Üniversite bahçelerinde düzenlenen Yaşayan Kütüphane adlı etkinlik, ‘yabancı’ veya ‘öteki’ olarak tanımlanan ve ayrımcılığa uğrayanları toplumla bir araya getiriyor. Hedefleri ise bilinmeyene karşı olan olumsuz düşünceyi yıkarak diyalogla insanlar arasında bir köprü kurabilmek. Yahudi kitap olarak görev aldığım etkinlikte, gelebileceğini tahmin ettiğim tüm sorulara hazırlıklıydım. Tek amacımsa muhtemelen hayatlarında hiç Yahudi ile karşılaşmamış katılımcılara çok da farklı olmadığımızı gösterebilmek. “Önyargıları parçalamak, atomu parçalamaktan zordur,” demiş Einstein. Birkaç yıldır düzenlenen ‘Yaşayan Kütüphane’ ile üniversiteler bu gerçeği değiştirmek için çaba sarf ediyor. Gönüllü öğrencilerin özverili çalışmaları ile oluşturulan bu etkinlikte, dini inancı, etnik kökeni, ideolojisi, cinsel eğilimi, mesleği, rahatsızlığı veya engeli nedeniyle haklarında önyargı oluşmuş, ayrımcılığa maruz kalmış kişiler, kendisini merak eden ‘okuyucu’ ile buluşuyor. Yaklaşık otuz dak...