Ana içeriğe atla

Türkiye’nin casusluk bombası İsrail’i etkilemiyor - Al Monitor / yorumlarımla

İsrail’le normalleşme arayışı veya arzusunun sürdürüldüğü bir dönemde Mossad’ın Türkiye’de Filistinliler ve Araplardan oluşan bir casusluk şebekesi kurduğu haberi patlatıldı. Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) bir yıllık takibinin ardından şebekenin deşifre olduğu ve 15 kişinin yakalandığı belirtildi. Hükümetin kontrolündeki Sabah gazetesi, haberi “Türk istihbaratı, ülkemizde espiyonaj (casusluk) amacıyla faaliyet gösteren üçer kişilik hücreler halinde örgütlenmiş 15 kişilik bir Mossad şebekesini çökertti” diye verdi. 

(...)

Şalom gazetesi yazarı Karel Valansi de ilişiklerde olduğundan daha fazla bir kötüleşme beklemiyor. Al-Monitor’a değerlendirmelerde bulunan Valansi “İsrail’de çok gündem olmayan bir konu. Filistinlilerin iç meselesi olarak bakılıyor” deyip ekliyor: “İsrail istihbaratının Türkiye’deki ana önceliği Hamas. İki ülke arasındaki normalleşmenin önündeki engellerden biri de Türkiye’de bulunan Hamas liderleri ve bu kişilerin planladığı/düzenlediği terör saldırıları. İsrail bu şekilde düşünüyor. Kaybolan öğrenciler meselesi ise Filistinlilerin bir iç meselesi olarak görülüyor. Yani Türkiye’de servis edildiği kadar önemli bir gündem maddesi olmadı İsrail’de.”

Valansi olayın normalleşme perspektifine olası etkisine ilişkin de şunları söylüyor: “Normalleşme için güvenin yeniden kurulması gerekiyor. Ehud Olmert döneminde yarım kalan Türkiye’nin Suriye-İsrail arabuluculuk çabasından beri ilişki sürekli darbe aldı. Güven kayboldu. Arka planda görüşmeler hiç kesilmemiş olsa dahi büyükelçilerin göreve dönmesi durumunda bile iki ülke arasında eski yakınlığı ve ortaklığı yeniden sağlamak zaman, emek ve daha da önemlisi siyasi irade gerektiriyor.”

(...)


Fehim Taştekin, Al Monitor, 25 Ekim 2021 https://www.al-monitor.com/tr/originals/2021/10/turkeys-spy-bust-bombshell-unlikely-further-worsen-ties-israel#ixzz7AxxCmhNa

in english https://www.al-monitor.com/originals/2021/10/turkeys-spy-bust-bombshell-unlikely-further-worsen-ties-israel



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Orta Büyüklükte Bir Güç Olarak Türkiye’nin Dış Politikası

Farklı bölgelerde devam eden savaş ve krizler, uluslararası ilişkilerde güç rekabetini öne çıkarıyor. Buna ABD’nin büyük güç olarak alışılmış rolünü yerine getirmekteki isteksizliği de eklendiğinde, 1945’ten bu yana kurulan uluslararası düzen ve yapı taşı olan kurumlar yıpranıyor. Bunun sonucu olarak belirsizlik artıyor ve mevcut küresel sistem bir geçiş döneminin sancılarını yaşıyor. Öte yandan bu durum, orta güç olarak tanımlanan ülkelere daha geniş bir hareket alanı da sağlıyor. Bu sayede orta güçteki ülkeler, sistemde dengeyi gözeten, arabuluculuk yapabilen, bölgesinin istikrarına katkı sağlayabilen, hatta zaman zaman kapasitesinin üzerinde sorumluluk ve inisiyatif alabilen, küresel düzeyde etkili roller oynayabilen aktörler haline geliyor. Özellikle belirsizlik dönemlerinde bu ülkeler çok yönlü diplomasi, proaktif dış politika, esnek ittifak arayışları ile öne çıkabiliyor. Türkiye, bu bağlamda, orta güçte bir devlet olarak dikkat çeken bir örnek teşkil ediyor. Jeostratejik konumu,...

Ahmet Han: “Türkiye ile İsrail kadar stratejik çıkarları bu kadar örtüşen iki ülke daha yok”

Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Kasım Han ile İsrail’de üç çocuğun kaçırılmasının ardından başlayan süreci, son Gazze operasyonunun hem İsrail-Filistin ilişkilerinin geleceğine hem de dünyada artan antisemitizme etkisini konuştuk. Ayrıca yaşanan tüm bu olayların Türkiye’deki yansımaları ve Türkiye-İsrail ilişkilerinin geleceğini tartıştık. Dökme Kurşun Operasyonu’ndan sonra İsrail ile Hamas arasında sükûnete karşı sükûnet anlayışı hâkimdi. Ne değişti? İsrailli üç çocuğun kaçırılıp öldürülmesi ile mi işler değişti yoksa daha önceden bunun sinyalleri var mıydı? Tarafların ikisinin de birbirleri ile ilgili bir algıları var. Kim kimin neyi ne kadar stokladığını biliyor. Bu bakımdan herkesin bir müdahale eşiğinin olduğunu düşünüyorum. Yüksek sesle çok söylenmiyor ama pişe pişe bir noktaya geldiği zaman taraflar biliyor ki artık orada mutfağa girmek, müdahale etmek lazım. Bu İsrail için Hamas’ın silahlanması ve altyapısını geliştirmesi ile ...

“We are Beyond What I Had Dreamed of When I Moved to Dubai”

Cem Habib  We talked about how the peace deal between Israel and the United Arab Emirates affected the Jewish life in the Emirates, with the investment manager Cem Habib, who has been living in Dubai since 2016, and who is one of the founding members of the Jewish Council of Emirates (JCE), the first officially recognized Jewish community of the UAE. How long have you been living in Dubai? What influenced you in deciding to live here? I moved to Dubai in 2016, before I had been living in London. My customer base at that time was in Kazakhstan and it had gotten harder commuting there from London every month after 6 years. There were three direct flights between Dubai and Kazakhstan, every day, with a flight time of less than 4 hours. To improve our quality of life and to spend more time with the kids, we moved to Dubai. When moving, how could you overcome the thought “As a Jew, will I be comfortable living in an Arab country with my family?” I talked to my friends from different cou...