Ana içeriğe atla

Kayıtlar

şalom dergi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Mario Levi ile çok özel: “Ben ülkesini yüreğinde taşıyanlardanım”

Bu ayki Şalom Dergi konuğum Türk edebiyatının önemli kalemlerinden, eski bir Şalomcu olan sevgili dostum ve öğretmenim Mario Levi. Yeditepe Üniversitesi’nde ve çeşitli kurumlarda yaratıcı yazarlık dersi veren, Gazete Kadıköy’de köşe yazarı olan ve TV programı bulunan Mario ile eş zamanlı yazdığı son roman ve hikaye kitabını konuştuk. Sosyal medyadaki nefret söylemi, ifade özgürlüğü, İstanbul sevgisi ve yazarlık tüyolarını da bulab ileceğiniz çok keyifli bir sohbete hazırlanın! Daha önceki kitaplarınla kıyaslayınca ‘Bu oyunda gitmek vardı’ daha kısa cümleli, daha yalın. Dilde bir sadeleşmeye mi gidiyorsun? Üstelik ‘Pandispanya’nın tadı hala damağımızdayken yeni bir kitap daha! Bu nasıl bir hız? Dilimin sadeleşip sadeleşmediğinin farkında değilim. Öyle söyleniyor. Özel bir çabam olmadı. Belki de hikâye bunu gerektirdi. Ama yıllar geçtikçe sadeleşiyor insan, biliyorum. Her anlamda sadeleşiyor… Çünkü kaybetmeyi öğreniyor. Kaybettiklerinin de aslında kayıp olmadığını… Hayatı geldiği ...

İnternetsiz hayat da neymiş?

İnternetin hayatımızı nasıl etkilediği, değiştirdiği ile ilgili tonlarca yazı bulabilirsiniz. Hatta internetin zararları, bunun bir bağımlılık olduğu hakkında da bir sürü yazı, makale, araştırma mevcut. Çocuklar küçük yaşlardan itibaren tabletler veya akıllı telefonlarla tanıştıklarından, gelişimlerinin vazgeçilmez bir parçası haline gelen bu aletlerin onları nasıl etkileyeceği de ayrı bir araştırma konusu olarak tartışılıyor. Benim ancak lisede bilgisayar, üniversitede cep telefonu sahibi olduğumu, internet ve cep telefonsuz hayatın da var olabileceğini duyan oğlum, büyükbabasının evinde bir zamanlar buzdolabı yerine tel dolap olduğunu, anneannesinin börek pişirmek için adanın fırınına tepsilerini teslim ettiğini duyduğu kadar şaşırıyor. Aile toplantılarındaki sahne ise, bir çoklarımızın evinde tekrarlanandan farklı değil. Herkes elinde bir cep telefonu, sanal ortamdaki paralel evrende yaşamını sürdürüyor. Güldüğü, eleştirdiği, tartıştığı konular hatta sosyal hayatını bile bu p...

Sessizliği diyalogla kırın

Görme veya işitme engelli kişilerle karşılaştığınızda ilk tepkiniz onlara acımaksa birkaç dakika durun ve yeniden düşünün bu tepkinizi. Onların yaşamlarını ve karşılaştıkları zorluklarla nasıl başa çıktıklarını ne kadar bildiğinizi sorgulayın. Çoğunuzun bu sorulara cevabı olumsuzsa bunun sebebi bu kişileri topluma kazandırmaktansa bir kenarda, evlerinde, gözden uzakta durmalarını tercih etmemizden ileri geldiği gerçeği yüzünüze sert bir tokat gibi inebilir. Birkaç yıldan beri Gayrettepe Metro İstasyonu’nda süren Karanlıkta Diyalog sergisine Şubat ayı itibariyle Sessizlikte Diyalog da ekleniyor. Onların dünyasına onların rehberliğinde girin. Kızacak, üzülecek, zorlanacak, hayatta kalacak ama en sonunda içinizde bir şeyler değişecek Babamın bir sözü vardır; “Hiç bir zaman bir tiyatro oyununun ilk günlerine gitmek için uğraşma, göreceğin en fazla iyi bir kostümlü prova olur. Bırak oyun otursun, oyuncular rollerine tam girsinler, teknik aksaklıklar halledilsin.” Babamın bu sözü he...

Eğlencenin Gizli Kahramanı: DJ David Şaboy

Bir düğün, bir davet veya bir partinin başarılı olduğunun en önemli göstergesi veya bir gece kulübünün tutması ve müdavim kazanmasının en önemli nedeni nedir? Cevabını hemen vereyim; orada bulunanların eğlenmesi ve güzel vakit geçirmesi. Hatta mümkünse kendinden geçercesine kurtlarını dökmesi, günlük hayatlarındaki tüm stresten, endişeden birkaç saatliğine uzaklaşması. Bunda en büyük pay ne ışıltılı dekorasyonda, ne pahalı içkilerde, ne yemeğin lezzetinde, ne de servisin kusursuzluğunda saklı. Eğlence sektöründe kim ne derse desin en önemli rol müzikte ve eğlencenin yönünü belirleyen gizli kahramanlarında. Sahneyi veya kalabalığı görecek şekilde ama genelde mütevazı bir köşeden eğlenceyi takip eden dj’ler o eğlencenin asıl demirbaşları. İşte eğlencenin gizli kahramanı Dj David Şaboy karşınızda!

Sevgilinizle el ele tutuşuyor musunuz?

Eskiden çiftler kol kola yürürdü. Eski filmleri hatırlayın, aile albümlerini karıştırın dikkatinizi çekecek bu durum. Oysa günümüzde çiftler el ele yürüyorlar, kol kola yürüyenler parmakla gösterilecek kadar azaldı. Sokakta yaşanan bu değişimi Umberto Eco’nun bir makalesi ile fark ettim. Siz de çevrenize dikkatli bakın bana hak vereceksiniz Bir kafenin kaldırım masalarından birinde oturan İtalyan düşünür Umberto Eco çevresinden geçenleri gözlemlediğinde bir şey fark etmiş; artık çiftler eskisi gibi kol kola değil el ele yürüyorlar. Bu keşif sonrasında sokaktakileri daha da dikkatle incelediğinde el ele yürüyenlerin genellikle 30 yaş üstü, burjuva sınıfına ait olduklarını fark etmiş.

En Yeni Ve En İlginç Iphone Uygulamaları

iPhone uygulamaları hayatımızı birçok yönden kolaylaştırıyor, hatta gün geçtikçe ilginçleştiriyor. Mart ayında iPhone kullanıcılarının işine yarayacak en gerekli uygulamalara bir göz atmıştık. Bu ay ise en ilgi çekici ve yenilikçi, ücretsiz iOS uygulamalarını içeren yepyeni bir liste karşınızda. Tavsiyeleriniz için bana yazmayı unutmayın karelvalansi@yahoo.com Microsoft Office Mobile Bulut sistemiyle bilgisayarınızdaki veya herhangi bir cihazdaki Word, Excel, PowerPoint dosyalarınıza ulaşabilir, gerekli değişiklikleri yapabilir. Dosyalarınızı cep telefonunuzda orijinal hali ile kolaylıkla görüntüleyebilirsiniz. İlk yayınlandığında iPad versiyonu ücretli olan bu uygulama, cep telefonları için ücretsiz. Cloak Uzun süredir GPS üzerinden çalışan “Nerede unuttum” uygulamalarına alışmıştık. Where is my iphone? Where is my key? Where is my dog? Where is my car? derken Find my friends ile arkadaşlara kadar uzanmıştık. Bu uygulamayı kullanan arkadaşlarınızın ve çocuklarını...

Gerçek bir Akdenizli Georges Moustaki

Özgürlük tutkunu, hümanist, asi. Aynı zamanda aşka aşık, biraz kaderci, biraz romantik. Onu tanımlamada sözler hep eksik kalıyor. Bir mayıs sabahı Georges Moustaki’nin gidişiyle büyük bir ozanı ve müzisyeni kaybettik. Edith Piaf’ın büyük aşkı, Milord, Le Métèque şarkılarının babası ayrıldı aramızdan geçen baharda. Bu yazı onun anısına… Mayıs ayında, bir sabah erken saatte geldi ölüm haberi. Sürpriz değildi, uzun süredir hasta olduğu biliniyordu. 2009’da Barcelona’da, sadece üç şarkı seslendirdiği kariyerinin son konserinde, solunum yolları rahatsızlığı nedeniyle artık şarkı söyleyemeyeceğini, sahneleri bırakmak zorunda olduğunu açıklamıştı izleyicilerine. O, “ Duşta şarkı söylemeyi özlüyorum ” diyordu ama hayranları için çok daha büyüktü eksikliği. Onun şarkılarında kendini bulmuş, ayrılığın acısını paylaşmış, aşkın büyüsüne kapılmış, özgürlüğü, hatta tembellik hakkını onunla birlikte savunmuşlardı. Moustaki’nin şarkılarını dinlemek günlük hayatın sıradanlığından bir kaçış yol...

Bozcaada’da Keyif Zamanı

Yaz yaklaşırken “bu sene tatile nereye gitsem?”  diye düşünüyorsanız, hep Bodrum, Çeşme, Mavi Yolculuk arasında  seçim yapmak zorunda kalıyorsanız, değişik ama en önemlisi kafanızı dinleyebileceğiniz  bir tatil yeri arıyorsanız, hele kısa süreli bir kaçamak düşünüyorsanız, size kesinlikle Bozcaada’ya gitmenizi tavsiye ederim. Kumu bembeyaz, denizi buz gibi, insanları cana yakın, şarabı hele reçelleri harika! Üstelik Bozcaada’da gürültülü ‘beach club’lar yok, 50 liraya satılan lahmacunlar yok, popüler tatil yörelerinde görmeye alıştığımız ellerinde fotoğraf makineleriyle tetikte bekleyen paparazziler yok, moda dergilerinden fırlamışçasına aşırı süslenmişler yok, marka yok, moda yok, zorunlu kalıplar yok. Ne mi var?  Doğa var, rahatlık var, sadelik var, huzur var, dinginlik var, sessizlik var, keyif var… Bozcaada, yakın bir arkadaşımdan sıkça duyduğum bir tatil yöresi. Yazın Büyükada’yı kastederek “Adaya gidiyoruz” dediğimde o da hep “Biz de adaya gidi...

Eurovision Rüyası

Müzik dünyasına ABBA ve Celine Dion gibi güçlü sesler tanıştırmış, Türkiye için bir dönemin en önemli sanat etkinliği, günümüzde ise dünya listelerine güzel parçalar kazandıran Eurovision Şarkı Yarışması, 18 Mayıs’ta İsveç’te perdelerini 58. kez açmaya hazırlanıyor Bu sene 18 Mayıs’ta İsveç’in Malmö şehrinde düzenlenecek 58. Eurovision Şarkı Yarışması’na Türkiye katılmayacağını açıkladı. Ayrıcalıklı ülkelerin doğrudan finalde yarışması ve jüri puanının arttırılması TRT tarafından verilen gerekçe olsa bile, siyasetin oylamaya yansımasından duyulan rahatsızlık da dile getirildi. Oysa 1979 yılında Türkiye, ülkeyi temsil edecek şarkının seçilmesine rağmen, yarışmanın Kudüs’te yapılmasından dolayı Eurovision’a katılmamıştı. Bunu açıkça dile getirmiş ve üyesi olduğu Avrupa Yayıncılar Birliği'nden 36 bin İsviçre Frangı para cezası almıştı. Aslında 1973 ve 1979’daki petrol krizleri, Arapları daha da kızdırma endişesi, yani ekonomik kaygılar bu kararda ana rolü oynamıştı. Siyaset her za...

Bizden Biri! Caz'ın yükselen sesi Brigitte Beraha

Sarı saçları ve mavi gözleri sizi aldatmasın sakın. Brigitte Beraha Türk Yahudisi bir ailenin 35 yaşındaki kızı. İtalya’da doğan ve Monako’da okuyan Brigitte çok dilli ve kültürlü bir ailenin içinde babasının piyano çalışını dinleyerek büyüdü. Fransa’da hukuk okusa da bir yılın sonunda Londra’ya taşınarak gönlünde yatan müzik üzerine eğitim almaya başladı. Arkadaşlarının tavsiyesi ile Caz’a yönelen Brigitte, bugün birçok Caz otoritesinin merakla takip ettiği ve tavsiye ettiği güçlü bir ses. Bir Londra konseri sonrası internet üzerinden görüştüğüm Brigitte ile tanışmaya hazır mısınız? Karel Valansi Annen ve baban Türk Yahudisi ama İtalya’da doğdun, Monako’da büyüdün, şimdi de Londra’da yaşıyorsun. Ailenden bahseder misin? Evet, bu durum her zaman etrafımdakileri şaşırtıyor ama beni ben yapan önemli bir parçam bu karışım. Annem ve babam Türk Yahudisi. Annemin babası İngiliz olduğu için çifte vatandaşlık sahibi ama o da İstanbul’da doğdu, büyüdü. Ailem ben daha doğmadan babamın işle...

Lolita

Lolita, Hayatımın ışığı, Kasıklarımın ateşi. Günahım, ruhum, Dilin ucu damaktan dişlere doğru üç basamaklık bir yol alır, Üçüncüsünde gelir dişlere dayanır. Lo-lee-ta Lolita veya tam adıyla Lolita, Beyaz Irktan Dul Bir Erkeğin İtirafları , Vladimir Nabokov’un 1955 yılında yayınladığı en bilinen romanı. Yayınlandığı dönemde büyük olay yaratan roman, günümüzde çocuklara yönelik cinsel istismar konusunda duyarlılığın artmasıyla tartışmaları da beraberinde getiriyor.

Amerika'nın en iyi şehri San Diego

Okullarda ara tatili yaklaşırken hâlâ programınızı yapmadıysanız ve bu iki haftayı dolu dolu yaşayabileceğiniz bir destinasyon arıyorsanız, size San Diego’yu tavsiye ederim. İstanbul’dan direkt uçuş olmaması veya uzun uçak yolculuğu gözünüzü korkutmasın. Yıl boyu süren güzel havası, uçsuz bucaksız plajları, büyük metropollerin karmaşasından uzak olması, bu güzel şehre aşık edecektir sizi. Lakabı ‘Amerika’nın en iyi şehri’ olan San Diego benim için İstanbul’dan sonra yaşamak isteyebileceğim tek şehir. Bakalım sizi de kandırabilecek miyim?

Bu çocuğa dikkat! Adını çok duyacaksınız

Ralfi Kanyas ile tanıştırmak istiyorum sizleri. Çok özel bir genç. 22 yaşında hem medya iletişim üçüncü sınıfta okuyor hem de Hürriyet Ege’de muhabir olarak çalışıyor. 16 yaşında karşıdan karşıya geçerken bir arabanın çarpmasıyla hayatı değişiyor. Tekerlekli iskemleye bağlı kalmanın tüm zorluklarına rağmen hayata daha da sıkı tutunuyor. Başta zorluk çekse de önce ailesi sonra da arkadaşları ona güç veriyor ve engel tanımaz oluyor. Şimdi hem katıldığı gönüllü çalışmalarla, hem de gazete yazılarıyla engellilerin hayatında bir fark yaratmaya çalışıyor. Geleceğin başarılı gazetecisini şimdiden tanıyın istedim. Karel Valansi

Müzik devriminin altın yıldönümü

1962 yılında okyanusun bir yanında Bob Dylan kendi adını taşıyan ilk albümünü piyasaya çıkarırken, Kaliforniya’da Beach Boys ilk profesyonel konserini veriyordu. Okyanusun diğer yanında ise İngiliz istilasının mimarı Beatles ilk single’ı ‘Love Me Do’ ile müzik dünyasına adımını atarken, Rolling Stones o yıl kuruluyordu. Bob Dylan, The Beach Boys, The Beatles ve The Rolling Stones, hayranı oldukları Elvis Presley’den devraldıkları Rock’n Roll müziğini çok daha üst seviyelere taşıdılar. Şarkıları ile olduğu kadar düşünceleri, söylemleri, inançları, tepkileri hatta kıyafet ve saç modelleri ile hem sanat dünyasının sınırlarını genişlettiler, hem de toplumda sosyal ve kültürel değişimi başlattılar. İkinci Dünya Savaşı’nın etkilerini yaşayan Avrupa gençliği ve Vietnam Savaşı’nın acı yüzü ile tanışan Amerikan gençliği hayata, düzene, ailelerine ve topluma karşı isyanlarını, korkularını, umutlarını bu müzisyenlerle ve şarkılarıyla dile getirdiler. Dünyayı değiştiren 1962 yılının ellinci yıldön...

“Çok eğlendim, teşekkür ederim, hoşçakalın…”

 Y ılın başında Tiyatrokare tarafından sahnelenen ve oldukça tartışma yaratan ‘Onca yoksulluk varken’ piyesi ve geçtiğimiz ay vefat eden Meksikalı ünlü yazar Carlos Fuentes, ölümünden 32 yıl sonra Romain Gary’yi edebiyat dünyasından günlük hayatımıza taşıdı 2 Aralık 1980, Paris’te bir apartman dairesi. Yatak odasına yerleştirdiği dev menora’nın gölgesinde hayatının son rolünü oynamak için intiharı seçen bir adam. Bu kişisel seçimle, bir savaş kahramanı, başarılı bir diplomat, ünlü bir film yönetmeni ve senarist hayata veda etmiş oldu. Ancak daha da önemlisi, Fransız edebiyatı tek bir kurşunla iki önemli yazarını birden kaybetti; Romain Gary ve Emile Ajar. Karel Valansi Şalom Dergi Temmuz-Ağustos 2012 sayısı Tamamı: http://karelika.blogspot.com/2012/08/cok-eglendim-tesekkur-ederim-hoscakaln.html