Ana içeriğe atla

Şalom 75 yaşında!

Zaman çok hızlı akıp gdiyor. Daha geçenlerde Şalom’un 70. yılı için yazı yazmıştım sanki. Oysa beş yıl geçmiş bile aradan. Danny Brillant konseri ve sergiyle kutlamıştık bu hiç yaşlanmayan gazetenin doğum gününü. Törende, Türk Yahudi Toplumu Başkanı İshak İbrahimzadeh, Şalom yazarlarını ayağa davet etmiş ve salonu dolduran kalabalıklar bizi alkışlamıştı o gece. Daha gururlandığım az yer olmuştur. 

 Zaman ne çabuk geçiyor. Oysa sanki daha birkaç gün önce Atiye Sokak’taki kapısından heyecanla içeriye girişim. Hesapladım, tam 19 yıl olmuş. Ben yeni evli, hamile ve ithalat-ihracat işiyle uğraşan genç bir kadındım Şalom’a başladığım 2003’ün o aralık günü. 

 Maçka’da küçük bir mekanda bir öğleden sonra yılbaşı kutlaması yapılmıştı o yıl. Viktor Apalaçi en eski Şalomcu, ben de en yeni Şalomcu olarak tanıtılmıştık o buluşmada. 5. ve 10. yılını kutlayanlara kalem hediye edilmişti. Herkesle tanıştırıldığım, çok güldüğümüz ve bugüne kadar süren birçok dostluğun filizlendiği gündü o gün. Bu güzel anılar Şalom’u daha ilk günlerden kalbime yerleştirdi. 

 Bir süre yazarlık, editörlük ve esans ticaretini bir arada götürsem de sonunda işi tamamen bırakıp uluslararası ilişkiler master’ı ve ardından doktorasına başladım. Çok fazla çaba ve devam eden uykusuz gecelerin ardından, artık çok istediğim gazeteci, yazar ve akademisyen kimliğimle tanınıyorum. Tüm bunlar Şalom’dan gelen basit bir çeviri talebiyle başladı, bir çığ gibi büyüyerek beni dönüştürdü ve bugünlere getirdi. 

Benimki gibi birçok öykü var Şalomcular arasında. Çünkü Şalom gazetenin ötesinde, önemli bir okul. Her yazarının, her çizerinin, her çalışanının birbirinden öğrendiği inanılmaz bir okul üstelik. Her hafta, favori yazarlarımdan başlayıp tüm sayfalarını okuduğum ve hep yeni bir şey öğrendiğim yegane gazete. 

Şalom’un 75. yılında yazılarını halen keyifle okuduğum kurucumuz Avram Leyon’un yanı sıra Daniel Maya, Eli Şaul, İzak Şaul, İzak Yaeş, İzidor Levi, Erol Güney ve daha nicelerini saygıyla anarken, 29 Ekim 1947’de doğan Şalom gazetesini genç, güncel, dinamik ve bugünkü çizgisine getiren herkesi tebrik ediyorum.


Karel Valansi Şalom Gazetesi 26 Ekim 2022 https://www.salom.com.tr/haber/123621/salom-ailesi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ke vamos a mirar en la karantina?

Kon el fin del verano i el retorno de la karantina, estamos mas tiempo en las kazas. Les kero propozar tres serias de TV echos en Israel. El primer es "Tehran". Es una seria de espionaje muy enteresante. Una espion del Mossad viaja en sekreto a la kapital de Iran. Tehran es su lugar de nasimiento tambien. La hacker de komputadora tiene el objektivo de dezaktivar el reaktor nuklear. Esta misyon tendra implikasyones para el Medio Oriente i el mundo entero. La seria es en ebreo i perso. Es una sezon i tiene ocho episodios, kada uno 50 minutos. Mi segunda propozisyon es una seria romantika i komika. Lehiyot Ita (Estar Kon Eya) es una seria de 2013, ma muy simpatika. Izieron tambien la version Amerikana ke se yama “La beyeza i el panadero”. La seria konta la istorya de amor entre una supermodela internasyonal muy famoza i muy rika, i un simple panadero ke no tuvo la shans de ir a la eskola artistika por razones finansiales. La seria es dos sezones, 18 episodios en total i kada uno...

Commemorating the Holocaust in Turkey (With an Attack on Israel)

The victims of the Holocaust were officially going to be commemorated in Turkey – as they would be in many other countries. This was huge. And it would happen in Ankara, the heart of Turkey! We already had a Yom HaShoah, a Holocaust memorial day. The UN’s Holocaust International Remembrance Day was first commemorated in Turkey five years ago at Neve Shalom Synagogue. Last year, the commemoration was held for the first time outside Jewish institutions, at Kadir Has University in Istanbul. This year it would be held at Bilkent University in Ankara. This year was also important because the Speaker of Parliament, Cemil Çiçek, would be attending the ceremony. It would be the first time that such a high ranking official did so.

Ontological Security and Israel’s Search for ‘Thick’ Recognition

This extended summary is prepared for the PhD thesis[1] that was successfully defended at the School of Graduate Studies, Department of International Relations, Kadir Has University, in January 2025. In the international system, states face a dual struggle encompassing both material and non-material dimensions of security. On the one hand, they must safeguard the tangible aspects of their existence, including political borders, military capabilities, human resources, and economic stability, which collectively ensure their physical survival (Waltz, 1979). On the other hand, states must address intangible needs critical for their ontological security; a sense of stability, self-consistency, and identity that allows them to navigate an uncertain international environment (Mitzen, 2006; Steele, 2008). This dissertation focuses on Israel as a case study to examine how states pursue ontological security, the role of recognition in maintaining it, and the ways in which narrative constructions...