Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Rusya ve İsrail’in Avrupa sağıyla dansı

Geçtiğimiz cuma günü Moskova, Fransa’nın aşırı sağ partisi Front National’in Lideri Marine Le Pen’i ağırladı. Bu sürpriz buluşma sonrası Putin, “Fransa seçimlerine karışmıyorum” dese de seçimlere bir ay kala yapılan bu teke tek ziyaret, kamuoyu yoklamalarına göre ikinci tura çıkma şansı oldukça yüksek olan bir adaya açık Rus desteği olarak algılandı. Üstelik Rusya’nın Amerikan seçimlerine müdahalesi tartışması akıllarda henüz yerini korurken. Le Pen ile Putin’i bir araya getiren neydi?  Le Pen’in uzun zamandır saklamadığı bir Putin hayranlığı olduğu biliniyor. Putin’i Avrupa değerlerinin koruyucusu ve gerçek bir vatansever olarak tanımlayan Le Pen, Kırım konusunda da Rus liderin yanında yer almıştı. Bu hayranlığın sebebi tıpkı Avrupa’nın diğer aşırı sağ partileri gibi Putin’i devletlerin egemenlik haklarını savunan bir lider olarak görmesi. Ukrayna söz konusu olduğunda anlamsızlaşan bu anlayış, egemenlik haklarının Avrupa Birliği ile ellerinden alındığına inanan bu partilerde kend

Avrupa projesi ve reform arayışı

25 Mart 1957 tarihinde, Avrupa Birliği’nin temellerini atan Roma Anlaşması imzalandığında, Avrupa ülkeleri yüzyıllar boyunca süregelen savaşları sonlandırmak, Avrupa kıtasına o çok özlenen barışı getirmek ve kalıcı kılmak istiyorlardı. Böyle bir örgütün Almanya’yı da kontrol altında tutacağı düşünülüyordu. Önce Fransa ve Almanya ile başlayan sürece, daha sonra İtalya, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg katıldı.

Eitan Na’eh: Breaking up relations is easy, rebuilding is much difficult

Israel appointed Mr. Eitan Na’eh, who served as a secretary at the embassy in Ankara back in 1993, as the new ambassador to Turkey. This is the first time that this post has been filled since 2010, marking the full restoration of ties between the two countries after six years of animosity. On an exclusive interview with Ambassador Na’eh, we discussed the future of Turkish-Israeli relations, the East Mediterranean energy corridor and the Middle East. Normalization between the two countries is continuing with high level visits. What is next in the program?  We are developing our relations. We put the roof after we put the foundation and the walls. We are setting up a schedule, renewing dialogues at different levels on different topics. We have to re-identify our common interests. We have to decide how we want to act upon it. We are at the very early stages. We have normalized our relationship, now we are re-building relations. That will take some time. We are looking into the reg

İsrail Büyükelçisi Eitan Na’eh: “İlişkimizde istikrar ve güven oluşturmamız gerek”

İsrail’in yeni Büyükelçisi Eitan Na’eh Türkiye’ye yabancı bir isim değil. Daha önce 1993-1997 yılları arasında İsrail´in Ankara Büyükelçiliğinde görev yapmış, sonra da dil öğrenmek için bir süre Türkiye’de kalmıştı. 2010 yılındaki Mavi Marmara krizinin ardından boş kalan İsrail Büyükelçiliği görevine getirilen Eitan Na´eh İstanbul ziyareti sırasında sorularımızı cevapladı, Türkiye-İsrail ilişkilerinin geleceğini, Doğu Akdeniz’deki enerji potansiyelini ve Ortadoğu’daki gelişmeleri Şalom’a özel değerlendirdi. İki ülke arasındaki normalleşme üst düzey ziyaretlerle devam ediyor. Bundan sonraki adım ne olacak? İlişkilerimizi geliştiriyoruz. Önce temeli ve duvarları koyup daha sonra çatıyı kurmalıyız. Farklı konularda diyalogu arttırmak için çalışıyoruz. Ortak çıkarlarımızın ne olduğunu ve bu konuda nasıl ilerleyeceğimizi yeniden belirlememiz gerek. Daha ilk aşamalardayız. İlişkilerimizi normalleştirdik şimdi yeniden yapılandırıyoruz. Bu zaman alacaktır. Pek fazla konuşmadığımız bir alt

Çığlık

İki arkadaşım ile birlikte yolda yürüyordum. Güneş batmaya başladığında bir melankoli dalgasına kapıldım. Birden gökyüzü kıpkızıl bir renk aldı. Durup parmaklıklara yaslandım. Alev alev gökyüzü, mavi fiyordun ve şehrin üstünde kan ve kılıç gibi sarkıyordu. Arkadaşlarım yola devam ettiler. Ben ise büyük bir endişeyle öylece kalakaldım. Doğadaki sonsuz çığlığı hissediyordum sanki… Norveçli Ressam Edvard Munch, Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa’sının ardından sanat tarihinin ikinci en ünlü eseri kabul edilen ‘Çığlık’ tablosunun ilham kaynağı olan o anı bu sözlerle anlatıyordu günlüğünde. Hayat kendi düzeninde devam ederken, bir anda durup panik halinde attığı çığlığı benliğinizin en içinde hissettiriyor. Bir kez gördükten sonra unutulamayan ve ona bakanı derinden etkileyen bu resim, bir bakıma modern insanın varoluşsal krizini, tam çözemediği, anlayamadığı ve en önemlisi kontrol edemediği bir evrende tek başına kalmış olma hissini en çarpıcı şekilde özetliyor. Gündemin bu kadar hızlı d

Karel Valansi’nin öyküsü birinciliğe layık görüldü

Şalom dış politika köşe yazarı Karel Valansi ‘En Huzurlu An’ adlı öyküsü ile Ankara Altındağ Belediyesi tarafından düzenlenen 10. Öykü Yarışmasında birinci oldu. Türkiye genelinden yollanan yüzlerce öykü arasından ilk sıraya yerleşen öyküde Valansi, modern kadının yaşadığı çocuk- kariyer ikilemini konu alıyor. Birbirleri ile bir yönleri ile bağlantılı ama apayrı kültürel, sosyal ve ekonomik çevreden olan iki kadının her sabah işe giderken bebeklerini geride bırakmalarından dolayı yaşadıkları çelişkiyi anlatıyor. Ankara’da düzenlenen törende Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki ve Kaymakam Erol Karaömeroğlu’nun elinden ödülünü alan Karel Valansi’nin öyküsü diğer dereceye girenlerle birlikte kitaplaştırılacak. Karel Valansi ayrıca 11 Mart Cumartesi akşamı Tele1 televizyonunda Hakan Aksay’la ‘Dünyanın Öteki Yüzü’ adlı canlı yayının konuğu oldu. Yayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Binyamin Netanyahu’nun Moskova ziyaretleri tartışıldı. http://www.salom.com.tr/haber-1

Dünyanın Öteki Yüzü - Hakan Aksay (11 Mart 2017) | Tele1 TV

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında Moskova’da gerçekleşen görüşmede hangi konular gündeme geldi? Erdoğan’ın dediği gibi “İlişkilerin normalleşmesi süreci tamamlandı mı?” Putin’in dediği gibi “İkili ilişkiler oldukça hızlı bir şekilde yeniden kuruluyor mu?” Suriye’deki Ankara-Moskova işbirliği sürecek mi, bozulacak mı? İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Erdoğan’dan bir gün önce Moskova’da olmasının anlamı neydi? Hakan Aksay bu haftaki Dünyanın Öteki Yüzü programında, TÜRAM Başkanı Aydın Sezer, Türkolog Vladimir Avatkov ve Şalom Gazetesi yazarı Karel Valansi (37. dakikadan itibaren) eşliğinde gündemdeki konuları tartıştı. https://www.youtube.com/watch?v=auVa3GfaIOQ

Musevi vatandaşlarımız için bugün bayram.. Purim bayramı..

Bugün Yahudiler için bayram; Purim Bayramı... Nasıl kutlandığını merak edenlere Şalom yazarı Karel Valansi yardım etmiş: Musevi vatandaşlarımızın bayramlarını biz de kutlarız.

Putin-Erdoğan zirvesi ne getirdi? Bu akşam Tele1'de tartışılacak

Suriye’deki Ankara-Moskova işbirliği sürecek mi, bozulacak mı? Kremlin Türkiye ile ticaretin, turizmin, inşaatın önünü açacak mı? Vizesiz geçiş rejimine dönülecek mi? İsrail Başbakanı  Binyamin Netanyahu ’nun Erdoğan’dan bir gün önce Moskova’da olmasının anlamı neydi? Bu ve başka konular, T24 yazarı ve Rusya uzmanı  Hakan Aksay ’ın Tele1 televizyonunda yedi hafta önce önce başladığı Dünyanın Öteki Yüzü programında, bu akşam saat 21.00’de Rus ve Türk konuklarla canlı yayında ele alınacak. Programa Türkiye Rusya Araştırmaları Merkezi (TÜRAM) Başkanı  Aydın Sezer , Rusya Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi’nden Türkolog ve Doğu Bilimleri Uluslararası İlişkiler Merkezi Müdürü  Vladimir Avatkov  ve Şalom gazetesi ile T24 yazarı  Karel Valansi  canlı yayında konuk olarak katılacak. 

Söyleyecek Sözü Olan Kadınlar 8 Mart'a Damgasını Vurdu

Dünya Kadınlar Günü nedeniyle her yıl Altındağ Belediyesi tarafından düzenlenen ve geleneksel hale gelen öykü yarışmasında dereceye girenler belli oldu. Birincilik, “En Huzurlu An” isimli öyküsüyle Karel Valansi’nin oldu. Geçtiğimiz yıllarda yoğun ilgi gören ve bu yıl da “Söyleyecek sözüm var” sloganıyla Türkiye’nin dört bir yanından katılımcıların ilgisini çeken yarışma için yüzlerce başvuru alındı. Yarışmada üçüncülüğe "Lal Gelin" isimli öyküsüyle Seyfi Demirsoy Kadın Eğitim ve Kültür Merkezi üyesi Miyase Ulusoy, ikinciliğe “Son Urgan” isimli öyküsüyle Aydınlıkevler Kadın Eğitim ve Kültür Merkezi üyesi Baran Ceren Ülbeği değer görüldü. Yarışmanın birincisi ise “En Huzurlu An” isimli öyküsüyle İstanbul’dan Karel Valensi oldu. Yarışmada dereceye girenlere ödülleri, Altındağ Belediyesinin "8 Mart Dünya Kadınlar Günü” kutlama programında verildi. Birinci olan Karel Valansi ’ye ödül olarak dizüstü bilgisayar, ikinci Baran Ceren Ülbeği’ne dijital kamera, üçüncü olan Miyase U

Prof. Mustafa Aydın: “Türkiye’de muhafazakâr, dindar ve milliyetçi taban büyüyor”

Trump’ın ABD başkanlık koltuğuna oturmasıyla başlayan yeni süreçte belirsizlik dönemi halen sürüyor. Henüz seyri tam çizilemeyen Türkiye-ABD ilişkilerini, enerji konusunda öncelikli konu olan ancak tıkanan Kıbrıs görüşmelerini, artan sağ ve sol popülizmin seçimler arifesindeki AB’ye etkilerini, Rusya meselesini, yaklaşan referandum dahil Türk halkının siyasal sosyal eğilimlerini Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın ile konuştuk Kadir Has Üniversitesinin siyasal sosyal eğilimler araştırması bize neyi gösteriyor? Öncelikle son yıllarda gördüğümüz bir trendi teyit ediyor. Türkiye’de muhafazakâr, dindar ve milliyetçi olarak tanımlayabileceğimiz taban büyüyor. Bu sene bu yüzde 60 gibi bir rakama ulaştı. Öte yandan, AKP ve MHP tabanlarında da dünya görüşü ve toplumsal olaylara bakış anlamında ciddi bir yakınlaşma tespit ettik. HDP tabanı ise tamamen Türk siyasal hayatından kopmuş, farklı bir uçta duruyor. CHP bu ikisinin arasında bir yerde. İkinci önemli sonuç, “Ülken

Yerleşimler sorunu

Kudüs’ün 35 kilometre kuzeyinde bulunan küçük bir yerleşim, son on bir yıldır milliyetçi sağcıların direnişinin sembolü haline geldi. Amona’da, 40 prefabrik evde oturan 200 kadar kişi, yerleşimlerinin bir gün yasal statü kazanmasını beklerken, Netanyahu hükümetinin itirazlarına rağmen, Filistinli özel mülk üzerine yasadışı bir şekilde kurulmuş olması nedeniyle İsrail Yüksek Mahkemesinin kararı ile boşaltıldı. 1995 yılında kurulan Amona, 2006 yılında İsrail askerlerine karşı şiddetli direnişi ile hatırlanıyor. 2005 Gazze’den tek taraflı çekilmenin hayal kırıklığının ardından Amona’daki dokuz kalıcı evi yıkmak üzere gelen güvenlik güçleri çok güçlü bir direniş ile karşılaşmış, yaşanan şiddet yerleşimler tarihine unutulmaz bir iz bırakmıştı.

GKD’de hayat bir kez daha renklendi

26 Şubat Pazar günü Kültür Festivali'nin ilk seansında eş zamanlı Karel Valansi, Aaron Nommaz, İzzet Zakuto, Feride Petilon, Anna Behiri ve Linet Kazado vardı. Karel Valansi İsrail’in kuruluş aşamasında çekilen zorluklardan o günkü ideolojiden günümüz İsrail’ine uzanan yolu tarif etti.  http://www.salom.com.tr/haber-102249-gkdde_hayat_bir_kez_daha_renklendi.html