Ana içeriğe atla

Barış, her daim

Kadir Has Üniversitesi Türkiye Çalışmaları Grubunun, Türk dış politikasına yönelik halkın bakış açısını ortaya koyan ‘Türk Dış Politikası Kamuoyu Algıları Araştırması’nın 2020 yılı sonuçları online basın toplantısıyla açıklandı. Türk kamuoyunun dış politika konusunda nabzını tutan bu araştırma dikkat çeken bulgulara sahip.

Bazı konularda algıda pek bir değişiklik olmamış. Mesela tehdit oluşturan ülkeler sıralaması yine değişmemiş, en başta ABD ve İsrail var. Türkiye’nin dostları dendiğinde de akla ilk Azerbaycan ve KKTC geliyor. İşbirliği yapılması gereken ülkelerin ilk sırasında yine Türki Cumhuriyetler var. Ama sanmayın ki bunun oranı çok yüksek. Türkiye hâlâ kendini tek başına hissediyor, “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” hissi ağırlığını koruyor.

Bu durumu kendini tanımlama şeklinde de görüyoruz. Çoğunluk Türkiye’yi İslam ülkesi, Avrupa ülkesi, Ortadoğu ülkesi olarak tanımlamaktan ziyade “kendine has özellikleri olan bir ülke” yani farklı ve bir gruba ait olmayan bir ülke olarak tanımlamayı tercih ediyor. Araştırmaya göre, Ortadoğu’nun geleceğini belirleyen ülkeler arasında Türkiye, ABD’nin ardından ikinci sırada. Algı bu yönde. Buna göre Türkiye Ortadoğu denince Rusya, Çin, İsrail, Suudi Arabistan, İran ve Mısır’dan daha etkili bir ülke olarak görülüyor. Bölgedeki Müslüman ülkelere rol model olma konusunda da bir değişim yok. Katılımcıların yüzde 63,4’ü Türkiye’nin bu ülkelere rol model olduğunu, olabileceğini düşünüyor.

Öte yandan bu sene bir değişiklik var. Türkiye’nin dış politikada işbirliği yapması gereken ülkeler sıralamasında ABD geçen seneye göre büyük bir sıçrama ile ikinci sıraya yükselmiş. Benzer şekilde AB de yükselmiş. Ama bu sonuçlardan Batı ile işbirliği olumlu algılanıyor diye bir çıkarımı rahat rahat yapamıyoruz. Çünkü NATO’ya baktığımızda algı değişiyor. Türkiye’nin üyesi olduğu NATO ülkeleri ile işbirliği geçen seneye göre düşmüş, NATO üyeliği devam etmeli mi sorusuna verilen cevap da daha düşük. Batı genel anlamda daha olumlu algılanırken NATO’daki bu düşüş şaşırtıcı. Bu da algının çok farklı bir şekilde çalıştığını gösteriyor. Türkiye’nin AB üyeliği ise destekleniyor ama din ve kimlik farklılığı üye olmadaki en büyük engel olarak görülüyor. Rusya Federasyonu ile işbirliği yapılmalı diye düşünenler geçen seneye göre artmış ancak Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkileri ‘stratejik ortaklık’ veya ‘yakın işbirliği’ olarak tanımlayanlarda ciddi bir düşüş var.

İkinci bir çelişki KKTC konusunda dikkatimi çekti. “KKTC’yi Türkiye açısından nasıl değerlendirirsiniz?” sorusuna katılımcılar; ‘asla vazgeçilmeyecek kardeş ülke’ ve ‘yavru vatan’ olarak cevaplanmış. Üçüncü sırada ise ‘Akdeniz’de stratejik bir üs’ cevabı verilmiş. Buraya kadar şaşırtıcı bir şey yok, duygusal ve milliyetçi cevaplar daha ağır basmış. Şaşırtıcı olan geçen sene ilk iki cevap için yüzde 50’lerde olan oranın bu sene yüzde 30’lara düşmüş olması. Çoklu cevap seçeneği olduğu için yeni maddelerin eklenmesi çok fazla bir şey değiştirmiyor olmalı. Asıl fark anketin yapıldığı dönemde olan olumsuz söylemlerin anında ankete yansımış olması. KKTC veya dost-düşman algısı ve daha birçok soruya verilen cevaplardan anladığımız, halkın algısının politikacıların söylemlerinden oldukça etkilendiği. Mesela ABD konusundaki olumlu yöndeki değişim veya Türkiye-İsrail ilişkileri. İki ülke ilişkilerinde normalleşmeyi destekleyenlerin oranında geçen seneye göre büyük bir değişim olmamış, yüzde 20’lerde. Ancak geçen sene ‘hayır’ diyenlerin bu sene ‘fikrim yok’a kaydığı görülüyor. Geçen sene hayır diyenler yüzde 50,2’den yüzde 37,1’e gerilerken, fikrim yok diyenler yüzde 26,6’dan yüzde 41,6’ya yükselmiş.

Araştırmaya göre halk için televizyon haber almadaki birincil kaynak. Televizyonu sosyal ağlar ve internet haber portalları izliyor. Gazete ve radyo ise çok daha gerilerde. En önemli sorun ise terör. Önümüzdeki on yılın en önemli sorunu da terör olacak. Suriye ve uluslararası göç ise önümüzdeki on yılın diğer önemli sorunları olarak dikkat çekiyor. Suriyeli mülteciler konusuna gelirsek, memnuniyetsizlik her sene olduğu gibi daha ağır basıyor. Hükümetin dış politikası başarılı bulunuyor. Parti bazında bakınca MHP’nin desteği dikkat çekici.

Değişmeyen bir veri daha var. Her sene olduğu gibi bu sene de ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ inancı öne çıkıyor ve Türkiye her ne kadar bölgesel güç olarak görülse de katılımcıların çoğu Türkiye’nin tarafsız kalması ve herhangi bir müdahalede bulunmamasını tercih ettiklerini belirtiyorlar.

Araştırmanın tamamına https://www.khas.edu.tr/sites/khas.edu.tr/files/inline-files/DPA2020_BASIN.pdf linkten ulaşabilirsiniz.

Karel Valansi, OBJEKTİF, Şalom Gazetesi 24 Haziran 2020 http://www.salom.com.tr/koseyazisi-115006-baris_her_daim.html

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları

1986 Neve Şalom Kurbanları Anıldı / Acılarımız hep aynı

6 Eylül 1986’da Neve Şalom Sinagoguna düzenlenen korkunç saldırıda hayatını kaybeden 22 kişi düzenlenen bir törenle anıldı. Terör kurbanlarının anısına yakınlarının yaktıkları mumlarla başlayan tören Türkiye Hahambaşılığı Vakfı Danışmanı Beri Koronyo’nun anlamlı konuşmasıyla sürdü. Hayatını kaybedenler için okunan duaların ardından Aşkenaz Mezarlığında bulunan anıt mezar ziyaret edildi. 6 Eylül 1986 Cumartesi sabahı saat 09.17’de Neve Şalom Sinagogu acımasız bir terör saldırısına uğradı. Sinagogu basan teröristler, ellerindeki makineli tüfeklerle Şabat ibadetlerini yerine getirmekte olan kişilere saldırdılar, birkaç dakika süren silahlı saldırıda 22 Yahudi hayatını kaybetti. Şabat duasını kana bulayan bu korkunç katliamın 33. yıldönümünde hayatını kaybeden Aşer Ergün, Avram Eskenazi, Bensiyon Levi, Binyamin Ereskenazi, Daniel Daryo Baruh, Davit Behar, Eliyezer Hara, İbrahim Ergün, İsak Barokas, İsak Gerşon, Jozef Alhalel, Leon Levi Musaoğlu, Mirza Ağajan Babazadeh, Moiz Levi, Dr. Mo

Yahudi Kültürü Avrupa Günü: İris ile Eran temsili düğün töreni ile yeniden evlendi

Yahudi Kültürü Avrupa Günü etkinlikleri kapsamında bu sene Neve Şalom Sinagogu’nda temsili bir Yahudi düğünü düzenlendi. İris ve Eran’ın düğünü açıklamalar eşliğinde gerçekleşirken, gazetemizin fotoğraf editörü Alberto Modiano’nun ‘Zaman ve Mekân içinde Musevilik’ adlı sergisi de yer aldı 26 Ekim Pazar günü Neve Şalom Sinagogu’nu dolduran farklı kesimlerden misafirler, on beş gün önce evlenen İris ve Eran’ın temsili düğün törenini izlemek için bir araya geldiler. Sinagogun girişinde Şalom Gazetesi Fotoğraf Editörü Alberto Modiano’nun ‘Zaman ve Mekân İçinde Musevilik’ adlı sergisi gelenleri karşıladı. İlgi ile gezilen sergide sanatçı, İstanbul Yahudi Cemaati’nin dini ritüellerini fotoğraflar aracılığıyla anlatıyor. Yahudilerin günümüz Türkiye’sinde örf ve adetlerini tanıtan fotoğraflar, Sefarad, Aşkenaz ve İtalyan Yahudilerinin dini yaşam döngüsünü konu alıyor. Gerçek bir düğün törenini öncesinde olduğu gibi genç kızlar gelenleri şeker dolu bonboniyerlerle karşıladılar ve anı