Ana içeriğe atla

Kayıtlar

tatil etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Doğaya kaçış

Büyük şehirlerde yaşayanların en büyük sorunu belki de zamansızlık. Bir yerlere yetişme telaşı henüz uykudayken dürtmeye başlıyor sinsice. Akşam yatarken aklımdan geçirdiğim, ertesi günün yapılacaklar listesi ile saatler bir türlü tutmuyor, daha gün başlamadan yenilgiyi kabul etmek zorunda kalıyorum. Üstelik genelde keyif veren buluşmalar eleniyor veya kısa kesiliyor. Hepsine yetişmeye çalışsan, bir koşuşturma içinde hiçbiri tam olmuyor, sürekli saati kontrol etmekle trafiği hesaplama arasında bir yerlere sıkışıyor. Bazılarından vazgeçsen, bu sefer de bir yanda vicdan azabı, bir yanda sürekli işlerini erteleme hissi yakanı bırakmıyor. Ağustos Böceği ile Karınca’nın hikâyesi daha çocukluktan beynine işlemiş, bir yerlerden azar azar zehrini akıtıyor.

Bozcaada’da Keyif Zamanı

Yaz yaklaşırken “bu sene tatile nereye gitsem?”  diye düşünüyorsanız, hep Bodrum, Çeşme, Mavi Yolculuk arasında  seçim yapmak zorunda kalıyorsanız, değişik ama en önemlisi kafanızı dinleyebileceğiniz  bir tatil yeri arıyorsanız, hele kısa süreli bir kaçamak düşünüyorsanız, size kesinlikle Bozcaada’ya gitmenizi tavsiye ederim. Kumu bembeyaz, denizi buz gibi, insanları cana yakın, şarabı hele reçelleri harika! Üstelik Bozcaada’da gürültülü ‘beach club’lar yok, 50 liraya satılan lahmacunlar yok, popüler tatil yörelerinde görmeye alıştığımız ellerinde fotoğraf makineleriyle tetikte bekleyen paparazziler yok, moda dergilerinden fırlamışçasına aşırı süslenmişler yok, marka yok, moda yok, zorunlu kalıplar yok. Ne mi var?  Doğa var, rahatlık var, sadelik var, huzur var, dinginlik var, sessizlik var, keyif var… Bozcaada, yakın bir arkadaşımdan sıkça duyduğum bir tatil yöresi. Yazın Büyükada’yı kastederek “Adaya gidiyoruz” dediğimde o da hep “Biz de adaya gidi...

Amerika'nın en iyi şehri San Diego

Okullarda ara tatili yaklaşırken hâlâ programınızı yapmadıysanız ve bu iki haftayı dolu dolu yaşayabileceğiniz bir destinasyon arıyorsanız, size San Diego’yu tavsiye ederim. İstanbul’dan direkt uçuş olmaması veya uzun uçak yolculuğu gözünüzü korkutmasın. Yıl boyu süren güzel havası, uçsuz bucaksız plajları, büyük metropollerin karmaşasından uzak olması, bu güzel şehre aşık edecektir sizi. Lakabı ‘Amerika’nın en iyi şehri’ olan San Diego benim için İstanbul’dan sonra yaşamak isteyebileceğim tek şehir. Bakalım sizi de kandırabilecek miyim?

Sıcak bir sohbete ne dersiniz?

  M aeve Binchy ile tanışmam, yıllar önce bir bahar günü Selanik’teki tatilim sırasında oldu. Tanımayanlar için hemen açıklayayım Maeve benim bir arkadaşım ya da yaşıtım değil. İrlanda’nın en önemli yazarlarından biri olan Maeve, sıcak üslubuyla, soyadı yerine sadece adı ile hitap edebilecek kadar kendinize yakın bulabileceğiniz, bir dostunuz gibi görebileceğiniz ender yazarlardan biri. Maeve’nin Türkçeye çevrilmiş ilk romanları ‘ İtalyanca Aşk Başkadır ’ ve ‘ Yalnız Kadınlar Sokağı ’ kitapçılarda isim ve kapakları ile dikkatimi çekmesine rağmen, itiraf ediyorum hiç bilmediğim bir yazarın kalın bir kitabını almaya elim gitmiyordu. Bu tatilde arkadaşım kitabı bitirip “mutlaka okumalısın” dediğinde elimdeki bir türlü sayfalarını çeviremediğim, ‘bitirilemeyen kitaplar’ tomarına ekleyeceğim bugün adını bile hatırlayamadığım kitabı bir kenara bırakıp ‘ İtalyanca Aşk Başkadır ’a merakla başladım. Yeni bir yazar keşfetmek gizli bir hazine bulmak gibidir. Sevdiğiniz yazar yazdıkça ...