Ana içeriğe atla

Dış tehdit algısında değişiklik yok

Kadir Has Üniversitesi ve Global Akademi tarafından hazırlanan ´Türk Dış Politikası Kamuoyu Algıları Araştırması´nın 2022 sonuçları, bölgemizde yaşanan çatışma ve savaşların hem dışişleri bakanlığının önemini ortaya koyduğunu, hem de Batı´ya olan algının olumlu yönde değişmeye başladığını gösteriyor. ABD ve NATO´ya yönelik algıda bir iyileşme yaşanmasına rağmen, tehdit olarak tanımlanan ülkeler sıralamasında ABD ve İsrail ilk sıradaki yerlerini koruyor.

On yıldır Türkiye’nin nabzını tutan 'Türk Dış Politikası Kamuoyu Algıları Araştırması'nın 2022 yılı sonuçları 8 Eylül günü bir basın toplantısıyla açıklandı. Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Aydın koordinasyonunda akademik bir ekip tarafından yürütülen çalışmada Türkiye temsiliyetine sahip 26 ilde yaşayan 18 yaş üzeri bin kişiyle yapılan görüşmelere dayanan araştırma, 25 Mayıs - 7 Haziran 2022 tarihleri arasında Akademetre Araştırma ve Stratejik Planlama tarafından gerçekleştirildi.

Araştırmanın geriye dönük on yıllık bir dataya sahip olması, Türk halkının algılarındaki değişimi görmek açısından oldukça önemli. Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Global Akademi Genel Koordinatörü Prof. Dr. Mustafa Aydın, “Bu çalışma ile Türkiye’nin dış politikasında yaşanan değişimlerin halk nezdindeki karşılığı ölçülüyor; ayrıca Türkiye’nin iç siyasi gelişmeleriyle dış politikası arasındaki bağlantıların takibi ve öngörülmesi de mümkün oluyor. Kadir Has Üniversitesi ve Global Akademi olarak böyle bir araştırmayı gerçekleştirmekten büyük mutluluk duyuyoruz,” dedi.

Araştırmanın bir hayli ilginç sonuçları var. Türk halkının dış politika konularındaki ana haber kaynağı yüzde 86,9 oranıyla televizyon. Televizyonu yüzde 46,9 ile sosyal ağlar ve yüzde 41,3 ile internet haber portalları takip ediyor. Dış politika arkadaşlarla yapılan sohbetlerin ana konusu değil. Ekonomi ve pandemi, uluslararası gelişmelerin önüne geçmiş durumda.

Araştırma sonuçlarına göre, bölgemizde yaşanan çatışma ve savaşlar hem dışişleri bakanlığının önemini ortaya koymuş hem de Batı’ya olan olumsuz algıyı biraz değiştirmiş durumda.

Bu yıl, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildikten sonra ilk defa Dışişleri Bakanlığı politika yapımına etkide ilk sıraya yükseldi. “Sizce Türkiye’de dış politikanın yapım sürecine en çok hangi kurumlar etkide bulunmaktadır?”sorusuna bu yıl katılımcıların yüzde 53,5’i “Dışişleri Bakanlığı” yanıtını verirken, yüzde 50,9’u “Cumhurbaşkanlığı” dedi. Bu oranlar 2021’de sırasıyla yüzde 52,1 ve yüzde 55,1 idi.

Ankete katılanların yüzde 60’ı Türkiye’nin NATO üyeliğinin devam etmesi gerektiğini belirtirken, bu üyeliğin Türkiye’ye katkı sağladığını söyleyenlerin oranı 2021’deki yüzde 45,6’dan yüzde 52’ye yükselmiş durumda. En büyük katkının “Olası bir askeri saldırı halinde Türkiye’nin yardımına gelecek olması” olduğunu söyleyenlerin oranı ise yüzde 59,2. “ABD’yi, Türkiye ile ilişkileri açısından en iyi ne tarif eder?” sorusuna geçen yıl katılımcıların yüzde 14’ü “stratejik ortaktık” yanıtını verirken, bu yıl bu oran yüzde 27,6’ya yükselmiş durumda.

Araştırmaya göre, Türkiye’yi “Avrupa ülkesidir” şeklinde tanımlayanların oranı geçen yılki yüzde 40,6’dan bu yıl yüzde 29,1’e düşmesine rağmen ilk sıradaki yerini korudu. Aynı kategoride Türkiye’yi bir “Ortadoğu ülkesi” olarak tanımlayanların oranı ise geçen yılki yüzde 17’den bu yıl yüzde 25,5’e yükselerek ikinci sırada yer aldı. Türkiye’yi kendine has özellikleri olan bir ülke olarak tanımlayanların oranı ise, yüzde 19,8’den yüzde 15,6’ya düştü.

En önemli dış politika sorunu terörle mücadele (yüzde 14,7). Terörün ardından İsrail (yüzde 11,9) ve ABD (yüzde 11,9) ile ilişkiler geliyor. Buna karşılık, güncel sorunlar yerine “Gelecek on yılın beklenen en önemli dış politika sorunları” sorulduğunda, ankete katılanların yüzde 39’u “Suriye’de savaş”sorununu ilk sırada belirtirken, yüzde 37,7’si “küresel finansal/ekonomik kriz”, yüzde 34,7’si “Ortadoğu’da silahlı çatışmalar” yanıtını verdi.

Türkiye-Yunanistan ilişkilerindeki en önemli sorun yüzde 51,6 ile “Ege’de deniz alanlarının paylaşımı” olarak tespit edilirken, bunu yüzde 51,4 ile “Ege adalarının silahlandırılması” takip etti. Rusya ile en önemli sorun Suriye’de PYD/YPG güçlerine destek vermesi (yüzde 52,1) olarak belirtildi. İsrail ile normalleşmeye destek geçen seneki gibi yüzde 26,6’da kalırken, fikrim yok diyenlerin yüksek oranı (yüzde 43,9) dikkat çekti. Türkiye’nin Mısır, Suudi Arabistan ve BAE ile ilişkilerini normalleştirmesine destek ise yüzde 37-38 bandında kaldı.

Araştırmanın değişmeyen bir verisi Türk halkının dost ve düşman algısında ortaya çıkıyor. Türk halkı Azerbaycan ve KKTC’yi dost ülke olarak tanımlarken, her yıl olduğu gibi ABD (yüzde 54) ve İsrail (yüzde 41,9) tehdit kabul edilen ülkelerin başında geldi. Dış politikada iş birliği yapılması gereken ülkeler olarak ilk sırada ABD’nin (yüzde 39,9) gelmesi ise algılardaki tutarsızlığı gösteriyor. ABD’yi yüzde 27,9 ile Müslüman ülkeler ve yüzde 26,2 ile Avrupa Birliği ülkeleri takip ediyor. ABD ve AB ülkeleriyle iş birliği yapılmasını önemseyenlerin ilk üç sırada bulunması, geçtiğimiz yıllara oranla desteğin arttığını gösteriyor. Araştırmanın yıllara meydan okuyan bir diğer değişmezi ise “Yurtta sulh cihanda sulh” ilkesi. Sonuçlar Türk halkının dış politikada tarafsız ve herhangi bir müdahalede bulunmaması gerektiğini düşündüğünü gösteriyor.

Araştırmanın detaylarına linkten ulaşabilirsiniz: https://www.khas.edu.tr/wp-content/uploads/2022/09/TDP_2022_TUR_FINAL_05.09.2022.pdf

Karel Valansi, Şalom Gazetesi 14 Eylül 2022 https://www.salom.com.tr/haber/123246/dis-tehdit-algisinda-degisiklik-yok

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

“We are Beyond What I Had Dreamed of When I Moved to Dubai”

Cem Habib  We talked about how the peace deal between Israel and the United Arab Emirates affected the Jewish life in the Emirates, with the investment manager Cem Habib, who has been living in Dubai since 2016, and who is one of the founding members of the Jewish Council of Emirates (JCE), the first officially recognized Jewish community of the UAE. How long have you been living in Dubai? What influenced you in deciding to live here? I moved to Dubai in 2016, before I had been living in London. My customer base at that time was in Kazakhstan and it had gotten harder commuting there from London every month after 6 years. There were three direct flights between Dubai and Kazakhstan, every day, with a flight time of less than 4 hours. To improve our quality of life and to spend more time with the kids, we moved to Dubai. When moving, how could you overcome the thought “As a Jew, will I be comfortable living in an Arab country with my family?” I talked to my friends from different countri

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları

Her yaşam bir roman - Panama´daki Türk Yahudileri

Panama´da hızla büyüyen bir Yahudi yaşamı var. Café con Teclas kitabının yazarı gazeteci Sarita Esses´in yanı sıra Antakyalı Eli Cemal, Mersinli Musa İlarslan, Trakya kökenli Julia Kohen de Ovadia ve kuzeni İstanbullu Çela Alkabes de Eskinazi ile göç hikayelerini ve Panama´daki yaşamlarını konuştuğumuz keyifli bir sohbet sizleri bekliyor. Julia Kohen de Ovadia İstanbul doğumluyum. Babam Çanakkaleli Aron Kohen, annem ise Çorlulu Suzi Bahar.  Seneler evvel büyükbabamın eltisi Meksikalı Sultana genç yaşta çocuksuz dul kalınca küçük teyzem Donna’yı yollamasını istedi anneannemden. Donna da Sultana teyzesiyle yaşamak için Meksika’ya gitti. Orada eniştem Moises Mizrachi ile tanıştı ve evlenerek Panama’ya taşındı. Büyükbabam Nessim Bahar vefat edince anneannem Coya, ablam Malka ile iki aylığına kızını görmeye Panama’ya gitti. Ancak orada ablam eniştemle tanıştı, evlendi ve hayatını Panama’da kurdu. Dört çocuğu ve on torunu var. Ablamın düğünü için Panama’ya geldiğimizde ben Saint Pulcherie’de