Ana içeriğe atla

Kayıtlar

doğalgaz etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İsrail'in 'istikrar ittifakı' ve Türkiye

Gün geçmiyor ki Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin yeniden normalleşiyor olmasıyla ilgili yeni bir haber ve analiz ile karşılaşmayalım. Medyanın her kesiminde de genel bir destek görüyor bu normalleşme. Oysa Ankara tarafından enerji konusu dışında, İsrail'e yönelik bu politika değişikliği hakkında fazla bir sebep öne çıkarılmıyor. Uzun yıllardır antisemitizme varan bir İsrail karşıtlığı ile zehirlenmiş Türk halkı için ise durum politikacılar için olduğu kadar net olmayabilir. Türkiye'nin 2021'de başlayan  dış politikasındaki değişimi  herkesin malumu. Dış politikadaki bu değişimin bir adı da var. Komşularla 'sıfır sorun'dan sadece sorunlarla dolu bir dış politikaya evrilen Ankara, şimdilerde çevresinde 'sorunsuz çember' yaratmayı amaçlıyor. Buna göre çevresindeki birçok ülke ile ilişkilerini geliştirmeyi hedefliyor. Bu ülkeler arasında farklı dönemlerde, farklı sebeplerle kanlı bıçaklı olduğu Ermenistan, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabis...

Türkiye-İsrail İlişkilerinde Yeni Dönem -Röportaj Doğu Akdeniz Politik

Şalom Gazetesi Yazarı & Gazeteci Karel Valansi, Türkiye-İsrail ilişkilerinin dinamiklerini, Doğu Akdeniz’de İsrail’in stratejisini ve İsrail’in Ortadoğu’daki dış politikasını Doğu Akdeniz Politik’e değerlendirdi. Dış basındaki birtakım haberlere göre Türkiye ve İsrail’in, ilişkileri normalleştirme çabalarının bir parçası olarak kapılı kapılar ardında görüşmelerde bulundukları ve Türkiye’nin İsrail’e Büyükelçi atadığı iddia edilmişti. Bu iddia edilen gelişmeleri nasıl yorumluyorsunuz ? Türkiye-İsrail ilişkileri yeni bir boyut mu kazanıyor ? Bu yıl içinde bir kaç kez Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerde normalleşme olasılığı tartışıldı. Bu konunun özellikle Türk basınında yer almasının İsrail’e bir mesaj niteliği taşıdığını düşünüyorum. Yorumcuların var olan gelişmelere dayanarak İsrail ile normalleşmenin gerekli ve olumlu bir adım olarak belirtmesini ise halkı böyle bir gelişmeye hazırlama çabası olarak yorumlayabilirim. Bu çabanın elbette ki Türkiye’nin dış politikada içinde b...

Türkiye neden Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nun dışında kaldı? Karel Valansi ile söyleşi

Aylin Yardımcı, konuğu Şalom gazetesi yazarı Karel Valansi ile Türkiye’nin Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nun dışında kalmasının nedenleri üzerine söyleşti. Medyascope TV, 25 Ocak 2019  https://medyascope.tv/2019/01/25/turkiye-neden-dogu-akdeniz-gaz-forumunun-disinda-kaldi-karel-valansi-ile-soylesi/ Youtube  https://youtu.be/n056fMhHIPA Soundcloud  https://soundcloud.com/medyascopetv/turkiye-neden-dogu-akdeniz-gaz-forumunun-disinda-kaldi-karel-valansi-ile-soylesi

Katar ile neler oluyor?

Katar ile Suudi Arabistan’ın başını çektiği Körfez ülkeleri arasındaki gerilim yeniden su yüzeyine çıktı. 2014 yılında büyükelçilerini Katar’dan geri çekmekle sınırlı kalan durum, bu sefer diplomatik ilişkilerin kesilmesinin yanı sıra hava, kara ve deniz trafiğinin kapanmasına, Katarlı diplomat ve vatandaşları ülkeyi terk etmeye ve kendi vatandaşlarını Katar’dan geri çağırmaya kadar gitti. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn’in Katar’ı bölgede yalnızlaştıran adımına önce Mısır, ardından da Yemen, Libya ve Maldivler katıldı. Suudi Arabistan’ın bölgedeki etkisi nispetinde bu sayı daha da artabilir.

Yazım alıntılandı: Enerji Denklemi ve Kıbrıs - Asım Akansoy

Türkiye’de yayınlanan Salom Gazetesi yazarı Karel Valansi ’nin, “Atlantic Council” adlı ABD merkezli düşünce kuruluşunun 27-28 Nisan tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirdiği zirve sırasında, İsrail Enerji Bakanlığı Genel Direktörü Shaul Meridor ve İsrail Enerji Özel Temsilcisi Ron Adam ile yaptığı söyleşi oldukça önemlidir. İsrail’in sahip olduğu doğal gaz kapasitesinin gerek bölge gerekse küresel bağlamda yaratacağı siyasal ve ekonomik etkiler üzerinde duruluyor. Elbette Kıbrıs ve Kıbrıs sorunu da, konu açısından oldukça kritik bir noktada bulunuyor.

Türkiye-İsrail doğalgaz anlaşmasının eli kulağında

Karel Valansi ve Shaul Meridor Atlantik Konseyinin düzenlediği zirve, enerji sektörünün önemli isimlerini İstanbul’da bir araya getirdi. İsrail’den katılımın oldukça yüksek olduğu zirvenin ana konularından biri de birkaç ay içinde imzalanması beklenen Türkiye- İsrail boru hattı anlaşmasıydı. Zirve sırasında bu konuyu İsrail Enerji Bakanlığı Genel Direktörü Shaul Meridor ve İsrail Enerji Özel Temsilcisi Ron Adam ile görüşme fırsatı buldum. Meridor ve Adam, Şalom için sorularımı yanıtlama nezaketinde bulundular. ABD merkezli düşünce kuruluşu Atlantik Konseyinin bu yıl sekizincisini düzenlediği ve ‘Çalkantılı Bölgede Transatlantik Uzlaşmayı Güçlendirmek’ temasının belirlendiği iki günlük zirve, 45 ülkeden ekonomi, enerji, yatırım ve dış politika alanlarındaki önemli isimleri İstanbul'da bir araya getirdi. Küresel ve bölgesel bazda enerjinin bugünü ve geleceğinin tartışıldığı oturumlarda Doğu Akdeniz, Afrika, Ortadoğu, Adriyatik, Baltık, Karadeniz bölgeleri ele alınırken, Suriy...

Asım Akansoy'un makalesinde alıntılandım

"Doğu Akdeniz’deki doğal gaz yatakları, bölge ülkelerinin jeo-enerji stratejisi ve ittifak ilişkileri bağlamında önemli gelişmeler yaşanmaktadır. İsrail’in bu bağlamdaki rolü oldukça önemli. 26 Ekim 2016 tarihli haftalık Şalom Gazetesi köşe yazarı Karel Valansi’ye göre, “Doğu Akdeniz’de son yıllarda ardı ardına keşfedilen doğalgaz yatakları, enerji jeopolitiği ile bölge ülkelerinin stratejik değer ve gücünü arttıran önemli bir faktör haline geldi.  İsrail, Mısır ve Kıbrıs’a ait münhasır ekonomik bölgelerde yapılan araştırmalar, bu havzalarda keşfedilmeyi bekleyen daha da zengin yataklar olduğunu müjdeliyor.  2009’da Tamar ve 2011’de Leviathan’ın keşfi ile dünyanın sayılı doğalgaz kaynaklarına sahip olduğu ortaya çıkan İsrail’i, Afrodit ile Güney Kıbrıs, Zohr ile Mısır takip etti. Bu büyüklükteki doğalgaz keşfi her üç ülke için de oyun değiştirici bir gelişme.” Valansi’ye göre,  “Bu üç ülke için doğalgaz, maddi getiriden çok, diplomatik kazanç elde edebilecekleri str...

Doğalgaz her şeyi affeder mi?

D oğu Akdeniz’de son yıllarda ardı ardına keşfedilen doğalgaz yatakları, enerji jeopolitiği ile bölge ülkelerinin stratejik değer ve gücünü arttıran önemli bir faktör haline geldi. İsrail, Mısır ve Kıbrıs’a ait münhasır ekonomik bölgelerde yapılan araştırmalar, bu havzalarda keşfedilmeyi bekleyen daha da zengin yataklar olduğunu müjdeliyor. 2009’da Tamar ve 2011’de Leviathan’ın keşfi ile dünyanın sayılı doğalgaz kaynaklarına sahip olduğu ortaya çıkan İsrail’i, Afrodit ile Güney Kıbrıs, Zohr ile Mısır takip etti. Bu büyüklükteki doğalgaz keşfi her üç ülke için de oyun değiştirici bir gelişme. Doğalgaz ithalatçısından ihracatçısına rol değiştiren İsrail ve ekonomik olarak oldukça sıkıntıda bulunan Güney Kıbrıs ve Mısır için bu durum öncelikle enerji tedarik sıkıntısından kurtulup bu konuda bağımsızlıklarını kazanma anlamına geliyor. Bunun önce iç piyasada ardından ihracatın başlamasıyla getireceği ekonomik iyileşme de göz ardı edilemez düzeyde. Öte yandan doğalgaz maddi getiriden çok,...

Anormal bir normalleşmenin aktörleri

Türkiye ile İsrail arasında sürdürülen gizli görüşmelerin detayları basına sızdığından beri iki ülke ilişkileri arasında hızlı bir dönüşüm yaşanıyor. Hem Türkiye’nin hem de İsrail’in talepleri en başından beri biliniyordu. Bunların aşılması, iki tarafın da el sıkışacağı ortak bir müşterekte buluşmaları daha ilk günden mümkündü. Konjonktür ve pragmatizm, çıkarlar ve tehdit algıları doğru zamanın bugün olduğuna karar verdi sadece. Varılan anlaşma ile Davos’tan beri adım adım bozulan diplomatik ilişkiler düzeltilebilir, ancak iki temel konuda kalıcı hasar yaşandı. Bu ne Gazze ablukasının kaldırılması, ne de Mavi Marmara ile ilgili davaların düşürülmesi konusu. İki ülke arasında temel sorun, ileride de örneklerini muhtemelen yaşayacağımız, İsrail açısından güven eksikliği, Türkiye açısından kamuoyunun tepkisi.

Türkiye-İsrail ilişkilerinde ikinci bahar

1948’deki kuruluşundan birkaç ay sonra Yahudi devletini tanıyan ilk Müslüman ülke olan Türkiye ile İsrail, hayalet ittifak ya da metres ilişkisi olarak da adlandırılan gözlerden uzak bir işbirliği geliştirdiler. 1990’larda Oslo süreci ile birlikte balayı dönemine giren iki ülke, birçok konuda işbirliğini geliştirdi. İki halk arasındaki sıcak ilişkiler İbrahim Tatlıses’in şarkılarının İsrail’de her yerde çalınması, Fenerbahçe’nin efsane oyuncusu Haim Revivo için tribünlerde İsrail bayrağı açılması ile sürdü. Turizm ve ticaret arttı. Davos, ardından Mavi Marmara iki ülke ilişkilerini bir anda kopma noktasına getirdi. Diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılması için gereken üç şarttan özür yerine geldi, tazminatta rakamlar telaffuz edildi, Gazze ablukası hafifletildi. Ancak Arap Baharı, Suriye iç savaşı, iki ülkedeki yoğun seçim takvimi ve iç meseleler derken bu konudaki ilerlemeler durdu. Öte yandan ticaret tarihi rekorlara koşarken, Suriye savaşı nedeniyle kesilen Türkiye’nin Arap ül...

Ve kazanan taraf İran

Aylar süren müzakereler sonucunda İran’ın nükleer programına ilişkin çerçeve anlaşma üzerinde uzlaşmaya varıldı. ABD yönetimine göre hiç kuşku yok ki bu, tarihi bir anlaşma. Obama, başarısızlıkla sonuçlanan İsrail-Filistin görüşmeleri başta olmak üzere Ortadoğu politikasının çöküşünün üstünü örtmeyi ve bu anlaşmanın dış politikadaki en önemli siyasi mirası olarak anılmasını arzu etmekte, doğal olarak. Ancak 1994’te Bill Clinton’un Kuzey Kore ile imzaladığı çerçeve anlaşmayı hatırlayanlar için sonuç pek de öyle değil. Pyongyang da Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun (UAEK) sıkı denetimine tabi olacak ve nükleer programını donduracaktı. Oysa bugün yüzlerce balistik füzeye ve nükleer silaha sahip. Kuzey Kore nükleer çalışmalarının barışçıl olduğunu söyleyerek asıl amacını gizlemiş, ABD de diplomasi adına buna inanmayı seçmişti. Tıpkı şu an İran ile olduğu gibi. Çünkü “Anlaşma yapmamak kötü bir anlaşmadan iyidir,” dense dahi, ABD bir anlaşmaya varmaya ne olursa olsun kararlı. Tıpkı İs...

Türkiye-İsrail ticareti tam gaz devam ediyor

Türkiye ile İsrail arasında süregelen siyasi gerginliğe rağmen iki ülke arasındaki ticaret hacmi gittikçe artıyor. İsrail’in İstanbul Başkonsolosu Shai Cohen, ekonomi gazetecileri ile bir araya gelerek bu konudaki verileri aktardı, gelişmeleri değerlendirdi ve önerileri dinledi.  T ürkiye’nin önde gelen gazete, televizyon kanalı ve haber ajanslarının ekonomi gazetecileri geçtiğimiz hafta İsrail’in İstanbul Başkonsolosu Shai Cohen’in davetinde bir araya geldiler. Kahvaltı ikramı eşliğinde düzenlenen basın toplantısında Türkiye ile İsrail arasındaki ticari işbirliğinin güncel durumu ve iki ülke arasındaki ticari ilişkilerinin daha da ileriye götürülebilmesi için yapılması gerekenler hakkında fikir teatisinde bulunuldu.  Toplantı sırasında yapılan sunumda tüm siyasi sorunlara rağmen iki ülke arasındaki ticaretin arttığı verilerle anlatıldı. 2007 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacmi 2,8 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2009 yılında bir önceki yıla göre ci...

İran, İsrail’in hayallerini yıkabilir

Ukrayna’daki son gelişmeler, enerji güvenliğini dış politika gündeminin en öncelikli konusu haline getirdi. Enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve Rusya’ya olan bağımlılığın azaltılması hem Türkiye hem de Avrupa Birliği için büyük önem teşkil ediyor. The Bosphorus Energy Club ve Global Resources Partnership Başkanı eski Diplomat Mehmet Öğütçü ile Türkiye’nin enerji dünyasındaki konumunu, enerji devi Rusya’nın rolü ve önemini, Irak’ta süregelen savaş ve Kürt petrolünün etkileri ile İran faktörünün ve İsrail’in yeni bulunan doğalgaz kaynaklarının enerji oyununu nasıl değiştirebileceğini tartıştık. Türkiye’nin enerji alanındaki rolü nedir? Enerji fiyatlarının düşmesi, ekonomik yavaşlamanın başlaması, Avrasya, Ortadoğu ve Doğu Asya’da jeopolitik gerginliğin artması, yatırımcıların ‘bekle ve gör’ politikası uygulaması, sıkıntılı bir döneme daha girdiğimizi ve sonuçlarının Türkiye gibi birçok enerji üreticisi, dağıtıcısı, tüketicisi ülkeyi etkileyebileceğini gösteriyor. Türkiy...

My recent article is cited in Sabah Daily

In this sense, Turkey's rapprochement with Israel would provide significant support for a possible defusing of tensions in the region and that is of utmost importance for any democratic regime. Istanbul-based Shalom newspaper in an important article published by Karel Valansi , who underlines Israel's most important trump card, the natural gas deposits and who, succinctly, sums up the situation in two sentences: " Is a 'peace pipeline' between Turkey and Israel possible? Can natural gas diplomacy provide this rapprochement?" PERHAPS A TURNING POINT IN MIDDLE EAST POLITICS Tulu Gümüştekin 01 November 2014, Saturday

İsrail’in doğalgaz kartı ve Türkiye (2)

İsrail için en önemli stratejik kozlardan biri doğalgaz. Bunu da en doğru şekilde kullanmak, enerji politikalarından sadece ekonomik değil diplomatik kazanç da elde etmek istiyor. Bloomberg’e verdiği röportajda İsrail Enerji Bakanı  Silvan Şalom , “ Doğalgazı bulduğumuzdan beri dünya ülkeleri tarafından daha fazla kabul görüyoruz ” dediğinde, doğalgazın her anlamda İsrail’i değiştirebileceğini en açık şekilde dile getirdi. Ancak ihracat için çıkış yolu, ilişkilerin limoni ile savaş hali arasında gidip gelen komşularından geçiyor. Güven ortamının eksikliğinde de doğalgazı dünya piyasasına satmaya çalışmak, çıkarmaktan daha zor oluyor.

İsrail’in doğalgaz kartı ve Türkiye (1)

Bir zamanlar doğalgazı Mısır’dan ithal eden ve Sina’da boru hatlarına karşı düzenlenen her sabotajda soğuk terler döken İsrail, 2009’da Tamar, 2011’de de ondan çok daha zengin Leviathan doğalgaz kaynaklarını keşfettiğinden beri, dünyanın büyük enerji oyuncuları arasında gösterilmeye başlandı. İsrail’i enerji açısından bağımsız hale getirecek, ekonomik olarak da rahatlatacak çok önemli bir gelişme bu. Haaretz’de yayınlanan bir habere göre, doğalgazın önümüzdeki yıllarda İsrail’deki elektrik üretiminin yüzde 80’inin, sanayinin yüzde 90’ının, trafiğe çıkan araçların yüzde 40’ının enerji ihtiyacını karşılayacağı bekleniyor. Sadece bu tablo bile doğalgazın İsrail ekonomisini çok ciddi bir biçimde değiştirecek güce sahip olduğunu göstermekte. Üç dileğinden biri gerçekleşmiş olan İsrail, öncelikle kendi enerji ihtiyacını karşılayacak. Verilere göre önümüzdeki en az 50 yıl için arzı kendi ihtiyacını aşacak. Kabineden aldığı onay ile rezervlerinin yüzde 40’ını ihracata ayıran İsrail, ekonomi...

Mavi Marmara sonrası

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın geçtiğimiz günlerdeki açıklaması, Mavi Marmara konusundaki anlaşmanın 30 Mart seçimlerinden sonra imzalanabileceği sinyalini vermişti. Son zamanlarda sıklıkla karşımıza çıkan bu tür demeçlerden, yakın zamanda Türkiye-İsrail ilişkilerinde normalleşmenin önünün açılacağını bekliyoruz. Geçen sene Obama’nın iteklemesi ile gelen özrün ardından tazminat konusunda da bir anlaşmaya varılabilirse, geriye Türkiye’nin şartı olan Gazze ablukasının kaldırılması ve İsrail’in şartı olan operasyona katılan askerlere karşı açılan davaların düşmesi kalıyor. Şubat ayında El Cezire’ye verdiği röportajda Başbakan Erdoğan, “Aramızdaki ambargo kalkacak. Türkiye’den Filistin’e, Gazze’ye her türlü yardım rahatlıkla gidebilecek. Bu köprünün kurulması lazım,” demişti. Bu açıklamayı Gazze ablukasının Türk yardımları için kaldırılması, Türkiye’ye bir ayrıcalık yapılması istendiği şeklinde yorumlamıştım. Gazze’de inşası süren Türk hastanesi için gerekli malzemelerin geçişine...