Ana içeriğe atla

İsrail'de bir tabak humus barıştan daha mı pahalı?

İsrail'de Netanya kentinin Kfar Vitkin kasabasında bulunan bir restoran, insanları barışa teşvik etmek için bir kampanya başlattı. Restoran yönetimi, aynı masada hem Yahudi, hem de Arap müşterilerinin oturması durumunda hesabın yüzde 50'sinin silineceğini duyurdu. Şalom gazetesi yazarı Karel Valansi olayı Sputnik’te değerlendirdi.

Uygulama hakkında Times of Israel adlı internet sitesine açıklama yapan restoran müdürü Kobi Tzafrir, “Humus bu insanları bir araya getirebiliyorsa, barış eninde sonunda olacaktır” dedi.
RS FM’de yayınlanan Günaydın Türkiye programına konuk olan Şalom gazetesi yazarı Karel Valansi, dünyanın çeşitli yerlerinden gelen iç karartan çatışma haberlerinin geldiği bir ortamda böyle bir girişimin insanlara ferahlama hissi verdiğini söyledi.
'BARIŞIN ANAHTARI, DİYALOG'
Valansi, Netanya'da ‘Bizde Araplar yemek yemez, bizde Yahudiler de yemek yemez. Burada insanlar yemek yer’ sloganını kullanan restoranın verdiği mesajın çok ciddi anlamlar barındırdığına dikkat çekti:
"Birileri barış için bir şeyler yapıyor. Lokantanın yaptığı da bu. Belki çok küçük bir adım gibi görülebilir ama öyle değil. Çünkü bu girişim diyalog ortamını sağlamaya çalışıyor. Diyalog da bir arada yaşamanın, barışın anahtarı. Dolayısıyla, bu çok güzel bir girişim.”

Habere verilen tepkilerin ise düşündürücü olduğunu söyleyen Valansi,  böyle bir haberde dahi insanların barışa olan inançlarının yitip gittiğini görmenin mümkün olduğunu belirtti:
"Sosyal medyada aynı masada yenen yemeğin 'katlanma bedeli' olduğunu söyleyenler var. İsrail'de, Ortadoğu'da beraber yaşamak isteyen milyonlarca insan da var. Biz İsrail ile Filistin'de sadece acı ve kan görüyoruz ama orada başka bir yaşam da sürüyor.”
'TÜRKİYE VE İSRAİL ARASINDA BENZERLİKLER VAR'
Valansi, ‘İsrail'de yaşanan terör merkezli siyasi havayı Türkiye'ye benzetiyor musunuz?’ sorusunu ise "Benzetmeyi doğru bulmuyorum, çünkü her ülkenin kendi dinamikleri var" sözleriyle yanıtladı.
“Sorunlara farklı perspektiflerden bakmak lazım” diyen Valansi, iki ülke arasında ‘dikkat çeken’ ortak noktalara da şöyle değindi:
"İki tarafta da uzun süreli iktidarlar var. İki ülke de kendi iç meselelerine öncelik verdi, hatta iç politika perspektifiyle dış politika yürütmeye çalıştı. Kendi sınırlarındaki Ortadoğu yanarken, barış görüşmelerinden uzaklaştı. Bu bakımdan İsrail ile Türkiye arasında benzerlikler var ama iki ülkenin kendi içlerinde dinamikleri çok farklı.


Sputnik News 23 Ekim 2015

http://tr.sputniknews.com/gunaydin_turkiye/20151023/1018554049/israil-filistin-humus.html#ixzz3rwGJipQM

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları

Karel´den Mario´ya veda…

Kelimeler acı veriyor be Mario! Zormuş senin hakkında bir veda yazısı yazmaya oturmak. Biliyorum, seçmeye çalıştığım hiçbir kelime yaşadığım üzüntüyü aktarmaya yetmeyeceği gibi, seni anlatmaya da yetmeyecek. Bir de şu var. Bu yazıyı bitirip yolladığımda ve basılıp gazetede okuduğumda senin gitmiş olduğun kesinleşecek, oysa daha çok erken! Şu an ne isterdim biliyor musun, veda yazısı yerine senin başarılarını, yeni kitaplarını, söyleşilerini yazmak, seninle yine bir röportaj yapmak. Sevgili hocam, sevgili dostum, öykülerimi ilk okuyanım, edebi yönümü en çok destekleyenim, hiç tanımadığım yazarların hiç duymadığım kitaplarıyla beni tanıştıran.  İzlediği ilginç filmleri benimle paylaşan, tartışan… “Merhaba” diye başlarsın yaratıcı yazarlık derslerine, sonra eklersin “merhaba demek benden sana zarar gelmez demektir,” diye. Koca kalbinle kimseyi üzecek, kıracak bir söz dahi etmediğinden eminim. Günlerdir seni anıyorum. “Twitter’da olmalısın” deyip sana hesap açışımızı, özene bezene seçtiğin

“We are Beyond What I Had Dreamed of When I Moved to Dubai”

Cem Habib  We talked about how the peace deal between Israel and the United Arab Emirates affected the Jewish life in the Emirates, with the investment manager Cem Habib, who has been living in Dubai since 2016, and who is one of the founding members of the Jewish Council of Emirates (JCE), the first officially recognized Jewish community of the UAE. How long have you been living in Dubai? What influenced you in deciding to live here? I moved to Dubai in 2016, before I had been living in London. My customer base at that time was in Kazakhstan and it had gotten harder commuting there from London every month after 6 years. There were three direct flights between Dubai and Kazakhstan, every day, with a flight time of less than 4 hours. To improve our quality of life and to spend more time with the kids, we moved to Dubai. When moving, how could you overcome the thought “As a Jew, will I be comfortable living in an Arab country with my family?” I talked to my friends from different countri