Ana içeriğe atla

Yahudi Kültürü Avrupa Günü: İris ile Eran temsili düğün töreni ile yeniden evlendi

Yahudi Kültürü Avrupa Günü etkinlikleri kapsamında bu sene Neve Şalom Sinagogu’nda temsili bir Yahudi düğünü düzenlendi. İris ve Eran’ın düğünü açıklamalar eşliğinde gerçekleşirken, gazetemizin fotoğraf editörü Alberto Modiano’nun ‘Zaman ve Mekân içinde Musevilik’ adlı sergisi de yer aldı

26 Ekim Pazar günü Neve Şalom Sinagogu’nu dolduran farklı kesimlerden misafirler, on beş gün önce evlenen İris ve Eran’ın temsili düğün törenini izlemek için bir araya geldiler.
Sinagogun girişinde Şalom Gazetesi Fotoğraf Editörü Alberto Modiano’nun ‘Zaman ve Mekân İçinde Musevilik’ adlı sergisi gelenleri karşıladı. İlgi ile gezilen sergide sanatçı, İstanbul Yahudi Cemaati’nin dini ritüellerini fotoğraflar aracılığıyla anlatıyor. Yahudilerin günümüz Türkiye’sinde örf ve adetlerini tanıtan fotoğraflar, Sefarad, Aşkenaz ve İtalyan Yahudilerinin dini yaşam döngüsünü konu alıyor.
Gerçek bir düğün törenini öncesinde olduğu gibi genç kızlar gelenleri şeker dolu bonboniyerlerle karşıladılar ve anı defterine duygularını yazmaya davet ettiler. Düğün, erkek çocuklardan oluşan bir koronun İbranice ve Ladino dilinde şarkılar söylemesiyle başladı. Sempatik tavırlarıyla misafirlerin kalbini çalan çocuklar düğün süresince şarkılara eşlik ettiler. Damat, annesi ve babası ile salona girip yerini aldıktan sonra gelinin kız arkadaşları ellerinde çiçek buketleri ile gelinin yürüyeceği yolun iki yanına sıralandılar. Gelinin abisinin kolunda salona giren annesi de yerini aldıktan sonra gelin ve babası Andrea Bocelli’nin Con Te Partiro şarkısına yazılan İbranice sözler eşliğinde salona girdiler. Hahambaşı İsak Haleva’nın da gelmesi ile düğün töreni başladı.

Düğün boyunca bir sinagog görevlisi törenin bölümlerini ve anlamlarını detaylıca anlatarak misafirleri bilgilendirdi. Gelinin işaret parmağına takılan yüzük, damadın karısına karşı olan görev ve sorumluluklarını belgeleyen Ketuba, Bet Amikdaş’ın yıkılışının unutulmaması için bardak kırma geleneği, gelin ile damadın altında durdukları hupa’nın anlamları anlatıldı. Törende bir gün önceki saldırıda hayatını kaybeden şehitler için Tanrı’dan rahmet dilendi. Sinagog sorumlusu yaklaşan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutladı; “Cumhuriyetimizin 91’inci yıldönümü tüm milletimize, tüm ulusumuza kutlu olsun ve güzel günleri beraberinde getirsin. Büyük Atatürk’ün de söylediği gibi Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır,” sözleri misafirler tarafından coşkuyla alkışlandı. Tören, Türkiye Cumhuriyeti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selameti için dua edilmesiyle son buldu. Düğün töreni sonrasında korodaki çocuklar gelin ve damadın etrafında neşeli şarkılar eşliğinde dans ederken, misafirler de bu mutlu ana alkışları ile eşlik ettiler. Gelin, çiçeğini bekar kızlara attıktan sonra, gelin ve damat sinagogdan ayrıldılar.
Törenden sonra düşüncelerini paylaşan birçok kişi düğün töreninin ve öncesindeki serginin en önemli öğretisinin “Yahudiler de aynı bizim gibiler” hissini yaratması olduğunu söylediler. Bir misafir geçmişten gelen geleneklere olan bağlılığın imrendirici olduğunu söylerken düşüncelerini paylaşan bir diğeri “Düğün gibi kişilerin birlikteliğini kutlama amaçlı bir törende bile bulunulan ülkenin refahı için dua edilmesi aslında Yahudilerin ‘çoğunluktan izole hayatı tercih ediyorlar’ izleniminin ne kadar önyargılı olduğunu gözler önüne serdiğini” dile getirdi.
Gazetecilerin yoğun ilgi gösterdiği törene Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar, Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü, Adalar Belediye Başkanı Atilla Aytaç, Dışişleri Bakanlığı İstanbul Temsilcisi Büyükelçi Kenan İpek, Adalar Müftüsü Kamil Tuncel, CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Mehtap Düzova, AKP Merkez Karar Yürütme Kurulu Üyesi Mutlu Alkan, İspanya’nın İstanbul Başkonsolosu Pablo Benavides ve sanatçı Zülfü Livaneli katıldı. Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu ise güzel bir çelenk gönderdi.

Karel Valansi
Şalom Gazetesi 29 Ekim 2014
http://www.salom.com.tr/haber-92789-hem_avmde_muzede_hem_de_sinagogda_tanittik.html?rev=3

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

“We are Beyond What I Had Dreamed of When I Moved to Dubai”

Cem Habib  We talked about how the peace deal between Israel and the United Arab Emirates affected the Jewish life in the Emirates, with the investment manager Cem Habib, who has been living in Dubai since 2016, and who is one of the founding members of the Jewish Council of Emirates (JCE), the first officially recognized Jewish community of the UAE. How long have you been living in Dubai? What influenced you in deciding to live here? I moved to Dubai in 2016, before I had been living in London. My customer base at that time was in Kazakhstan and it had gotten harder commuting there from London every month after 6 years. There were three direct flights between Dubai and Kazakhstan, every day, with a flight time of less than 4 hours. To improve our quality of life and to spend more time with the kids, we moved to Dubai. When moving, how could you overcome the thought “As a Jew, will I be comfortable living in an Arab country with my family?” I talked to my friends from different countri

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları

Her yaşam bir roman - Panama´daki Türk Yahudileri

Panama´da hızla büyüyen bir Yahudi yaşamı var. Café con Teclas kitabının yazarı gazeteci Sarita Esses´in yanı sıra Antakyalı Eli Cemal, Mersinli Musa İlarslan, Trakya kökenli Julia Kohen de Ovadia ve kuzeni İstanbullu Çela Alkabes de Eskinazi ile göç hikayelerini ve Panama´daki yaşamlarını konuştuğumuz keyifli bir sohbet sizleri bekliyor. Julia Kohen de Ovadia İstanbul doğumluyum. Babam Çanakkaleli Aron Kohen, annem ise Çorlulu Suzi Bahar.  Seneler evvel büyükbabamın eltisi Meksikalı Sultana genç yaşta çocuksuz dul kalınca küçük teyzem Donna’yı yollamasını istedi anneannemden. Donna da Sultana teyzesiyle yaşamak için Meksika’ya gitti. Orada eniştem Moises Mizrachi ile tanıştı ve evlenerek Panama’ya taşındı. Büyükbabam Nessim Bahar vefat edince anneannem Coya, ablam Malka ile iki aylığına kızını görmeye Panama’ya gitti. Ancak orada ablam eniştemle tanıştı, evlendi ve hayatını Panama’da kurdu. Dört çocuğu ve on torunu var. Ablamın düğünü için Panama’ya geldiğimizde ben Saint Pulcherie’de