Ana içeriğe atla

Şalom, Holokost Anma etkinliğinde yer aldı

27 Ocak Uluslararası Holokost Anma Günü nedeniyle SEHAK (Sivil ve Ekolojik Haklar Derneği), Holokost anma etkinliği düzenledi. 27 Ocak Cumartesi akşamı saat 19.00’da Cezayir salonunda düzenlenen etkinlikte, Holokost dönemi Türkiye ve antisemitizm masaya yatırıldı. Moderatörlüğünü SEHAK’ta görevli, Avlaremoz yazarı Işıl Demirel’in yaptığı iki farklı panel yapıldı. Demirel’in açılış konuşmasının ardından söz alan SEHAK görevlisi Özden Dönmez, eğitim müfredatına girmesi için çaba sarf ettikleri dokuz modülden oluşan Holokost eğitim modelini ve bu konudaki çalışmalarını aktardı.
Şalom Gazetesi köşe yazarı Karel Valansi, ‘Holokost yıllarında Türkiye’ adlı konuşmasında, 1930-1940 Türkiye’sini anlattı. Türkiye’nin II. Dünya Savaşı’nda tarafsız kalmasının sebepleri ve sonuçlarının yanı sıra tüm toplumu derinden etkileyen bu dönemin bir kırılma noktası olduğunu belirtti. 1933 yılında Alman Yahudi bilim adamlarına kapılarını açan Türkiye’nin bu yıldan itibaren 20 yıla yayılan Yahudi politikasını anlatan Valansi, Türk Yahudilerinin yaşadığı Trakya Olayları, 20 Kura Askerlik, Varlık Vergisi’nin yanı sıra Holokost’tan kaçmak isteyen Yahudiler için savaş nedeniyle Akdeniz kullanılamaz hale gelince Karadeniz’in ve kara yolu olarak da Türkiye’nin öneminin arttığına değindi. Parita, Salvador, Struma ve Mefkure gemilerinin üzücü akıbeti ve Türk basının tepkilerine de yer verdiği konuşmasında Türk Yahudilerinin Türkiye’nin her an Almanya yanında savaşa girebileceği endişesini taşıdığını vurguladı.
YouTube kanalında hatıralarını yayınlayan ‘Sefarad Anne’ o geceki video gösteriminde Struma gemisinde yeğeni bulunan teyzesi Regina’nın hikâyesini paylaştı. O zaman 10 yaşlarında olan Sefarad Anne, mahallelinin hazırladığı börek ve bisküvileri İstanbul açıklarında demirleyen Struma’ya ulaştıramamasını ve teyzesinin geminin batırıldığını öğrendiğindeki acısını aktardı.
Türk medyasındaki antisemitizmi ise Şalom Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İvo Molinas ve Avlaremoz yazarı Serdar Korucu verdikleri çarpıcı örneklerle anlattılar. Molinas, Türkiye’deki antisemitizmin tarihine ve gelişimine değinirken, günümüzden de örnekler hatırlattı. Şalom gazetesinin bu konudaki misyonunu da aktardığı konuşmasında antisemitizme karşı durmanın önemine değindi. Serdar Korucu, konuşmasında sosyal medyadaki antisemitizme değindi. Sayılarla ifade ettiği bu örnekler için herhangi adli bir soruşturma açılmamasını eleştiren yazar, farklı konularda sosyal medyadaki söylemler nedeniyle açılmış davalar olduğunun da altını çizdi.
Levent Şensever’in SEHAK’ın Türkiye’de antisemitizm üzerine çalışmalarını aktardığı kapanış konuşmasının ardından izleyiciler katkı sundular ve sorularını yönelttiler. Katılımcılar daha sonra dağıtılan Holokost posterleriyle toplu halde fotoğraf çektirerek Holokost anmanın resmi etiketi olan #WeRemember, #Hatırlıyoruz hashtag’ine destek verdiler.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ke vamos a mirar en la karantina?

Kon el fin del verano i el retorno de la karantina, estamos mas tiempo en las kazas. Les kero propozar tres serias de TV echos en Israel. El primer es "Tehran". Es una seria de espionaje muy enteresante. Una espion del Mossad viaja en sekreto a la kapital de Iran. Tehran es su lugar de nasimiento tambien. La hacker de komputadora tiene el objektivo de dezaktivar el reaktor nuklear. Esta misyon tendra implikasyones para el Medio Oriente i el mundo entero. La seria es en ebreo i perso. Es una sezon i tiene ocho episodios, kada uno 50 minutos. Mi segunda propozisyon es una seria romantika i komika. Lehiyot Ita (Estar Kon Eya) es una seria de 2013, ma muy simpatika. Izieron tambien la version Amerikana ke se yama “La beyeza i el panadero”. La seria konta la istorya de amor entre una supermodela internasyonal muy famoza i muy rika, i un simple panadero ke no tuvo la shans de ir a la eskola artistika por razones finansiales. La seria es dos sezones, 18 episodios en total i kada uno...

Her yaşam bir roman - Panama´daki Türk Yahudileri

Panama´da hızla büyüyen bir Yahudi yaşamı var. Café con Teclas kitabının yazarı gazeteci Sarita Esses´in yanı sıra Antakyalı Eli Cemal, Mersinli Musa İlarslan, Trakya kökenli Julia Kohen de Ovadia ve kuzeni İstanbullu Çela Alkabes de Eskinazi ile göç hikayelerini ve Panama´daki yaşamlarını konuştuğumuz keyifli bir sohbet sizleri bekliyor. Julia Kohen de Ovadia İstanbul doğumluyum. Babam Çanakkaleli Aron Kohen, annem ise Çorlulu Suzi Bahar.  Seneler evvel büyükbabamın eltisi Meksikalı Sultana genç yaşta çocuksuz dul kalınca küçük teyzem Donna’yı yollamasını istedi anneannemden. Donna da Sultana teyzesiyle yaşamak için Meksika’ya gitti. Orada eniştem Moises Mizrachi ile tanıştı ve evlenerek Panama’ya taşındı. Büyükbabam Nessim Bahar vefat edince anneannem Coya, ablam Malka ile iki aylığına kızını görmeye Panama’ya gitti. Ancak orada ablam eniştemle tanıştı, evlendi ve hayatını Panama’da kurdu. Dört çocuğu ve on torunu var. Ablamın düğünü için Panama’ya geldiğimizde ben Saint Pulcheri...

“We are Beyond What I Had Dreamed of When I Moved to Dubai”

Cem Habib  We talked about how the peace deal between Israel and the United Arab Emirates affected the Jewish life in the Emirates, with the investment manager Cem Habib, who has been living in Dubai since 2016, and who is one of the founding members of the Jewish Council of Emirates (JCE), the first officially recognized Jewish community of the UAE. How long have you been living in Dubai? What influenced you in deciding to live here? I moved to Dubai in 2016, before I had been living in London. My customer base at that time was in Kazakhstan and it had gotten harder commuting there from London every month after 6 years. There were three direct flights between Dubai and Kazakhstan, every day, with a flight time of less than 4 hours. To improve our quality of life and to spend more time with the kids, we moved to Dubai. When moving, how could you overcome the thought “As a Jew, will I be comfortable living in an Arab country with my family?” I talked to my friends from different cou...