Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Şalom’un yeniden doğuşu

Mirasını devam ettirdiğimiz Şalom Gazetesi, 70 yıl önce genç bir gazeteci olan Avram Leyon tarafından 29 Ekim 1947’de kuruldu. Bugünün aksine, Türk Yahudileri tarafından çıkarılan birçok gazeteden sadece biriydi. Ladino ve Türkçe dillerinde, siyah-beyaz ve haftalık olarak yayınlanan dört sayfalık Şalom’un ilk yıllarında gelir kaynağı olan reklam bulmada zorlandığını, öte yandan çizgisi ile önemli bir okur kitlesine sahip olduğunu birkaç yıl önce yaptığım araştırmada öğrenmiştim. 1940’ların, 1950’lerin arşivlerine daldığımda ise, bana anlatılandan çok daha farklı bir Şalom ile karşılaştım. 2003’ten beri Şalom’da yazıyorum. Dile kolay 14 yıl olmuş. Bu dönemde Şalom’un nasıl geliştiğini, üstündeki tedirginlik örtüsünü nasıl çıkardığını, güvenli bölgesinde yazmak yerine, belirli konularda daha net bir duruş sergileyebildiğini gözlemledim.

Yorumlarımla... Trump'ın Kudüs kararının perde arkasında ne var?

ABD Başkanı Donald Trump’ın yalnızca Ortadoğu özelinde değil uluslararası toplumu da olumsuz etkileyebilecek Kudüs kararını Ortadoğu uzmanı Karel Valansi ve Columbia Üniversitesi Arap çalışmaları profesörü Rashid Khalidi değerlendirdi Başkanı Donald Trump, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararı aldı. Peki karar neden şimdi alındı ve hangi sonuçlara yola açacak? Ortadoğu uzmanı Karel Valansi ve Columbia Üniversitesi Arap çalışmaları profesörü Rashid Khalidi, Donald Trump'ın aldığı kararı Gazete Habertürk'e değerlendirdi. TRUMP BU KARARI NEDEN ŞİMDİ ALDI? - Ortadoğu uzmanı ve yazar Karel Valansi:  ABD, Ortadoğu’ya İsrail-Filistin barış görüşmeleriyle birlikte bir geri dönüş yapacak, hazırlıklarına başladı. “Sorunları başarısız stratejileri yineleyerek aşamayız” demişti. “İsrail’in bölgede birçok ülkeyle ilişkisini düzelttiği bir dönemde bu kararı kabul ettirmek daha kolay olabilir” savına inanabiliyor olabilir, ben doğru bulmuyorum.

Angela’nın Külleri

Ve korkulan oldu. Almanya’da bir türlü kurulamayan koalisyon için yapılan görüşmeler pazar akşamı çöktü. Hür Demokratlar (FDP) Lideri Christian Lindner, Angela Merkel liderliğindeki Hristiyan Demokrat Parti (CDU) ile güvene dayalı bir anlaşmaya varmanın mümkün olmadığını, aralarında büyük görüş ayrılıkları olduğunu söyleyerek kapıyı çekip gitti. 24 Eylül’deki Bundestag (Almanya Parlamentosu) seçimlerinde hiçbir parti çoğunluğu alamamıştı. Merkel dördüncü dönemi için yeniden seçilmiş olsa da, bu başarısı ciddi bir şekilde oylarını yükselten aşırı sağ partilerinin gölgesinde kalmıştı. Şimdi ise Almanya siyasi bir krizin pençesinde. Yaklaşık 70 yıldan bu yana ilk kez bir koalisyon hükümeti kurulmadı.

‘Türkiye’de Yahudi Olmak, Bir Deneyim Sözlüğü’ raflarda

Raşel Meseri ve Aylin Kuryel tarafından hazırlanan ‘Türkiye’de Yahudi Olmak Bir Deneyim Sözlüğü’ adlı kitap İletişim Yayınları tarafından yayınlandı. Kitapta yetmiş bir kişi gündelik yaşamda Yahudi olmak üzerine kendi deneyimlerini paylaşıyorlar.  Gündelik yaşamın her alanında, dilde, kurumlarda, yaşamın küçük ayrıntılarında gizlenmiş ayrımcılığı deşifre eden bir kitap olan ‘Türkiye’de Yahudi Olmak - Bir Deneyim Sözlüğü’ hem sözlük olarak kafamızda beliren anlamı değiştiriyor hem de her türlü ilişkinin bir sözlükteki gibi sıralı düzenli yürümediğine, karşılıklı olarak kırılmaya müsait olduğuna gönderme yapıyor. Ayrıca metin, resmi anlatının dışında bir hafıza çalışması olarak da görülebileceği için yatay bir tarih anlatısı ortaya koyuyor. Sözlükte Şalom yazarları Avram Ventura, Dora Niyego, İzel Rozental, Karel Valansi ve Tuna Saylağ da yer alıyor. http://www.salom.com.tr/haber-105008-turkiyede_yahudi_olmak_bir_deneyim_sozlugu_raflarda.html

İsrail - Hizbullah savaşının rövanşı yaşanır mı?

Suudi Arabistan’daki hareketlilik ve Lübnan Başbakanı Saad Hariri’nin istifası, hiç durulmayan Orta Doğu’da bilinmezliklere gebe yeni bir döneme geçtiğimizi gösteriyor. ABD’nin önceliği olan IŞİD ile askeri mücadele sona yaklaşırken, bölgede dengeler yeniden değişiyor olsa da sorunlar yerli yerinde duruyor. IŞİD ortak hedef olduğunda, bölgedeki temel sorunları ötelemeyi ve/ya gizlemeyi başarmıştı. Ancak IŞİD, bölgedeki sorunların bir yansıması, güç boşluğunun bir sonucuydu, hiçbir zaman ana sorun kaynağı değildi. Bölgede hala mezhepçilik, kutuplaşma, eşitsizlik, kanunsuzluk, yolsuzluk mevcut. Tüm bunlara ek olarak kimsenin elini sürmek istemediği bir yeniden yapılanma süreci, ekonomilerin yeniden işler hale getirilmesi ve mülteciler konusu var. IŞİD sorunu askeri anlamda çözüldüğünde tüm bu ötelenmiş sorunlar bir bir yüzeye çıkacak ve bundan başı ağrıyacakların başında İsrail olacak. Çünkü bölge ülkeleri kendi başlarından büyük sorunlarla uğraşırken öncelikleri ne İsrail ne de Filis

İran’ın etkisini azaltacak her adım İsrail için olumlu

Ortadoğu uzmanı Şalom yazarı Karel Valansi: İsrail için İran’ın gücünü ve etkisini azaltacak her adım olumlu gözüküyor. Ancak İsrail Suudi Arabistan yerine Lübnan’da Hizbullah ile savaşmayacaktır.

Nüfuz savaşında yeni cephe Lübnan

Liderlerin yurt dışı ziyaretleri olağandır. Ancak Lübnan Başbakanı  Saad Hariri  bu konuda bir hayli şanssız. Ocak 2011’de ABD Başkanı  Barack Obama  ile görüşmeye gittiğinde, Hizbullah ve müttefikleri istifa etmiş ve hükümet düşmüştü. Başbakan olarak gittiği Washington’dan, uzun sürecek siyasi bir belirsizliğe dönmüştü. Geçen sene yaklaşık bu zamanlarda yeniden başbakanlık koltuğuna oturan Hariri’nin Temmuz’daki ABD ziyareti bu sefer sorunsuz geçmiş olsa da, son Riyad ziyareti istifasıyla sonuçlandı.

Yorumlarımla.... Uzmanlar Hariri krizini yorumladı

Lübnan Başbakanı Saad Hariri’nin Suudi Arabistan’da istifa ettikten sonra ülkesine dönmemesi liderliğini yaptığı Müstakbel Hareketi’nde isyana neden oldu. Lübnan’ın başkenti Beyrut’da istifa konusunu görüşmek üzere bir araya gelen partililer Hariri’ye ‘Evine dön’ çağrısı yaptı. Basın toplantısında ortak metni okuyan eski Başbakan ve partinin Grup Başkan Vekili Fuad Sinyora, “Lübnan’ın yurtiçinde ve dışındaki onuru ve saygınlığının tamiri için Başbakan Saad Hariri’nin ülkeye dönmesi gereklidir” açıklamasında bulundu.

With my comments... Turkish Jews open doors to confront antisemitism

Turkey’s small Jewish community got a rare chance to showcase its culture in Istanbul on Sunday during the European Days of Jewish Culture event. “Our target is non-Jews who want to know more about us,” said Nisya Isman Allovi, director of the Quincentennial Foundation Museum of Turkish Jews that organised the event, which was attended by about 1,300 people.

Lübnan girdaba geri çekiliyor

Yoğun bir haftanın ardından, cumartesi günü biraz dinleneyim, haberleri takip etmek yerine gündeme biraz ara vereyim, keyifli bir yemek, güzel bir sinemaya gideyim diye düşünmüşseniz, 4 Kasım Cumartesi bunun için yanlış bir gün olmuş diyebilirim rahatlıkla. Çünkü tam da o gün deyim yerindeyse yer yerinden oynadı. Önce hiç beklenmeyen bir şekilde Lübnan Başbakanı Saad Hariri, İran ile Hizbullah’ı hedef göstererek ve suikasta uğrama korkusunu dile getirerek, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da bir televizyon kanalı aracılığıyla istifasını duyurdu. Sırf bu cümle bile kendi içinde birçok soru işaretini barındırıyor.

Yahudi kültürüne 1300 kişiyle yolculuk

5 Kasım Pazar günü, Neve Şalom Sinagogu ve Kültür Merkezi ile 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesinde gerçekleşen Yahudi Kültürü Avrupa Günü’nde Türk Yahudi kültürü ve mirası farklı etkinliklerle tanıtıldı. 1300 ziyaretçinin ağırlandığı günde katılımcılar birçok farklı yazarın kitap tanıtım ve kitap imza gününe katılma imkanı buldular. 

The evil of gun violence haunts Texas this time

Gun deaths are on the rise again in the United States. Just a few weeks ago,  a disturbed man pulled the trigger in Las Vegas  and rained bullets down from a hotel room window at an outdoor country music concert, killing 59 people and injuring more than 500 others. And this weekend, another deranged man entered a church in a small, rural town in Texas with a community of fewer than 400 people during Sunday services.

Hamas’ın stratejisi

El Fetih ile Hamas arasında Mısır aracılığıyla varılan siyasi uzlaşıyı incelemeye devam edelim. Hamas’ın Gazze Lideri Yahya Sinvar, İsrail ve ABD’nin silah bırakma ve İsrail’i tanıma taleplerini, kendisinden bekleneceği üzere, sert bir dille reddetti. Kimsenin gücünün Hamas’ı silahsızlandırmaya yetmeyeceğini ve İsrail’i tanımayacaklarını da sözlerine ekledi. Hamas’a bağlı Shehab Haber Ajansına göre, resmi toplantı notlarına eklenmeyen bir ‘detay’ daha vardı; “Hamas’ın ne zaman İsrail’i tanıyacağı tartışmalarının yapıldığı zaman geçti. Artık Hamas’ın ne zaman İsrail’i yok edeceğini konuşacağız” de demişti. Kuruluş bildirgesinde Yahudi Devletini yok etmek maddesi bulunan Hamas’ın El Fetih ile vardığı uzlaşıyı gerçekçi bulmayan İsrail, gelişmeleri yakından takip etse de, anlaşmayı sabote etmek için bir girişimde bulunmuyor. Sebebi ise basit. Bu siyasi uzlaşının tıpkı öncekiler gibi uzun ömürlü olamayacağına, iki grup arasındaki farkların ve rekabetin üstün geleceğine inanıyor. Üsteli

İstanbul’a Bursalı İsrail konsolosu

2011-2014 yılları arasında İsrail’in Ankara maslahatgüzarlığı görevinden sonra Türkiye’deki ikinci görevine başlayan yeni konsolosun anne tarafı Bursalı

Mısır’ın muhteşem dönüşü

Arap Baharı ile birlikte iki lider deviren Mısır, uzun süren bir belirsizlik döneminin ardından ekonomisini de yoluna koyarak, bölgesel liderliğini ve geleneksel arabuluculuk rolünü oynamaya yeniden başladı. En son Astana’daki Suriye görüşmelerine gözlemci olarak davet edilen Kahire, uzun bir görüşme trafiğinin ardından El Fetih-Hamas siyasi uzlaşısının da mimarı oldu.

Vize serbestisi beklerken

P azar akşam saatlerinde beklenmedik bir haberle sarsıldık. Beklenmedik diyorum çünkü işlerin bu raddeye gelmesini, ABD’nin bu kadar sert bir tepki vereceğini konduramıyorduk. Yoksa son yıllarda ABD-Türkiye ilişkilerinin kırılganlığını bilen ve yaşanan sorunları takip edenler için kötü gidişat ayan beyan ortadaydı. Henüz birkaç hafta önce bir araya gelen ABD Başkanı Donald Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan sıcak bir fotoğraf vermiş, ilişkilerin hiç bu kadar iyi olmadığını söylemişlerdi. İki ülke arasındaki birçok sorunu görmezden gelen bu açıklama o gün de şaşırtıcı gelmişti, bugünkü gelişmeler ile iyice sırıtır hale geldi. İki ülke liderinin iyi anlaşmasının, iki ülke ilişkilerinin yönünü belirleyecek husus olmadığını bir kez daha görmüş olduk.

Las Vegas massacre not the first, not the last

A  disturbed man pulled the trigger in Las Vegas last Sunday night. He rained bullets down from a hotel room window on the 32nd floor of a nearby hotel into a country music concert killing at least 59 people and injuring 527 others. His name was Stephen Paddock, a 64-year-old man from Mesquite, Nevada. He opened fire on masses of people with no apparent reason. According to his brother Eric Paddock, he was an ordinary guy living in a quiet retirement community with no religious or political affiliations. However, he fired rounds of ammunition into the crowd and killed himself when the police located him.

Gazze’de değişim rüzgarı

Ortadoğu’da IŞİD döneminin sonuna gelinmesi iyimser bir hava yaratıyor. Farklı tarafları aynı hedefte buluşturan bu ortak düşman Suriye ve Irak’ta toprak kaybı yaşadıkça, ertelenen veya gizlenen kökleşmiş sorunlar bir bir su yüzüne çıkmaya başlamış olsa da, bu dönemde dikkatleri çeken, iyimserlik rüzgarı estiren bir diğer gelişme de Filistinliler tarafında yaşandı. Gazze’yi yöneten Hamas 17 Eylül’de sürpriz bir açıklama ile mart ayında kurduğu idari komiteyi feshettiğini, El Fetih ile diyaloğa hazır olduğunu, genel seçimlerin yapılmasını desteklediğini ve Filistin Özerk Yönetiminin Gazze’de görevi devralmasına hazır olduğunu bildirdi. Tıpkı El Fetih’in uzun zamandır talep ettiği gibi. En sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. Sonuç ne olursa olsun bu açıklama çok önemli. Ancak bu açıklamaya rağmen Filistinliler arasında siyasi bir uzlaşı gerçekleşebilir demek için de çok erken. Daha önceki birçok denemenin başarısızlığı, bu konuda ihtiyatlı olmaya zorluyor.

İsrail Kürt Devletine desteği- CNNTürk 5N1K

İsrail Kürt Devletine neden destek veriyor? CNNTürk 5N1K'daki yorumum: https://www.cnnturk.com/tv-cnn-turk/programlar/5n1k/cumhurbaskani-erdoganin-bm-programinda-yasananlarin-perde-arkasi

Shai Cohen: "The ability to communicate has been proven very successful in the most difficult moments"

The diplomatic crisis between Turkey and Israel in the wake of the Mavi Marmara incident in 2010 led to downgrade the diplomatic relations. During the Operation Protective Edge in the summer of 2014, relations between the two countries reached a new low. In this sensitive time, Shai Cohen was appointed as the new Consul General of Israel in Istanbul. Approaching the end of his term, we discussed the present and the future of the Turkish-Israeli relations. What were your expectations coming to Turkey, how it turned out? When I got my appointment in November 2013, the reconciliation process had begun already and the expectations were very high and an agreement was about to be signed. Then all of a sudden, the war in Gaza started and the things turned upside down. I was told by many people “don’t expect too much, it is going to be difficult the first few months...” But it was proven the contrary almost immediately. Except for few requests on my part for meetings, I was accepted right

Shai Cohen'e veda: “Amacımız iki ülke arasında sağlam bir temel oluşturmak”

Shai Cohen: "En zor şartlarda bile   konuşabilmemiz birçok zorluğu aşmamızı sağladı" 2010 yılında Mavi Marmara ile başlayan kriz sonucunda Türkiye ile İsrail arasındaki diplomatik ilişkiler büyükelçiden ikinci kâtip seviyesine düşürülmüştü. 2014 yazındaki Gazze’de Hamas’a yönelik Koruyucu Hat Operasyonu ile ise ilişkiler yeni bir sıkıntılı döneme daha girmişti. Bu hassas zamanda göreve başlayan ve döneminin sonuna gelen İsrail’in İstanbul Başkonsolosu Shai Cohen ile   Türkiye-İsrail ilişkilerinin bugünü ve yarınını konuştuk  Türkiye’ye gelirken beklentileriniz ne yöndeydi ve nasıl sonuçlandı? Kasım 2013’te görevim açıklandığında, iki ülke arasında normalleşme süreci başlamıştı. Ancak Gazze savaşının başlamasıyla her şey alt üst oldu. Birçokları büyük beklenti içine girmememi, ilk birkaç ayın zor geçebileceğini söyledi. Ancak İstanbul’a geldiğimde uyarılarının geçersiz olduğunu anladım. Birkaç görüşme talebim dışında, devlet veya kamu, hepsi hemen kabul edildi. Kabul

İsrail neden Kürt devletine destek veriyor? Medyascope

İsrail neden Kürt devletine destek veriyor?  Karel Valansi ile söyleşi http:// bit.ly/2xNiJrY     Özel Yayın - Sinan Akgunay

İsrail’in Kürt devletine desteği

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) 25 Eylül’de gerçekleştireceği bağımsızlık referandumu öncesi, petrol zengini ve çok etnikli nüfusa sahip Kerkük konusunda gerginlik tırmanıyor. Statüsü tartışmalı olmasına rağmen bağımsızlık referandumuna katılma kararı alan Kerkük, Bağdat’ın şimşeklerini çekiyor. Cumhurbaşkanlık Sözcüsü İbrahim Kalın da yaptığı açıklamada, Kerkük konusunda bir oldu bittiye izin vermeyeceklerini belirtti. Irak Meclisinin kendisini görevden alma kararını tanımayan Kerkük Valisi Necmeddin Kerim ise, BBC’den Hediye Levent’e yaptığı açıklamada IKBY bağımsızlık referandumu sonrası gerekli koşullar oluşturulduğunda Kerkük’ün statüsü ile ilgili bir başka referandum yapılacağını belirtti. Tüm bu gelişmelerin ortasında, IKBY en açık desteği İsrail’den alıyor. Üstelik İsr ail’in Irak’ta bağımsız bir Kürt devleti kurulmasına desteği yeni değil. Bundan üç sene önce, Tel Aviv’de Institute for National Security Studies’in düzenlediği bir toplantıda İsrail Başbakanı Binyamin

İsrail, IKBY'yi neden destekliyor? Habertürk

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun IKBY'nin bağımsızlık referandumu kararını desteklediklerini açıklamıştı. Gazete Habertürk, İsrail'in neden bağımsız bir Kürt devletine destek verdiği sorusunu uzmanlara yöneltti Şalom Gazetesi Yazarı Karel Valansi: "İsrail'in Irak'ta bağımsız bir Kürt devleti kurulmasına desteği yeni değil. 3 yıl önce, Tel Aviv'de Institute for National Security Studies'in düzenlediği bir toplantıda İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bu konudaki desteğini, ABD'nin Irak'ın bütünlüğünü korumayı istediğini bilmesine rağmen, açıklamıştı. Tabii burada Hamas konusunda Ankara'ya verilen mesajı da görmezlikten gelmek imkânsız. Öte yandan tek destek İsrail'den de gelmiyor. Suudi Arabistan da Iraklı Kürtlerin referandum taleplerini destekliyor görünüyor. Bu durumu, Türkiye'yi cezalandırma olarak okuyorum. Katar krizinde, Katar tarafını seçen Ankara'yı en acıtacak noktasından vurmaya çalışıyor, yoksa Kürt

Vatandaşlıktan çıkarmak

İsrail ’de yürürlüğe  giren yasaya göre  İ ç   İ şleri bakanlığı ,  yabancı terör örgütlerine üyeliğini tespit ettiği kişileri vatandaşlıktan çıkarabiliyor. IŞİD’e katılan  ve bu örgütün safında savaşan  20 İsrail vatandaşının isimlerinin  belirlenmesinin ardından bu kişiler  hakkında vatandaşlıktan çıkartılma işlemleri ne başlan dı. Bu  kişilerden  birinin Suriye’de çatışmada öldüğü, kalanların çoğunluğunun İsrail vatandaşı Araplar olduğu, ikisinin ise Yahudilikten Müslümanlığa geçmiş  oldukları belirtiliyor.  IŞİD’ e katılanların  vatandaşlıktan çıkarılması konusu yeni değil.  Kasım 2015’teki  Paris  (Bataclan)  terör  saldırılarının hemen ardından düzenlenen  kabine toplantısı nda  İsrail Başbakanı Netanyahu bu konudaki talebini açıkça dile getirmiş ve IŞİD’e katılıp Suriye’ye savaşmaya giden İsrailli Arapların vatandaşlıktan çıkarılması için çalışmalara başlanacağı açıklamıştı.  Netanyahu kararlıydı; “IŞİD’e katılan artık İsrail vatandaşı değildir, eğer ülke sınırlarını geçtiyse, g

Nefret, özgüven ve öfke

“1960’larda Virginia’da kadınsan işin zor. Ama bir de siyahiysen, Tanrı yardımcın olsun. ” Geçtiğimiz kış vizyona giren  Hidden Figures  (Gizli Sayılar), Soğuk Savaş döneminde ABD ve Sovyetler Birliği arasındaki uzaya çıkma yarışında, NASA’nın elindeki gizli cevheri fark etmesi üzerine kurulu bir film. NASA’nın üç dâhisinin hem kadın hem de siyahi olmalarından dolayı yaşadıkları zorlukları, kararlılıkları, cesaretleri ve bazı açık görüşlü üstleri sayesinde aşmalarını anlatıyor. 1960’lar Virginia’sında geçen bu gerçek hayat hikâyesinde, normalleştirilmiş, fark bile edilmeden yapılan ırkçılığı, günlük hayatın her alanına yansıyan dışlanmayı ve ayrıştırmayı izleyenlerin canını acıtacak bir sadelikle aktarıyor film. Kadınların çalışabileceği alanlar belliyken, siyah-beyaz ayırımının, etiketlenmiş farklı kahve termoslarından, ofisin metrelerce uzağındaki tuvalete yapılan uzun yürüyüşlerle altı çiziliyor. Filmde bu üç kadın evlerinde, eğitim ve çalışma hayatlarında önlerine çıkarılan en

Podcast: Zoraki Kimlik

Onbironsekiz.com: Bu haftaki programımızda, Ş alom Gazetesi yazarı Karel Valansi ile konuştuk.   Ses kaydı için: http:// bit.ly/2wxeM6X  

Podcast: Eski yardımcısı Netanyahu aleyhine ifade verecek

Eski büro şefi Ari Harow, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’ya karşı ifade verecek. Netanyahu, rüşvet ve dolandırıcılıkla suçlanıyor. Şalom gazetesi yazarı Karel Valansi ile Netanyahu hakkındaki yolsuzluk iddialarını konuştuk. Ses Kaydı SoundCloud:  http://medyascope.tv/2017/08/04/eski-yardimcisi-netanyahu-aleyhine-ifade-verecek/

Dış politikada yalnızlık, din ve kimlik

Bir ülkenin kendine dost edindiği ülkeler olur mu veya olmalı mı? Bana sorarsanız olmamalı. Ne dost, ne düşman. Ne siyah, ne beyaz. Hiçbir ülkeyi ne en tepeye yerleştirmek, ne de en dibe atmak gerekir. Zaman değişir, koşullar değişir, çıkar öncelikleri farklılaşır. Ve dost bildiğiniz sizi şaşırtır; halk tabiriyle, arkadan hançerler. Oysa dış politikada bu kadar dramaya yer yok. Başarılı bir dış politika için her ülke ile konuşabilmek, her ülke ile diyalogda olabilmek gerekir. Güçlü bir dış politikanın, itibarlı bir konumun ilk kuralı bu olmalı. Ancak gelin görün ki “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” deyişi hâlâ geçerliliğini koruyor. Kadir Has Üniversitesinin ‘Türk Dış Politikası Kamuoyu Algısı Araştırması’ haziran ayı içerisinde, Türkiye’nin nüfus yapısını temsil eden 26 ilde 18 yaş üstü bin kişi ile yüz yüze yapılan mülakatlar sonucunda ortaya çıkan verilerde yalnızlık hissi ve kimseye güvenmeme kendini açıkça belli ediyor.

Yemek kalpleri buluşturur

19 Mart 2016’da İstiklal Caddesinde korkunç bir terör saldırısı düzenlenmişti. Bu saldırıda yaralanan ve hayatını kaybedenler arasında bir gurme tur ile İstanbul’u ve Türkiye’ye özgü tatları tanımak için gelen İsrailli turistler de vardı. Turun organizatörü David Dudi Califa, yaşadığı acıya rağmen saldırıdan sonra tekrar ve tekrar İstanbul’a geri geldi. Üstelik bu son gelişinde iki toplumu kaynaştırmak, ülkemizi tanıtmak için İsrail’in önde gelen şeflerini de yanında getirdi. 19 Mart 2016’da İstanbul korkunç bir terör saldırısına sahne oldu. Bu seferki kurbanlar misafirlerimiz, İstanbul’u gezen turistlerdi. ‘Gurme tur’ ile İstanbul’a özgü tatları tanımak için gelen İsrailli turistlerin neşe ile başlayan tatilleri çok acı sona erdi. Ancak ne onların ne de turu organize eden David Dudi Califa’nın İstanbul ve Türk insanı sevgisi bitmedi. İşte bu acı saldırının bana kazandırdığı en güzel dost Dudi. Saldırıda o da yaralanmıştı. Onu saldırının hemen ardından evinde ziyaret etmiştim. Ban