Ana içeriğe atla

Kayıtlar

ukrayna etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Birgün - Batı ile Rusya arasında sıkışan İsrail'in zorunlu Ukrayna dengesi

İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Karel Valansi Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, İsrail'de seçimlerden galip çıkan Binyamin Netanyahu'yu Kiev'e davet etti. Netanyahu, görüşmede seçim kampanyasında söz verdiği gibi, göreve geldikten sonra Ukrayna’ya silah desteği verme konusunda ciddi düşüneceğini tekrar etti. Zelenski de Netanyahu'ya Ukrayna ile İsrail'in, iki ülkenin karşı karşıya olduğu güvenlik sınamalarıyla uyumlu düzeyde bir ilişkisi olmasını temenni ettiğini aktardı. Zelenski'nin Netanyahu'dan İsrail silahları istediğini ve kendisini Kiev'e davet ettiğini aktardı. Ukrayna savaşının başlamasından itibaren Rusya'yı karşısına almamak için tarafsız kalmaya çabalayan, bir dönem arabuluculuğa da soyunan İsrail, stratejik müttefiki ABD, Kiev ve Batı’dan gelen eleştirilere rağmen bu tavrını sürdürüyor. Artık tarafını seçmesi yönünde sadece uluslararası aktörlerden değil ülke içindeki çeşitli kesimlerden gelen baskılara rağmen “denge”...

Ukrayna’nın yumuşak gücü

Ukrayna savaşı bir kahraman yarattı. Rusya’nın işgali öncesi destek puanları düşüşte olan, ülkenin devlet başkanı Vladimir  Zelensky ’nin tüm ülkenin kenetlenmesinde önemli bir payı var. Kimilerince hor görülen eski komedyen-aktör, halkın gönlünü idealist ve yolsuzluğu karşı duran bir öğretmenken bir anda devlet başkanı olan bir karakterin anlatıldığı ‘Halkın Hizmetkârı’ dizisiyle kazanmıştı. Oynadığı bu rol 2019 seçimlerinde gerçeğe dönüştü. Ancak asıl liderliğini Rusya’ya karşı güçlü duruşu, cesur başkaldırısıyla gösterdi.  Savunma konularını orduya teslim eden Zelensky, elindeki cep telefonuyla iletişim konusunda ve uluslararası destek almada mucizeler yaratıyor. İşi kolay değil. Karşısında Ukrayna’nın tamamını işgal etmeye hazırlanan Putin ve Rusya’nın acımasız ordusuyla karşı karşıya.  İlk önce Kiev’in meydanlarında kendi cep telefonuyla çektiği kısa videolar ile halkına direnme gücü verdi. Mesajları kısa, net, hedefe yönelik. Süslü kelimelerden arındırılmış. Kameray...

Ukrayna savaşının öğrettikleri

Tüm sorunların 'sınır' anlamına gelen isminde saklı olduğu söylendi. Ukrayna hep güçlü ülkelerin sınırında yer aldı. Büyük güçler onu hep etki alanlarına almak için çabaladı. Ukrayna'nın bölünmüş bir ülke olduğu söylendi. En önemli özelliği ya da talihsizliği buydu.  Tarih boyunca imparatorluklar arasında bölünmüştü; Polonya, Avusturya-Macaristan, Rusya. Ukrayna'nın din (Katolik, Ortodoks), Kiev ve Moskova patrikhanesi, Ukrayna dili ve Rusça, Ukraynalı ve Rus, Batı yanlısı ya da Rus yanlısı olarak bölünmüş bir nüfusa sahip olduğunu okuduk kitaplardan. Bu durumun coğrafi ayırımı da getirdiğini öğrendik. Politik tercih, etnik köken veya dile göre hazırlanmış haritalar bu ayırımı çok net gösteriyordu. Hatta seçim sonuçları da bu düşünceyi destekliyordu. Ta ki Rusya Ukrayna'ya saldırana kadar. Meğer ön kabul ile doğru olarak kabul etiklerimiz ne kadar hatalıymış.  Emekli Büyükelçi  Şafak Göktürk 'ün Diplomasi Koridoru'nda çıkan yazısında belirttiği gibi; "B...

Rusya ile Ukrayna arasında

Dindar bir Yahudinin kutsal Şabat günü (Cumartesi) seyahate çıkması pek rastlanan bir durum değildir. Bu nedenle İsrail Başbakanı  Naftali Bennett 'in pazar gününü beklemeksizin, cumartesi günü önce Moskova'ya ardından Berlin'e gitmesinin çok geçerli bir nedeni olmalıydı. Şabat kuralları ancak hayati durumlarda bozulabilir. Bennett'in bu kararı alması durumun vahametini, aciliyetini ve İsrail'in omuzlarındaki yükün ağırlığını göstermesi açısından dikkat çekici.   İsrail beklenmedik bir biçimde Rusya ile Ukrayna arasında arabuluculuk görevini sahiplenmiş durumda. İsrail ilk kez uluslararası bir krizde böylesi önemli bir rol üstleniyor. Bennett ise bu konuda tecrübesini bilmediğimiz bir aktör. Tam da bu sebeple Türkiye ile normalleşme çabalarını İsrail Devlet Başkanı  Isaac Herzog  üstlendi diye düşünürken, Bennett kendini çok daha çetin bir işin ortasında buldu. Tüm iyi niyetine rağmen sonuç alması bir hayli zor. İsrail ilişkilerini bozmak istemediği iki ülke arasınd...

Putin´in neo-Nazi iddiası üzerine

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna ordusuna “Hakimiyeti kendi elinize alın!” çağrısında bulundu. Toprağını gasp etmeyi amaçladığı egemen bir devletin ordusuna askeri darbe mesajı göndermesinin neresinden baksanız anlaşılır, açıklanabilir, desteklenir bir yanı yok. İmparatorluk hayalleri ve kişisel hırsı içindeki Putin başlattığı savaşın gerekçesini Ukrayna’yı neo-Nazilerden kurtarma olarak tanımlıyor. Ukrayna ordusuna hitaben şöyle diyor; “Görünen o ki, Kiev’de oturup Ukrayna halkını esir alan bir grup uyuşturucu bağımlısı ve neo-Nazi’ye kıyasla, sizinle bir anlaşmaya varmamız daha kolay olacak.”  Ukrayna işgalinin gerekçesi olarak Nazilerden arındırma amacını belirtmesi trajikomik bir durum. Azıcık II. Dünya Savaşı tarihini okumuş biri, Ukrayna’nın değil, tam tersine Rusya’nın kararlarının Nazi Almanya’sının politikalarıyla benzerlik gösterdiğini rahatlıkla söyleyebilir. O zaman Avrupa ülkelerindeki Almanca konuşan nüfusun haklarını savunmak, şimdi ise Rus azınlıkların g...

Bir de Tayvan'a bakmalı

24 Şubat sabahı, Rusya hiçbir uyarıyı dikkate almayarak Ukrayna'ya yönelik -dört koldan- askeri operasyona başladı. Çünkü Batı'nın "ağır ekonomik yaptırım uygularız"dan öteye gidemeyecek cevabını öngörebiliyordu. Batı'nın Ukrayna'nın arkasında güçlü bir şekilde duramayacağını tahmin etmek zaten pek zor değildi. Askeri seçeneğin masada olmadığının bu kadar net olduğu bir durumda Kırım ilhakının tekrarı yüksek olasılıktı. Batı'nın yavaş adımları diplomatik çözüm seçeneğini azalttı. Minsk protokolü ise artık işlevini yitirdi. Şimdi Rusya-Ukrayna doğrudan görüşmeleri ile yeni bir sayfa açılıyor.  Rusya Batı'nın zayıf noktasını biliyor.  2014 yılından beri uygulanan yaptırımların daha da sertleşeceğini göze alarak planına start verdi.  Donetsk ve Luhansk Cumhuriyetlerini tanıyan Rusya'nın bir noktada bu bölgeyi de ilhak etmesi ve federasyona eklemesi seçeneği mevcut.  Tüm bu gelişmelere bakıldığında, anlaşılan o ki tarihe hayranlık ve emperyalist rüyala...

Katar’ın “iyi bir dost, güvenilir ve becerikli bir ortak” olarak yükselişi

Ukrayna gerginliği sürerken, geçtiğimiz hafta Washington’un önemli bir konuğu vardı. Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed al Sani, ABD Başkanı Joe Biden’ın davetlisi olarak Oval Oda’da ağırlandı. Katar Emiri Biden’ı ziyaret eden ilk Körfez ülkesi olurken, bir çok ülke lideri bu duruma gıpta etmiştir. Üstelik bu ziyarette Biden, ABD’nin NATO dışında kalan yakın müttefiklerine sunduğu özel bir müttefik statüsünün Katar’a da verileceğini ve bu konuda Kongre’ye en yakın zamanda resmi bilgi vereceğini belirtti. Böylece Katar, NATO üyesi olmayan ancak bu statünün verdiği -özellikle savunma konusundaki imtiyazları paylaşan aralarında İsrail, Yeni Zelanda, Brezilya’nın da bulunduğu özel gruba dahil edilecek. Bu özel müttefiklik aynı zamanda ABD ile Katar’ın yakın zamanda süratle gelişen ilişkisini göstermesi açısından bir hayli dikkat çekici. Oysa Katar, çok uzak olmayan bir geçmişte, Trump Amerika’sının istenmeyenler listesindeydi. Kendi bölgesinde ise bağımsız dış politikası nedeniyle cezalandır...

Ukrayna krizi gölgesinde

Rus ve Suriye savaş uçakları 24 Ocak'ta Golan Tepeleri de dahil Suriye'nin  hava  sahası üzerinde ortak bir tatbikat düzenledi. Rusya savunma bakanlığı bu devriye uçuşlarını düzenli hale getirmeyi planladıklarını açıkladı. Aralık ayında Rusya ve Suriye  askeri polis birlikleri  İdlib gerilimi azaltma bölgesi yakınında, ilk kez ortak tatbikat gerçekleştirdi ve bu tür eğitimlerin etkileşim kurma, silah kullanımı, taktikler ve savaş alanında görevlerin birlikte gerçekleştirilmesi bakımından uyumu artırmaya yararı sebebiyle düzenli hale geleceği açıklandı. Yine geçtiğimiz Aralık ayında Rusya ve Suriye Donanması, Doğu Akdeniz'de ilk kez ortak  deniz  tatbikatı düzenledi. Kasım ayında ise Rusya bu sefer Türkiye ile Suriye'de ortak tatbikat yaptı. Suriye'nin kuzeyinde 150'den fazla ortak devriye yapan iki ülke askerlerinin Suriye'nin kuzeydoğusunda düzenledikleri ortak  devriyenin  mesafesi 100 kilometreyi buldu. Rusya'nın Suriye'deki bu "ilkleri"...

“Türkiye eski Sovyet coğrafyasında Moskova´nın kırmızı çizgilerini ilk kez bu kadar yakından test ediyor”

Bu haftaki söyleşimizde, Rusya´nın iç ve dış politikası, Türkiye-Rusya ilişkileri, Avrasya´da güvenlik sorunları ve enerji politikaları konularında çalışan Dr. Kerim Has ile Karadeniz´de artan gerilimi, Türkiye-Ukrayna arasında yaşanan yakınlaşmaya Rusya´nın tepkisini, Moskova´nın Kanal İstanbul projesi hakkındaki düşüncesini ve son dönem ABD-Rusya ilişkilerini masaya yatırdık. Son dönemde Karadeniz’de tırmanan bir gerginlik var. Türkiye ile Ukrayna arasında ticaret alanında artan işbirliği askeri alanda da kendini gösteriyor. Türkiye’nin Kırım konusunda Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savunan duruşu ve Kiev’e SİHA satışı Rusya’yı bir hayli rahatsız etti. Bunu Rusya Devlet Başkanı Putin, Dışişleri Bakanı Lavrov, en son Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zaharova sertçe dile getirdiler. Hatta Zaharova, Ankara’nın Kırım’daki Tatar varlığını gerekçe gösterdiği yaklaşımı karşısında Ankara'ya Kürt sorununu anımsattı; “Biz de Türkiye’nin etnik durumuyla ilgilenmek durumunda kalabiliriz ger...