Ana içeriğe atla

Teşekkür ederim

Köşe yazısı yazmaya ilk başladığımda, 2 Aralık geldiğinde yani doğum günümde, bu bölümü kendime ayıracağım demiştim. Yaklaşık bir sene geçti ‘Gündem’ yazmaya başlayalı. Uzak bir tarih olarak hedeflediğim o gün ise geldi çattı göz açıp kapayıncaya kadar.
Herkesin bir hayali vardır, benim için de bu hayal, yazmaktı. Kendi kendime bir şeyler karalamama rağmen gereken disipline sahip değildim. Nereden nasıl başlayacağımı bilemediğim bir zamanda, güzel bir tesadüf sonucunda Şalom ailesine katıldım. Şalom için ilk yazımı, hayatımda yayınlanan ilk yazımı, sekiz sene önce bu günlerde yazdım.
O günlerden bu günlere çok şey değişti, çok şey öğrendim. En önemli değişim ise yıllar önce apolitik olarak tanımlayacağım kendimi artık dünya meselelerini ciddi ciddi tartışırken bulmam oldu.
Kimliğimin önemli bir parçası haline gelen Şalom’a bana kazandırdıkları için çok şey borçluyum. Bunda katkısı olan ve benim için çok önemli olan birkaç kişi var. Şalom’a ilk başladığım zamanlarda başlık nedir, spot nedir öğreten Virna ve Viktor’a, her konuda yardımcı olan Tilda, Nelly, Eti, Sibel ve Ester’e, köşe yazmam için ilk teklifi yapan Yakup’a, ısrarıyla ikna eden Alber Nasi’ye, bir telefon konuşmasıyla bana Şalom’un kapılarını açan ve “artık köşe yazısı da yazmaya karar verdim işte ilk yazım” dediğimde şaşırsa bile hep destekleyen İvo’ya sonsuz teşekkür ediyorum.
Üniversite mezuniyet törenimde Rahmi Koç bir konuşma yapmıştı. “Biz sizi bilgiyle donattık ve mezun ediyoruz artık tek ihtiyacınız olan şans. Hayatta her alanda şanslı olmanızı diliyorum” diyerek şansın önemini vurgulamıştı.
Ben de cumartesi akşamı çok şanslı olduğumu hissettim. Çok sevdiğim arkadaşlarım Suzet ve Meir’in minik kuşu, grubumuzun ilk göz ağrısı tatlı Vanessa, Bat Mitzva töreninde annesinin çocukluk arkadaşları olarak bizleri de muma kaldırarak onurlandırdı. Küçücük yaştan itibaren beraber büyüdüğüm arkadaşlarımla olan görüntüleri onlara sarılarak ekranda seyrederken ne kadar sevgiyle kucaklandığımı ve böyle içten, hiç eskimeyen dostlara sahip olduğum için ne kadar şanslı olduğumu hissettim.
Bu bir veda yazısı değil yanlış anlamayın sakın! Sadece adım adım 40 yaşıma yaklaşırken duygusallaştım biraz. Hazır patron seyahatteyken de ipin ucu kaçtı sanırım. Sevgiyle kalın…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ke vamos a mirar en la karantina?

Kon el fin del verano i el retorno de la karantina, estamos mas tiempo en las kazas. Les kero propozar tres serias de TV echos en Israel. El primer es "Tehran". Es una seria de espionaje muy enteresante. Una espion del Mossad viaja en sekreto a la kapital de Iran. Tehran es su lugar de nasimiento tambien. La hacker de komputadora tiene el objektivo de dezaktivar el reaktor nuklear. Esta misyon tendra implikasyones para el Medio Oriente i el mundo entero. La seria es en ebreo i perso. Es una sezon i tiene ocho episodios, kada uno 50 minutos. Mi segunda propozisyon es una seria romantika i komika. Lehiyot Ita (Estar Kon Eya) es una seria de 2013, ma muy simpatika. Izieron tambien la version Amerikana ke se yama “La beyeza i el panadero”. La seria konta la istorya de amor entre una supermodela internasyonal muy famoza i muy rika, i un simple panadero ke no tuvo la shans de ir a la eskola artistika por razones finansiales. La seria es dos sezones, 18 episodios en total i kada uno...

“We are Beyond What I Had Dreamed of When I Moved to Dubai”

Cem Habib  We talked about how the peace deal between Israel and the United Arab Emirates affected the Jewish life in the Emirates, with the investment manager Cem Habib, who has been living in Dubai since 2016, and who is one of the founding members of the Jewish Council of Emirates (JCE), the first officially recognized Jewish community of the UAE. How long have you been living in Dubai? What influenced you in deciding to live here? I moved to Dubai in 2016, before I had been living in London. My customer base at that time was in Kazakhstan and it had gotten harder commuting there from London every month after 6 years. There were three direct flights between Dubai and Kazakhstan, every day, with a flight time of less than 4 hours. To improve our quality of life and to spend more time with the kids, we moved to Dubai. When moving, how could you overcome the thought “As a Jew, will I be comfortable living in an Arab country with my family?” I talked to my friends from different cou...

Ahmet Han: “Türkiye ile İsrail kadar stratejik çıkarları bu kadar örtüşen iki ülke daha yok”

Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Kasım Han ile İsrail’de üç çocuğun kaçırılmasının ardından başlayan süreci, son Gazze operasyonunun hem İsrail-Filistin ilişkilerinin geleceğine hem de dünyada artan antisemitizme etkisini konuştuk. Ayrıca yaşanan tüm bu olayların Türkiye’deki yansımaları ve Türkiye-İsrail ilişkilerinin geleceğini tartıştık. Dökme Kurşun Operasyonu’ndan sonra İsrail ile Hamas arasında sükûnete karşı sükûnet anlayışı hâkimdi. Ne değişti? İsrailli üç çocuğun kaçırılıp öldürülmesi ile mi işler değişti yoksa daha önceden bunun sinyalleri var mıydı? Tarafların ikisinin de birbirleri ile ilgili bir algıları var. Kim kimin neyi ne kadar stokladığını biliyor. Bu bakımdan herkesin bir müdahale eşiğinin olduğunu düşünüyorum. Yüksek sesle çok söylenmiyor ama pişe pişe bir noktaya geldiği zaman taraflar biliyor ki artık orada mutfağa girmek, müdahale etmek lazım. Bu İsrail için Hamas’ın silahlanması ve altyapısını geliştirmesi ile ...