Ana içeriğe atla

Londra Yahudi Kitap Haftası’nın konuğu: Mario Levi

Türkiye’nin önemli yazarlarından Mario Levi, Yahudi Kitap Haftası’nın (Jewish Book Week) konuğu olarak Londra’ya davet edildi.
Bu yıl 61.’si düzenlenen ve İngiltere’nin en eski edebiyat festivallerinden biri olan Yahudi Kitap Haftası, 23 Şubat ile 3 Mart tarihleri arasında Kings Place’te gerçekleşiyor. Yahudi düşünce ve yazımını teşvik etmek amacıyla düzenlenen festivalde kitap okumaları, imza günleri, panel, film gösterimleri, müzik dinletileri ve çocuklara özel kitap festivali gibi etkinlikler yer alıyor.
Etkinliğin ikinci gününde, yazar ve çevirmen Maureen Freely, Mario Levi ile İstanbul Bir Masaldı adlı kitabı üzerine seyirciler önünde bir söyleşi gerçekleştirdi.

ABD’de doğan, İstanbul’da büyüyen ve İngiltere’de Warwick Üniversitesi’nde yaratıcı yazarlık dersleri veren Freely’nin ailesi halen Türkiye’de yaşıyor. Freely, Nobel Ödüllü Orhan Pamuk’un romanlarını İngilizceye çevirmesi ile de tanınıyor.
İlk yazıları Şalom Gazetesi’nde yayınlanan Mario Levi, İstanbul Bir Masaldı ile ilgili anılarını ve düşüncelerini seyircilerle paylaştı. Romanları şimdiye kadar birçok dile çevrilmiş olan Levi’nin bu romanı geçtiğimiz ay İspanyolca olarak da yayınlandı.
Yahudi bir ailenin üç neslinin hikayesinin anlatıldığı ve Osmanlı İmparatorluğu döneminden Yirminci yüzyıla uzanan roman ile ilgili panele ilgi büyük oldu ve söyleşinin biletleri ilk günden tükendi.
Kitap Fuarı’nın programında ilgi çeken konular arasında Leonard Cohen’e saygı bölümü, Varşova tarihi ile ilgili video gösterimi, Hz İsa’nın hayatına dair mucizeler ve yalanlar, Yahudilerin Almanya’da yaşadığı ikilem, düğümlenmiş İsrail-Arap çatışmasında insanlığı bulmak ve Helga Weiss’in Holokost döneminde tuttuğu günlük ve tanıklık ettiği olaylarla ilgili anılarını anlatacağı etkinlik göze çarpıyor.
Yahudi Kitap Fuarı 3 Mart’a kadar devam ediyor.

http://www.salom.com.tr/newsdetails.asp?id=85988

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ke vamos a mirar en la karantina?

Kon el fin del verano i el retorno de la karantina, estamos mas tiempo en las kazas. Les kero propozar tres serias de TV echos en Israel. El primer es "Tehran". Es una seria de espionaje muy enteresante. Una espion del Mossad viaja en sekreto a la kapital de Iran. Tehran es su lugar de nasimiento tambien. La hacker de komputadora tiene el objektivo de dezaktivar el reaktor nuklear. Esta misyon tendra implikasyones para el Medio Oriente i el mundo entero. La seria es en ebreo i perso. Es una sezon i tiene ocho episodios, kada uno 50 minutos. Mi segunda propozisyon es una seria romantika i komika. Lehiyot Ita (Estar Kon Eya) es una seria de 2013, ma muy simpatika. Izieron tambien la version Amerikana ke se yama “La beyeza i el panadero”. La seria konta la istorya de amor entre una supermodela internasyonal muy famoza i muy rika, i un simple panadero ke no tuvo la shans de ir a la eskola artistika por razones finansiales. La seria es dos sezones, 18 episodios en total i kada uno...

Siz sevgilinizle nasıl yürüyorsunuz?

Bir kafenin kaldırım masalarından birinde oturan İtalyan düşünür ve yazar Umberto Eco çevresinden geçenleri gözlemlediğinde bir şey fark etmiş; artık çiftler eskisi gibi kol kola değil el ele yürüyorlar! Bu yeni keşif sonrasında sokaktakileri daha da dikkatle incelediğinde el ele yürüyenlerin genellikle 30 yaş üstü, burjuva sınıfına ait olduklarını fark etmiş. Umberto Eco bu gözlemini yaptığında şöyle sormuş kendine, “Eskiden çiftler kol kola yürürdü. Şimdilerde ise el ele tutuşmak neredeyse zorunlu. Çocuklu erişkinlere ve gay’lere özgü duran el ele tutuşma onları cinsel ilgiyle ödüllendiren tek kişiyi kaybetmeme yolu mu? Bozulmayacak ilişkiye boyun eğmek, kadere teslim olmak mı? Yoksa yaşlılığın karşı konulmaz ilerlemesi ve yetersiz gelir seviyesini dengeleyen bir şefkat göstergesi mi?” Günlük hayatın bu belki önemsiz ancak ilginç detayı Eco’nun dikkatini çektiği gibi Tempo Dergisi’nin kasım sayısındaki konuyla ilgili makalesini okuduğumdan beri benim de ilgimi çekiyor. Ne k...

“We are Beyond What I Had Dreamed of When I Moved to Dubai”

Cem Habib  We talked about how the peace deal between Israel and the United Arab Emirates affected the Jewish life in the Emirates, with the investment manager Cem Habib, who has been living in Dubai since 2016, and who is one of the founding members of the Jewish Council of Emirates (JCE), the first officially recognized Jewish community of the UAE. How long have you been living in Dubai? What influenced you in deciding to live here? I moved to Dubai in 2016, before I had been living in London. My customer base at that time was in Kazakhstan and it had gotten harder commuting there from London every month after 6 years. There were three direct flights between Dubai and Kazakhstan, every day, with a flight time of less than 4 hours. To improve our quality of life and to spend more time with the kids, we moved to Dubai. When moving, how could you overcome the thought “As a Jew, will I be comfortable living in an Arab country with my family?” I talked to my friends from different cou...