Ana içeriğe atla

Demokratik seçimler

Mısır’da Mübarek saltanatı bitti. Ordu yönetime el koydu, parlamento feshedildi, eski rejimin simgesi anayasa askıya alındı. Bir grup Mübarek’in yargılanmasını da istiyor ancak halk artık Tahrir Meydanı’ndan yavaş yavaş ayrılıyor. Şimdi demokrasi zamanı.
Mısır halkı artık demokratik seçim, hak ve özgürlük istiyor. Yüksek Askeri Konsey Başkanı General Hüseyin Tantavi sadece altı ay için yönetimi devraldıklarını, eylül ayında seçim yapılacağını açıkladı.
Ancak altı ay kısa bir süre. Mısır’da hemen yapılacak bir seçim sadece Müslüman Kardeşler’e yarayacak. Çünkü onlar en organize ve en şanslı grubu oluşturuyorlar. Düne kadar baskı altında tutulan, terörist faaliyetleri desteklediği ve Mısır’da bir şeriat devleti kurmak istediği düşünülen Müslüman Kardeşler, isyan ile birlikte uluslararası bir önem kazandı. Halk isyanı sırasında yetkileri eline alan Ömer Süleyman yıllarca savaştığı Müslüman Kardeşler ile taleplerini görüşmek üzere masaya oturmayı isterken, ABD Başkanı Obama halkı temsilen Müslüman Kardeşler’in de tüm görüşmelerde bulunması gerektiğini belirtti. Böylece Müslüman Kardeşler Mısır’ın meşru temsilcisi konumuna yükseldi. Oysa Washington Institute’un son yaptığı çalışmada bu başkaldırışın dini bir isyan olmadığı tekrar kanıtlandı. Mısır halkının sadece yüzde 15’i Müslüman Kardeşler’i desteklediğini belirtirken, liderinin ise başkanlıkta pek şansı yok. Seçmenlerden sadece yüzde 1’i ona oy vereceğini söylemiş. Ancak hem Mısır’ın eski üst düzeyinin hem de ABD’nin onayını almış ve meşrulaştırılmış iyi organize Müslüman Kardeşler diğer gruplara göre oldukça avantajlı durumda.
Mısır’daki gelişmeler çoktandır seçimleri es geçen Filistin Özerk Yönetimi’nde (FÖY) de tartışmaları alevlendirdi. Tunus ve Mısır halkı Filistinlilere ilham verirken El Fetih Başbakanı Selam Feyyad Ocak 2010’da yapılması gereken genel ve yerel seçimlerin eylül ayında düzenleneceğini açıkladı. Hamas ise Gazze ve Batı Şeria arasında bir uzlaşma olmadığını, El Fetih’in aldığı kararların Gazze’de hükmünün olmadığını belirterek seçime karşı çıktığını açıkladı.
1996 yılında FÖY’de düzenlenen ilk demokratik seçimle seçilen, 2007’de de Gazze’yi ele geçiren Hamas’ın yönetimindeki bölge ile El Fetih yönetimindeki Batı Şeria’da geçen süre zarfında ciddi farklılıklar oluştu.
Gazze’de Gaza Mall gibi büyük bir alışveriş merkezi ve Hamas’ın uygun bulduğu atçılık kulüpleri açılırken diğer sosyal aktivitelere pek izin verilmiyor; su parkı uygunsuz bulunarak kapatıldı ve yakıldı, BM gençlik kampı gençleri zehirlediği iddiasıyla yıkıldı. Sinema ve tiyatronun sınırlı olduğu Gazze’de tek sosyal eğlence olan nargile ve sigara kadınlara yasaklandı. Bu yasağı daha sonra kadınların motosiklet kullanmaması, geç vakte kadar düğünde kalmaması, öğrenci, öğretmen ve avukatlara başörtü takma zorunluluğu, kadın kıyafeti satan dükkânlarda deneme kabini bulunmaması gibi hayatı kısıtlayıcı kanunlar takip etti. Düzenli roket saldırıları ile İsrail’e saldırıları destekleyen Hamas tüm barış görüşmelerini engellerken El Fetih ve İsrail karşıtlarına da kucak açtı.
Batı Şeria’da ise daha farklı bir tablo ortaya çıkıyor. Yükselen binalar, şık ofis ve kafeler artarken, El Fetih yeni okul, hastane yapımına önem verdi. Camileri kontrol altına alan El Fetih canlı bomba olmayı teşvik eden imamları uzaklaştırdı, Hamas destekli terörist saldırılar için maddi kaynak toplayan dernekleri sosyal yardım kurumlarına dönüştürdü. İsrail ile yapılan güvenlik işbirliği sayesinde İsrail, askerini yarı yarıya azalttı, 42 kontrol noktası kapatıldı. Bu gelişmelerin en önemlisi ise halkın yönetimden memnun olması.
Bu iki farklı tabloya bakınca Hamas’ın neden seçimlerden kaçtığı anlaşılabilir. Hamas, uyguladığı politikalar nedeniyle Gazze’deki popülerliğini yitirmeye başladığının tescil edilme korkusunu yaşıyor. Kazanacağından emin olsa vakit kaybetmeden seçime gidecek olan Hamas, anketlerde Mahmud Abbas’tan geride gözükürken bu farkın Gazze’de daha da açılacağından endişe ediyor.
Başmüzakereci Erakat’ın, ardından da Selam Feyyad başkanlığındaki hükümetin istifası sonrası seçimlerin yapılması şart oldu. Ancak Hamas’ın rızası olmadan yapılabilmesi pek mümkün değil. Abbas halk ayaklanmasının Hamas’ı güçlendireceğinden endişeleniyor ancak FÖY’de başka türlü istenilen seçim ortamının oluşması zor gözüküyor.

Karel Valansi / GÜNDEM
Şalom Gazetesi 16 Şubat 2011
http://www.salom.com.tr/newsdetails.asp?id=76589

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ke vamos a mirar en la karantina?

Kon el fin del verano i el retorno de la karantina, estamos mas tiempo en las kazas. Les kero propozar tres serias de TV echos en Israel. El primer es "Tehran". Es una seria de espionaje muy enteresante. Una espion del Mossad viaja en sekreto a la kapital de Iran. Tehran es su lugar de nasimiento tambien. La hacker de komputadora tiene el objektivo de dezaktivar el reaktor nuklear. Esta misyon tendra implikasyones para el Medio Oriente i el mundo entero. La seria es en ebreo i perso. Es una sezon i tiene ocho episodios, kada uno 50 minutos. Mi segunda propozisyon es una seria romantika i komika. Lehiyot Ita (Estar Kon Eya) es una seria de 2013, ma muy simpatika. Izieron tambien la version Amerikana ke se yama “La beyeza i el panadero”. La seria konta la istorya de amor entre una supermodela internasyonal muy famoza i muy rika, i un simple panadero ke no tuvo la shans de ir a la eskola artistika por razones finansiales. La seria es dos sezones, 18 episodios en total i kada uno...

Benimle yapılan bir röportaj: “Hem Yahudiyim, hem de kadınım. Üstelik ‘elimin hamuruyla’ fikir belirtiyorum”

Geçen hafta Edirne’de Yahudi cemaatinin düzenlediği iftar yemeği ile ilgili atmış olduğu tweet’ten sonra aldığı antisemit mesajlar üzerine Karel Valansi ile sosyal medyadaki antisemitizmi konuştuk. Eli Halegua, avlaremoz 19 Haziran 2016 http://www.avlaremoz.com/2016/06/19/karel-valansi-hem-yahudiyim-hem-de-kadinim-ustelik-elimin-hamuruyla-fikir-belirtiyorum/ Gectiğimiz hafta içinde Edirne’de Yahudi cemaatinin düzenlediği iftar yemeği ile ilgili atmış olduğunuz tweet’ler, hakaret ve  ‘‘ içecek olarak katlettiğiniz filistinlilerin kanından mı ikram ediyorsunuz…’’ gibi absürd yorumlara maruz kaldı. Böylesine barışçıl ve bir arada yaşama dönük organizasyonlara bile bu tarzda antisemit yorumların gelmesi size kişisel olarak ne hissettiriyor? Bu cevabım biraz üzücü olacak ama sanırım alıştım artık. Çok fazla etkilenmiyorum. Hakaret içerenleri okumadan bile geçtiğim oluyor. Eleştiriye ve farklı yorumlara açık olmakla birlikte, hakaret ve nefret söylemi içerenler için s...

‘Atatürk akılcılığına sıkı sıkı sarılalım’

Sıra dışı bir adam: Celâl Şengör Dr. Ali Mehmet Celâl Şengör, jeoloji dendiğinde akla gelen ilk isimlerden. Bu konuda 19 kitap, 276 bilimsel makale yayınlamış bir bilim insanı. Tarih ve felsefe ile ilgili de bir çok popüler makalenin sahibi. Biz onu bir de Fatih Altaylı ile yaptığı TV programlarından ve çok farklı, gündem oluşturan açıklamaları ile biliyoruz. Geçtiğimiz pazar günü Limmud’a katılan Şengör’e röportaj teklif ettiğimde hem hemen kabul etti, hem de muhteşem kütüphanesini tanımam için evine davet etti. Bu röportajı bizim o günkü keyifli sohbetimizden derledim. Jeoloji ile ilginiz nasıl başladı, nasıl gelişti? Çok küçükken annem bana bir kitap aldı. Üzerinde bir brontozorun kafası vardı, görmediğim hayvanlar ilginç şeyler diye düşündüm. İlkokul öğretmenim bir fen ve tabiat ansiklopedisi hediye etti. Orada bir paleontoloji bölümü vardı. Çok ilgimi çekti. Meraklıydım. Bir mikroskop seti alındı orada sinekleri inceliyordum. Yazları sık sık Bursa’ya giderdik. Anneannem ve ...