Ana içeriğe atla

Devam et Lara!

Ortadoğu’yu etkisi altına alan değişim rüzgârını yakından takip ediyorsanız Mısır’da CBS’in dış haberler muhabiri Lara Logan’ın başına gelenleri duymuşsunuzdur. Logan’ın adı önce Mübarek rejiminin yabancı basın mensuplarına karşı aldığı önlemler kapsamında bir gün boyunca gözaltına alınması ile anılır. Mübarek’in istifasının ardından “kaçırılmayacak kadar önemli bir gün” diyen Lara Logan tekrar görevinin başına döner. 11 Şubat’ta Tahrir Meydanı’ndan yayın yapmaya hazırlanan Logan bir grup protestocunun saldırısına uğrar, asker onu kurtarır ve ülkesine geri döner.
Bu hafta haberin detayları açıklanmaya başlandı. Logan, CBS’in deyimiyle “acımasız ve kesintisiz dayağa ve cinsel saldırıya maruz kaldı.” Etrafı sarılan 39 yaşındaki Güney Afrika doğumlu gazeteci ekibinden zorla uzaklaştırılarak soyuldu, ısırıldı, çimdiklendi, yumruklandı, dövüldü. 200 kişi tarafından. İsrailli ve Yahudi olduğu sanılarak linç edilmek istenen Logan’ı saldırganların elinden 20 asker ve bir grup kadın kurtarabildi. Logan ABD’de 5 gün hastanede kaldı şimdi, evinde dinleniyor.
Logan çok ciddi araştırmaları olan ve Afganistan’dan Irak’a birçok tehlikeli bölgede savaş muhabirliği yapmış biri. Ancak kadın olması ve böyle bir olay yaşaması yüzünden çalıştığı kanal yöneticileri dahil birçok gazeteci ona çalışmaya dönmeden önce bir daha düşünmesini, anne olduğu için daha sakin işlerde çalışması gerektiğini tavsiye ediyor. Yani “elinin hamuruyla ne işin var sıcak çatışma yerinde?” diye soruyorlar bu deneyimli gazeteciye. Lara Logan şimdi yaşadığı ülkede suçluymuş gibi kendini anlatmak ve savunmak zorunda kalacak.
Tahrir Meydanı’nda toplanan halk bir tarih yazdı. Diktatörlüğe cesur başkaldırılarıyla 30 yıllık devrilmez sanılan Mübarek dönemini bitirdiler. Mübarek’in istifasını açıkladığı gün halk, Tahrir Meydanı’nın adının anlamı gibi ‘özgürlük’lerini kutlamak için bir araya geldi. Orada Mısır halkının davasını Amerika’ya, dünyaya duyuran, Mübarek’in uluslararası baskı görmesini sağlayan bir gazeteciye, bir kadına saldırmak niye? Bu mutluluğa, bu başarıya gölge düşürmek niye?
Diğer bir açıdan bakarsak Lara Logan çok güzel bir kadın. Uğruna iki erkeğin dövüşeceği kadar güzel bir kadın. Bu durum onun Kahire’de görevi başındayken yaşadıklarını anlamaya veya orada olduğu için onu suçlamaya yeterli değil. Ancak bu kadar dikkat çekici olmasaydı başına gelenleri yaşar mıydı diye düşünülürse, yaşamayabilirdi. Logan’ın işinin geleceğini etkileyecek kadar da çok konuşulmayabilirdi bu olay. Mısır’daki gösteriler esnasında 50 gazeteci saldırıya uğradı. Sadece bu saldırı bu kadar tartışıldı ve araştırıldı. Ama bu da kadın, hem de çekici bir kadın olmanın bilinen bir dezavantajı.
Taciz değişik şekillerde günlük hayatta yerini buluyor. Her kadın hayatı boyunca bir şekilde bu gerçekle başa çıkmayı öğreniyor. O yüzden kadının giydiği dekolteyle uğraşmaya gerek yok. Toplumun kadına karşı bakış açısı değişmeden, kadın ister savaş muhabirliği yapsın ister burka giyip evden hiç çıkmasın, kafa değişmedikçe değişen hiçbir şey olmayacak.

Karel Valansi / GÜNDEM
Şalom Gazetesi 02 Mart 2011
http://www.salom.com.tr/newsdetails.asp?id=77519

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları

Democratya!* İsrail’de Kırmızılı Kadınların Direnişi

2022 yılı sonunda göreve başlayan, Binyamin Netanyahu liderliğindeki yeni hükümet, İsrail tarihinin en aşırı sağcı ve dindar partilerinden oluşuyor. Bu koalisyon, kuruluşundan bu yana kendini Orta Doğu ’ nun tek demokrasisi olarak tanımlayan İsrail’in geleceği ve demokratik yapısı için büyük bir tehdit oluşturuyor. Bu tehditler bir çok farklı koldan ilerliyor.    Netanyahu ’ nun uzun süredir basını kontrol altına alma çabası demokrasinin ifade özgürlüğü ilkesini tehdit ediyor. Filistinliler dahil azınlık gruplarının, LGBTQ+ toplumunun ve kadınların kanun önünde eşitliğini ihlal edecek yasa tasarıları , demokrasinin bir diğer önemli prensibi olan eşit haklar ilkesini tehdit ediyor. İsrail ’ de yürütme ve yasama erkleri her zaman hükümet tarafından kontrol edilmekte. Yüksek Mahkeme, iktidar partilerinin gücünü kontrol eden ve anayasa görevini yerine getiren Temel Yasaların uygulanmasını güvence altına alan tek  kurumdur. Ancak yeni hükümet yasama üzerinde sınırsız güç sahibi olmak için Y

Yahudi Cesaret Ödülü üzerine

24 Haziran 2018 seçiminde CHP’den Cumhurbaşkanı adayı olan Muharrem İnce, 16 Ağustos’taki Twitter paylaşımlarıyla isim kullanmadan hükümete yönelik eleştirilerini sıraladı. Bu eleştirilerinin arasında “Siz, yaptığınız hizmetlerle Yahudi Cesaret Ödülüne lâyık görülen ve bu ödülü kendine lâyık görenlersiniz” ifadesine de yer verdi.  İnce’nin bu paylaşımı bu konudaki ilk çıkışı değildi. Geçtiğimiz yılın Aralık ayında, partisinin Yalova Merkez İlçe 10. Olağan Kongresi’ndeki konuşmasında da “Dünyada ‘Yahudi Cesaret Ödülü’ ya da diğer adıyla ‘Davut Yıldız’ı alan tek Müslüman, Recep Tayyip Erdoğan’dır,” demişti.  İnce, 2013 yılında yaptığı bir başka konuşmada ise bu sefer Türkiye’nin Rum vatandaşlarını kızdırmıştı. “Atatürk olmasaydı, (…) adınız Ahmet, Hasan, Hüseyin olmazdı, Dimitri, Yorgo olurdu. Bunları doğru bilmeleri lazım” demiş, gelen tepkilerin ardından Twitter hesabından “Benim gibi askerlik yapan, vergi veren, Cumhuriyet’e inanan, vatandaşımız olan Yorgo ve Dimitri’leri kastetm