Ana içeriğe atla

İstanbul Üniversitesinde ‘Gelin Tanış Olalım’ etkinliği





İstanbul Üniversitesinde ‘Gelin Tanış Olalım’ etkinliği
7 Kasım Perşembe günü İstanbul Üniversitesi Auzef Kampüsü Binasında bulunan Doğu Dilleri Enstitüsü ‘Gelin Tanış Olalım’ etkinliğine ev sahipliği yaptı. Tarih Kulübü Derneği ve Doğu Dilleri Enstitüsü tarafından düzenlenen sohbete İstanbul Üniversitesi öğrenci ve hocalarının yanı sıra konuyla ilgilenen kişiler katıldı.
Toplumdaki önyargıları yıkmak amacıyla düzenlenen etkinlikte görev alan Türk Yahudi Toplumu üyeleri, bu tür etkinliklerin hem diyalog kurmada hem de aynı topraklarda büyüyen bizlerin çok da farklı olmadığını göstermesi açısından önemli olduğunu söylediler. Proje yöneticisi ve gazetemiz yazarı Karel Valansi, bu tür etkinliklerin farklı üniversitelerde devam edeceğini, geri dönüşlerin çok olumlu olduğunu belirtti. Valansi, “Türkçe konuşuyor olmamız bile şaşırtıcı geliyor kimi zaman. Bizleri İsrailli, dindar ve yabancı olarak görüyorlar genelde. Türkiye’deki ibadet özgürlüğünün durumu, Türk Yahudi nüfusunun özellikleri, hangi şehirlerde Yahudilerin yaşadığı gibi soruların yanı sıra, sinagoglardaki güvenlik tedbirlerinin sebepleri sorulan başlıca sorular arasındaydı. Konu ister istemez İsrail ve Filistinliler konusuna da geliyor çoğu zaman” dedi.
Her katılımcının bir Türk Yahudi’siyle 30 ile 45 dakika arasında teke tek sohbet ettiği ve aklına takılan soruları sorabildiği etkinliğin sonunda duygularını paylaşan katılımcılar etkinlikten memnun kaldıklarını, zamanın daha uzun olmasını ve daha uzun konuşabilme fırsatı olmasını dilediklerini belirtti. Sohbetin sonunda kafalarında yeni soruların oluştuğunu belirten kimi katılımcı, bunun bazı konulara farklı açılardan bakma yolunu açtığını söyledi.

Bir sonraki ‘Gelin Tanış Olalım’ etkinliği, 24 Kasım Pazar günü ‘Yahudi Kültürü Avrupa Günü’ etkinlikleri kapsamında 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesinde saat 11.00 ile 15.30 arasında gerçekleşecek.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları

Yahudi Kültürü Avrupa Günü: İris ile Eran temsili düğün töreni ile yeniden evlendi

Yahudi Kültürü Avrupa Günü etkinlikleri kapsamında bu sene Neve Şalom Sinagogu’nda temsili bir Yahudi düğünü düzenlendi. İris ve Eran’ın düğünü açıklamalar eşliğinde gerçekleşirken, gazetemizin fotoğraf editörü Alberto Modiano’nun ‘Zaman ve Mekân içinde Musevilik’ adlı sergisi de yer aldı 26 Ekim Pazar günü Neve Şalom Sinagogu’nu dolduran farklı kesimlerden misafirler, on beş gün önce evlenen İris ve Eran’ın temsili düğün törenini izlemek için bir araya geldiler. Sinagogun girişinde Şalom Gazetesi Fotoğraf Editörü Alberto Modiano’nun ‘Zaman ve Mekân İçinde Musevilik’ adlı sergisi gelenleri karşıladı. İlgi ile gezilen sergide sanatçı, İstanbul Yahudi Cemaati’nin dini ritüellerini fotoğraflar aracılığıyla anlatıyor. Yahudilerin günümüz Türkiye’sinde örf ve adetlerini tanıtan fotoğraflar, Sefarad, Aşkenaz ve İtalyan Yahudilerinin dini yaşam döngüsünü konu alıyor. Gerçek bir düğün törenini öncesinde olduğu gibi genç kızlar gelenleri şeker dolu bonboniyerlerle karşıladılar ve anı

‘Atatürk akılcılığına sıkı sıkı sarılalım’

Sıra dışı bir adam: Celâl Şengör Dr. Ali Mehmet Celâl Şengör, jeoloji dendiğinde akla gelen ilk isimlerden. Bu konuda 19 kitap, 276 bilimsel makale yayınlamış bir bilim insanı. Tarih ve felsefe ile ilgili de bir çok popüler makalenin sahibi. Biz onu bir de Fatih Altaylı ile yaptığı TV programlarından ve çok farklı, gündem oluşturan açıklamaları ile biliyoruz. Geçtiğimiz pazar günü Limmud’a katılan Şengör’e röportaj teklif ettiğimde hem hemen kabul etti, hem de muhteşem kütüphanesini tanımam için evine davet etti. Bu röportajı bizim o günkü keyifli sohbetimizden derledim. Jeoloji ile ilginiz nasıl başladı, nasıl gelişti? Çok küçükken annem bana bir kitap aldı. Üzerinde bir brontozorun kafası vardı, görmediğim hayvanlar ilginç şeyler diye düşündüm. İlkokul öğretmenim bir fen ve tabiat ansiklopedisi hediye etti. Orada bir paleontoloji bölümü vardı. Çok ilgimi çekti. Meraklıydım. Bir mikroskop seti alındı orada sinekleri inceliyordum. Yazları sık sık Bursa’ya giderdik. Anneannem ve