Ana içeriğe atla

Kayıtlar

rabin etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Netanyahu’nun savaşı

İsrail devletinin övündüğü başlıca iki konu vardır; Yahudi devleti olması ve bir demokrasi olması. Ortadoğu'daki tek demokrasi olduğunu vurgular hep. Türkiye ile araları iyiyken, bölgedeki yegane iki demokrasi oldukları sürekli tekrarlanırdı hatta. Şimdilerde ise Türkiye İsrail'in radarının dışına çıkmış durumda. Mevcut durumu değiştirmek için bir çaba harcadığını söylemek zor. Keza Türkiye için de durum böyle. Aralarındaki o tutkulu aşk, "ne seninle ne de sensiz" durumu, şimdilik anılarla birlikte sandıklara kaldırılmış durumda. Belki bir değişiklik olursa, Netanyahu yerine yeni bir isim gelirse, İsrail ile yeni bir sayfa açmaya daha gönüllü olabilir Ankara. Ancak Türkiye-İsrail ilişkilerini konuşmak için bile önce İsrail'de hükümetin kurulması gerekiyor. İsrail siyasi bir girdabın içinde. Yakın zamanda da bundan çıkabileceğe benzemiyor. Göz ucuyla haberleri takip ediyor olsanız bile, kolaylıkla söyleyebileceğiniz, İsrail'in sürekli seçim yaptığı ama bir tü...

Tarihi el sıkışmadan 25 yıl sonra

13 Eylül 1993 tarihinde, Roş Aşana’ya (İbrani yılbaşısı) iki gün kala, Washington tarihi bir buluşmaya ev sahipliği yapıyordu. Gerçekleşmesi imkansız diye düşünülen gerçekleşmiş, İsrail ve Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ilk defa bir araya gelerek Oslo I olarak tanınan İlkeler Anlaşmasını imzalamışlardı.  O gün havada sadece umut ve iyimserlik vardı. ABD Başkanı Bill Clinton bu olayı “tıpkı yeni bir yılın şafağında olmamız gibi, yeni bir dönemin de şafağındayız,” sözleriyle tanımlıyor, liderlerin barış adına attıkları bu adımın “cesur bir kumar” olduğunu da gözden kaçırmıyordu. İsrail Başbakanı Yitshak Rabin “Gözyaşı ve kan yeter! Barışa bir şans verelim” derken, Filistin Kurtuluş Örgütü Lideri Yaser Arafat tüm katkıda bulunan ülkelere “Teşekkürler,  teşekkürler, teşekkürler” diye sesleniyordu.  Washington’dan dünyaya bir ümit ve iyimserlik rüzgarı esiyordu. Öyle ki, Ortadoğu’daki en büyük sorun ortadan kalkarsa bölgeye huzur ve istikrarın geleceği, hatta bu olum...