Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Müslüman Kardeşler etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

2022’de Türkiye’nin Orta Doğu politikası

Yeni bir yılı hep ışıltılarla kutlarız. Hani o ışıltılar, parıltılar bize aydınlık, neşeli bir yeni yıl getirsin umuduyla. Oysa 2020 ve 2021’i yaşadıktan sonra yeni bir yılı kutlamak bir yana, hiç bitmeyen bir karabasanı ve o karabasanın içinde küçük nefes aralıkları bulmaya çalışarak geçiriyoruz günlerimizi. Bana sorsanız geçen yıl deyince hala 2019 diyebilirim. O kadar verimsiz, o kadar sevimsiz, o kadar üzücü geçti son iki sene. O nedenle bir yanım eski yılbaşılar gibi sevinçliyken, diğer yanım yeni yılın yeni bir şey getirmeyeceğinin bilinciyle buruk.  31 Aralık 2021’den 1 Ocak 2022’ye geçerken taksimetreleri sıfırlamadık. Tam tersine yeni yıla elektrik, doğal gaz, benzin, motorin ve LPG'ye yapılan zamlar ve Noel tatili sonrası hareketlenen dış piyasalar ve düşen TL değeri ile girdik. 2022’de Türkiye’nin ana konusunun ekonomi olmaya devam edeceğini ve erken seçim olasılığından dış politikaya her şeyin bunun çevresinde şekilleneceğini söylemek mümkün.  Kasa boş olduğunda dı...

Türkiye Hamas'tan vazgeçer mi?

"Ankara-Hamas ilişkileri temel sorun" Peki Türkiye-İsrail ilişkilerinde Hamas'a yaklaşımın payı ne? Gazeteci ve akademisyen olan Karel Valansi'ye göre, Hamas konusu Türkiye-İsrail ilişkilerini doğrudan etkiliyor. Valansi, "Konuştuğum birçok İsrailli diplomat için Ankara'nın Hamas ile ilişkisi temel sorun olarak kabul ediliyor" diyor. Valansi'ye göre, Hamas'a yaklaşım Türkiye'nin sadece İsrail ile değil ABD, Kanada, Japonya, Avrupa Birliği ve İngiltere ile de ayrı düştüğü politikalardan biri. Türkiye ile İsrail arasında 2016'da yapılan normalleşme anlaşmasında Hamas konusunun geniş yer tuttuğunu belirten Valansi, "Bu anlaşmaya göre Ankara, Hamas'ın Türkiye'deki faaliyetlerini sınırlandıracak, sadece siyasi faaliyetlerine izin verilecekti. Yani bir bakıma İsrail'e olası bir terör saldırısının önlenmesi taahhüt edildi" bilgisini veriyor. "Hamas Türkiye'deki günlerinin sonuna yaklaşmış olabilir" Peki bu dur...

Hamas, İngiltere ve Türkiye - 2

Hamas birçok ülke tarafından -siyasi ve askeri kanat ayırımı yapılmaksızın- artık bir terör örgütü olarak kabul ediliyor. Bunun son örneği İngiltere. Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, İngiltere’nin Terörizm Kanunu kapsamında 2001’den bu yana yasaklıydı. İngiltere’nin Hamas’ın tamamını terör örgütü listesine alması ise, askeri ve siyasi kanat olarak yapılan bu suni ayrımın ortadan kalktığını gösteriyor. İsrail, İran’dan sonra en büyük düşman olarak tanımladığı Hamas’ın tamamının terör örgütü olarak kabul edilmesi ve diğer ülkelerde rahatça faaliyet gösterememesi, finansman bulamaması için çaba harcıyordu. İsrail uzun bir süreden beri hem diplomatik hem de güvenlik açısından bu konunun üzerinde duruyordu. Çabaları meyvesini vermiş gözüküyor. İngiltere bu kararıyla ABD, Kanada, Japonya, AB ve tabi İsrail ile aynı çizgide buluşurken, Türkiye’nin Batı ülkeleriyle farklı duruş ve/ya politikalarına biri daha eklenmiş oluyor. Bunu söyledikten hemen sonra çoğunluğa rağme...

Amerika’nın Ortadoğu çıkmazı

Mısır ordusu ile Müslüman Kardeşler arasında süregelen ve ülkeyi iç savaş uçurumuna doğru hızla sürükleyen çatışmaları takip ederken, ilk kıvılcımı yakan halkın özgürlük ve demokrasi isteği ile ekonomik sıkıntıların ne kadar arka planda kaldığını görüyorum umutsuzca. Mısır bir istisna değil. Arap Baharı olarak adlandırılan ve halkın uyanışı olarak tanımlanan hareket, benzer birçok ülkede olduğu gibi Mısır’da da arzulanan çizgiden keskince saparak bir iktidar savaşına dönüştü. Ülke, güçlerin çatışma meydanı haline gelince, en son akla gelen ise otoriter rejimlere karşı gelmeye cesaret etmiş halkın talepleri ve sıkıntıları oluyor.

Demokrasi yolunda…

Ülkedeki ilk özgür seçimlerle iş başına gelen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin Mısır’ı yönetme serüveni birinci yılını doldurması ile sona erdi. Uzun yıllar boyunca yeraltında faaliyet gösteren Müslüman Kardeşler, sabırla doğru zamanı kollarken, uygun ortam ancak 80 yıl yasaklı kaldıktan sonra, Arap Baharı ile geldi. Ancak seçimle başa geçen Mursi’nin kaderi de aynen Mübarek gibi yoğun halk protestosu ve ardından gelen askeri bir müdahale ile devrilmek oldu. Mübarek’in devrilmesini devrim, Mursi’ninkini darbe olarak tanımlama tartışmalarının, ülkedeki krizin çözümüne bir yardımı olmuyor. Kimilerinin teröristi kimilerinin özgürlük savaşçısı olabileceği gibi, kimilerine göre darbe olan kimilerine göre devrim olarak nitelenebilir. Bu ayırıma ise en iyi o ülkenin halkı karar verebilir.

Gelenler gideni aratacak mı?

Mısır’da Mübarek dönemi sonrası düzenlenen ilk seçimlerde çok az farkla Müslüman Kardeşler’in adayı Muhammed Mursi yeni cumhurbaşkanı olarak seçildi. Laik Mısırlıları ve uluslararası camiayı bir şeriat devleti kurulma olasılığı ve yeni bir İran’ın doğması endişesi korkutuyor. Müslüman Kardeşler’in zaferi, İsrail’in savunma politikalarını gözden geçirmesine neden olurken, “İmzalanmış tüm uluslararasıanlaşmalara sadık kalacağım” diyen Mursi’nin İsrail’den önce çözmesi gereken kabarık bir ‘yapılacaklar listesi’ var. Ana sorun da demokratik sivil yönetime geçişte yaşanıyor.