Ana içeriğe atla

Kayıtlar

korona etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

2020 yılını nasıl bilirdiniz?

Her sene bu zamanlarda bir yeni yıl heyecanı, tatlı bir telaşı olur. Geçen 365 günün bir muhasebesi yapılır, doğrular - yanlışlar gözden geçirilir. Bir sonraki senenin yeni yıl kararları alınır. Gerçi birkaç gün içinde bu kararlar esnetilir, değiştirilir ve çoğu zaman tamamen unutulur ancak sonuçta önemli olan kendini değiştirme, yenileme duygusunun, daha iyiye ulaşmanın bu döneme genel anlamda damgasını vurması. Umut ve daha güzel günlerin geleceği düşüncesi yine her yılın sonunda etrafımızı kaplar. Bu umut sokakların, evlerin, ağaçların ışıklara, renklere bürünmesiyle daha da artar. Büyülü birkaç gün geçiririz her yıl bu zamanlarda. Daha sonra hayatın yeniden tekdüzeliğine döneceğinin bilinciyle bu ışıltılı dünyaya kendimizi kaptırırız. Bu sene farklı. 2020 yılı ağzımızda acı bir tat bıraktı. Birçoğumuz hastalıklarla, sağlık sorunlarıyla boğuştu ve hala uğraşıyor. Birçoğumuz yakınlarını, sevdiklerini kaybetti, yanında olamadı. 2020 bize üzüntü, keder, bilinmezlik ve huzursuzluğun en ...

“Korkmak başka, bilinçli olmak başka”

Mart ayı itibariyle tüm dünya, gözle görülmeyen bir düşmanla, COVID-19 adında bir belayla ne olacağı belli olmayan bir savaşın içinde debeleniyor. Haliyle her birimiz de kısmen veya direkt olarak bu virüsten nasibimizi aldık ve maalesef almaya da devam ediyoruz. Cemaatimiz içinde de bu hastalığa oldukça ağır biçimde maruz kalanlar oldu. Örnek olması, rehavete düşmememiz ve bu işi hafife almamamız açısından kendilerinden ve yakınlarından yaşadıklarını paylaşmalarını rica ettik. (Sibel Konfino röportaj) COVID-19 illetiyle yeni tanıştığımız, ne ile karşı karşıya olduğumuzdan haberimiz olmadığı bir bilinmezlik döneminde eşi oldukça sıkıntılı bir süreç yaşayan Karel Valansi de hasta yakını olarak yaşadıklarını paylaşıyor: COVID-19 ile biz aile olarak çok erken bir tarihte tanıştık. ABD’de yaşayan eniştem 14 Mart’ta bu nedenle hayatını kaybetti. Henüz ülkede COVID-19’a bağlı ölümler açıklanmadığı için resmi olarak bu, ölüm nedeni olarak açıklanmadı. Ancak İtalya’dan yeni dönmüş olması ve da...

Değişim talebi güçleniyor

Her şey yolunda gidiyordu. O çok beklenen koalisyon kurulmuş, İsrail, uzun zamandır içinde bulunduğu siyasi kördüğümden çıkabilmişti. Dünyayı eve kilitleyen ve çok acı kayıplar verdiren koronavirüs de erken ve sert tedbirlerle kontrol altına alınmıştı. COVID-19 karşısında İsrail’in başarısı konuşuluyor, takdir ediliyordu. Netanyahu hükümeti kurup dönüşümlü olarak yeniden başbakan olabilmişti. Üstelik kendisine rakip çıkan, Netanyahu karşıtlarının oyları ile yükselen Gantz ile sürpriz bir şekilde koalisyon kurmayı başarmış ve ilk turda kendisinin başbakan olmasını kabul ettirmişti. Başbakanlıkta sıra Gantz’a geldiğinde, oyunun kurallarını yeniden değiştirmesi pekâlâ mümkündü. Ayrıca, kasımdaki ABD seçimlerine kadar en azından, arkasına Trump’ı da almıştı. Yüzyılın Anlaşması’ndan işine gelen bölümleri cımbızlayarak kendi yolunda ilerlemek ve Batı Şeria ile Ürdün Vadisinin bazı bölümlerinin İsrail’in egemenliğine geçmesi için düğmeye basmıştı. Bu sırada İran tehdidini canlı tutuyor, b...

İsrael Hayom - Korona ve Türk Yahudileri

"יהדות טורקיה נפגעה מאוד מהקורונה" מספר המתים היהודים מהנגיף במדינה גדול פי 16 משיעורם באוכלוסייה • חוקר בכיר: "הם מפחדים לדבר" • השגריר לשעבר: "ארדואן שונא את ישראל שנאת מוות" יהדות טורקיה היא אחת מהקהילות העתיקות והמפוארות ביותר בעולם. כבר 17 שנים שהיהודים במדינה מתמודדים עם שליטתו של רג'פ טאייפ ארדואן, ואם עד עתה החשש התמקד בנושא הביטחוני – אזי בחודשים האחרונים התווסף אתגר בריאותי קשה מאוד – נגיף הקורונה. בתחילת המאה שעברה מנתה יהדות טורקיה כ-300 אלף אנשים והיא הלכה והצטמצמה לכ-17 אלף בלבד השנה - כשההערכה היא שבשנים הקרובות מספרם ימשיך לרדת. רובם מתגוררים בערים הגדולות, איסטנבול ואיזמיר, ואילו מקצתם בערים אחרות דוגמת אנטקיה, שסמוכה לסוריה, וכן בורסה. "שיעור התמותה בקהילה היהודית מקורונה הוא גבוה ביחס להיקף היהודים באוכלוסיית טורקיה", מספרת ל"ישראל היום" קארל ולנסי, פרשנית פוליטית באתר T24 ובעיתון היהודי "שלום", "איבדנו חברים יקרים בקהילה שלנו". לפי הנתונים הרשמיים בטורקיה כולה מתו מקורונה 4,82...

Koronavirüs Türkiye-İsrail İlişkilerinde Bir Kapı Aralayabilir mi?

Koronavirüs bir çok ilişkiyi yeniden tanımlarken, Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin yeniden normalleşmesi için bazı fırsatlar da sunuyor. Ancak bunları değerlendirmek, yeni bir bakış açısıyla ilişkileri ele almak bu iki devletin elinde. İlişkilerdeki güvensizlik ve bunun halklara yansıyan olumsuz etkisi istenirse aşılabilir ama bunun için başta siyasi irade ve dış politikada bir açılım gerekir. Doğal afetlerin ya da pandeminin başlatacağı bir yakınlaşma ancak bu irade olursa sağlanabilir.  İsrail koronavirüse bir yıldır süren siyasi bir kriz ve Yüzyılın Anlaşması’nın açıklanmasının hemen ardından yakalandı. Pandemiye karşı sert tedbirleri çok hızlı aldı. Zayıf halkası ise modernliği ve seküler yaşam tarzını reddeden  Haredimlerdi   (ultra-Ortodoks Yahudiler). Türkiye ise koronavirüse karşı biraz daha geç ve bu kadar sert olmayan ama gerekli bir takım tedbirler aldı.  Elinin değdiği her yeri ve her şeyi içine alan ve hayatı durdurma noktasına getiren ko...

Bu sene farklı olacak ama yine güzel olacak

Benim sesimden bu yazıyı dinlemek isterseniz lütfen en alttaki linke giriniz Bana en çok sorulan soruların başında “Yahudiliğin en çok hangi özelliğini seviyorsunuz?” gelir. Bir açıklama yapmam gerekiyor sanırım burada, çünkü sorunun kendisi garip gelebilir ilk bakışta. Müslüman çoğunluklu bir toplumda yaşayınca ve büyük bir çoğunluk hayatında “O hakkında çok konuşulan Yahudiyi” görmediyse veya tanımak istese de sayımızın azlığından dolayı bu ihtimal bir hayli düşükse, birine rastladığında dışardan acayip gözüken ama bana göre özünde tanımaya, anlamaya yönelik bir sürü soru sorabilir. Bunu ilk elden tecrübe ettiğim  Yaşayan Kütüphane  faaliyetleri ve bizim organize ettiğimiz  Gelin Tanış Olalım  etkinlikleri bu açıdan, yani öteki diye addedilenleri yakından tanımak için önemli bir fırsat sunuyor.  Bu soruyla bu nedenle birçok kez karşılaştım. Çok dindar olmayan ama geleneklerine bağlı biri olarak Yahudiliğin en çok sevdiğim özelliği kalabalık aile yemek...

Sürprizler ülkesi ve siyasi sihirbazı

2 Mart’ta gerçekleşen genel seçimlerden beri İsrail seçimlerini yazabilmek için doğru zamanı bekliyorum. Bu herhangi bir seçim değil. İsrailliler son 11 ay içinde tam üç kez sandık başına gitti. Normal bir durum mu? Hiç değil. Neden hükümet kurulamıyor derseniz, matematiksel bir süreç bu. 120 sandalyeli mecliste 61 sandalyeye sahip olmanız lazım. Ancak seçim barajı (yüzde 3.25) bir hayli düşük. Bu durum çok seslilik ve temsil açısından olumlu olsa da, sistem bu son yılda olduğu gibi kitlenebiliyor. Düşük seçim barajı sayesinde birçok parti meclise girmeye hak kazanıyor. Böylesi bir durumda tek başına hükümet kurmak zaten mümkün değilken, şimdilerde bir koalisyonda anlaşmak bile mucize haline geliyor. Ve her iki seçim sonrasında da aynen bu oldu, koalisyon kurulamadı ve yeniden seçim kararı alındı. Bu nedenle, başroldeki oyuncular aynı, oyunun kuralları aynı, talepler aynı, vaatler aynı, sonuçlar da aynı olunca beklemeye karar verdim. Zaten, seçim sonuçlarının açıklanmasıyla birlik...

Endişe, zaman ve değişim

İlk başlarda, farklı ülkelerde her gün açıklanan yeni vaka ve ölüm rakamları, en vurdumduymazın bile koronavirüs konu olduğunda en azından bir kulak kabartmasına sebep oluyordu. Bu işin gerçekten ciddiye alınması ise ancak bu sayılar kendi ülkelerinden gelmeye başladığında başladı. O güne kadar büyük bir çoğunluk, uzak diyarları etkileyen, adı sanı bilinmeyen tropik, yeni bir hastalık, üzücü bir öykü gibi dinliyordu olan biteni. Daha sonra hayatın doğal akışını, alışkanlıklarımızı alt üst eden, başka türlü olabileceğini düşünemediğimiz yaşamımızın bir anda nasıl yarıda kesildiğini, o uzaklarda yaşananların üzücü bir hikayeden bir gecede nasıl kendi gerçekliğimize dönüştüğünü fark ettik. Okulların kapatılmasından, evden çıkmama tavsiyelerine değin bize dayatılan bu kısıtlamaları çok da sorgulamadan kabul etmek durumundayız. Bunları kabul etmek zorundayız çünkü bu kısıtlamaları geçici olarak görüyor ve normal, alışık olduğumuz özlediğimiz hayatlarımıza geri dönebilmenin tek anahtarı...

Koronavirüs her şeyi kontrol edemediğimizi gösterdi

"Yerküre ısınıyor, iklim değişikliği çok büyük bir tehdit" dendiğinde burun kıvıranlar, "geri dönülemez noktaya doğru ilerliyoruz" dendiğinde alınması tavsiye edilen önlemlerin ilk önce ekonomiye olan olası etkisini ve bu "masrafın" kimin cebinden çıkacağını hesaplayanlar, Koronavirüs (Covid-19) salgını ile karşı karşıya kalınca çaresiz kaldılar. Küresel ısınma gibi hayati bir konuda liderlik gösteremeyen, güçlü bir vizyon oluşturamayan, sınır ötesi dayanışma gerekirken bunu çok da önemsemeyenlerin, bu salgında ilk refleksinin ülke sınırlarını kapatmak olması bir rastlantı değil. Sapiens kitabının yazarı Yuval Noah Harari’nin CNN’e verdiği röportajda söylediği gibi, "Ülkelerin sınırlarını kapatarak virüslerle mücadele etme fikri bir illüzyondan ibaret. Korumanız gereken tek sınır, ülkeler arasındaki değil, virüslerle insanların arasındaki alan." Çünkü bu virüs ne sınırları, ne kanunları, ne tarihsel anlatıları tanıyor. Şu an en çok ihtiyaç duy...