Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kıbrıs etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İsrail'in 'istikrar ittifakı' ve Türkiye

Gün geçmiyor ki Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin yeniden normalleşiyor olmasıyla ilgili yeni bir haber ve analiz ile karşılaşmayalım. Medyanın her kesiminde de genel bir destek görüyor bu normalleşme. Oysa Ankara tarafından enerji konusu dışında, İsrail'e yönelik bu politika değişikliği hakkında fazla bir sebep öne çıkarılmıyor. Uzun yıllardır antisemitizme varan bir İsrail karşıtlığı ile zehirlenmiş Türk halkı için ise durum politikacılar için olduğu kadar net olmayabilir. Türkiye'nin 2021'de başlayan  dış politikasındaki değişimi  herkesin malumu. Dış politikadaki bu değişimin bir adı da var. Komşularla 'sıfır sorun'dan sadece sorunlarla dolu bir dış politikaya evrilen Ankara, şimdilerde çevresinde 'sorunsuz çember' yaratmayı amaçlıyor. Buna göre çevresindeki birçok ülke ile ilişkilerini geliştirmeyi hedefliyor. Bu ülkeler arasında farklı dönemlerde, farklı sebeplerle kanlı bıçaklı olduğu Ermenistan, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabis...

Sil baştan sevmek gerek bazen

Yıl 2014. Dönemin İsrail Enerji Bakanı  Silvan Şalom , Bloomberg'e bir röportaj verir; "Doğal gazı bulduğumuzdan beri dünya ülkeleri tarafından daha fazla kabul görüyoruz." Doğu Akdeniz'de keşfedilen doğal gazın her anlamda İsrail'i ve bölgeyi değiştireceğinin dile getirilişiydi bu sözler. Geçen bu sürede, doğal gaz İsrail için en önemli stratejik kozlardan biri haline geldi. Doğal gaz sadece enerji güvenliği ve ekonomiyi etkilemedi, aynı zamanda diplomatik bir güç olarak bölgesel işbirliklerinin gelişmesinin de kapısını açtı.  Bugüne baktığımızda, tek bir mil boru hattı döşenmemiş olmasına rağmen doğal gaz varlığıyla Doğu Akdeniz'in jeopolitiğini dönüştürmüş durumda.  İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi (GKRK) arasında oluşan ittifak, Mısır'ın başkenti Kahire'de temelleri atılan Doğu Akdeniz Gaz Forumu'na (DAGF) dönüşmüş, bu ülkeler dışında İtalya, Fransa, Ürdün, Filistin Yönetimini bir araya getirmiş, AB ve ABD'nin de desteğini almı...

Türkiye-İsrail doğalgaz anlaşmasının eli kulağında

Karel Valansi ve Shaul Meridor Atlantik Konseyinin düzenlediği zirve, enerji sektörünün önemli isimlerini İstanbul’da bir araya getirdi. İsrail’den katılımın oldukça yüksek olduğu zirvenin ana konularından biri de birkaç ay içinde imzalanması beklenen Türkiye- İsrail boru hattı anlaşmasıydı. Zirve sırasında bu konuyu İsrail Enerji Bakanlığı Genel Direktörü Shaul Meridor ve İsrail Enerji Özel Temsilcisi Ron Adam ile görüşme fırsatı buldum. Meridor ve Adam, Şalom için sorularımı yanıtlama nezaketinde bulundular. ABD merkezli düşünce kuruluşu Atlantik Konseyinin bu yıl sekizincisini düzenlediği ve ‘Çalkantılı Bölgede Transatlantik Uzlaşmayı Güçlendirmek’ temasının belirlendiği iki günlük zirve, 45 ülkeden ekonomi, enerji, yatırım ve dış politika alanlarındaki önemli isimleri İstanbul'da bir araya getirdi. Küresel ve bölgesel bazda enerjinin bugünü ve geleceğinin tartışıldığı oturumlarda Doğu Akdeniz, Afrika, Ortadoğu, Adriyatik, Baltık, Karadeniz bölgeleri ele alınırken, Suriy...

İsrail Büyükelçisi Eitan Na’eh: “İlişkimizde istikrar ve güven oluşturmamız gerek”

İsrail’in yeni Büyükelçisi Eitan Na’eh Türkiye’ye yabancı bir isim değil. Daha önce 1993-1997 yılları arasında İsrail´in Ankara Büyükelçiliğinde görev yapmış, sonra da dil öğrenmek için bir süre Türkiye’de kalmıştı. 2010 yılındaki Mavi Marmara krizinin ardından boş kalan İsrail Büyükelçiliği görevine getirilen Eitan Na´eh İstanbul ziyareti sırasında sorularımızı cevapladı, Türkiye-İsrail ilişkilerinin geleceğini, Doğu Akdeniz’deki enerji potansiyelini ve Ortadoğu’daki gelişmeleri Şalom’a özel değerlendirdi. İki ülke arasındaki normalleşme üst düzey ziyaretlerle devam ediyor. Bundan sonraki adım ne olacak? İlişkilerimizi geliştiriyoruz. Önce temeli ve duvarları koyup daha sonra çatıyı kurmalıyız. Farklı konularda diyalogu arttırmak için çalışıyoruz. Ortak çıkarlarımızın ne olduğunu ve bu konuda nasıl ilerleyeceğimizi yeniden belirlememiz gerek. Daha ilk aşamalardayız. İlişkilerimizi normalleştirdik şimdi yeniden yapılandırıyoruz. Bu zaman alacaktır. Pek fazla konuşmadığımız bir alt...

Prof. Mustafa Aydın: “Türkiye’de muhafazakâr, dindar ve milliyetçi taban büyüyor”

Trump’ın ABD başkanlık koltuğuna oturmasıyla başlayan yeni süreçte belirsizlik dönemi halen sürüyor. Henüz seyri tam çizilemeyen Türkiye-ABD ilişkilerini, enerji konusunda öncelikli konu olan ancak tıkanan Kıbrıs görüşmelerini, artan sağ ve sol popülizmin seçimler arifesindeki AB’ye etkilerini, Rusya meselesini, yaklaşan referandum dahil Türk halkının siyasal sosyal eğilimlerini Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın ile konuştuk Kadir Has Üniversitesinin siyasal sosyal eğilimler araştırması bize neyi gösteriyor? Öncelikle son yıllarda gördüğümüz bir trendi teyit ediyor. Türkiye’de muhafazakâr, dindar ve milliyetçi olarak tanımlayabileceğimiz taban büyüyor. Bu sene bu yüzde 60 gibi bir rakama ulaştı. Öte yandan, AKP ve MHP tabanlarında da dünya görüşü ve toplumsal olaylara bakış anlamında ciddi bir yakınlaşma tespit ettik. HDP tabanı ise tamamen Türk siyasal hayatından kopmuş, farklı bir uçta duruyor. CHP bu ikisinin arasında bir yerde. İkinci önemli sonuç, “Ülken...

Asım Akansoy'un makalesinde alıntılandım

"Doğu Akdeniz’deki doğal gaz yatakları, bölge ülkelerinin jeo-enerji stratejisi ve ittifak ilişkileri bağlamında önemli gelişmeler yaşanmaktadır. İsrail’in bu bağlamdaki rolü oldukça önemli. 26 Ekim 2016 tarihli haftalık Şalom Gazetesi köşe yazarı Karel Valansi’ye göre, “Doğu Akdeniz’de son yıllarda ardı ardına keşfedilen doğalgaz yatakları, enerji jeopolitiği ile bölge ülkelerinin stratejik değer ve gücünü arttıran önemli bir faktör haline geldi.  İsrail, Mısır ve Kıbrıs’a ait münhasır ekonomik bölgelerde yapılan araştırmalar, bu havzalarda keşfedilmeyi bekleyen daha da zengin yataklar olduğunu müjdeliyor.  2009’da Tamar ve 2011’de Leviathan’ın keşfi ile dünyanın sayılı doğalgaz kaynaklarına sahip olduğu ortaya çıkan İsrail’i, Afrodit ile Güney Kıbrıs, Zohr ile Mısır takip etti. Bu büyüklükteki doğalgaz keşfi her üç ülke için de oyun değiştirici bir gelişme.” Valansi’ye göre,  “Bu üç ülke için doğalgaz, maddi getiriden çok, diplomatik kazanç elde edebilecekleri str...

Doğalgaz her şeyi affeder mi?

D oğu Akdeniz’de son yıllarda ardı ardına keşfedilen doğalgaz yatakları, enerji jeopolitiği ile bölge ülkelerinin stratejik değer ve gücünü arttıran önemli bir faktör haline geldi. İsrail, Mısır ve Kıbrıs’a ait münhasır ekonomik bölgelerde yapılan araştırmalar, bu havzalarda keşfedilmeyi bekleyen daha da zengin yataklar olduğunu müjdeliyor. 2009’da Tamar ve 2011’de Leviathan’ın keşfi ile dünyanın sayılı doğalgaz kaynaklarına sahip olduğu ortaya çıkan İsrail’i, Afrodit ile Güney Kıbrıs, Zohr ile Mısır takip etti. Bu büyüklükteki doğalgaz keşfi her üç ülke için de oyun değiştirici bir gelişme. Doğalgaz ithalatçısından ihracatçısına rol değiştiren İsrail ve ekonomik olarak oldukça sıkıntıda bulunan Güney Kıbrıs ve Mısır için bu durum öncelikle enerji tedarik sıkıntısından kurtulup bu konuda bağımsızlıklarını kazanma anlamına geliyor. Bunun önce iç piyasada ardından ihracatın başlamasıyla getireceği ekonomik iyileşme de göz ardı edilemez düzeyde. Öte yandan doğalgaz maddi getiriden çok,...

İsrail’in doğalgaz kartı ve Türkiye (2)

İsrail için en önemli stratejik kozlardan biri doğalgaz. Bunu da en doğru şekilde kullanmak, enerji politikalarından sadece ekonomik değil diplomatik kazanç da elde etmek istiyor. Bloomberg’e verdiği röportajda İsrail Enerji Bakanı  Silvan Şalom , “ Doğalgazı bulduğumuzdan beri dünya ülkeleri tarafından daha fazla kabul görüyoruz ” dediğinde, doğalgazın her anlamda İsrail’i değiştirebileceğini en açık şekilde dile getirdi. Ancak ihracat için çıkış yolu, ilişkilerin limoni ile savaş hali arasında gidip gelen komşularından geçiyor. Güven ortamının eksikliğinde de doğalgazı dünya piyasasına satmaya çalışmak, çıkarmaktan daha zor oluyor.