Ana içeriğe atla

Kayıtlar

ingiltere etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Türkiye Hamas'tan vazgeçer mi?

"Ankara-Hamas ilişkileri temel sorun" Peki Türkiye-İsrail ilişkilerinde Hamas'a yaklaşımın payı ne? Gazeteci ve akademisyen olan Karel Valansi'ye göre, Hamas konusu Türkiye-İsrail ilişkilerini doğrudan etkiliyor. Valansi, "Konuştuğum birçok İsrailli diplomat için Ankara'nın Hamas ile ilişkisi temel sorun olarak kabul ediliyor" diyor. Valansi'ye göre, Hamas'a yaklaşım Türkiye'nin sadece İsrail ile değil ABD, Kanada, Japonya, Avrupa Birliği ve İngiltere ile de ayrı düştüğü politikalardan biri. Türkiye ile İsrail arasında 2016'da yapılan normalleşme anlaşmasında Hamas konusunun geniş yer tuttuğunu belirten Valansi, "Bu anlaşmaya göre Ankara, Hamas'ın Türkiye'deki faaliyetlerini sınırlandıracak, sadece siyasi faaliyetlerine izin verilecekti. Yani bir bakıma İsrail'e olası bir terör saldırısının önlenmesi taahhüt edildi" bilgisini veriyor. "Hamas Türkiye'deki günlerinin sonuna yaklaşmış olabilir" Peki bu dur...

Hamas, İngiltere ve Türkiye - 2

Hamas birçok ülke tarafından -siyasi ve askeri kanat ayırımı yapılmaksızın- artık bir terör örgütü olarak kabul ediliyor. Bunun son örneği İngiltere. Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, İngiltere’nin Terörizm Kanunu kapsamında 2001’den bu yana yasaklıydı. İngiltere’nin Hamas’ın tamamını terör örgütü listesine alması ise, askeri ve siyasi kanat olarak yapılan bu suni ayrımın ortadan kalktığını gösteriyor. İsrail, İran’dan sonra en büyük düşman olarak tanımladığı Hamas’ın tamamının terör örgütü olarak kabul edilmesi ve diğer ülkelerde rahatça faaliyet gösterememesi, finansman bulamaması için çaba harcıyordu. İsrail uzun bir süreden beri hem diplomatik hem de güvenlik açısından bu konunun üzerinde duruyordu. Çabaları meyvesini vermiş gözüküyor. İngiltere bu kararıyla ABD, Kanada, Japonya, AB ve tabi İsrail ile aynı çizgide buluşurken, Türkiye’nin Batı ülkeleriyle farklı duruş ve/ya politikalarına biri daha eklenmiş oluyor. Bunu söyledikten hemen sonra çoğunluğa rağme...

Hamas, İngiltere ve Türkiye

İngiltere, Hamas'ın terör örgütü ilan edilmesi için yasal sürecin başlatıldığını duyurdu. Söz konusu değişiklik hafta içinde parlamentoya sunulacak. Hamas'ın silahlı kanadı olan İzzeddin el-Kassam Tugayları, Terörizm Kanunu kapsamında 2001’den bu yana yasak kapsamındaydı ancak bu yasak Hamas’ın siyasi kanadı için geçerli değildi. İngiltere İçişleri Bakanı Priti Patel’in Washington ziyareti sırasında açıkladığı değişikle Hamas’ın askeri ve siyasi kanadı arasındaki suni ayırım ortadan kaldırılmış oldu. Böylece İngiltere; ABD, Kanada, Japonya ve AB ile aynı çizgide buluşmuş oldu. 1987 yılında, Birinci İntifada’nın ilk günlerinde kurulan Hamas’ın başlıca amacı İsrail, Batı Şeria ve Gazze’nin tamamında İslami bir devlet kurmak. Fikirleri Müslüman Kardeşler’in temel öğretilerine dayanan Hamas, silahlı mücadeleyi merkeze alan bir yapıya sahip. Askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın kurulmasının ardından güçlenen Hamas, Filistin devletinin kurulabilmesi için silahlı direnişi d...

Brexit ve sonrası, hüzün ve coşku

İlişkileri en baştan mesafeli başladı. İngiltere projeye temkinli yaklaşıyordu. On yıl sonra katılmak istediğinde ise iki defa Fransa, daha doğrusu Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle tarafından geri çevrildi. En nihayetinde Birlik’in bir parçası olduğunda ise tarihler 1 Ocak 1973’ü gösteriyordu. Evlilikleri hep sıkıntılıydı ancak boşanma raddesine gelinmemişti, ta ki Haziran 2016’daki Brexit referandumuna kadar. Yüzde 52 oy oranıyla AB’ye hayır diyen İngilizler, üç yıl uğraşıp üç başbakan eskittikten sonra, 31 Ocak akşamı Avrupa Birliği’nden ayrıldılar. İngiliz Merkez Bankası bu tarihe özel bastırılan madeni paralarla ayrılığı kutlarken, Başbakan Boris Johnson ülkenin “Yeni bir çağın şafağında” olduğunu söylüyordu ulusa sesleniş konuşmasında. Varılan anlaşmaya göre 11 aylık bir geçiş dönemi başlıyor. Buna göre yılbaşına kadar ülke fiilen Birlik’in bir üyesi olarak kalacak ancak karar mekanizmalarında yer almayacak. İngiltere bayrakları, Avrupa Birliği ve kurumlarından bir tören düzenlen...

Geri sayım başlamışken

Avrupa Birliği’ne giden yol kolay olmadı. AB, art arda gelen iki yıkıcı dünya savaşının korkunç gerçekliği altında, Avrupa ülkelerinin bir üçüncüsünü engelleme ideali üzerine kuruldu. Bir barış projesi olarak. Tarihten çıkarılan bu büyük ders ile Avrupa ülkelerinin birbirleriyle rekabet etmek yerine ortak hareket etmesini sağlamak amaç edinildi. Ekonomi, politika, sosyal alanlarda yapılan gelişmelerle Avrupalılık bilinci öne çıkarılırken, aynı zamanda bir değerler topluluğu oluşturmak önemsendi. Amaç hem güçlerini birleştirmek, hem de aralarındaki farkları azaltarak tüm üye ülkeleri refah içinde yaşatmak, gurur duyacakları bir birliğin parçası olmalarını sağlamaktı. Zor bir dönemeçten geçmekte olan AB belli ki her sorunun çözümü olamıyor. Ve ne yazık ki her soruna da bir çözüm geliştiremiyor. Ekonomik krizler, göçmen korkusu, üye ülkeler içindeki ayrılıkçı hareketler, popülist liderler, bozulan transatlantik ilişkileri, Orta Doğu, NATO, Rusya, Çin, Trump derken liste uzuyor. Ancak A...

Avrupa projesi ve reform arayışı

25 Mart 1957 tarihinde, Avrupa Birliği’nin temellerini atan Roma Anlaşması imzalandığında, Avrupa ülkeleri yüzyıllar boyunca süregelen savaşları sonlandırmak, Avrupa kıtasına o çok özlenen barışı getirmek ve kalıcı kılmak istiyorlardı. Böyle bir örgütün Almanya’yı da kontrol altında tutacağı düşünülüyordu. Önce Fransa ve Almanya ile başlayan sürece, daha sonra İtalya, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg katıldı.

75. yılında Struma faciası ve Türkiye’nin mülteci politikası

24 Şubat, 72 gün İstanbul Sarayburnu açıklarında karantinada bekletildikten sonra Karadeniz’e çekilip terk edilen ve Şile açıklarında Sovyet denizaltısı tarafından batırılan Struma gemi faciasının 75. yıldönümü. Nazi zulmünden kaçan 768 Yahudi’nin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan, sadece bir kişinin sağ kurtulabildiği Struma faciasının yıldönümü bu sene üçüncü kez devlet nezdinde anılacak. II. Dünya Savaşının bu sembol gemisini, İngiltere’nin tarihin akışını değiştiren 1939 ‘White Paper’ kararını, Türkiye’nin mülteci politikasını ve Yahudiler haricinde savaşın Türkiye’ye zorunlu taşıdığı Yunanlı ve İtalyan mültecileri Yıldız Teknik Üniversitesinden Prof. Dr. Esra Danacıoğlu Tamur ile konuştuk. 24 Şubat, 72 gün İstanbul Sarayburnu açıklarında karantinada bekletildikten sonra Karadeniz’e çekilip terk edilen ve Şile açıklarında Sovyet denizaltısı tarafından batırılan Struma gemi faciasının 75. yıldönümü. Nazi zulmünden kaçan 768 Yahudi’nin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan, sadece bir k...

Batmayan Güneş’in büyük günahları

Pakistan ziyareti sırasında, Keşmir sorununda İngiltere’nin nasıl bir rol oynayacağının sorulması üzerine İngiltere Başbakanı David Cameron, ilginç bir cevap verir: “Bu sorun ve benzeri birçok sorunun kaynağı İngiltere. Bu nedenle ülkemin bu konuda liderlik yapmaması lâzım” der. İzleyicileri tatmin eden bu cevap ülkesinde ciddi tartışmalara yol açar. Cameron, popülist söylemde bulunmakla suçlanır, İngiltere’nin geçmişinden dolayı kimseden özür dilememesi gerektiği hatırlatılır. Oysa belki de Cameron bu kadar yankı uyandıracak bir açıklama yapmayı planlamıyordu. Sadece Hintli ve Pakistanlı izleyicilerin hoşuna gidecek, iki tarafın da alınmayacağı, aynı zamanda İngiltere’yi de tekrar Keşmir probleminin içine çekmeyecek bir cevap vermek istemişti naifçe. Ancak, önemli soru kafalarda yer etti bir kere. İngiltere ve sömürgeci tarihi, günümüzde halen devam eden sorunların sebebi mi? Topraklarında güneşin hiç batmadığı büyük imparatorluk adını tarihe nasıl yazdırdı aslında? İngilizler, her...