Ana içeriğe atla

15 Kasım kurbanları New York’da anıldı

Türk Yahudilerinin Amerikalı Dostları Derneği’nin, 23 Ekim akşamı New York’taki Congregation Magen David Sinagogu’nda düzenledikleri tören ile 15 Kasım 2003 terör kurbanları ile başka bir terör olayında öldürülen Yasef Yahya ve geçtiğimiz yıl hayatını kaybeden Alp Alkaş da anıldı.


15 Kasım 2003 tarihinde bomba yüklü araçlar Neve Şalom ve Şişli Sinagoglarına saldırdıklarında 27 kişinin ölümüne sebep olmuş, 300’den fazla kişiyi yaralamıştı. Bu acı saldırıların üzerinden tam on yıl geçti. İbrani takvimine göre 23 Ekim çarşamba gününe denk gelen tarihte terör kurbanları İstanbul’da olduğu gibi New York’ta da anıldılar.
Türk Yahudilerinin Amerikalı Dostları (American Friends of Turkish Jewry, AFTJ) Derneği, New York’ta Congregation Magen David Sinagogu’nda bir anma etkinliği düzenledi. AFTJ derneği üyeleri ve misafirleri gecede 15 Kasım kurbanlarını, 2003 yılında Şişli’deki muayenesinde antisemit bir saldırıya kurban giden diş hekimi Yasef Yahya’yı ve geçtiğimiz sene aramızdan ayrılan Alp Alkaş’ı andılar.
Yaklaşık 40 kişinin katıldığı anma töreni toplu okunan Arvit duasıyla başladı. David Hasday’ın hazırladığı sunumda, 15 Kasım saldırıları belge ve resimlerle anlatıldı, tüm kurbanların adları ekrana yansıtıldı. Anma törenini yöneten Sedat Behar, terörün hayatımıza etkileri ve buna karşı alınması gereken tedbirlerden bahsettiği bir konuşma gerçekleştirdi. Katılımcılardan Şeyla Azuz, genç yaşta kaybettiğimiz Alp Alkaş’ı ve bu kaybın yaşattığı zorlukları duygusal bir konuşma ile anlattı. New York’taki Türk Yahudi Cemaati’ne yakınlığı ile bilinen Rav Nissim Elnekave, tüm kayıplar için Eşkava okudu, Divre Tora ile değerli mesajlar verdi. Birlik ve beraberliğin önemini, özellikle bu gibi zor zamanlarda birliğin artarak devam etmesinin gerekliliğini vurguladığı konuşmasının ardından mum yakma töreni gerçekleştirildi. Program, konukların duygu, düşünce ve anılarını paylaşmaları ile son buldu.
Telefonla görüşlerini paylaşan AFTJ Başkanı Roni Palti, “Terör, din, dil, ırk ayrımı yapmadan günümüzün tüm demokratik toplumlarını tehdit etmektedir. 2003 yılında ve geçmişteki terör eylemlerinde hayatlarını kaybedenleri anarak, terörün her türlü şeklini tekrar tekrar kınıyoruz,” dedi.

Karel Valansi 31 Ekim 2013

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları

Democratya!* İsrail’de Kırmızılı Kadınların Direnişi

2022 yılı sonunda göreve başlayan, Binyamin Netanyahu liderliğindeki yeni hükümet, İsrail tarihinin en aşırı sağcı ve dindar partilerinden oluşuyor. Bu koalisyon, kuruluşundan bu yana kendini Orta Doğu ’ nun tek demokrasisi olarak tanımlayan İsrail’in geleceği ve demokratik yapısı için büyük bir tehdit oluşturuyor. Bu tehditler bir çok farklı koldan ilerliyor.    Netanyahu ’ nun uzun süredir basını kontrol altına alma çabası demokrasinin ifade özgürlüğü ilkesini tehdit ediyor. Filistinliler dahil azınlık gruplarının, LGBTQ+ toplumunun ve kadınların kanun önünde eşitliğini ihlal edecek yasa tasarıları , demokrasinin bir diğer önemli prensibi olan eşit haklar ilkesini tehdit ediyor. İsrail ’ de yürütme ve yasama erkleri her zaman hükümet tarafından kontrol edilmekte. Yüksek Mahkeme, iktidar partilerinin gücünü kontrol eden ve anayasa görevini yerine getiren Temel Yasaların uygulanmasını güvence altına alan tek  kurumdur. Ancak yeni hükümet yasama üzerinde sınırsız güç sahibi olmak için Y

Yahudi Cesaret Ödülü üzerine

24 Haziran 2018 seçiminde CHP’den Cumhurbaşkanı adayı olan Muharrem İnce, 16 Ağustos’taki Twitter paylaşımlarıyla isim kullanmadan hükümete yönelik eleştirilerini sıraladı. Bu eleştirilerinin arasında “Siz, yaptığınız hizmetlerle Yahudi Cesaret Ödülüne lâyık görülen ve bu ödülü kendine lâyık görenlersiniz” ifadesine de yer verdi.  İnce’nin bu paylaşımı bu konudaki ilk çıkışı değildi. Geçtiğimiz yılın Aralık ayında, partisinin Yalova Merkez İlçe 10. Olağan Kongresi’ndeki konuşmasında da “Dünyada ‘Yahudi Cesaret Ödülü’ ya da diğer adıyla ‘Davut Yıldız’ı alan tek Müslüman, Recep Tayyip Erdoğan’dır,” demişti.  İnce, 2013 yılında yaptığı bir başka konuşmada ise bu sefer Türkiye’nin Rum vatandaşlarını kızdırmıştı. “Atatürk olmasaydı, (…) adınız Ahmet, Hasan, Hüseyin olmazdı, Dimitri, Yorgo olurdu. Bunları doğru bilmeleri lazım” demiş, gelen tepkilerin ardından Twitter hesabından “Benim gibi askerlik yapan, vergi veren, Cumhuriyet’e inanan, vatandaşımız olan Yorgo ve Dimitri’leri kastetm