Ana içeriğe atla

Diplomatik ilişkilerden savunma işbirliğine

Ortadoğu sürekli bir değişimin içerisinde. İstikrar, barış ve refah bu bölgenin geneli için en çok arzulanan şeylerin başında geliyor. Bölge daha çok savaşlarla ve çatışmalarla tanınıyor. Ancak tüm bu olumsuzlukların yanında, yeni bir ‘normal’ filizleniyor. Çok değil, iki-üç sene önce hayalimizi zorlayarak bile söylemeye çekineceğimiz yeni bir işbirliği gittikçe güçleniyor.


15 Eylül 2020’de Beyaz Saray’ın bahçesinde İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn arasında imzalanan İbrahim Anlaşmaları (Abraham Accords) kısa bir sürede Fas ve Sudan’ı da içine alarak genişlemişti. ABD, İsrail ve bu Arap ülkeleri arasındaki yatırım ve ticaret artarken, İran’a yönelik ortak tehdit algıları birliklerini güçlendiriyor.

Şimdiye kadar gizli yürütülen ilişkiler bu anlaşmalarla gün yüzüne çıkarılırken, başta BAE ile olmak üzere, İsrail’in bu ülkelerle olan ilişkisi giderek derinleşiyor. İlişkilerin sadece ekonomi alanında geliştiğini de düşünmemek lazım. Mısır ve Ürdün ile imzalanana ‘soğuk barış’ların yerine diplomatik bir hareketlilik, toplumsal bir yakınlaşma hatta ve hatta bir savunma işbirliği de gelişmekte.

Diplomatik ilişkilerin geliştiğini bu kadar kısa bir sürede, İsrail ile BAE ve Bahreyn’in karşılıklı olarak büyükelçileri ataması, elçiliklerin açılması, İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid'in BAE ziyareti, İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz’ın Fas ziyareti ve imzalanan güvenlik ve istihbarat anlaşmaları, kurulan farklı iş ve endüstri odaları, İsrail ile Ürdün arasında BAE aracılığıyla imzalanan su ve enerji anlaşmalarını örnek gösterebiliriz.

Bu sefer sadece hükümetler değil halklar da yaklaşıyor. Son iki yıldır Hanuka bayramı BAE’de meydanlarda kutlanıyor. Ülkede bir Yahudi cemaati gelişirken, İsrailli turistlerin seyahat rotasına bu ülkeler de eklendi. Arap turistlerin İsrail ziyaretleri ise artıyor. İsrail üniversitelerinde BAE öğrencilerine artık rastlamak mümkün. İsrailli basketçi Muhammed Abu Arisha da bir Fas takımında oynayacak.

Turizm konusunu sadece ilişkilerin normalleşmesinin getirdiği doğal bir gelişme olarak görmemek lazım. Unutmamak lazım ki, çok uzak olmayan bir geçmişte, bırakın Arap ve İsraillilerin birbirini ziyaret etmesini, pasaportunda İsrail damgası bulunanlar Arap ülkelerine giremiyorlardı. İsrail giriş damgasını bir kağıt üzerine basıyor ya da ziyaretçiler iki pasaport sahibi olmak zorunda kalıyordu.

Oluşturulan bu momentum Arap toplumlarının İsrail’e bakışını da etkiliyor. 1967, 1973 savaşlarını yaşamamış olan Arap gençleri İsrail’i bölgenin bir gerçeği olarak kabul ediyorlar. Bu da önceki kuşak politikacıların “her sorunun nedeni Siyonistler” tezinin gittikçe daha az alıcısı olması sonucunu doğuruyor. Gençler İsrail ile işbirliğini ideolojik pencereden çok ekonominin, ülkenin gelişmesi olarak algılıyor. Sosyal medyada ise İbrahim Anlaşmasıyla birlikte Arap kullanıcılar İsrail ile ilgili olumlu düşüncelerini -bir tabu olmaktan çıktığı için- daha açık bir şekilde paylaşabiliyorlar. İsrail’i ziyaret ederek gezdikleri yerleri ve tecrübelerini aktarıyorlar.

Diplomatik ve toplumsal ilişkilerin yanında güvenlik ilişkileri de gelişiyor. Nisan 2021’de İsrail ve BAE hava kuvvetleri ilk kez birlikte Yunanistan’daki Iniochoshava tatbikatına katıldılar. Olası savaş senaryolarına karşı katılımcı ülkelerin işbirliği ve birlikte çalışmaları hedefleniyor bu tür tatbikatlarda. Hemen ardından Ekim 2021’de BAE Hava Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral İbrahim Nasır Muhammed Al-Alawi, Mavi Bayrak tatbikatını izlemek için İsrail'i ziyaret etti. Ziyaret sonrası İsrail Hava Kuvvetleri Başkanı Amir Lazar iki ülkenin bir gün İran’a karşı beraber çalışabileceklerini belirtti. Bu da savunma ilişkilerinin nasıl bir ivme kazandığını göstermesi açısından önemli.

Aynı şekilde, İran’ın Hürmüz Boğazını kapatma tehdidi ve Basra Körfezindeki güç projeksiyonuna cevap niteliğinde bir çok tatbikat gerçekleştirdi ABD ve İsrail. Ancak Kasım 2021’de gerçekleşen ve BAE ve Bahreyn’in de katıldığı Akabe Körfezi'ndeki ortak deniz tatbikatı İran tehdidine karşı Körfez-ABD-İsrail işbirliğini net olarak gösterdi.

ABD’deki başkan değişikliğinden sonra Biden’ın Trump kadar yoğun bu konuya öncelik vermediği söylenebilir. Ancak bu, BAE’nin öncülüğündeki normalleşmenin devam etmediği anlamına gelmiyor. İbrahim Anlaşmaları artık Jared Kushner ve Donald Trump’ın öncülüğünden imzacılarının himayesine geçmiş durumda.

Karel Valansi OBJEKTİF 19 Ocak 2022 https://www.salom.com.tr/koseyazisi-121004-diplomatik_iliskilerden_savunma_isbirligine.html

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

“We are Beyond What I Had Dreamed of When I Moved to Dubai”

Cem Habib  We talked about how the peace deal between Israel and the United Arab Emirates affected the Jewish life in the Emirates, with the investment manager Cem Habib, who has been living in Dubai since 2016, and who is one of the founding members of the Jewish Council of Emirates (JCE), the first officially recognized Jewish community of the UAE. How long have you been living in Dubai? What influenced you in deciding to live here? I moved to Dubai in 2016, before I had been living in London. My customer base at that time was in Kazakhstan and it had gotten harder commuting there from London every month after 6 years. There were three direct flights between Dubai and Kazakhstan, every day, with a flight time of less than 4 hours. To improve our quality of life and to spend more time with the kids, we moved to Dubai. When moving, how could you overcome the thought “As a Jew, will I be comfortable living in an Arab country with my family?” I talked to my friends from different countri

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları

Her yaşam bir roman - Panama´daki Türk Yahudileri

Panama´da hızla büyüyen bir Yahudi yaşamı var. Café con Teclas kitabının yazarı gazeteci Sarita Esses´in yanı sıra Antakyalı Eli Cemal, Mersinli Musa İlarslan, Trakya kökenli Julia Kohen de Ovadia ve kuzeni İstanbullu Çela Alkabes de Eskinazi ile göç hikayelerini ve Panama´daki yaşamlarını konuştuğumuz keyifli bir sohbet sizleri bekliyor. Julia Kohen de Ovadia İstanbul doğumluyum. Babam Çanakkaleli Aron Kohen, annem ise Çorlulu Suzi Bahar.  Seneler evvel büyükbabamın eltisi Meksikalı Sultana genç yaşta çocuksuz dul kalınca küçük teyzem Donna’yı yollamasını istedi anneannemden. Donna da Sultana teyzesiyle yaşamak için Meksika’ya gitti. Orada eniştem Moises Mizrachi ile tanıştı ve evlenerek Panama’ya taşındı. Büyükbabam Nessim Bahar vefat edince anneannem Coya, ablam Malka ile iki aylığına kızını görmeye Panama’ya gitti. Ancak orada ablam eniştemle tanıştı, evlendi ve hayatını Panama’da kurdu. Dört çocuğu ve on torunu var. Ablamın düğünü için Panama’ya geldiğimizde ben Saint Pulcherie’de