Ana içeriğe atla

Yaşayan Kütüphane

Genellikle üniversitelerde düzenlenen ‘Yaşayan Kütüphane’ adlı etkinlik, ayrımcılığa uğrayan insanları toplum ile bir araya getirerek kişilerin kendi ön yargılarını fark etmelerini sağlamayı ve bu konuda düşünmeye sevk etmeyi amaçlıyor.


Üniversite bahçelerinde kurulan ‘Yaşayan Kütüphane’ tipik bir kütüphaneden beklenen işlevi karşılıyor. Bankoda gelenleri karşılayan kütüphane görevlisi katalogdan ellerinde bulunan kitapların listesini gösteriyor, listede kitapların özelliklerini okuyan okuyucu kitap kurdunun yardımıyla seçtiği kitapla buluşuyor. Yalnız çok önemli bir farkla: seçtiği kitap bir insan ve okuduğu listeler genelde toplumda tanınmadığı, bilinmediği için önyargılarla karşı karşıya kalan ancak Türkiye’nin bir parçası olan kişiler!
Kütüphane bankosuna yaklaşan okuyucuya gösterilen katalogda dini inancı, etnik kökeni, ideolojisi, cinsel eğilimi, mesleği, rahatsızlığı veya engeli nedeniyle haklarında önyargı oluşmuş kişilerin listesi ve haklarındaki en yaygın düşünceler sıralanmış.  Okuyucuların en merak ettikleri kitap ile yarım saat baş başa kalıp istedikleri soruları sorabildiği bu etkinlikte amaç ‘yabancı’ veya ‘öteki’ olarak tanımlanan, ama aslında bilinmeyene karşı olan olumsuz düşünceyi yıkmak ve ayrımcılığa uğrayan bu kişileri tanıyarak diyalogla bir köprü kurabilmek. Yaşayan Kütüphane’de Yahudi, Hıristiyan, Ermeni, Alevi, Kürt, Roman, Başı Örtülü, Ateist, Kemalist, Feminist, Zenci, Sakat, Kör, Lezbiyen, Gey,Transseksüel, Listag (LGBT ailesi), Seks İşçisi, Şizofren, Uyuşturucu Bağımlısı, Pozitif HIV’li, Mülteci gibi kitaplar bulunuyor. Yahudi bir kitabın başından geçenleri ise önümüzdeki hafta bu sayfalarda okuyabilirsiniz.
Karel VALANSİ

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları

Her yaşam bir roman - Panama´daki Türk Yahudileri

Panama´da hızla büyüyen bir Yahudi yaşamı var. Café con Teclas kitabının yazarı gazeteci Sarita Esses´in yanı sıra Antakyalı Eli Cemal, Mersinli Musa İlarslan, Trakya kökenli Julia Kohen de Ovadia ve kuzeni İstanbullu Çela Alkabes de Eskinazi ile göç hikayelerini ve Panama´daki yaşamlarını konuştuğumuz keyifli bir sohbet sizleri bekliyor. Julia Kohen de Ovadia İstanbul doğumluyum. Babam Çanakkaleli Aron Kohen, annem ise Çorlulu Suzi Bahar.  Seneler evvel büyükbabamın eltisi Meksikalı Sultana genç yaşta çocuksuz dul kalınca küçük teyzem Donna’yı yollamasını istedi anneannemden. Donna da Sultana teyzesiyle yaşamak için Meksika’ya gitti. Orada eniştem Moises Mizrachi ile tanıştı ve evlenerek Panama’ya taşındı. Büyükbabam Nessim Bahar vefat edince anneannem Coya, ablam Malka ile iki aylığına kızını görmeye Panama’ya gitti. Ancak orada ablam eniştemle tanıştı, evlendi ve hayatını Panama’da kurdu. Dört çocuğu ve on torunu var. Ablamın düğünü için Panama’ya geldiğimizde ben Saint Pulcherie’de

Yaratan ve İlham Veren Kadınlar

Yaratan ve İlham Veren Kadınlar Projesi 8 Mart´ta üçüncü kez Soho House´da sergilendi. Fotoğraf sanatçısı Betty Mazalto´nun, kadının gücü, yaratıcılığı ve çok yönlülüğünü vurgulamak amacıyla başlattığı proje, korunma ihtiyacı olan çocuklara eğitim sağlanmasının yanı sıra, sosyal ve kültürel yaşama katılımlarını sağlamak için çalışan Korucuk Vakfı iş birliğinde gerçekleşiyor. ‘Yaratan ve İlham Veren Kadınlar’ projesinin yaratıcısı fotoğraf sanatçısı  Betty  Mazalto  farklı alanlarda başarı sağlamış 8 kadını, Dünya Kadınlar Günü 8 Mart’ta özel bir konseptte fotoğraflayarak kadınların çok yönlülüğüne vurgu yapmayı amaçladığını belirtiyor. Mazalto, “Üç projemizde toplam 24 kıymetli, çalışkan, çok yönlü kadını tanımış olduk. Kendilerinden fotoğraf çekimlerine gelirken hayatlarındaki hikayelerini temsil eden 7-8 parça getirmelerini rica ediyoruz. Böylelikle aslında kendilerinin hiç bilinmeyen yönlerini keşfediyoruz. Asıl etki ise, fotoğraf tamamlandığında ortaya çıkıyor. Başarılı bu isimleri