Ana içeriğe atla

Grexit* kaçınılmaz mı?

Yüksek işsizlik oranı, milyarlarca dolarlık borç yükü, pahalılık, güvensizlik ortamı, iflas etmiş bir ülke yönetimi…
Çaresizlik içindeki Yunanistan, Avrupa Birliği’ne karşı elindeki en büyük ve son kozu kullandı ocak ayında. Hükümet sözcüsü Pantelis Kapsis ikinci kurtarma paketi de işe yaramazsa ülkesinin Euro bölgesinden ayrılacağını duyurdu. Bu gelişmeyi öngören İngiltere’nin BDDK’sı Financial Services Authority, kasım ayında tüm finansal kurumları uyarıp bazı ülkelerin Euro bölgesinden ayrılması durumunda oluşabilecek en kötü senaryoya hazırlıklı olmalarını tavsiye etti.
Almanya Başbakanı Angela Merkel’in haziran’daki seçimlerde ‘Yunanistan’ın Euro bölgesinden ayrılması’ konusunda referandum yapılması önerisinin mevkidaşı Panagiotis Pikrammenos tarafından açıklanmasıyla, risk analizleri tekrar gündeme taşındı.

 İkinci Dünya Savaşı sonrası ekonomik bir birlik olarak tasarlanan ‘Birleşik Avrupa’ fikri, ticaretin sınırlarını ortadan kaldırmayı amaçlıyordu. Daha sonraları Avrupa Birliği; ortak parlamento, ortak bayrak ve en nihayetinde ortak para birimi ile hedeflediği siyasi yapıya ulaştı. Ortak para biriminin 10. yıldönümünde ise Euro’nun ve Avrupa Birliği’nin geleceği tartışılıyor. Bu haftaki G-8 zirvesi de önemli bir bölümünü Avrupa’daki krize ayırdı. Çözüm tartışmalarına ABD, Kanada, Rusya ve Japonya’nın da katılmasıyla, sorun küresel bir boyuta taşınmış oldu. Yunanistan’ın Euro’dan ayrılması ne sonuçlar doğurur, kalması daha mı olumlu olur diye tartışmalar sürerken, şu anki kanunlara göre bir ülkenin Avrupa Birliği’nden ayrılmadan Euro bölgesinden ayrılmasının veya çıkartılmasının mümkün olmadığı göz ardı ediliyor.
Avrupa Birliği’nin kurucu üyeleri ortak para birimine geçişin geri dönülemez bir süreç olduğuna inandıklarından olsa gerek, Euro’nun tamamen kullanım dışı bırakılması veya bir ülkenin Avrupa Birliği’nde kalıp Euro’dan ayrılma olasılığı üzerine hiçbir seçenek vermemiş, hiçbir çıkış yolu sunmamıştır. Bir ülke, Euro bölgesinden ayrılmak isterse veya Avrupa Birliği bir ülkenin Euro bölgesinden ayrılmasını talep ederse ihtimali düşünülerek bir düzenleme yapılmadığından, AB kanunlarının 50. maddesine göre Avrupa Birliği’nden ayrılması gerekiyor. Bu durumda Yunanistan’ın Euro’dan ayrılması için AB üyeliğinden feragat etmesi ve daha sonra tekrar üyeliğe başvurarak üye tüm ülkelerin rızasını alması gerekiyor. Bu da oldukça zahmetli, uzun zaman gerektirecek verimsiz bir süreç.
Bu durum AB’nin pazar reaksiyonlarını dikkate alıp hızlı karar alması ve gerekli düzenlemeleri yapması ile kolayca düzeltilebilir. Ancak asıl eksiklik, Euro olarak borçlanmış bir ülkenin ve tüm şirketlerinin nasıl bir süreçte yeni bir para birimine, muhtemelen de değeri daha düşük bir para birimine geçiş yapacağının belirlenmemiş olması.
Yunanistan’ın Euro’dan ayrılması gibi radikal bir değişiklik, Avrupa’nın zaten sıkıntıda olan büyük ekonomilerinden İspanya ve İtalya’yı etkileyeceği gibi İrlanda, Portekiz ve Güney Kıbrıs’ı da içine alarak tüm Avrupa’ya yayılabilecek bir panik ve güvensizlik ortamını ateşleyebilir. Dünyanın en büyük tahvil fonu Pimco'nun verilerine göre son bir ay içinde Euro’nun dolar karşısında %3,7 değer kaybetmesi ve 4 trilyon doların tahvil piyasalarından çekilmesi, Yunanistan’daki krizin tüm AB’yi etkisine alabileceğinin önemli bir göstergesi.
Krizin tüm Avrupa’ya yayılmaması için statükoyu korumaya çalışan AB, Yunanistan’ın Euro bölgesinde kalması için ciddi çalışmalar yapıyor, sadece Euro bölgesi ülkeleri yerine tüm AB üyelerini sorumluluk altına alan kurtarma paketleri üzerinde çalışıyor.
Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso nisan ayında Fransa’da gerçekleşen Avrupa Parlamentosundaki bir toplantıda, Yunanistan’ı kurtarmak için yapılan yardımların toplam değerini 380 milyar Euro yani yarım trilyon Dolar olarak açıkladı. İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa’nın yeniden kalkınması ve Sovyet komünizminin Avrupa’ya yayılmasını önlemek amacıyla ABD’nin 16 ülkeye dört yıl süresince verdiği parasal yardımın 13 milyar Dolar olduğu düşünülünce, Yunanistan’a yapılan yardımın daha ne kadar Avrupalı kızgın seçmenin cebinden çıkabileceği meçhul. Bu nedenle 15 Mayıs’taki konuşmasında, “Euro’nun teknik olarak her şeye hazırlıklı olması gerektiğini” söyleyen IMF Başkanı Christine Lagarde ile “Yunanistan’ın Euro’dan ayrılması kaçınılmaz” diyen Pimco'nun CEO'su Muhammed El-Erian’ın sözlerini kulak arkası etmemek gerekiyor.

*Greece-exit, Yunanistan’ın Euro bölgesinden çıkması tartışmaları sırasında kullanılan yeni terim

Karel VALANSİ

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları

Democratya!* İsrail’de Kırmızılı Kadınların Direnişi

2022 yılı sonunda göreve başlayan, Binyamin Netanyahu liderliğindeki yeni hükümet, İsrail tarihinin en aşırı sağcı ve dindar partilerinden oluşuyor. Bu koalisyon, kuruluşundan bu yana kendini Orta Doğu ’ nun tek demokrasisi olarak tanımlayan İsrail’in geleceği ve demokratik yapısı için büyük bir tehdit oluşturuyor. Bu tehditler bir çok farklı koldan ilerliyor.    Netanyahu ’ nun uzun süredir basını kontrol altına alma çabası demokrasinin ifade özgürlüğü ilkesini tehdit ediyor. Filistinliler dahil azınlık gruplarının, LGBTQ+ toplumunun ve kadınların kanun önünde eşitliğini ihlal edecek yasa tasarıları , demokrasinin bir diğer önemli prensibi olan eşit haklar ilkesini tehdit ediyor. İsrail ’ de yürütme ve yasama erkleri her zaman hükümet tarafından kontrol edilmekte. Yüksek Mahkeme, iktidar partilerinin gücünü kontrol eden ve anayasa görevini yerine getiren Temel Yasaların uygulanmasını güvence altına alan tek  kurumdur. Ancak yeni hükümet yasama üzerinde sınırsız güç sahibi olmak için Y

Yahudi Cesaret Ödülü üzerine

24 Haziran 2018 seçiminde CHP’den Cumhurbaşkanı adayı olan Muharrem İnce, 16 Ağustos’taki Twitter paylaşımlarıyla isim kullanmadan hükümete yönelik eleştirilerini sıraladı. Bu eleştirilerinin arasında “Siz, yaptığınız hizmetlerle Yahudi Cesaret Ödülüne lâyık görülen ve bu ödülü kendine lâyık görenlersiniz” ifadesine de yer verdi.  İnce’nin bu paylaşımı bu konudaki ilk çıkışı değildi. Geçtiğimiz yılın Aralık ayında, partisinin Yalova Merkez İlçe 10. Olağan Kongresi’ndeki konuşmasında da “Dünyada ‘Yahudi Cesaret Ödülü’ ya da diğer adıyla ‘Davut Yıldız’ı alan tek Müslüman, Recep Tayyip Erdoğan’dır,” demişti.  İnce, 2013 yılında yaptığı bir başka konuşmada ise bu sefer Türkiye’nin Rum vatandaşlarını kızdırmıştı. “Atatürk olmasaydı, (…) adınız Ahmet, Hasan, Hüseyin olmazdı, Dimitri, Yorgo olurdu. Bunları doğru bilmeleri lazım” demiş, gelen tepkilerin ardından Twitter hesabından “Benim gibi askerlik yapan, vergi veren, Cumhuriyet’e inanan, vatandaşımız olan Yorgo ve Dimitri’leri kastetm