Ana içeriğe atla

Kayıtlar

nefret söylemi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Dr. Mine Yıldırım: “Geçmişte yaşanan sarsıcı nefret suçları toplumun hafızasındaki yerini koruyor”

İnanç Özgürlüğü Girişimi´nin hazırladığı Türkiye´de Din veya İnanç Temelli Nefret Suçları 2020 raporu, 21 Eylül akşamı çevrimiçi bir toplantıyla tanıtıldı. Dr. Mine Yıldırım ve Funda Tekin tarafından kaleme alınan rapor, Türkiye´deki din veya inanç temelli nefret suçlarını ön plana alan ilk rapor olma özelliğini de taşıyor. Raporu ve elde edilen bulguları Norveç Helsinki Komitesi İnanç Özgürlüğü Girişimi proje yöneticisi Dr. Mine Yıldırım ile görüştük Size göre bu raporun en dikkat çekici bulgusu nedir? Rapor din veya inanç temelli nefret suçlarını odağına alan ilk rapor. Raporda Türkiye’nin, nefret suçlarını gündemine alan ve özellikle yurt dışında bu konuda çok aktif bir ülke olmasına rağmen, nefret suçu mevzuatı hazırlama, adli sistemi nefret suçuna etkili cevap verecek şekilde geliştirme, kayıt, istatistiklerin ayrıştırılmış şekilde tutulması ve mağdurlara destek olunması konusunda adım atmakta çok sayıda eksiği olması dikkat çekiyor. Rapor nefret suçlarına ilişkin izleme ve raporl...

Bir Türk Yahudisi sosyal medyadaki antisemitizme karşı

Sosyal medya kullanıcısı olmanın en rahatsız edici yanı kolaylıkla nefret söyleminin hedefi haline gelebilmek ve bu olumsuz söylemlerin hızlı bir şekilde yayıldığına tanık olmak. Antisemitizm ile gerçek anlamda çarpışan ´Bir Türk Yahudisi´ ile hem Twitter´daki antisemitizm ve nefret söylemini, hem de bunu ölçebilmek için geliştirdiği yazılımı konuştuk. Neden ‘Bir Türk Yahudisi’? Neden Twitter’da gerçek ismini kullanmıyorsun? Kim olduğumun önemi olmadığını düşünüyorum. @türkiyeyahudisi Türkiye’de yaşayan herhangi bir Yahudi olabilir. İlk başlarda sadece yaşadığım topraklarla ilgili deneyimlerimi ve dini yaşantımı paylaşıyordum. Daha sonraları ciddi bir şekilde vaktimi alan antisemitizm farkındalığı yaratma çabası geldi. Bütün bunları yaparken insanların tanıdığı bir yüz olmak istemedim. Ortak paydada buluşulan şeyleri paylaşmak adına açılmış bir hesap benimkisi. Hesabı açtığında tepki aldın mı? Almaz mıyım, aldım tabi ki… Hatta Şalom gazetesinin bazı yazarları ilk başta beni trol ilan e...

Nefret, özgüven ve öfke

“1960’larda Virginia’da kadınsan işin zor. Ama bir de siyahiysen, Tanrı yardımcın olsun. ” Geçtiğimiz kış vizyona giren  Hidden Figures  (Gizli Sayılar), Soğuk Savaş döneminde ABD ve Sovyetler Birliği arasındaki uzaya çıkma yarışında, NASA’nın elindeki gizli cevheri fark etmesi üzerine kurulu bir film. NASA’nın üç dâhisinin hem kadın hem de siyahi olmalarından dolayı yaşadıkları zorlukları, kararlılıkları, cesaretleri ve bazı açık görüşlü üstleri sayesinde aşmalarını anlatıyor. 1960’lar Virginia’sında geçen bu gerçek hayat hikâyesinde, normalleştirilmiş, fark bile edilmeden yapılan ırkçılığı, günlük hayatın her alanına yansıyan dışlanmayı ve ayrıştırmayı izleyenlerin canını acıtacak bir sadelikle aktarıyor film. Kadınların çalışabileceği alanlar belliyken, siyah-beyaz ayırımının, etiketlenmiş farklı kahve termoslarından, ofisin metrelerce uzağındaki tuvalete yapılan uzun yürüyüşlerle altı çiziliyor. Filmde bu üç kadın evlerinde, eğitim ve çalışma hayatlarında önlerine çık...

Yeneroğlu’na nezaket ziyareti

AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Türk Yahudi Toplumu Başkanı İshak İbrahimzadeh ve beraberindeki heyeti Meclis’teki odasında kabul etti.  Çoğunlukla nefret söyleminin konuşulduğu ziyaretin ardından heyet TBMM Genel Kurul Salonunu ve 15 Temmuz darbe girişiminde hasar gören bölümü gezerek bilgi aldı. Şalom Gazetesi 27 Ocak 2017 http://www.salom.com.tr/haber-101914-yenerogluna_nezaket_ziyareti.html

Edirne Sinagogu’nda tarihi düğün ve tükenmeyen nefret söylemi

26 Mart 2015 Türk Yahudileri ve Trakya tarihi için önemli bir gündü. Oysa Türkiye Cumhuriyeti’nin yakın tarihini bilenler, hatta o dönemi hatırlayanlar Trakya ve Türk Yahudilerinin çok acı ve sancılı bir ilişkisi olduğunu da bilirler. 1934 tarihi, Türk Yahudileri için önemli dönüm noktalarının başında gelir. Tarih kitaplarının soğuk sayfalarında ‘1934 Trakya Olayları’ olarak geçen bu olaylara Yahudiler, Fırtına ( Fortuna ) der. Fırtına gibi hızlı gelip geçmiş, önüne çıkan her şeyi devirip atmıştı. Kimse hazırlık yapacak, kendini koruyacak önlemler almaya vakit bulamamıştı. İki hafta içinde olup biten bu yağma, yıkım, tecavüz ve ölümden kaçanların çoğu İstanbul’a, bir bölümü ise İngiliz Mandası Filistin’e göç etmek zorunda kalmıştı. Geriye ise anılar ve kimi hikayeler kaldı; istasyonlarda İstanbul’a gitmek için hazır bekleyen trenler, halıya sarılarak saklanan ve korunmaya çalışılan genç kızlar, dağılan aileler, göçler... Köklerinden ayrılmaya zorlanan, yurdundan edilen bu kişiler ...

ADL: “Nefret olmayan bir dünya mümkün”

Antisemitizm ve ayrımcılığa karşı savaş amacıyla kurulan, Türkiye’de daha çok, Holokost’ta Yahudileri kurtaran Türk diplomatlar adına dönemin Başbakanı Erdoğan’a verdiği cesaret ödülü ile tanınan ADL’nin Ulusal Başkanı Marvin D. Nathan ve yeni Ulusal Direktörü Jonathan Greenblatt ile Kudüs'teki ofislerinde nefretle mücadeleyi konuştuk. ADL 1913 yılında antisemitizm ile mücadele etmek için kuruldu. O tarihten günümüze ne değişti? Başkanlığınızda hangi konulara öncelik vereceksiniz? Jonathan Greenblatt:  ADL ile Yahudilere karşı iftirayı durdurmak, antisemitizmi engellemek ve herkes için adalet ve eşitlik sağlamak istiyoruz. Sadece Yahudiler için değil, diğer azınlıklar için de. 100 yıldan fazla bir süredir çalışan ADL’nin iki temel görevi var; bağnazlık ve antisemitizme karşı durmak ve öteki olarak adlandırılanların sivil hakları için savaşmak. ADL ilk kurulduğunda, bugünden 100 sene önce ABD’ye baktığımızda, siyahiler oy veremezdi, kadınlar da oy kullanamazdı. Yahudiler ...

11 adımda sosyal medyada nefretle mücadele

Andre Oboler ve Karel Valansi Limmud dahil bir dizi konuşma yapmak için İstanbul’a gelen, online nefret söylemi uzmanı Andre Oboler ile sosyal medyadaki Yahudi ve Müslüman karşıtlığını, kullanıcı olarak nefret söylemine karşı neler yapılabileceğini konuştuk. 1    Sosyal medya neden önemli? Bugünkü iletişimin büyük bölümü sosyal medya aracılığıyla gerçekleşiyor. İnsanlar bu şekilde haberleşiyor, bilgi paylaşıyorlar. Ayrıca bu platformlar kişinin sosyal çevresini de kullanıyor. Arkadaşlarınızın beğendiğini, paylaştığını veya önemli bulduğunu da gösteriyor. Bu da paylaşıma bir güven oluşturuyor. 2   Bir paylaşımın nefret söylemi içerdiğine hangi noktalara bakarak karar veriyorsunuz? Farklı nefret söylemleri için farklı tanımlamalarımız var. Bunun genel tanımı toplum içindeki bir grubun veya kişinin hedef alınması. Bu bir kişiyi intihara sürüklemek şeklinde de olabilir, bir grubu şeytan olarak tanımlamak, bu gruba saldırılmasını teşvik etmek, bu kişi...

Antisemitizm karşısında harekete geçme zamanı

Ronald Eissens, uluslararası insan hakları ve ırkçılık karşıtı çalışmalarda bulunan Hollanda merkezli Magenta Vakfı’nın kurucularından biri. Eissens aynı zamanda ayrımcılık ve siber nefrete odaklanan ‘International Network against Cyber Hate’in (Siber nefrete karşı uluslararası iletişim ağı, INACH) kurucusu. Kendisiyle Kudüs’te gerçekleşen Antisemitizme Karşı Global Forum sonrasında nefret söylemi ve sosyal medyada artan antisemitizme karşı yapılabilecekleri tartıştık, Avrupa’da artan antisemitizmin sonuçlarını ve Türk Yahudilerinin durumunu konuştuk Kudüs’te 12-14 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşen Antisemitizme Karşı Küresel Forum (The Global Forum for Combating Antisemitism) konuşmacılarından biriydiniz. Bu seneki forumu nasıl buldunuz? Sizce başarılı geçti mi? En önemlisi, antisemitizme karşı bir eylem plana çıktı mı ortaya? Bence bu seneki forum daha öncekilere nazaran çok daha başarılı geçti. Çünkü forum süresince antisemitizme karşı bir eylem planı oluşturmaya yöneli...

Sosyal medyada nefret söylemi

Medyada ayrımcılık ve nefret, geçtiğimiz hafta Boğaziçi Üniversitesi’nde tartışıldı. Hrant Dink Vakfı’na bağlı nefretsoylemi.org’un düzenlediği panelde, akademisyen Gavan Titley ve nefret söylemi ile mücadele eden bir vakfın başkanı olan Ronald Eissens’in konuşmaları konuya ışık tuttu. H rant Dink Vakfı ve Friedrich Naumann Vakfı, 23 Ekim perşembe günü Boğaziçi Üniversitesi’nde   “Medyada Ayrımcılık ve Nefret: Sosyal medya, farklılıkların temsili ve ayrımcılıkla mücadele”  başlıklı bir panel düzenledi. The National University of Ireland, Maynooth Medya Çalışmaları bölümünden Gavan Titley ve The International Network Against Cyber Hate ve Magenta Foundation’ın kurucularından Ronald Eissens’in konuşmacı oldukları panelin moderatörlüğünü Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden İdil Engindeniz yaptı. Gavan Titley konuşmasında, nefret söyleminin sosyal medyada nasıl hareket ettiğine ve bu söylemin politik ve sosyolojik anlamlarına değindi. Hangi söylemlerin nefre...