihinde hiç olmadığı kadar iyi. Halkın İsrail algısı  değişmemiş olmasına rağmen, artan işbirlikleri aralarında artan güvenin de bir göstergesi. Ortadoğu, 1979 yılının başında İran’da yaşanan İslam devrimi ile çalkalanırken, Mısır ile İsrail Washington’da, 1948 yılından beri süregelen savaş halini sona erdirecek ve her iki tarafın egemenlik ve toprak bütünlüğünü kabul eden bir barış anlaşmasına imza atıyorlardı. 26 Mart 1979’daki bu tarihi imza ile Mısır, İsrail’i tanıyan ilk Arap ülkesi oldu. ABD, bu anlaşmanın bölge ülkelerini İsrail ile barış yapmaya sevk edeceği ümit etmişti. Menahem Begi

Yeniden (2009): İsrail-Mısır Barış Antlaşması’nın 30. yılı

İsrail-Mısır Barış Antlaşması 26 Mart 1979 tarihinde, Amerikan garantörlüğünde Washington’da imzalandı. Camp David Sözleşmesi uyarınca imzalanan antlaşma ne yazık ki Ortadoğu’ya planlandığı gibi barışı getiremedi 1948 yılında İsrail’in kurulması ile Mısır önderliğindeki Arap ülkeleri 1948, 1967 ve 1973 yıllarında bu yeni ülkeye savaş açtılar. İsrail’e en fazla askeri güç sevk eden Mısır, 1973 Yom Kipur Savaşı’ndan dört yıl sonra İsrail’i tanıyan ilk Arap ülkesi oldu. Bölgede barış için ümit veren bu gelişmenin sebeplerini inceleyebilmek için o dönemin Ortadoğusu’na bir göz atmak gerekir. İsrail’in kuruluşu 2 Nisan 1947’de, Arap-Yahudi sorununun üstesinden gelemeyen İngiltere, Filistin konusunu Birleşmiş Milletler’e götürdü. BM Filistin Özel Komisyonu İngiltere mandası olan Filistin’de yaşanan sorun için iki öneri üretti. Çoğunluk teklifine göre, Filistin Araplarla Yahudiler arasında taksim edilecek ve iki ayrı bağımsız devlet kurulacak; Kudüs şehri ise milletlerarası statüye sah