Ana içeriğe atla

İtalyan usulü

Aile büyüğünün şehir dışındaki evinin çiçeklerle bezenmiş arka bahçesinde kurulan geniş masa, envai çeşit yemeklerle donatılmış konuklarını bekliyor sabırsızlıkla. Ailenin en büyük ve en zengin oğlu masanın başında yerini alıyor. Kendinden emin, kibirli ve keyifli. Her zamanki gibi etrafındakilere laf yetiştirmekte gecikmiyor. Kendinden oldukça küçük yeni sevgilisini de getirmiş yanında bu sefer. Ailenin diğer oğlu gülümsemeye çalışıyor ama sıkıntılı olduğu her halinden belli. İşleri yolunda ama son banka krizinden oldukça kötü etkilemiş. Bir de en küçük kardeş var. Kurallara uygun yaşamayı seven, akademik kariyerinde önemli başarılar elde etmiş biri. Büyük abisi ile oldukça sorunlu bir ilişkisi var. Masaya komünist şair dayı ile aile mirasının şimdiden bölünmesini isteyen aç gözlü amca da gelince yemek başlıyor. Ama asıl eğlence ilk kadehler biterken yemeğe yetişebilen komedyen kuzenin gelmesiyle başlıyor. Bir pazar öğleden sonra buluşan bu kalabalık, hep bir ağızdan konuşan gürültülü aile, tüm sıkıntılarını görmezden gelip gülmeyi ve eğlenmeyi başarabiliyor. Eve dönüp tek başlarına kaldıklarında ise çaresizlikten doğan öfkelerinin ortaya çıkmasına izin veriyorlar.
İtalya’daki seçimler de, tıpkı masa başında toplanmış bu aile gibi renkli ve çok sesli. Medya devi Silvio Berlusconi, adının karıştığı ve başbakanlıktan istifa etmesine sebep olan tüm skandallara rağmen hızlı bir geri dönüş yaptı ve yüksek vergi karşıtlarının oylarını topladı.
Monte dei Paschi skandalının, büyük bir fark ile kazanması beklenen Pier Luigi Bersani’nin oylarını derinden sarstığı ise şüphe götürmüyor. En büyük kaybeden ise, sıkı tasarruf tedbirleri ile Brüksel’in desteklediği ancak seçmenin gözünde özellikle yüksek emlak vergisi ile popülerliğini yitiren teknokrat başbakan Mario Monti.
Bu seçimin sürprizi ise ünlü komedyen Beppe Grillo. ‘Tsunami Turu’ olarak adlandırdığı stand up tadındaki mitingleriyle ülkenin büyük meydanlarını hıncahınç dolduran Grillo (İtalyanca cırcırböceği demek), mevcut düzene başkaldırıyor ve milyonları peşinden sürüklemeyi başarıyor. Ekonomi veya dış politika programı olmadığı gibi siyasi bir tecrübesi de yok. Ancak bu eksiklik, bedava hicve oy ile karşılık vermeye engel teşkil etmiyor anlaşılan. Bu durum politik sisteme inancı zayıflamış halkın bir tepkisi olduğu kadar, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizin ciddiyetinin kavranamamış olduğunu da gösteriyor.
G7 zenginler kulübünün üyesi İtalya’da, resmi olmayan sonuçlara göre, Bersani’nin merkez sol bloğu Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu kazanırken, Senato seçimlerinde Berlusconi’nin merkez sağ bloğunu az bir farkla geçebildi. Liret’e olan özlemini açıkça belirten ve mevcut siyasi partilere savaş açan Grillo’nun Beş Yıldız Hareketi ise tüm beklentilerin de üstüne çıkarak hükümeti şekillendirecek en güçlü parti konumunda.
AB’nin üçüncü büyük ekonomisi İtalya’daki seçimler, hem ülkenin ekonomik dar boğazdan çıkması, hem de iyileşme belirtileri gösteren kronikleşmiş Euro krizinin geleceğini doğrudan etkiliyor. Güçlü bir hükümetin oluşamadığı bu seçimler, istikrara her şeyden çok ihtiyaç duyulan bir dönemde dünya ekonomisine etkileri bakımından da endişe yaratıyor. Politik belirsizlik, ülkede yeni bir seçimin olabileceği söylentilerini başlattı bile.
Bugün İtalya, ülkeyi kalkındıracak ve ayağa kaldıracak reformları yapabilecek güçlü bir hükümete en çok gereksinim duyduğu dönemde. Yönetim boşluğu, partiler arası çekişme, zayıf ve bölünmüş bir hükümet İtalya için siyasi çözümsüzlüğü, Euro bölgesi için ise yeni bir krizi peşinden getirir. Bunun tüm uluslararası piyasaları etkileyecek sonuçları olacağını, seçimler sürerken bile ani bir çalkantıya yol açtığını görerek tahmin etmek pek zor değil.

Karel Valansi, Objektif
Şalom Gazetesi 27 Şubat 2013
http://www.salom.com.tr/newsdetails.asp?id=86013

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ke vamos a mirar en la karantina?

Kon el fin del verano i el retorno de la karantina, estamos mas tiempo en las kazas. Les kero propozar tres serias de TV echos en Israel. El primer es "Tehran". Es una seria de espionaje muy enteresante. Una espion del Mossad viaja en sekreto a la kapital de Iran. Tehran es su lugar de nasimiento tambien. La hacker de komputadora tiene el objektivo de dezaktivar el reaktor nuklear. Esta misyon tendra implikasyones para el Medio Oriente i el mundo entero. La seria es en ebreo i perso. Es una sezon i tiene ocho episodios, kada uno 50 minutos. Mi segunda propozisyon es una seria romantika i komika. Lehiyot Ita (Estar Kon Eya) es una seria de 2013, ma muy simpatika. Izieron tambien la version Amerikana ke se yama “La beyeza i el panadero”. La seria konta la istorya de amor entre una supermodela internasyonal muy famoza i muy rika, i un simple panadero ke no tuvo la shans de ir a la eskola artistika por razones finansiales. La seria es dos sezones, 18 episodios en total i kada uno...

Orta Büyüklükte Bir Güç Olarak Türkiye’nin Dış Politikası

Farklı bölgelerde devam eden savaş ve krizler, uluslararası ilişkilerde güç rekabetini öne çıkarıyor. Buna ABD’nin büyük güç olarak alışılmış rolünü yerine getirmekteki isteksizliği de eklendiğinde, 1945’ten bu yana kurulan uluslararası düzen ve yapı taşı olan kurumlar yıpranıyor. Bunun sonucu olarak belirsizlik artıyor ve mevcut küresel sistem bir geçiş döneminin sancılarını yaşıyor. Öte yandan bu durum, orta güç olarak tanımlanan ülkelere daha geniş bir hareket alanı da sağlıyor. Bu sayede orta güçteki ülkeler, sistemde dengeyi gözeten, arabuluculuk yapabilen, bölgesinin istikrarına katkı sağlayabilen, hatta zaman zaman kapasitesinin üzerinde sorumluluk ve inisiyatif alabilen, küresel düzeyde etkili roller oynayabilen aktörler haline geliyor. Özellikle belirsizlik dönemlerinde bu ülkeler çok yönlü diplomasi, proaktif dış politika, esnek ittifak arayışları ile öne çıkabiliyor. Türkiye, bu bağlamda, orta güçte bir devlet olarak dikkat çeken bir örnek teşkil ediyor. Jeostratejik konumu,...

The Concept of Middle Power and Türkiye’s Foreign Policy

Ongoing conflicts and crises across various regions continue to underscore the intensifying power rivalries that define today’s international relations. The erosion of the post-1945 international order—and the weakening of the institutions that underpin it—has been further accelerated by the United States’ growing reluctance to maintain its traditional leadership role. As a result, uncertainty has become a defining feature of the current global landscape, marking a turbulent and complex period of transition.  Amid this shifting order, middle powers have begun to occupy a broader space in global affairs. These states, often positioned between global hegemons and smaller, less influential nations, act as stabilizers within the international system. Through mediation efforts, regional diplomacy, and strategic initiatives—sometimes beyond their material capabilities—they contribute meaningfully to international stability and governance. In times of heightened uncertainty, such states o...