Ana içeriğe atla

Rusya ile Ukrayna arasında

Dindar bir Yahudinin kutsal Şabat günü (Cumartesi) seyahate çıkması pek rastlanan bir durum değildir. Bu nedenle İsrail Başbakanı Naftali Bennett'in pazar gününü beklemeksizin, cumartesi günü önce Moskova'ya ardından Berlin'e gitmesinin çok geçerli bir nedeni olmalıydı. Şabat kuralları ancak hayati durumlarda bozulabilir. Bennett'in bu kararı alması durumun vahametini, aciliyetini ve İsrail'in omuzlarındaki yükün ağırlığını göstermesi açısından dikkat çekici. 

İsrail beklenmedik bir biçimde Rusya ile Ukrayna arasında arabuluculuk görevini sahiplenmiş durumda. İsrail ilk kez uluslararası bir krizde böylesi önemli bir rol üstleniyor. Bennett ise bu konuda tecrübesini bilmediğimiz bir aktör. Tam da bu sebeple Türkiye ile normalleşme çabalarını İsrail Devlet Başkanı Isaac Herzog üstlendi diye düşünürken, Bennett kendini çok daha çetin bir işin ortasında buldu. Tüm iyi niyetine rağmen sonuç alması bir hayli zor. İsrail ilişkilerini bozmak istemediği iki ülke arasında tarafsız kalabilmek için cambazlık yapmak zorunda. 

Ukrayna İsrail'den Rusya ile arasında arabuluculuk yapmasını teklif etti. Ancak daha geniş bir koalisyonun desteğine sahip. Bu da ziyaret ve telefon trafiğinden kendini gösteriyor. Bennett, Moskova'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le, sonrasında Berlin'de Almanya Şansölyesi Olaf Scholz ile görüştü. Bu görüşmeler sırasında üç kez Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile konuştu. ABD'nin görüşme öncesi ve sonrası bilgilendirildiğini ve İsrail'in arabuluculuğunu desteklediğini biliyoruz. Görüşme sonrası Bennett'in aradığı liderlerden biri de Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron oldu. 

Kanal 13'ün (İsrail) haberine göre Bennett bakanlarına hitaben yaptığı konuşmada İsrail'in net bir plan sunmadığını şimdilik taraflar arasında mesajları ilettiğini söyledi. Ancak yine aynı kaynağa göre Ukrayna silahsızlanmadan Putin'in ateşkese pek yanaşmadığı da belirtildi. 

Zelenskiy ise Twitter aracılığıyla tüm gelişmeleri paylaşıyor, İsrail'e ülkesine daha fazla destek vermesi için baskı yapıyor. İsrail Rusya'nın Ukrayna işgalini kınayan bir açıklama yaptı, Kiev'e destek mesajı yolladı. 100 ton insani yardım malzemesi gönderen İsrail bir sahra hastanesi açmaya hazırlanıyor. Öte yandan Kiev'in talep ettiği askeri mühimmat desteğini vermedi ve Rusya ile haberleşme kanallarını kapatmadı. Zhytomyr kentindeki Yahudi yetimhanedeki 90 çocuğun İsrail'e gitmesini sağladı ve onları uçakta karşıladı. İsrail ayrıca büyük bir Yahudi göçünü karşılamaya hazırlanıyor. Ayrıca yaptırımlardan kaçmak isteyen Rus oligarkların özel uçaklarının İsrail havaalanlarında 24 saatten fazla durmasına izin verilmiyor. 

İsrail Ukrayna'nın istediği tam desteği veremiyor bu da Ukraynalılarda hayal kırıklığı yaratıyor. Ancak bu çok kolay yerine getirilebilecek bir talep değil. Rusya İsrail için stratejik öneme sahip. Öncelikle Rusya Suriye savaşı ile birlikte İsrail'in bir komşusu olmuş durumda. İsrail, hayati bir tehdit olarak algıladığı İran'ın bölgede genişlemesini durdurabilmek için Rusya ile askeri koordinasyonunu sürdürmek zorunda. Rusya'nın Suriye'deki askeri varlığı ve oluru ile İsrail İran'ın silah konvoy ve depolarına hava operasyonu düzenleyebiliyor. Ve böylece kendisine karşı kullanılacak silahların Hizbullah, Hamas gibi düşmanlarının eline geçmesini engelliyor. Ayrıca Rusya İran ile Viyana'da yürütülen nükleer anlaşma tartışmalarının da bir parçası. Görüşme masasında olmayan İsrail tarafları etkilemek ve bu konuda kendi tarafına çekmek istiyor. 

İsrail İran ile yapılacak nükleer bir anlaşmaya karşı. Bu konuda ABD ve Rusya şimdiye kadar aynı tarafta yer alıyordu. Her iki ülke de İran'ın anlaşmaya daha fazla vakit kaybetmeden imza atmasını istiyordu. Ancak durum Rusya'ya yönelik yaptırımların artmasıyla değişti. Son dakika talebiyle Moskova, Ukrayna'ya yönelik yaptırımların Tahran'la ticaretine zarar vermeyeceğine dair ABD'den garanti istedi. Anlaşılan Rusya, İran nükleer anlaşmasını yaptırımlara bir cevap olarak rehin alma niyetinde. Üstelik bu anlaşmazlık uzar ve İran nükleer görüşmelerden çekilirse Batı'nın dikkatini Ukrayna'dan başka tarafa çekebilmiş olacak. 

İsrail riskli bir yolda. Ancak Bennett'in de belirttiği gibi pek fazla başarı şansı olmasa da, barış için aralarında arabuluculuk çabalarını devam ettirecek. Şimdiye kadar Fransa'nın bu konudaki çabası karşılıksız kaldı. AB için ilk tercih Çin idi ancak şimdilik net bir adım atmış değil. Bir de Türkiye var. Bu konuda istekli olan NATO üyesi Türkiye aynı zamanda uzun sürecek bir savaştan olumsuz etkilenecek ve boğazlar nedeniyle savaşın içine dahi çekilebilecek bir ülke. Bu da arabuluculuk olmasa da, tansiyonu düşürme, olumlu mesaj iletme ve görüşmelere ev sahipliği yapabilmesinin kapısını açabilir.

Karel Valansi, T24, 8 Mart 2022 https://t24.com.tr/yazarlar/karel-valansi/rusya-ile-ukrayna-arasinda,34503

Yorumlar

Unknown dedi ki…
Vallaha çok güzel yorumlar yapıyorsunuz.
Unknown dedi ki…
Vallaha çok güzel yorumlar yapıyorsunuz.
Unknown dedi ki…
Çok iyi yorum yapıyorsunuz sizin anlatıklarınızdan ben olayları anlayabiliyorum.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ke vamos a mirar en la karantina?

Kon el fin del verano i el retorno de la karantina, estamos mas tiempo en las kazas. Les kero propozar tres serias de TV echos en Israel. El primer es "Tehran". Es una seria de espionaje muy enteresante. Una espion del Mossad viaja en sekreto a la kapital de Iran. Tehran es su lugar de nasimiento tambien. La hacker de komputadora tiene el objektivo de dezaktivar el reaktor nuklear. Esta misyon tendra implikasyones para el Medio Oriente i el mundo entero. La seria es en ebreo i perso. Es una sezon i tiene ocho episodios, kada uno 50 minutos. Mi segunda propozisyon es una seria romantika i komika. Lehiyot Ita (Estar Kon Eya) es una seria de 2013, ma muy simpatika. Izieron tambien la version Amerikana ke se yama “La beyeza i el panadero”. La seria konta la istorya de amor entre una supermodela internasyonal muy famoza i muy rika, i un simple panadero ke no tuvo la shans de ir a la eskola artistika por razones finansiales. La seria es dos sezones, 18 episodios en total i kada uno...

‘Atatürk akılcılığına sıkı sıkı sarılalım’

Sıra dışı bir adam: Celâl Şengör Dr. Ali Mehmet Celâl Şengör, jeoloji dendiğinde akla gelen ilk isimlerden. Bu konuda 19 kitap, 276 bilimsel makale yayınlamış bir bilim insanı. Tarih ve felsefe ile ilgili de bir çok popüler makalenin sahibi. Biz onu bir de Fatih Altaylı ile yaptığı TV programlarından ve çok farklı, gündem oluşturan açıklamaları ile biliyoruz. Geçtiğimiz pazar günü Limmud’a katılan Şengör’e röportaj teklif ettiğimde hem hemen kabul etti, hem de muhteşem kütüphanesini tanımam için evine davet etti. Bu röportajı bizim o günkü keyifli sohbetimizden derledim. Jeoloji ile ilginiz nasıl başladı, nasıl gelişti? Çok küçükken annem bana bir kitap aldı. Üzerinde bir brontozorun kafası vardı, görmediğim hayvanlar ilginç şeyler diye düşündüm. İlkokul öğretmenim bir fen ve tabiat ansiklopedisi hediye etti. Orada bir paleontoloji bölümü vardı. Çok ilgimi çekti. Meraklıydım. Bir mikroskop seti alındı orada sinekleri inceliyordum. Yazları sık sık Bursa’ya giderdik. Anneannem ve ...

Her yaşam bir roman - Panama´daki Türk Yahudileri

Panama´da hızla büyüyen bir Yahudi yaşamı var. Café con Teclas kitabının yazarı gazeteci Sarita Esses´in yanı sıra Antakyalı Eli Cemal, Mersinli Musa İlarslan, Trakya kökenli Julia Kohen de Ovadia ve kuzeni İstanbullu Çela Alkabes de Eskinazi ile göç hikayelerini ve Panama´daki yaşamlarını konuştuğumuz keyifli bir sohbet sizleri bekliyor. Julia Kohen de Ovadia İstanbul doğumluyum. Babam Çanakkaleli Aron Kohen, annem ise Çorlulu Suzi Bahar.  Seneler evvel büyükbabamın eltisi Meksikalı Sultana genç yaşta çocuksuz dul kalınca küçük teyzem Donna’yı yollamasını istedi anneannemden. Donna da Sultana teyzesiyle yaşamak için Meksika’ya gitti. Orada eniştem Moises Mizrachi ile tanıştı ve evlenerek Panama’ya taşındı. Büyükbabam Nessim Bahar vefat edince anneannem Coya, ablam Malka ile iki aylığına kızını görmeye Panama’ya gitti. Ancak orada ablam eniştemle tanıştı, evlendi ve hayatını Panama’da kurdu. Dört çocuğu ve on torunu var. Ablamın düğünü için Panama’ya geldiğimizde ben Saint Pulcheri...