Ana içeriğe atla

Kayıtlar

incirlik etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Yeni Ortadoğu’da eski Türkiye yetmez

Son 13 yıldır kesintisiz, tek parti olarak iktidar olmuşsanız ve son seçimlerde oy oranınızı arttırarak yüzde 50’ye yakın bir destekle yeniden seçilmişseniz, normal şartlarda ajandanızda büyük değişikliklere gitmezsiniz. Ancak, içte her konu politize olmuşsa, halk arasında yoğun bir kutuplaşma yaşanıyorsa, sınırlarınızın hemen ötesinde ise yeni bir Ortadoğu inşa ediliyorsa bunu sürdürebilmeniz pek olası değil. İç politikada başta Kürt konusu olmak üzere tüm halkı kapsayıcı adımlar gerekirken, dış politikayı sil baştan ele almak gerekiyor. Dış politikada değişimin sinyalleri aslında seçimlerden önce verilmeye başlandı. Fiilen dışişleri bakanı gibi çalışan Feridun Sinirlioğlu’na bu görevin resmen verilmesi değişimin önemli bir göstergesiydi. Bölgedeki son gelişmeler Türkiye’yi Batı ittifakına yeniden yakınlaştırdı. Ankara’nın İncirlik Üssünün kullanım iznini vermesi de bu değişimin ana sembolü oldu. Tek parti iktidarının verdiği hareket rahatlığı, zayıf muhalefet, yakın zamanda bir se...

Perestroyka ile Irak işgali arasında

I rak Savaşı neden çıkmıştı? Çünkü ABD gerçeklikten oldukça uzak olarak, Ortadoğu’yu kısa bir sürede değiştirebileceği kanısındaydı. Tamir edebileceği bozuk bir oyuncak gibi gördüğü bölgeye girmekten çekinmemiş, hâlâ süregelen birçok sorunun ana kaynağını yaratmıştı. Obama bu bakımdan “On yıldan fazla zaman geçmesine rağmen hâlâ Irak işgalinin sonuçlarını yaşıyoruz” demekte haklıydı. Geçtiğimiz günlerde Washington’daki Amerikan Üniversitesinde yaptığı konuşmada Obama, İran anlaşmasını savundu. Mekân tesadüfi seçilmemişti. 1963 yılında John F. Kennedy de aynı yerde Sovyetler Birliği ile süren silahların kontrolü görüşmelerini savunmuştu. Obama’nın kendini adeta Kennedy ile kıyaslaması da bu bakımdan bir tesadüf değil. ABD ile Sovyetler Birliği arasında yapılan görüşmelerin Soğuk Savaş döneminde nükleer silahların kullanılmasını engellediği örneğinden hareketle, İran anlaşmasının da başarıya ulaşacağı ve o zamanki gibi şimdi de karşı çıkanların haksız olduğunu, bunun da zamanla anlaşı...

Karanlık çökerken

T ürkiye son bir hafta içinde radikal bir biçimde değişti. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da belirttiği gibi “Türkiye bir hafta önceki Türkiye değil.” Ülkeyi değiştiren bu sürecin başlangıç noktası ise Suruç katliamı. Kobani’ye yardım götürmek isteyen bir grup gencin IŞ(İD) tarafından öldürülmesi, aynı gün Adıyaman’da PKK’nın bir onbaşıyı şehit etmesi, Türkiye için değişim fişeğini yaktı. Washington Institute’den Soner Çağaptay’ın deyimiyle, “Türkiye’nin IŞ(İD)’e karşı yürüttüğü soğuk savaş sona ererken,” sınırlarımız içinden 90’ları hatırlatan acı haberler gelmeye başladı. Suruç, Türk hedeflerine IŞ(İD)’in ilk saldırısı değil. Daha önce örneklerini görmüştük Reyhanlı’da, Musul’da Diyarbakır’da. Ancak Ankara bunları münferit olaylar olarak değerlendirmiş, doğrudan tehdit olarak algılamamıştı. Suruç saldırısı ile IŞ(İD) Türkiye’ye önemli bir mesaj verdi; savaşa hazırım, dokunulmazlığın kalmadı. Saldırının zamanlaması da oldukça önemli. Daha bir hafta önce ABD’den üst düzey bir heye...