Ana içeriğe atla

İsrail-Hamas barışı hayal mi?

Arap Baharı ile birlikte radikal bir şekilde değişen bölge dinamikleri, başta Ortadoğu ülkeleri olmak üzere bölgesel aktörlerin dış politikaları kadar iç dengelerini de etkileyen güçte devam ediyor. Suriye’de süregelen iç savaş ve Mısır’daki son gelişmeler yakın bir zamanda bölgenin durulmayacağına işaret ediyor. İstikrarsızlaşan Ortadoğu’da, tahmin edilenin aksine, ilişkilerini bir şekilde rayına koyan iki yönetim var: İsrail ve Hamas.

Terörist bir örgüt olarak nitelediği Hamas’ın iktidarı ele geçirmesinin ardından Gazze’ye abluka koyan İsrail ile İsrail’in var olma hakkını tanımayan Hamas, son zamanların en sakin dönemini yaşıyor.
2012 yılı sonunda Mısır aracılığıyla elde edilen ateşkese riayet eden taraflardan İsrail, Gazze’nin sorumluluğunun Hamas’ta olduğunu söyleyerek her türlü roket atışından örgütü sorumlu tutuyor. Hamas ise sınırın kontrolünü polis yerine silahlı kanadı Kassam Tugayları’na teslim ederek güçlendirmiş durumda.
Sınırda süregelen sessizlik İsrail’in ablukayı zayıflatmasıyla devam ediyor. Ancak sakinliğin ana sebebi Hamas’ta yaşanan değişimde saklı.
Suriye konusunda İran ile fikir ayrılığına düşen ve Esad rejimi yerine muhalifleri destekleyen Hamas, geleneksel İran-Suriye-Hizbullah ittifakından uzaklaştı. Mısır’da Müslüman Kardeşler’in başa geçmesinden aldığı güvenle de Sünni bloğun korumasını seçti.
Geçen sene İsrail’e sıçraması önlenen ancak 16 Mısırlı askerin ölümüyle sonuçlanan Sina saldırısı ise Hamas için bir dönüm noktası oldu. Saldırıya karışanların Hamas ile bağlantıları, Mursi’nin şüphelerini doğrularken, İsrail ile Mısır Ordusu’nun işbirliğini kuvvetlendirdi. İsrail, o tarihten itibaren bölgeyi koruması için Mısır’ın Sina’ya asker çıkarmasına izin verdi, Mısır ise Gazze’ye açılan tünellerin bir bölümünü o dönemde imha etti.
30 Haziran’daki halk protestoları öncesinde Gazze’den teröristlerin sızmasını önlemek amacıyla tünelleri yıkan Mısır, yıkıma Mursi’nin devrilmesi sonrasında da devam etti. Refah Kapısı’nın belirsiz bir süre için kapatılmasının ardından Gazze’nin can damarı tünellerin kullanılamaması fiyatların tırmanmasına ve rafların boş kalmasına sebep oldu. Bu durum silah kaçakçılığına sekte vururken, Hamas’ı önemli bir gelir kaynağı olan tünel vergilerinden mahrum bıraktı. Mursi’nin devrilmesinden sonra ülkedeki birçok sorunun sorumlusu olarak görülen Hamas, Mısır desteğini kaybederken, Katar Emiri’nin değişmesi ile bir finansal kaynağını daha yitirmiş gözüküyor.
Hamas’ın sorunu sırf ekonomik kaygılar değil. Mısır medyasındaki haberlere göre Başbakan Erdoğan’ın Gazze ziyaretine izin verilmemesi Hamas’ı bölgede izole eden bir karar. El Fetih ile varılamayan uzlaşı ise Hamas’ı yeni başlayan barış görüşmelerinde saf dışı bırakıyor. El Fetih’in BM’de gözlemci devlet statüsü kazandıktan sonra 104 mahkumun serbest bırakılmasını sağlaması rakibi Hamas’a karşı kazandığı önemli bir puan.
Halkta yükselen huzursuzluk ise Hamas’ı asıl kaygılandıran konu. Yanlı haber verdikleri suçlamasıyla Al Arabiya ve Ma’an Haber Ajansı kapatılırken, ne Hamas ne de El Fetih’ten memnun olan ve 21 bin kişiye yükselen Tamarud (isyan) Hareketi, Yaser Arafat’ın ölüm yıldönümü olan 11 Kasım’da halkı sokağa çağırıyor. İran’ın desteğini kesmediği İslami Cihat ise geçen ay Gazze’den İsrail’e yaptığı roket saldırısı ile Hamas’ın otoritesini sınadı. İsrail’i tahrik etmek ve Hamas ile Mısır’ın arasını açmak için yaptığı bu saldırı ile İslami Cihat, üst düzey bir yetkilisinin öldürülmesinin intikamını aldı.
Gazze’ye destek ise umulmadık bir yerden, İsrail’den geliyor. Katar Emiri, Dışişleri Bakanı Davutoğlu ve Halit Meşal’in 2012 yılının sonunda Gazze’yi ziyaret edebilmesi ambargonun zayıflatıldığının en önemli göstergesi. Geçtiğimiz hafta Türk Kızılay ekibi Gazze’ye giriş yaparken, Türk Hastanesini inşa eden firmadan gelen ziyaret talebi İsrail tarafından onaylandı. Geçişine izin verilen kamyonların miktarı ise gün geçtikçe artmakta.
Bölgede Müslüman Kardeşler’in durdurulmaz sanılan yükselişi darbe alırken, yanlış ata oynayan Hamas büyük zarar gördü. Ancak beklenmeyen oldu, bölgesel çıkarlar ve zorluklar, uzlaşmaz görülen İsrail ve Hamas’ı çatışmadan uzak tuttu. İsrail, Kudüs’te El Fetih ile masaya oturmaya hazırlanırken, görüşmelerin en önemli maddelerinden sınır güvenliğini şimdiden Hamas sayesinde elde etmiş oldu.

Karel Valansi OBJEKTİF Şalom Gazetesi 14 Ağustos 2013

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ke vamos a mirar en la karantina?

Kon el fin del verano i el retorno de la karantina, estamos mas tiempo en las kazas. Les kero propozar tres serias de TV echos en Israel. El primer es "Tehran". Es una seria de espionaje muy enteresante. Una espion del Mossad viaja en sekreto a la kapital de Iran. Tehran es su lugar de nasimiento tambien. La hacker de komputadora tiene el objektivo de dezaktivar el reaktor nuklear. Esta misyon tendra implikasyones para el Medio Oriente i el mundo entero. La seria es en ebreo i perso. Es una sezon i tiene ocho episodios, kada uno 50 minutos. Mi segunda propozisyon es una seria romantika i komika. Lehiyot Ita (Estar Kon Eya) es una seria de 2013, ma muy simpatika. Izieron tambien la version Amerikana ke se yama “La beyeza i el panadero”. La seria konta la istorya de amor entre una supermodela internasyonal muy famoza i muy rika, i un simple panadero ke no tuvo la shans de ir a la eskola artistika por razones finansiales. La seria es dos sezones, 18 episodios en total i kada uno...

Commemorating the Holocaust in Turkey (With an Attack on Israel)

The victims of the Holocaust were officially going to be commemorated in Turkey – as they would be in many other countries. This was huge. And it would happen in Ankara, the heart of Turkey! We already had a Yom HaShoah, a Holocaust memorial day. The UN’s Holocaust International Remembrance Day was first commemorated in Turkey five years ago at Neve Shalom Synagogue. Last year, the commemoration was held for the first time outside Jewish institutions, at Kadir Has University in Istanbul. This year it would be held at Bilkent University in Ankara. This year was also important because the Speaker of Parliament, Cemil Çiçek, would be attending the ceremony. It would be the first time that such a high ranking official did so.

Bu çocuğa dikkat! Adını çok duyacaksınız

Ralfi Kanyas ile tanıştırmak istiyorum sizleri. Çok özel bir genç. 22 yaşında hem medya iletişim üçüncü sınıfta okuyor hem de Hürriyet Ege’de muhabir olarak çalışıyor. 16 yaşında karşıdan karşıya geçerken bir arabanın çarpmasıyla hayatı değişiyor. Tekerlekli iskemleye bağlı kalmanın tüm zorluklarına rağmen hayata daha da sıkı tutunuyor. Başta zorluk çekse de önce ailesi sonra da arkadaşları ona güç veriyor ve engel tanımaz oluyor. Şimdi hem katıldığı gönüllü çalışmalarla, hem de gazete yazılarıyla engellilerin hayatında bir fark yaratmaya çalışıyor. Geleceğin başarılı gazetecisini şimdiden tanıyın istedim. Karel Valansi