Ana içeriğe atla

Başka bahar

Bazen tek bir resim onlarca kelimenin yapamadığı etkiyi yapar, anlatamadığını bir çırpıda gözler önüne serer. İsrail medyasında dolaşan bir karikatür de, dokuz aylık sancılı barış görüşmelerini tek bir karede özetliyor. Doğum masasına yatmış Kerry’nin bir kolundan Abbas, bir kolundan Netanyahu çekiyor. Ama ‘barış’ bebek yerine koca bir ‘puuuf’ çıkıyor. Kerry, görüşmelerde gelinen noktayı özetlerken kullandığı puf kelimesiyle anılacağını bilse belki daha farklı bir seçim yapar, hele iddia edildiği gibi ‘A’ kelimesini, kapalı kapılar ardında bile olsa, İsrail için kullanmasının başına açabileceklerini hesaplardı. ‘Ara verdik,’ diyor Kerry, ama şu anki tablo görüşmelerin bir başka bahara kaldığını söylüyor.

İlk günden itibaren Kerry’nin çabalarını gölgeleyen bir konu vardı; İsrail’in görüştüğü Abbas’ın Filistin halkını ne kadar temsil ettiği. Ulaşılabilecek bir anlaşmanın Hamas’ın tek bir füzesiyle bozulabileceği ve bu durumda iki değil ancak üç devletli çözüme doğru gidilebileceği tartışılıyordu. Görüşmelerin çıkmaza girdiği bir dönemde ise beklenmeyen oldu ve yedi yıl aradan sonra El Fetih ile Hamas birlik hükümeti kurmaya karar verdi. Daha önce birçok kez denenen ancak sonuçlanamayan uzlaşı, bu sefer hem beş hafta içinde hükümetin kurulacağının açıklanması, hem de Hamas’ın Abbas’ın başkanlığını kabul etmesi nedeniyle farklı. Sonuna kadar gidebilir ve başarırlar mı diye hâlâ şüpheyle yaklaşsam da, sırf bu adımla bile Hamas’ın oyuna dahil edildiğine, meşru bir ortak olarak yapılacak seçimlere aday olacağına ve popülaritesini arttıracağına şüphe yok.
Kerry’nin baskısının İsrail’i bu yeni şartlarla görüşme masasına döndürebileceğini hesaplıyor olmalı Abbas. “Tüm Filistinlileri temsil ediyorum,” diyerek İsrail’i daha fazla sıkıştırmayı planladığı da söylenebilir. İsrail’in bu durumda görüşmelere devam etme olasılığının düşüklüğü bir yana, en büyük yardımı rakibi Hamas’a yapmış oluyor.
Suriye, İran ve Mısır’ın korumasını kaybeden, Gazze’de bile halk desteği düşen Hamas, bu sayede ekonomik dar boğazın, enflasyonun, elektriksiz kalmanın, yanlış yönetimin tüm sonuçlarının sorumluluğunu kendi üzerinden atıp Abbas’a yükleyecek. Abbas ise bir yandan İsrail ve Batı’yı ikna etmeye çalışırken, Hamas’ı terörist ilan eden ve Müslüman Kardeşler’i bitirmeye ant içmiş Mısır’ı da karşısına almış olacak. Mısır Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en güçlü adayı Sisi, Sina’daki terörizmden sorumlu tuttuğu Hamas’a göz açtırmayacağını verdiği son röportajda da dile getirdi. Sisi, Mısır ile Gazze arasında bulunan, Gazze’nin can damarı 1300 tünelin 1200’ün yıkıldığını duyurdu.
Mısır aracılığıyla gerçekleşen ateşkese uyan ve İsrail ile yeni bir çatışma yaşamak istemeyen Hamas, Gazze’den İsrail’e roket atılmasını engellemek için tüm gücünü kullanıyor, buna rağmen yükselişe geçen İslami Cihat gibi grupların sınır güvenliğini aşmasını son zamanlarda engelleyemiyordu. Ortak hükümetin kurulmasının ardından Hamas bu çabasından vazgeçebilir ve sorumluluğu Abbas’a bırakabilir. Bunun sonucunda Gazze’den İsrail’e atılacak roket sayısında artış olabileceği gibi, Hamas sonrası radikal gruplar da güçlenebilir. Bu da Gazze sınırında nispeten huzur sağlayan İsrail’in tercih etmeyeceği bir gelişme olur.
Tüm sorunlarla Abbas uğraşır ve tüm olumsuzluklardan Abbas sorumlu tutulurken, yapılacak seçimlerde Hamas’ın kazanma ve hem Gazze hem de Batı Şeria’da yönetimi ele geçirmesi ihtimali yükselir. Bu da İsrail’in varlığını kabul etmeyeceğini söyleyen Hamas dönemini başlatırken, iki devletli çözüm hayalinin tamamen yok olması ile sonuçlanır. 
Bu karanlık tablonun birkaç hafta içinde gerçekleşmesi beklenen Türkiye ve İsrail arasındaki normalleşme ile nasıl değişeceği, ABD ile İsrail’in uzlaşı sonrası oyunu nasıl yeniden kuracağı ve Filistinlilerin birlik hükümetinde başarılı olup olamayacağı bu çözümsüz sorunun yeni bir dönemecine bizi hazırlayacak.

Karel Valansi OBJEKTİF Şalom Gazetesi 7 Mayıs 2014
http://www.salom.com.tr/newsdetails.asp?id=90958

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları ...

Kimdir bu Yahudi komşum?

500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi tarafından düzenlenen Yahudi Kültürü Avrupa Günü geçtiğimiz pazar günü yüksek bir katılımla gerçekleştirildi.  ‘Kaybolan Diller’ teması ile gerçekleşen güne katılan katılımcılar birçok etkinlikle Türk Yahudi kültürüne ait gelenekleri, şarkıları, düğün ve diğer merasimlerine birebir tanık olarak tanıdılar.  Yahudilerin kültürel ve tarihi mirasını tanıtmak amacıyla, 27 Kasım Pazar günü, Avrupa’nın otuza yakın ülkesinde düzenlenen Yahudi Kültürü Avrupa Günü kentimizde de yoğun ve keyifli bir programla kutlandı. ‘Kimdir bu Yahudi komşum?’ etkinliği, Yahudi Kültürü Avrupa Günü Uluslararası oluşumu çerçevesinde 500.Yıl Vakfı tarafından Türk Musevileri Müzesinde düzenlendi. 1999 yılından beri Avrupa’nın birçok şehrinde, 2001 yılından beri de Türkiye’de her yıl düzenlenen Yahudi Kültürü Avrupa Günü’nün bu seneki teması ‘Kaybolan Lisanlar’ idi. Saat 11’de kapılarını ziyaretçilerine açan Neve Şalom Sinagogu ve Türk Musevileri Müzesi gün boyunca ...

Riva Hayim'den güzel bir sürpriz :)

Kelebek 
Korse’nin 
duvarındaki
 delik 
ve 
pazar 
günkü
 tezgahtar Pazar günü Beyoğlu’ndaki Kelebek Korse Mağazasında, satış elemanı olarak Türk Musevi Cemaat Başkanı İshak İbrahimzadeh vardı. İbrahimzadeh’nin tezgahın arkasına geçmesi, cemaati temsilen değil, kişisel aldığı bir karardı; bunu belirtelim.  Çoğu kişi okumuştur; Kelebek Korse ile ilgili çok sayıda röportaj yapıldı. Uzun süredir gazetelerde haber olan bir durum. Özetle, ‘10 yıl yasasıyla’ birlikte esnaf yavaş yavaş Beyoğlu’nu terk ediyor. Kelebek Korse’nin sahibi İlya Avramoğlu’nun durumunda ise, 3000 TL olan bir kira bedeli bu yasayla birlikte yaklaşık 30 bin TL oldu.  Özetle hukuken mülk sahibi hak sahibi. Yani mülk sahibi dilediğine mülkünü kiralar, dilediğinde de kiracısından 10 katı kira ister. Hatta bu süreçte kiracıyla muhatap bile olmak zorunda değil. Hukuken bir yasa var çünkü. Merhametli falan olmak zorunda değil. Karşı taraf da başka bir azınlığın temsiliyetini yapıyor. Kaldı ki yan taraftaki z...