Ana içeriğe atla

İsrail Gazze’den geri çekiliyor

İsrail başbakanı Ariel Şaron, geçtiğimiz aylarda İsrail’in Gazze’deki Yahudi yerleşim yerlerini boşaltacağı Ortadoğu ve dünyada farklı eleştirilere sebebiyet verdi. Milliyetçi İsrailliler bu plana karşı çıkarken, intihar saldırılarından bıkan halk planı desteklemektedir. Filistin Özerk Yönetimi İsrail’in çekilmesi sonucunda bölgenin güvenliği için endişelenirken, Amerika Birleşik Devletleri planı desteklediğini, Avrupa Birliği  tek taraflı bir sınır değişikliğini desteklemediğini belirttiler

İsrail başbakanı Ariel Şaron’un, İsrail’in Gazze’deki Yahudi yerleşimlerinin boşaltacağını açıklaması dünya kamuoyuna büyük bir bomba gibi düştü. Bu plana göre, Ariel Şaron 1,3 milyon Filistinlinin yaşadığı Gazze’de bulunan ve 5000’e yakın Yahudinin yaşadığı 21 yerleşim birimini boşaltacak. Gazze’nin tersine Batı Şeria’da bulunanan Yahudi yerleşim birimlerinden çoğuna el sürülmeyecek. Böylece Filistin toprakları ile İsrail toprakları arasında bir sınır oluşturup ve güvenlik duvarı ile İsraillilerin güvenliği sağlanmış olacak.  Şaron’un bu planı ile amaçladığı Filistin tarafı ile barış görüşmeleri başarısızlığa uğrasa bile Filistinliler ile İsrail topraklarını birbirinden ayırmış olacak.
Bu planın şimdi yürürlüğe koyulmasının farklı çevrelere göre farklı sebepleri var. Bu sebeplerden biri Şaron’un başbakan seçilmesi sonrası geçen üç sene sürede ülkede yaşanan şiddet nedeni ile İsrailli seçmenin tatmin edilmesi. Ülkede son zamanlarda yapılan anketlerde başbakana karşı olan desteğin gittikçe azalması bu kararın alınmasında önemli bir etken olabilir. Bazı İsrailliler başbakanlarının Filistinli intihar bombacılarını durdurmada başarılı olamadığını düşünüyorlar. İsraillilerin bir bölümü Filistin yerleşim bölgelerinin işgal edilmesine karşı çıkarken, birçoğu bu durumun İsrail devletine zarar verdiğine ve bu bölgedeki yerleşim yerlerinin korunmasının bedelinin çok yüksek olduğunu düşünüyor.
Geri çekilme konusunda Filistin tarafının en büyük korkusu, Şaron’un planına göre İsrail’in Gazze’deki yerleşim yerlerini boşaltması ile başka yerlerde yeni yerler alabilmek için bir mazeret olarak kullanabilme olasılığı.
Bu planın şimdi yürürlüğe konulmasının bir diğer nedeni ise Ariel Şaron’un geçtiğimiz günlerde Washington’da ABD başkanı George Bush ile yaptığı görüşme öncesi elinde lehine bazı kanıtları göstermek ve ABD’nin desteğini almak.
Ariel Şaron – George Bush görüşmesinden bir hafta önce, Washington’da, ABD ve İsrail üst düzey bürokratları buluşup İsrail çekilme planı hakkında ana konularda anlaşma sağladılar. ABD ve İsrailli bürokratlar, İslamcı grup Hamas’ın militanlarının kuvvetli olduğu Gazze ve civarında İsrail’in çekilmesi sonrası bölgeye hakim olmasına izin vermemeye çalışıyorlar.
Ariel Şaron – George Bush görüşmesi sonrasında Bush, ABD’nin 2005’te Filistin devletinin kurulmasını ile İsrail-Filistin çatışmasını sonlandırmayı amaçlayan yol planının ilk bölümü kapsamında Gazze’den çekilme planını desteklediğini belirtti. ABD’nin öncülüğünde kabul edilen yol planında gelişme sağlanabilmesi için Filistinlilerin öncelikle İsrailli sivillere karşı giriştikleri intihar saldırılarını durdurmak ve İsrail için Mart 2001’den beri kurulan yerleşim bölgelerinin boşaltılması.
Bu açıklamadan tam bir gün sonra Avrupa Birliği (AB) bir bildiri yayınlayarak tek taraflı olarak yapılacak ve 1967 sınırlarından farklı bir sınırın izlenmesini kabul etmediklerini ve ancak İsrail ve Filistin Özerk Yönetimi (FÖY)’ün birlikte bir anlaşmaya varıp böyle bir sınır değişikliğine gidilebileceğini bildirdi.
AB’nin dış ilişkiler ve güvenlik yüksek temsilcisi Javier Solana yaptığı açıklamada “bu gibi konular ancak iki tarafın ortak kararı ve anlaşması ile çözülebilir” derken İsrail’in Gazze’den çekilmesini desteklediğini belirtti. Solana ayrıca İsrail’in Gazze’den çekilme planı uygulanırsa Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulunda karar verildiği gibi, yol planının da yürürlüğe girebileceğini belirtti. Solana sözlerine Ortadoğu’da sürekli bir barış için iki tarafında masaya oturmaları ve Filistin tarafının uluslararası arenada iddia ettiği gibi 1967 sonrası işgal edilen yerlerle ilgili karşılıklı anlaşmaya varmalarının tek çözüm yolu olduğunu sözlerine ekledi.
Bush ve İsrail için Mısır’ın Gazze bölgesinde oynayacağı rol çok önemli. Mısır’ın Gazze’ye Sina’dan sınırı var ve 1967 öncesinde bu bölgenin kontrolü ellerindeydi. Mısır, Gazze’nin kendisi ile olan sınırını koruma altına alacağını garanti verdi. İsrail böylece Hamas’ın silah geçişinin önemli düzeyde azalacağı, ABD ise bölgenin terör örgütlerinin cirit atacağı bir anarşi ortamına sürüklenmeyeceği görüşünde. Mübarek, Gazze ile sınırın korunmasını sağlayarak, Filistinlileri sınırın kendi bölümünde hakimiyeti sağlamayı öğretmeyi amaçlıyor.
Şaron, savunulması zor olan Gazze’deki Yahudi yerleşim birimlerinin boşaltılmasını ve yeni bir “güvenlik hattı” kurulmasını teklif etti. Filistinliler, İsrail Gazze’den tamamen çekilmedikçe yol haritasının yürürlüğe girmesinin çok zor olduğu görüşünde. İsrail’in güvenlik hattını, Batı Şeria’daki yerleşim yerlerini ilhak etmek için kullanacağından korkuluyor. Diğer Arap liderler gibi Mübarek’te İsrail’in çekilme planına kuşku ile yaklaşıyor. Şaron’un sunduğu Gazze’deki 21 Yahudi yerleşiminden çekilmesi ve Batı Şeria’daki 140 yerleşim yerinden sadece 4’ünden çekilme planı, geri kalan yerlere mutlak hakim olabileceği anlamına gelebileceğini sorguluyor. Beyaz saray, İsrail ve Filistin ile yerleşim anlaşması olması ve Şaron’un yol haritasına olabildiğince bağlı kalmasını istiyor..
Şaron’un Gazze’den geri çekilme planı ülkesinde, sağcıların ve boşaltılacak yerlerde yaşayan İsraillilerin tepkisini çekti. Koalisyonda bulunan iki miliyetçi parti hükümetten ayrılacakları yönünde Şaron’u tehdit ederken, Şaron’un partisi olan Likud Partisi içinde de bazı üyeler birleşip bu kararı geri alması için imza kampanyası başlattılar.Bazıları bu fikri referandum ile halka sormanın doğru olduğunu savundular ve Şaron bu referandum teklifini kabul etti.
Ariel Şaron’un Gazze’den çekilme planı İsraillilerin çoğunda memnuniyet verici bir gelişme olarak nitelendirilirken FÖY başbakanı Ahmet Kurey İsrail’den Gazze’nin yanı sıra Batı Şeria’da bulunan Yahudi yerleşim yerlerinden de çekilmesi talebinde bulundu. Ariel Şaron, İsrail’in Batı Şeria’daki 6 yerleşim bölgesi olan Kiryat, Arba, Maaleh Adumim, Givat Ze’ev ve Gush Etzion’dan çekilmeyeceğini açıkladı.
Gazze’de bulunan Yahudi yerleşim bölgelerinin bir çoğunun yerine Ariel Şaron İsrail ordusunun güney cephesinin komutanı olduğu zaman tavsiye etmişti. Bu yerleşim yerleri İsrail askerlerinin gerektiğinde askeri merkez olarak toplanabileceği şekilde yerleştirilmişti. Buraya yerleşen halk genelde meyve ve çiçek yetiştirmektedir. Gazze’nin güneyinde bulunan Netzarim en ihtilaflı yerleşim yeri olduğundan Filistinli teroristlerin saldırılarına en çok orada yaşayanlar karşı karşıya kalıyorlar.
FÖY lideri Yaser Arafat’ın baş danışmanı Cebril Rajub, El Cezire televizyonu dahil Arap medyasına, “İsrail’in Gazze bölgesinden çekilmesi durumunda Hamas’ın bölgenin kontrolünü ele mi geçirecek” sorusunu, “Gazze dahil İsrail’in bıraktığı her yerde Filistin yönetimi sahip çıkacak” şeklinde yanıtladı.
İsrail’in Gazze’den çekilmesini açıklamasından sonra bölgede Filistinli grupların liderleri bir araya gelip durum değerlendirmesinde bulundular. Bu gruplar arasında FÖY lideri Yaser Arafat’ın Fatah grubu ile terorist organizasyonlar Hamas ve İslami Cihat ta bulunmaktadır.
Liderler ana amacın güç ve sorumluluğun paylaşımı olduğunu kabul ederken aralarında koordineli bir çalışma olabilmesi için daha zaman ihtiyaçları olduğunu vurguladılar. Bu grupların Gazze’de gerçekleştirdikleri toplantıda İsrail’e etkili politik bir cevap vermek fakat gruplar arasında ideolojik ve taktik farklılıklar mevcut. Örneğin Hamas’ın askeri kanadı ruhani liderleri Şeyh Ahmet Yasin’in öldürülmesi sonrasında FÖY başbakanı Ahmet Kurey’in intihar bombalarının durdurulması isteğini geri çevirmişlerdi. Hamas, İsrail’in geri çekilmesi sonrasında Gazze’deki yönetimi ele geçirmeyi planlıyor, fakat aynı zamanda liderleri Gazze’de iktidarın paylaşılabileceğini söylüyor.
Mısır, İsrail ile etkin bir şekilde pazarlıklara katılabilecek, ve İsrail’in Gazze’den çekilmesi sonrası gerekli uygulamaları yürütebilecek bir Filistin liderliğini teşvik eden öneride bulundu. Öneride, Gazze ve Batı Şeria’da bulunan Filistin güvenlik güçlerinin FÖY lideri Yaser Arafat’a bağlı olacak tek bir komutanın yönetiminde birleştirmek ve güvenlik organizasyonlarının koordinasyonunun FÖY güvenlik eski bakanı Muhammet Dahlan, eski başbakanı Mahmut Abbas, şu anki başbakan Ahmet Kurey ve Yaser Arafat’ın ulusal güvenlik danışmanı Cebril Rajub tarafından sağlanması öneriliyor.
Mısır ve FÖY’ ün ortak endişesi, Şeyh Ahmet Yasin’in öldürülmesi sonrası Hamas’ın güç toplayıp bölgeye hakim olması. Bu nedenle Mısır’ın desteklediği Filistin liderliği planı bu duruma iyi bir çözüm olarak görülüyor. Mısır başkanı Hüsnü Mübarek 12 Nisan’da Amerika Birleşik Devletleri başkanı George Bush ile desteklediği bu planı görüşmek için ABD’De buluştu.
İsrail başbakanı Ariel Şaron, İsrail’in Gazze’den geri çekilmesinin bir Filistin devletinin kurulmasını geciktireceğini açıkladı. Şaron’un yaptığı bu plan ile bir Filistin devletinin kurulmasını amaçlamadığını ve Yaser Arafat’ın güvenliğine garanti vermeyeceğini söyledi. Pesah bayramı nedeni ile hiçbir Filistinlinin güvenlik duvarından İsrail’e geçmesine izin verilmedi. Şaron planının detayını özetlerken hiçbir limanın FÖY kontrolüne verilmeyeceğini, Gazze’nin güneyinde bulunan Mısır sınırına yakın olan anayolun İsrail gözetiminde kalacağını, terk edilecek 7000 kişilik yerleşim yerlerinin yokedilmeyeceğini ve uluslararası bir organizasyona teslim edileceğini belirtti.
Gazze güvenlik duvarı ile zaten İsrail’den ayrılmış durumda. Fakat Gazze bölümünde kalan yerleşim birimlerinin güvenliği için İsrail ordusu Gazze’de görevini sürdürmekte. Buradaki yerleşim bölgelerinin boşaltılması ile askerlerin orada bulunması için bir sebep kalmayacak.
1994 Oslo anlaşmasında İsrail Gazze’deki kontrolün büyük bölümünü FÖY’e devrederken, kıyı, sınır ve Yahudi yerleşim bölgelerinin yönetimini ellerinde tutmuşlardır. İsrail’in çekilmesi sonrasında Filistinliler bu yönetimlerinde FÖY’e geçmesi gerektiğini savunuyorlar.

Karel Valansi
Şalom Gazetesi ANALİZ 21 Nisan 2004

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ke vamos a mirar en la karantina?

Kon el fin del verano i el retorno de la karantina, estamos mas tiempo en las kazas. Les kero propozar tres serias de TV echos en Israel. El primer es "Tehran". Es una seria de espionaje muy enteresante. Una espion del Mossad viaja en sekreto a la kapital de Iran. Tehran es su lugar de nasimiento tambien. La hacker de komputadora tiene el objektivo de dezaktivar el reaktor nuklear. Esta misyon tendra implikasyones para el Medio Oriente i el mundo entero. La seria es en ebreo i perso. Es una sezon i tiene ocho episodios, kada uno 50 minutos. Mi segunda propozisyon es una seria romantika i komika. Lehiyot Ita (Estar Kon Eya) es una seria de 2013, ma muy simpatika. Izieron tambien la version Amerikana ke se yama “La beyeza i el panadero”. La seria konta la istorya de amor entre una supermodela internasyonal muy famoza i muy rika, i un simple panadero ke no tuvo la shans de ir a la eskola artistika por razones finansiales. La seria es dos sezones, 18 episodios en total i kada uno...

Savaşin yarattiği yeni yildiz: El Cezire televizyonu

Tüm dünya evinde rahat koltuğunda oturarak naklen savaşı takip etmeyi ilk kez 1991 yılında CNN`in Körfez Savaşı yayınlarını izleyerek başladı. Devam etmekte olan Irak savaşı için seçilen kanal ise Usame bin Ladin röportajları, tutuklu askerleri ve rehineleri göstermesi gibi eleştirilen yayınları ile Arap kanalı El Cezire oldu Hakkında en çok haber yapılan haber kanalı El Cezire’nin doğuşu Arap dünyasında olağan olmayan bir olayla, Katar emirinin 1995 Kasımında İsviçre’de tatilde olduğu sırada, oğlu tarafından tahttan indirilmesi ile başlar. 1950 başkent Doha doğumlu yeni Emir Şeyh Hamad Bin Khalifa Al Thani, İngiltere’de Royal Military Academy Sandhurst’te eğitim görmüş liberal ve yenilikçi yeni bir kuşağı temsil eder. Kansız bir darbe ile dünyanın en zengin 11. ülkesinin yönetimini devralan Emir Hamad, emirliğin hazinesini Katar’ın modernleştirilmesi için kullanmaya başlar, yeni bir anayasa hazırlatır, kadına seçme ve seçilme hakkı verir. Emir Hamad ‘ın en dikkat çekici kararı ise...

The Concept of Middle Power and Türkiye’s Foreign Policy

Ongoing conflicts and crises across various regions continue to underscore the intensifying power rivalries that define today’s international relations. The erosion of the post-1945 international order—and the weakening of the institutions that underpin it—has been further accelerated by the United States’ growing reluctance to maintain its traditional leadership role. As a result, uncertainty has become a defining feature of the current global landscape, marking a turbulent and complex period of transition.  Amid this shifting order, middle powers have begun to occupy a broader space in global affairs. These states, often positioned between global hegemons and smaller, less influential nations, act as stabilizers within the international system. Through mediation efforts, regional diplomacy, and strategic initiatives—sometimes beyond their material capabilities—they contribute meaningfully to international stability and governance. In times of heightened uncertainty, such states o...