Ana içeriğe atla

Genç DJ Carlita ile tanışın

Carla Frayman ya da bilinen adıyla Carlita henüz 24 yaşında bir DJ, prodüktör ve farklı kültürleri harmanladığı müzikleriyle dikkat çekiyor. Carlita’nın müzikleri Ortadoğu ve Latin Amerika ezgilerinin bir birleşimi. Başta Meksika ve ABD olmak üzere Avrupa ve Türkiye’de ciddi bir hayran kitlesine sahip olmaya başlayan Carlita’nın stili müzik otoritelerince yalın ve tinsel olarak tanımlanıyor. Etnik ve Latin ritimleri Afro disko ve tropikal ezgilerle birleştiriyor. Çıkardığı albümler arasında El Pescador (Lump Records), Narayana Ep (Lump Records), Onpash (Leveldva Records) yer alıyor.
İstanbul’da doğup büyüyen ve küçük yaştan itibaren müziğe ilgisi olan Carlita, arkadaşlarıyla da paylaştığı playlist’ler hazırlarmış. Müzik serüvenini kendisiyle konuştuk:
Küçük yaştan beri çello, gitar ve piyanoya merakım vardı. Ortaokul çağlarında İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarına kabul edildim. Daha sonra İngiltere’nin en köklü konservatuarı olan Royal Academy of Music’in 5. sınıfından başarıyla mezun oldum. Enka Okullarında liseyi bitirdikten sonra üniversite eğitimi için Northeastern Üniversitesine gittim. Uluslararası işletme ve pazarlama okurken ikinci branşım müzikti. Orada DJ’lik ve müzik üretimine yoğunlaştım.
Aldığı konservatuvar eğitiminin müziği daha hızlı ve teknik bir şekilde yaratmaya yardımcı olduğunu söyleyen Carlita, son altı yıldır elektronik müzikle uğraşıyor; öğrendiği tüm müzik altyapısının ve teorilerin yaptığı müzikte uyum ve harmoni olmasını sağladığını söylüyor. Bu sayede DJ’lik yaparken şarkıların tonunu da ayırt edebiliyor. Ve bu özelliği sayesinde biz dinleyicileri müzikal bir şölen yaşayabiliyoruz.
Müzik enstrümanlarını ise ayırt edemediğini, hepsini ayrı bir şekilde sevdiğini söylüyor:Elektrogitarı çok seviyorum, küçüklüğümden beri rock müzik hayranıyım ve hâlâ şarkılarımda çok kullanıyorum. Son çıkan şarkım ‘El Ritmo Del Tambor’da elektrogitarın ağırlığını rahatlıkla görebilirsiniz. Çello benim için yeri çok ayrı çünkü müzik aşkım ilk onunla başladı. Bu aralar sitar (uzun saplı Hindistan kökenli bir saz türü) çok hoşuma gidiyor. Sesi sanki başka bir dünyaya geçiş gibi.
Yaptığı müziği sınıflandırmayı sevmiyor: Elektronik müzik yapıyorum demek basit bir cevap olur. Kendini diğerlerinden ayırt eden farklı bir sesin olması gerekiyor. Daha çok elektronik müzik ile dünya müziğini karıştırmayı seviyorum. Mesela perküsyon kullanıyorum, şarkıların ‘Groove’ olmasını seviyorum. Bazı Afrika vokalleri, ağır bass’ları kullanıyorum. Ayrıca, Rock müziğinin de arada sırada şarkılarımda etkisi olmasını sağlıyorum.
Meksika’da ciddi bir hayran kitlesine sahip. En çok Tulum ve Mexico City’de şov gerçekleştirdiğini söylüyor. Gelecek aylarda yeniden Tulum’a gidecek. En unutulmayan performansını sorduğumda cevabı yine Tulum oluyor: Maxa Camp Tulum’un kapanış partisinde on saat durmadan çaldım. Binlerce kişi vardı, hava çok güzeldi, denizin yanında bir ortam. Herkes çok mutluydu ve ben de çok mutluydum. Hiç bitmesini istemediğim bir gündü benim için.
Carlita birçok farklı ortamlarda çalıyor. Onu bir gün Nikaragua ormanlarının içinde bir partide veya İstanbul Soho House’ta dinleyebilirsiniz. İstanbul’da büyüdüğü için dünya müziğine aşina ancak sık sık ziyaret etmeye çalıştığı Brooklyn’i dünya kültürlerinin bir buluşma noktası olarak görüyor ve hem vizyonunun gelişmesinde hem de müziklerine etki ettiğini söylüyor. Müziklerinde bu farklı kültürlerin etkilerini görmek mümkün. En sevdiği müziği veya takip ettiği sanatçıları sorduğumuzda ise cevabı Nicola Cruz, Ocena vs Orientalis oluyor.
Karel Valansi, Şalom gazetesi 17 Nisan 2018 http://www.salom.com.tr/haber-110328-genc_dj_carlita_ile_tanisin.html

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları

1986 Neve Şalom Kurbanları Anıldı / Acılarımız hep aynı

6 Eylül 1986’da Neve Şalom Sinagoguna düzenlenen korkunç saldırıda hayatını kaybeden 22 kişi düzenlenen bir törenle anıldı. Terör kurbanlarının anısına yakınlarının yaktıkları mumlarla başlayan tören Türkiye Hahambaşılığı Vakfı Danışmanı Beri Koronyo’nun anlamlı konuşmasıyla sürdü. Hayatını kaybedenler için okunan duaların ardından Aşkenaz Mezarlığında bulunan anıt mezar ziyaret edildi. 6 Eylül 1986 Cumartesi sabahı saat 09.17’de Neve Şalom Sinagogu acımasız bir terör saldırısına uğradı. Sinagogu basan teröristler, ellerindeki makineli tüfeklerle Şabat ibadetlerini yerine getirmekte olan kişilere saldırdılar, birkaç dakika süren silahlı saldırıda 22 Yahudi hayatını kaybetti. Şabat duasını kana bulayan bu korkunç katliamın 33. yıldönümünde hayatını kaybeden Aşer Ergün, Avram Eskenazi, Bensiyon Levi, Binyamin Ereskenazi, Daniel Daryo Baruh, Davit Behar, Eliyezer Hara, İbrahim Ergün, İsak Barokas, İsak Gerşon, Jozef Alhalel, Leon Levi Musaoğlu, Mirza Ağajan Babazadeh, Moiz Levi, Dr. Mo

Yahudi Kültürü Avrupa Günü: İris ile Eran temsili düğün töreni ile yeniden evlendi

Yahudi Kültürü Avrupa Günü etkinlikleri kapsamında bu sene Neve Şalom Sinagogu’nda temsili bir Yahudi düğünü düzenlendi. İris ve Eran’ın düğünü açıklamalar eşliğinde gerçekleşirken, gazetemizin fotoğraf editörü Alberto Modiano’nun ‘Zaman ve Mekân içinde Musevilik’ adlı sergisi de yer aldı 26 Ekim Pazar günü Neve Şalom Sinagogu’nu dolduran farklı kesimlerden misafirler, on beş gün önce evlenen İris ve Eran’ın temsili düğün törenini izlemek için bir araya geldiler. Sinagogun girişinde Şalom Gazetesi Fotoğraf Editörü Alberto Modiano’nun ‘Zaman ve Mekân İçinde Musevilik’ adlı sergisi gelenleri karşıladı. İlgi ile gezilen sergide sanatçı, İstanbul Yahudi Cemaati’nin dini ritüellerini fotoğraflar aracılığıyla anlatıyor. Yahudilerin günümüz Türkiye’sinde örf ve adetlerini tanıtan fotoğraflar, Sefarad, Aşkenaz ve İtalyan Yahudilerinin dini yaşam döngüsünü konu alıyor. Gerçek bir düğün törenini öncesinde olduğu gibi genç kızlar gelenleri şeker dolu bonboniyerlerle karşıladılar ve anı