Ana içeriğe atla

İsrail’in 68. yılında Türk halkının İsrail algısı

Bugün burada sadece İsrail’in 68. kuruluş yıldönümünü değil aynı zamanda Türkiye-İsrail dostluğunun da başlangıcını kutluyoruz. Bildiğiniz üzere Türkiye İsrail’i tanıyan ilk ülkelerden biriydi.” 
Bu yapıcı sözler İstanbul Vali Yardımcısı İsmail Gültekin’e ait. Pazartesi akşamı İstanbul’da şık bir resepsiyon, ardından da İsrailli sanatçı Ester Rada konseri ile kutlanan İsrail’in bağımsızlığının 68. yıldönümünde Gültekin’in bu sözleri Türkiye-İsrail arasındaki normalleşmenin hem ne kadar yakın olduğunu, hem de Türkiye tarafının bu konuda ne kadar istekli olduğunu gösteriyordu.
İsrail’in İstanbul Başkonsolosu Shai Cohen de konuşmasında benzer sıcak mesajlar verdi. 19 Mart’ta İstiklal Caddesinde üç İsraillinin öldüğü ve birçok yaralının olduğu terör saldırısı sonrasında -diplomatik ilişkilerdeki sorunlara rağmen- İsrail’e gösterilen kolaylıkların iki ülke arasındaki işbirliğinin ne denli derin olduğunu belirtip, iki ülke ilişkilerinde normalleşme için uygun zemin olduğunu vurguluyordu. Dostluk içeren sözlerinin ardından Türk ve İsrail bayrakları altında her iki ülkenin milli marşlarının artarda çalınması bu tabloyu tamamlıyordu. En çok dikkat çeken ise son senelerde daha düşük katılımla ve küçük çapta düzenlenen bu kutlamanın bu sene büyük bir alanda, hatırı sayılır bir kalabalıkla, dünyaca ünlü bir sanatçının katılımıyla süslenmesiydi. Bu da ikili ilişkilerin iyileşme yönünde olduğunun bir diğer göstergesiydi.

Mayıs iki ülke ilişkileri için önemli bir tarihti. Türk basınında çıkan haberlerden, mayıs ortasında yapılacak ve kritik imzanın atılabileceği bir toplantı beklentisi oluşmuştu. Ancak birebir konuşmamızda Shai Cohen bu toplantının kesin tarih ve yerini belirtmemekle birlikte, Başbakan Davutoğlu’nun istifasıyla ertelendiğini söyledi. İlişkilerin de normalleşmeye daha önce bahsedildiği gibi kısa bir sürede değil, ancak yeni hükümetin kurulmasının ardından yapılacak bir dizi görüşmenin sonunda varılabileceğini ekledi. İsrail’in Gazze’ye uyguladığı deniz ablukasının kalkmayacağını yineleyen Cohen, bu ablukanın uluslararası kanunlar çerçevesinde meşru olduğunu belirtti. Gazze’deki duruma değindiğimizde ise çimento geçişlerinin yarısının Türkiye tarafından karşılandığının altını özellikle çizdi. Türkiye ile İsrail arasındaki en önemli pürüzlerin ise Gazze’ye Türkiye’nin yapacağı yardımların yolu ve Hamas konusunda oluştuğunu belirtti.
Tüm bu olumlu diplomatik gelişmeler sürerken, her iki ülke halkının neler düşündüğü, bu gelişmelere nasıl tepki verdiği çok kez tartışılır. Bu konuda yapılmış iki önemli araştırma var. İlkini Mitvim 2015 yılında gerçekleştirdi. Bu araştırmaya göre İsrail halkının yüzde 77’si Türkiye ile ilişkilerin düzelmesinden yana. Sebepleri ise Suriye’deki gelişmeler, IŞ(İD) tehdidi, Filistinlilerle barış görüşmelerinde Türkiye’nin arabulucu rolü, enerji işbirliği ve turizm. Bu yüksek oran şaşırtıcı olmakla beraber İsrail’in kuruluşundan bu yana Türkiye ile iyi ilişkiler kurma isteğinin -İsrail’in kurucusu Ben Gurion’un bu konudaki çabasının- 68 yıl sonra dahi yaşadığını gösteriyor.
Benzer bir anlaşma Türkiye’de yapılsa sonuçlar nasıl olurdu sorusunun cevabına ise geçtiğimiz hafta Ankara Politikalar Merkezi’nin yayınladığı rapor ışık tuttu. Türk gençliğinin Türkiye-İsrail ilişkilerine yönelik düşüncelerinin analiz edildiği raporun en can alıcı sonucu İsrail’in askeri anlamda stratejik bir ortaktan çok ekonomik bir partner olarak görülmesi olması. Ortadoğu’da istikrarsızlığın arttığı bir dönemde, terör saldırılarına hedef olan Türkiye’de, İsrail’in terör ve güvenlik konusundaki birikimleri ve askeri alandaki gelişmiş teknolojisinin ikinci sıraya atılması oldukça dikkat çekici. İlişkilerde altın dönem olarak nitelenen 1990’ların askeri işbirliği, yerini ekonomik ve ticari işbirliğine bırakmış. Bu da aslında hükümetin tercih ettiği ekonomik işbirliklerini geliştirme politikası ile uyumlu. Türkiye ve İsrail arasındaki karşılıklı ticaretin Davos, Mavi Marmara gibi onca olumsuzluğa rağmen rekor seviyelere yükselmesi de bu politikanın bir sonucu. 2014 ticaret verilerinin 5,6 milyar doları göstermesi bir tesadüf değil. AKP’nin iktidara geldiği 2002 başlangıç noktası olarak alınırsa, 2002 ile 2014 arasında iki ülke arasındaki ticaret yüzde 429 oranında arttı.
İsrail, Ortadoğu’nun en önemli ülkesi olarak algılansa da artık Türkiye’nin Batı’ya açılan kapısı olarak görülmüyor. İsrail’in meşruiyeti konusunda bir tereddüt olmasa da, bu ülke ile ilgili bilgiler Kudüs’ün önemi ve Filistin’in önüne geçemiyor. Anlamı bilinmeyen Siyonizm ise faşizm ile bir tutuluyor ve Filistin davasının bir parçası olarak görülüyor. İsrail ile Yahudi hakkındaki birçok önyargının hala var olduğunu destekleyen bu rapor, katılımcı sayısının düşük olmasına rağmen zamanlaması açısından oldukça önemli.
Türkiye İsrail’i tanıyan ilk Müslüman ağırlıklı ülke ve 1949’dan bu yana ilişkileri çoğu kez inişli çıkışlı devam etti. Son dönemlerde neden yeniden ilişkilerini düzeltmeyi istediklerinin birçok açıklaması var; bölgede yalnızlık, terör, güvenlik, istihbarat... Ama eksik kalan bir nokta var. İlişkilerinin ilk yılında gizli saklı yürütülen ‘metres ilişkisi’ günümüzde ‘ergen aşkına’ dönüştü. Ne karşındakinden kopabiliyor, ne de ona açılabiliyor. Ona kötü davranıp dikkatini çekmeye, aşkını bu yolla anlatmaya çalışıyor. Türkiye -İsrail ilişkisinin son hali de ancak böyle özetlenebilir.
Karel Valansi Şalom Gazetesi OBJEKTİF 11 Mayıs 2016

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları

Yahudi Kültürü Avrupa Günü: İris ile Eran temsili düğün töreni ile yeniden evlendi

Yahudi Kültürü Avrupa Günü etkinlikleri kapsamında bu sene Neve Şalom Sinagogu’nda temsili bir Yahudi düğünü düzenlendi. İris ve Eran’ın düğünü açıklamalar eşliğinde gerçekleşirken, gazetemizin fotoğraf editörü Alberto Modiano’nun ‘Zaman ve Mekân içinde Musevilik’ adlı sergisi de yer aldı 26 Ekim Pazar günü Neve Şalom Sinagogu’nu dolduran farklı kesimlerden misafirler, on beş gün önce evlenen İris ve Eran’ın temsili düğün törenini izlemek için bir araya geldiler. Sinagogun girişinde Şalom Gazetesi Fotoğraf Editörü Alberto Modiano’nun ‘Zaman ve Mekân İçinde Musevilik’ adlı sergisi gelenleri karşıladı. İlgi ile gezilen sergide sanatçı, İstanbul Yahudi Cemaati’nin dini ritüellerini fotoğraflar aracılığıyla anlatıyor. Yahudilerin günümüz Türkiye’sinde örf ve adetlerini tanıtan fotoğraflar, Sefarad, Aşkenaz ve İtalyan Yahudilerinin dini yaşam döngüsünü konu alıyor. Gerçek bir düğün törenini öncesinde olduğu gibi genç kızlar gelenleri şeker dolu bonboniyerlerle karşıladılar ve anı

Holokost farklı etkinliklerle anıldı

Yom Aşoa, 12 Nisan akşamı Sivil ve Ekolojik Haklar Derneği (SEHAK) ile Avlaremoz’un Grand Pera’da düzenlediği bir anma etkinliğiyle anıldı.  Bu gün ayrıca Varşova Gettosundan 750 kadar Yahudi direnişçinin bir aya yakın bir süre dönemin en gelişmiş silahlarına sahip Nazilere karşı kahramanca direnişinin 75. yıldönümüydü. Anma etkinliğinde, Amsterdam’da saklandığı çatı katında yaşadıklarını ve duygularını günlüğüne geçirerek geleceğe taşıyan Anne Frank’ı ve II. Dünya Savaşı’nı anlatan ‘Günümüz İçin Bir Tarih – Anne Frank’ sergisi ziyaretçilerin ilgisine sunuldu. Sergi sırasında Anne Frank’ın yaşam öyküsünü ele alan belgesel de gösterildi. Sergi sırasında Ravit Haleva keman ve Karel Bensusan gitar ile Yahudi ezgilerinden oluşan etkileyici bir müzik dinletisi sundular. Anma çerçevesinde düzenlenen panelde Şalom yazarları Karel Valansi ve Umut Uzer ile, Avlaremoz yazarı Serdar Korucu konuşmacı olarak katıldı. Moderatörlüğünü ise Avlaremoz editörü Betsy Penso üstlendi. İstanbul Tekni