Ana içeriğe atla

Best of 2010

Simon Wiesenthal Merkezi 2010 yılının en akılda kalan antisemit hakaretlerini sıraladığı bir liste yayınladı. Dünyada artan antisemitizme dikkat çekmek için hazırlanan bu listede gazeteciden, akademisyene, film yönetmeninden, hükümet yetkililerine kadar birçok farklı ülke ve meslekten tanınmış insanlar yer alıyor. Günümüzde yaşanan antisemitizm, İslamofobi ve ırkçılık olayları nefretin beslenmesi ve komşumuzu ötekileştirmekle katlanarak çoğalıyor.
2010 yılı boyunca yapılan antisemit hakaretlere veya ırkçı olaylara tepki göstermemek mümkün değil ancak 2010’u bu şekilde hatırlamak istemiyorum. 2010 yılında teşekkürü hak eden, yaptıkları örnek davranış ve aldıkları olumlu kararlarla antisemitizme karşı öne çıkanların sayısı hiç de az değil. 2010’un kötülerinin değil iyilerinin daha değerli bir örnek oluşturacağını düşündüm. İşte benim ‘Best of 2010’ listem:
Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu nefret suçları için bir kanun tasarısı hazırlıyor. Bu tasarı ile Türkiye’de ‘cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, etnik köken, cinsel kimlik, felsefi ve siyasi görüş, sosyal statü, medeni hal, sağlık durumu, engellilik, yaş ve benzeri temellere dayalı ayrımcılığın yasaklanması’ öngörülüyor.
İsrail’in meşrutiyetinin ve var olma hakkının sorgulanmasına yönelik uluslararası kampanyalar sürerken Filistin Özerk Yönetimi Lideri Mahmud Abbas Washington’da “Hiçbir zaman Yahudilerin İsrail toprakları üzerindeki hakkını inkâr edemem, İsrail Yahudilerindir” dedi.
İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad’ın Holokost’u inkâr edip İsrail’in var olma hakkını sorgulaması üzerine Küba eski Lideri Fidel Castro, “Antisemitizmin iki bin yıllık geçmişi var. Yahudiler kadar baskı görmüş başka bir toplum olduğunu sanmıyorum. Holokost ile kıyaslanabilecek başka hiçbir şey yoktur” diyerek Ahmedinecad’a ‘Yahudilere yüklenmekten vazgeçmesi’ mesajını verdi.
Holokost’un hiçbir millet için tekrar edilmemesi için unutulmaması çok önemli. İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın girişimi ile 87 ülke antisemitizm ve Holokost inkârcılığına karşı mücadelede işbirliği yapma kararı aldı.
Kudüs, Roma, Paris, Zürih, New York ve daha birçok kentte gerçekleştirilen gösterilerde binlerce insan, 25 Haziran 2006’da Hamas tarafından kaçırılan Gilad Şalit’in serbest bırakılması çağrısında bulundu. 15 Latin Amerika ülkesi Brezilya Cumhurbaşkanı Lula Da Silva’nın önderliğinde Gilad Şalit’in kurtulması için bir milyondan fazla imza topladı.
İran Futbol Federasyonu Dış İlişkiler Başkanı Ali Kaffaşian İsrailli meslektaşlarına yeni yıl kutlaması gönderince özür dilemek ve istifa etmek zorunda kaldı. Sporcular politikacılardan farklı düşünür; bu kutlamanın yanlışlıkla yapıldığına inanmıyorum. Bu nedenle Ali Kaffaşian da bu listede.
85 yaşındaki Holokost kurtulanı Ester Bejarano ile Türk göçmeni Kutlu Yurtseven, hiphop ile geleneksel Yahudi folklorunun birleşiminden oluşturdukları müzik ile Alman gençlerini ırkçılığa, ayrımcılığa ve antisemitizme karşı mücadeleye çağırıyorlar.
Shahar Peer 2009 yılında Dubai’de düzenlenen tenis turnuvasına İsrail vatandaşı olması ve bu nedenle Birleşik Arap Emirlikleri’nin vize vermemesi üzerine katılamadı. Her sporcunun yarışmaya hakkı olduğunu savunan ünlü tenisçi Venus Williams sayesinde Shahar Peer 2010 yılındaki turnuvaya katılabildi. Peer, yarı finale kadar yükseldi.

***

27 Ocak Uluslararası Holokost’u Anma Günü idi. Devlet büyüklerimizin de katılımıyla ölen 6 milyon Yahudinin anıldığı duygusal gecede birçok konuşmacı Holokost eğitiminin önemi üzerinde durdu. Holokost kadar vahşi ve bir ırkı tamamen ortadan kaldırmayı amaçlayan, insanın akıldan uzaklaştığı bu organize katliamda hem hayatını kaybetmiş olanlar hem de bir daha tekrarlanmaması için unutmamak, unutturmamak gerekiyor. Vicdan sahibi, haksızlığa boyun eğmeyen kişilerin yetişmesi için de iyi örnekler hep göz önünde olmalı.


Karel Valansi / GÜNDEM
Şalom Gazetesi 02 Şubat 2011
http://www.salom.com.tr/newsdetails.asp?id=76425

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ke vamos a mirar en la karantina?

Kon el fin del verano i el retorno de la karantina, estamos mas tiempo en las kazas. Les kero propozar tres serias de TV echos en Israel. El primer es "Tehran". Es una seria de espionaje muy enteresante. Una espion del Mossad viaja en sekreto a la kapital de Iran. Tehran es su lugar de nasimiento tambien. La hacker de komputadora tiene el objektivo de dezaktivar el reaktor nuklear. Esta misyon tendra implikasyones para el Medio Oriente i el mundo entero. La seria es en ebreo i perso. Es una sezon i tiene ocho episodios, kada uno 50 minutos. Mi segunda propozisyon es una seria romantika i komika. Lehiyot Ita (Estar Kon Eya) es una seria de 2013, ma muy simpatika. Izieron tambien la version Amerikana ke se yama “La beyeza i el panadero”. La seria konta la istorya de amor entre una supermodela internasyonal muy famoza i muy rika, i un simple panadero ke no tuvo la shans de ir a la eskola artistika por razones finansiales. La seria es dos sezones, 18 episodios en total i kada uno...

Benimle yapılan bir röportaj: “Hem Yahudiyim, hem de kadınım. Üstelik ‘elimin hamuruyla’ fikir belirtiyorum”

Geçen hafta Edirne’de Yahudi cemaatinin düzenlediği iftar yemeği ile ilgili atmış olduğu tweet’ten sonra aldığı antisemit mesajlar üzerine Karel Valansi ile sosyal medyadaki antisemitizmi konuştuk. Eli Halegua, avlaremoz 19 Haziran 2016 http://www.avlaremoz.com/2016/06/19/karel-valansi-hem-yahudiyim-hem-de-kadinim-ustelik-elimin-hamuruyla-fikir-belirtiyorum/ Gectiğimiz hafta içinde Edirne’de Yahudi cemaatinin düzenlediği iftar yemeği ile ilgili atmış olduğunuz tweet’ler, hakaret ve  ‘‘ içecek olarak katlettiğiniz filistinlilerin kanından mı ikram ediyorsunuz…’’ gibi absürd yorumlara maruz kaldı. Böylesine barışçıl ve bir arada yaşama dönük organizasyonlara bile bu tarzda antisemit yorumların gelmesi size kişisel olarak ne hissettiriyor? Bu cevabım biraz üzücü olacak ama sanırım alıştım artık. Çok fazla etkilenmiyorum. Hakaret içerenleri okumadan bile geçtiğim oluyor. Eleştiriye ve farklı yorumlara açık olmakla birlikte, hakaret ve nefret söylemi içerenler için s...

‘Atatürk akılcılığına sıkı sıkı sarılalım’

Sıra dışı bir adam: Celâl Şengör Dr. Ali Mehmet Celâl Şengör, jeoloji dendiğinde akla gelen ilk isimlerden. Bu konuda 19 kitap, 276 bilimsel makale yayınlamış bir bilim insanı. Tarih ve felsefe ile ilgili de bir çok popüler makalenin sahibi. Biz onu bir de Fatih Altaylı ile yaptığı TV programlarından ve çok farklı, gündem oluşturan açıklamaları ile biliyoruz. Geçtiğimiz pazar günü Limmud’a katılan Şengör’e röportaj teklif ettiğimde hem hemen kabul etti, hem de muhteşem kütüphanesini tanımam için evine davet etti. Bu röportajı bizim o günkü keyifli sohbetimizden derledim. Jeoloji ile ilginiz nasıl başladı, nasıl gelişti? Çok küçükken annem bana bir kitap aldı. Üzerinde bir brontozorun kafası vardı, görmediğim hayvanlar ilginç şeyler diye düşündüm. İlkokul öğretmenim bir fen ve tabiat ansiklopedisi hediye etti. Orada bir paleontoloji bölümü vardı. Çok ilgimi çekti. Meraklıydım. Bir mikroskop seti alındı orada sinekleri inceliyordum. Yazları sık sık Bursa’ya giderdik. Anneannem ve ...