Ana içeriğe atla

Fırtına öncesi sessizliği

İsrail ile Hamas arasında barış hayal mi? Bu soruyu Aralık 2012’de meydana gelen bir önceki Gazze operasyonundan beri soruyorum. 2012 yılı sonunda Mısır aracılığıyla elde edilen ateşkese tarafların riayet etmesi, hem İsrail hem de Hamas’ın çıkarlarına uygun düşüyordu. ‘Sükûnete karşılık sükûnet’ birçokları gibi benim de ulaştığım sonuçtu.
Ateşkes sonrası İsrail ile Gazze sınırında uzun sayılabilecek bir sakinlik dönemi yaşandı. Hamas ateşkes maddelerine uymak için azami gayreti sarf ediyor, roket atışlarına engel oluyordu. Mursi iktidarı sonrası Hamas’a karşı sertleşen Mısır kendi sınırında inşa edilmiş ‘ticari’ tünelleri yıkarken, İsrail ablukayı kaldırmasa bile hafifletiyordu. Suriye konusunda İran ile fikir ayrılığına düşmesiyle geleneksel İran-Suriye-Hizbullah ittifakından uzaklaşan Hamas, bir de Mısır’da güvendiği Müslüman Kardeşler’in iktidardan devrilmesiyle bölgesinde yalnızlaşmıştı. Gazze’de yaşanan ekonomik sorunlar ve birçok araştırmanın da ortaya koyduğu, halkın Hamas’a karşı artan memnuniyetsizliği dikkati çekiyordu. Yükselen diğer örgütler de Hamas’ın iktidarını tehdit ediyordu. Tüm bunlar Hamas’ın ateşkese uymasının başlıca sebepleri olarak görülüyordu. Tablo buydu. ‘Sükûnete karşı sükûnet’ başarılı bir ateşkesin özlenen sonucuydu.Bu son çatışma iki önemli şey öğretti. Birincisi Hamas ve Gazze’deki diğer grupların ellerinde düşünülenin aksine oldukça yüklü miktarda füze ve roket olduğu, daha da önemlisi bu füzelerin arkasında birçok ‘dost’ ülkenin teknolojisinin yattığı. Gazze’den atılan füzelerin Ben Gurion Havaalanı’nın yakınlarına düşmesi ve bunun sonucunda birçok havayolu şirketinin Tel Aviv uçuşlarını iptal etmesi, Hamas’ın elindeki füzelerin ev yapımı, basit düzenekli şeyler olmadığını gösterdi.
İkincisi ise tüneller. Gazze için tüneller yeni bir olgu değil. İsrail’in Gazze’den tek taraflı çekilmesinden önce tüneller, Gazze içinde İsrail askerlerine yakalanmadan hareket etmeye olanak veriyordu. İsrail Gazze’den çekilip ambargo başladığında ise Mısır ile Gazze arasında inşa edilen tüneller sayesinde bölgenin tüm ihtiyacı karşılanmaya, hatta bu durum hayvanat bahçesine aslan taşımaya kadar uzanmaya başladı. İsrail’i asıl rahatsız eden silahların da taşındığını bildiği bu tip tünellerden çok İsrail’e açılan sınır ötesi tüneller. İsrail’in sürdürdüğü kara harekâtının başlangıç noktası ve asıl hedefi de bu tünellerin tamamının yıkılması. Bu tüneller aracılığıyla İsrail’in köy ve kasabalarına sızıp sürpriz bir saldırıyla halkın öldürülmesi veya İsrailli askerlerin Filistinli mahkûmlar karşılığında kaçırılması olasılığı, tüm İsrail’i Demir Kubbe’nin engelleyemeyeceği şekilde hedef tahtasına oturtuyor. Bu da savaş alanını Gazze’den İsrail içlerine doğru genişletiyor. İsrail’in askeri üstünlüğü ise bu tünellerin yarattığı tehlike karşısında yetersiz kalıyor.
2012 ateşkesi sonrası Hamas’ın bu tip tünellerin inşasına ağırlık vermesi, İsrail’in de geçen sene ekim ayında ortaya çıkarılan benzer bir sınır ötesi tünelin ardından bu konuya yoğunlaşması, gerçek anlamda bir ‘sükûnete karşı sükûnet’ döneminin sürmediğinin kanıtı. Meğer bizler olağandışı sakinliğin anlamını çözmeye çalışırken, şu an tanık olduğumuz ve binlerce kişinin kabul edilemez şekilde hayatını kaybettiği bugünkü çatışmanın tohumları atılıyormuş. Bölgedeki sakinlik, meğer sadece fırtına öncesi sessizliğiymiş…


Karel Valansi OBJEKTİF 6 Ağustos 2014
http://www.salom.com.tr/newsdetails.asp?id=91953

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ke vamos a mirar en la karantina?

Kon el fin del verano i el retorno de la karantina, estamos mas tiempo en las kazas. Les kero propozar tres serias de TV echos en Israel. El primer es "Tehran". Es una seria de espionaje muy enteresante. Una espion del Mossad viaja en sekreto a la kapital de Iran. Tehran es su lugar de nasimiento tambien. La hacker de komputadora tiene el objektivo de dezaktivar el reaktor nuklear. Esta misyon tendra implikasyones para el Medio Oriente i el mundo entero. La seria es en ebreo i perso. Es una sezon i tiene ocho episodios, kada uno 50 minutos. Mi segunda propozisyon es una seria romantika i komika. Lehiyot Ita (Estar Kon Eya) es una seria de 2013, ma muy simpatika. Izieron tambien la version Amerikana ke se yama “La beyeza i el panadero”. La seria konta la istorya de amor entre una supermodela internasyonal muy famoza i muy rika, i un simple panadero ke no tuvo la shans de ir a la eskola artistika por razones finansiales. La seria es dos sezones, 18 episodios en total i kada uno...

“We are Beyond What I Had Dreamed of When I Moved to Dubai”

Cem Habib  We talked about how the peace deal between Israel and the United Arab Emirates affected the Jewish life in the Emirates, with the investment manager Cem Habib, who has been living in Dubai since 2016, and who is one of the founding members of the Jewish Council of Emirates (JCE), the first officially recognized Jewish community of the UAE. How long have you been living in Dubai? What influenced you in deciding to live here? I moved to Dubai in 2016, before I had been living in London. My customer base at that time was in Kazakhstan and it had gotten harder commuting there from London every month after 6 years. There were three direct flights between Dubai and Kazakhstan, every day, with a flight time of less than 4 hours. To improve our quality of life and to spend more time with the kids, we moved to Dubai. When moving, how could you overcome the thought “As a Jew, will I be comfortable living in an Arab country with my family?” I talked to my friends from different cou...

Her yaşam bir roman - Panama´daki Türk Yahudileri

Panama´da hızla büyüyen bir Yahudi yaşamı var. Café con Teclas kitabının yazarı gazeteci Sarita Esses´in yanı sıra Antakyalı Eli Cemal, Mersinli Musa İlarslan, Trakya kökenli Julia Kohen de Ovadia ve kuzeni İstanbullu Çela Alkabes de Eskinazi ile göç hikayelerini ve Panama´daki yaşamlarını konuştuğumuz keyifli bir sohbet sizleri bekliyor. Julia Kohen de Ovadia İstanbul doğumluyum. Babam Çanakkaleli Aron Kohen, annem ise Çorlulu Suzi Bahar.  Seneler evvel büyükbabamın eltisi Meksikalı Sultana genç yaşta çocuksuz dul kalınca küçük teyzem Donna’yı yollamasını istedi anneannemden. Donna da Sultana teyzesiyle yaşamak için Meksika’ya gitti. Orada eniştem Moises Mizrachi ile tanıştı ve evlenerek Panama’ya taşındı. Büyükbabam Nessim Bahar vefat edince anneannem Coya, ablam Malka ile iki aylığına kızını görmeye Panama’ya gitti. Ancak orada ablam eniştemle tanıştı, evlendi ve hayatını Panama’da kurdu. Dört çocuğu ve on torunu var. Ablamın düğünü için Panama’ya geldiğimizde ben Saint Pulcheri...