Ana içeriğe atla

Kayıtlar

arap etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Diplomatik ilişkilerden savunma işbirliğine

Ortadoğu sürekli bir değişimin içerisinde. İstikrar, barış ve refah bu bölgenin geneli için en çok arzulanan şeylerin başında geliyor. Bölge daha çok savaşlarla ve çatışmalarla tanınıyor. Ancak tüm bu olumsuzlukların yanında, yeni bir ‘normal’ filizleniyor. Çok değil, iki-üç sene önce hayalimizi zorlayarak bile söylemeye çekineceğimiz yeni bir işbirliği gittikçe güçleniyor. 15 Eylül 2020’de Beyaz Saray’ın bahçesinde İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn arasında imzalanan İbrahim Anlaşmaları ( Abraham Accords ) kısa bir sürede Fas ve Sudan’ı da içine alarak genişlemişti. ABD, İsrail ve bu Arap ülkeleri arasındaki yatırım ve ticaret artarken, İran’a yönelik ortak tehdit algıları birliklerini güçlendiriyor. Şimdiye kadar gizli yürütülen ilişkiler bu anlaşmalarla gün yüzüne çıkarılırken, başta BAE ile olmak üzere, İsrail’in bu ülkelerle olan ilişkisi giderek derinleşiyor. İlişkilerin sadece ekonomi alanında geliştiğini de düşünmemek lazım. Mısır ve Ürdün ile imzalanana ‘soğuk...

Mayın tarlasında yürürken

İsrail’de, 13 Haziran’da Knesset’ten güvenoyu alarak göreve başlayan Yamina Lideri Naftali Bennett ve Yeş Atid Lideri Yair Lapid öncülüğünde kurulan koalisyon hükümeti 130 günü devirdi. Çok farklı görüşlere sahip sekiz partiden oluşan koalisyonun uzun soluklu olamayacağı, ortaklar arası siyasi uyumsuzluklar nedeniyle görev süresini tamamlayamayacağı ilk günden beri dile getiriliyor. Bu tehlike hala geçmiş değil. Ancak tüm zorluklara rağmen, yegâne ortak noktaları Netanyahu karşıtlığı olan koalisyon göreve devam ediyor ve birçok konuda ilkleri de barındırıyor. Hiç koltuğunu bırakmayacak sanılan Binyamin Netanyahu’nun 12 yıllık iktidarını sona erdiren koalisyon, son iki yılda dört kez genel seçim yapmak zorunda kalan İsrail’deki siyasi kördüğümü de çözebildi. Böylece hakkında yolsuzluk davaları süren, ülkenin en uzun süre görevde kalan başbakanı Netanyahu hükümet dışında bırakılırken, her cumartesi gerçekleşen Netanyahu karşıtı gösterilerde halkın “teşekkürler ama yeter” talebi de karşıl...

Vatandaşlıktan çıkarmak

İsrail ’de yürürlüğe  giren yasaya göre  İ ç   İ şleri bakanlığı ,  yabancı terör örgütlerine üyeliğini tespit ettiği kişileri vatandaşlıktan çıkarabiliyor. IŞİD’e katılan  ve bu örgütün safında savaşan  20 İsrail vatandaşının isimlerinin  belirlenmesinin ardından bu kişiler  hakkında vatandaşlıktan çıkartılma işlemleri ne başlan dı. Bu  kişilerden  birinin Suriye’de çatışmada öldüğü, kalanların çoğunluğunun İsrail vatandaşı Araplar olduğu, ikisinin ise Yahudilikten Müslümanlığa geçmiş  oldukları belirtiliyor.  IŞİD’ e katılanların  vatandaşlıktan çıkarılması konusu yeni değil.  Kasım 2015’teki  Paris  (Bataclan)  terör  saldırılarının hemen ardından düzenlenen  kabine toplantısı nda  İsrail Başbakanı Netanyahu bu konudaki talebini açıkça dile getirmiş ve IŞİD’e katılıp Suriye’ye savaşmaya giden İsrailli Arapların vatandaşlıktan çıkarılması için çalışmalara başlanacağı açıklamıştı.  ...

İsrail Ortadoğu’da yalnız değil artık

Siyasi sihirbaz olarak adlandırılan Netanyahu bir kez daha yapacağını yaptı ve 30 sandalye kazanarak seçimlerden ilk parti olarak çıktı. Yedi haftalık zorlu bir maratonun ardından 61 sandalyelik kırılgan bir koalisyon kurduğunda ise, o güçlü tablodan geriye başbakanlık uğruna elindeki tüm kozları har vurup harman savuran bir lider görüntüsü kaldı. Sağ ve dinci partiler Netanyahu’nun kurduğu hükümetlerin olmazsa olmazları. Ancak bu sefer görünen o ki pazarlıkta diğer tüm partiler güçlerinin üstünde tavizler alırken, Netanyahu’nun partisi Likud 30 sandalyeye rağmen ağırlığını koyamamış, Netanyahu kendi liderliğini devam ettirebilmek için koalisyon ortaklarının her dediğine onay vermiş. Siyasi savaşlardan ve birçok seçimden sağ kurtulan Netanyahu bir kez daha zaferini kutlarken, İsrail için planları ise gölgede kalıyor. Sahi,  Netanyahu oluşturduğu -kendinden bile sağ çizgideki- bu koalisyonla İsrail için nasıl bir gelecek planlıyor?

“Mülteci kampından döndüm”

Karel Bensusan bir psikolog. Kilis’te Suriyeli mültecilere destek veren bir STK’da görev aldı. Orada kaldığı üç ay boyunca yaşadıklarını, gözlemlediklerini, hissettiklerini benimle paylaştı, ben de yazıya döktüm. Suriye savaşının sayılarla anlatılan bilançosundan ziyade insani yönünü, Türkiye’ye sığınan mültecilerin yaşadığı zorlukları ilk ağızdan öğrenelim istedim. Ender bir isme sahip iki adaşın buluşmasının bir de ilginç öyküsü var, onu da yazının sonunda bulabilirsiniz. Karel Bensusan İstanbul doğumlu bir psikolog. Boğaziçi Üniversitesi’ni bitirince, meslek edindirme kursu İSMEK’te anaokullarında öğretmen yardımcısı olmak isteyen kadınlara eğitim verdi. Daha sonra yerel bir sivil toplum kuruluşunda (STK) Karadeniz’den İstanbul’a göç eden kadınlarla çalıştı. Travma konusunda uzmanlaşmak istemesine rağmen Kilis’te çalışan arkadaşlarının anlattıklarından, mülteci konusuna ilgi duymaya başladı. Henüz yüksek lisansını yapmadığı için terapi gözünü korkutmuş olsa da, okulda aldığı so...