Ana içeriğe atla

Kayıtlar

batı şeria etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Söylem değişirken

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, pazartesi günü yaptığı açıklama ile ABD’nin Batı Şeria’daki (Yehuda ve Şomron) Yahudi yerleşimlerini hukuka aykırı olarak kabul etmediğini açıkladı. Yerleşimlerin barışın önündeki engel olarak tanımlandığı politikanın şimdiye kadar barışı getirmediği söyledi. Pompeo ayrıca yerleşimlerle ilgili son kararın İsrail ile Filistinliler tarafından görüşme masasında alınması gerektiğini ekledi. Kendinden önce gelen Obama’nın her yaptığını reddeden ve değiştirmeye çalışan bir başkan varken Pompeo’nun Obama ve Kerry’nin kararını değiştiriyoruz demesi bu bakımdan şaşırtıcı değil. Pompeo’nun açıklamasının ardından elimizde ne olduğuna bakalım. Barış vizyonu olarak tanımladığı ancak bir türlü açıklanamayan Yüzyılın Anlaşması. İsrail’e kısa bir zaman içinde, -birkaç sene önce gerçekleşebileceğine pek olanak vermediği- değerli hediyeleri ardı ardına sıralayan bir ABD başkanı. Kendi ülkelerinde politik sıkıntılar içinde olan Trump ve Netanyahu. İran tehdidi nedeniyl...

Yerleşimler sorunu

Kudüs’ün 35 kilometre kuzeyinde bulunan küçük bir yerleşim, son on bir yıldır milliyetçi sağcıların direnişinin sembolü haline geldi. Amona’da, 40 prefabrik evde oturan 200 kadar kişi, yerleşimlerinin bir gün yasal statü kazanmasını beklerken, Netanyahu hükümetinin itirazlarına rağmen, Filistinli özel mülk üzerine yasadışı bir şekilde kurulmuş olması nedeniyle İsrail Yüksek Mahkemesinin kararı ile boşaltıldı. 1995 yılında kurulan Amona, 2006 yılında İsrail askerlerine karşı şiddetli direnişi ile hatırlanıyor. 2005 Gazze’den tek taraflı çekilmenin hayal kırıklığının ardından Amona’daki dokuz kalıcı evi yıkmak üzere gelen güvenlik güçleri çok güçlü bir direniş ile karşılaşmış, yaşanan şiddet yerleşimler tarihine unutulmaz bir iz bırakmıştı.

“Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimleri barışa engel değil”

İsrail ile Filistinliler arasındaki barış görüşmelerinin en önemli gündem maddelerinden biri Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimleri. Barışın önündeki engel olarak görülen ve birçok kez uluslararası toplum tarafından yenilerinin inşası durdurulmak istenen bu yerleşimlerde yaşayan halk ne düşünüyor? Bu konuyu David Ha’ivri ile konuştuk. Kendisi halkla ilişkiler ve sosyal medya uzmanı, Şomron (Samarya) İrtibat Bürosu’nun kurucusu ve eski direktörü. Ha’ivri, eşi Mollie ve sekiz çocuklarıyla birlikte bir Yahudi yerleşimi olan Kfar Tapuach’ta yaşıyor ABD doğumlusunuz. Ne zaman İsrail’e göç ettiniz ve yerleşimci oldunuz? 1978 yılında 11 yaşındayken ailemle beraber İsrail’e taşınarak Aliya yaptık.  Aliya  İbranicede yükselmek anlamına gelir. Yahudi kültüründe İsrail’e geri dönen Yahudilerin daha üst bir seviyeye yükseldiğine inanılır. Hayatımın büyük kısmını İsrail’de geçirdim. İsrail’de liseye gittim, askerliğimi yaptım, evlendim. Bir süre Kudüs’te yaşadıktan sonra 25 yıldır y...

IŞİD'e karşı İsrail-Hamas işbirliği - BirGün gazetesi'nde yayınlanan yazım

Hamas’ı Şeriatı yaymak yerine toprak peşinde koştuğu için devirmekle tehdit eden IŞİD, gözünü Kudüs’e diktiğini açıkladı. IŞİD pusulasını Gazze’ye ve dolayısıyla İsrail ile Batı Şeria’ya çevirmişken, Hamas kendi sınır güvenliğini sağlama almak isteyen İsrail’in desteğini alıyor... Suriye ve Irak’tan başlayarak tüm bölgeye yayılan ve hâkimiyeti altındaki topraklarda isminin içerdiği ‘devlet’ gibi, ideolojisine uygun hizmet götüren, finansal kaygısını yurtdışı desteğinin yanı sıra ele geçirdiği petrol rafinerileri, topladığı koruma vergisi ile aşan IŞİD, gerçekleştirdiği kan donduran eylemlerle genişlemeye devam ediyor. Konvansiyonel savaşta devlet ordularına kafa tutabilecek güçte üstelik. Tüm bunlar, küresel terör örgütlerinin yaşadığı evrimde önemli bir dönüm noktasına işaret ediyor. IŞİD'in elindeki en değerli hazine ise Batı'nın insan hayatına verdiği değer. Yarattığı vahşetin uyandırdığı infialin bilincinde, uluslararası toplumun tepkisini yarattığı korkuyla yönetiyor...

#CocuklarimiziGeriGetirin

Teröristlerle masaya oturmak zorunda kalmak… Bir vatandaşını ölü veya diri teslim almanın bedeli nedir? Peki ya bundan sonra ne olacak? Yıl 2011. Hamas tarafından kaçırılan Gilad Şalit 5 yıllık, daha doğrusu tam 5 yıl 3 ay 23 günlük esaretten sonra 1027 Filistinli terörist tutuklunun serbest bırakılması karşılığında özgürlüğüne kavuştu. Büyük bir sevinç vardı İsrail’de. Ancak Şalit’in ailesiyle yeniden bir araya gelmesinin mutluluğunu gölgeleyen, herkesi rahatsız eden sorulardı tüm bunlar. En ‘kârlı’ eylemi olmuştu Hamas’ın. Artık her İsrailli asker potansiyel bir ‘1027 Filistinli mahkûm’ olarak görülüyordu. Açıkça da desteklendi adam kaçırma örgüt liderleri tarafından. Hamas Lideri Halid Meşal birçok konuşmasında Filistinli tutuklular konusuna bir çözüm bulunacağını söylerken, İçişleri Bakanı Fethi Hammad birkaç hafta önce kurulan birlik hükümeti nedeniyle görevini devrederken “Mermilerin ıslığı, Allah adına patlayan bomba ve füzelerin sesi, İsrailli askerlerin alıkonulması b...

Sana gül bahçesi vadetmedim

Başbakan Erdoğan’ın ABD Başkanı Obama ile görüşmesi en üst düzey protokol çerçevesinde gerçekleşti. Obama’nın misafirini en iyi şekilde ağırlaması hem Türkiye’ye hem de ikili ilişkilere verilen önemi gösterdi. İki liderin basına yansıyan sözleri sorunlara yeni bir çözüm getirmemiş olsa da, başta Suriye olmak üzere birçok konuda bir adım sonrasını görmemize yardımcı olacak ipuçları içeriyor. Mikrofonlar karşısında ortak bir görüş sergileyen iki lider, Esad’ın gitmesi gerektiği konusunda hemfikirler. Kanunsuzluğun hüküm sürdüğü Suriye’de Erdoğan’ın ilk defa bölgedeki teröristlerden bahsetmesi, Obama’nın El Kaide’ye bağlı Nusra Cephesi’ne destek verilmemesi konusunda Erdoğan’ı uyardığı şeklinde okunabilir.