Ana içeriğe atla

Rusya'nın Sesi radyosunda İsrail seçimlerini konuştuk

İsrail seçimlerini değerlendirdiğim radyo yayınının ses kaydı için:http://tr.sputniknews.com/analiz/20150320/1014549860.html
Seçim sonuçları Netanyahu'nun Söylemlerini Yumuşatacak Mı?İsrail'in seçim sonuçlarını değerlendiren Şalom gazetesi yazarı Karel Valansi, "Güvenlik, İsrail için her zaman öncelikli konu. Netanyahu bunu kullanarak seçim sonuçlarını belirledi" dedi.
İsrail'de erken genel seçimin galibi, Başbakan Netanyahu liderliğindeki Likud partisi oldu. İşçi Partisi — Kadima ittifakıyla oluşan Siyonist Birlik'in birinci çıkması beklenirken, Netanyahu dördüncü kez Başbakanlık koltuğuna oturdu.
Peki İsrail toplumunun sandıkta verdiği mesaj neydi? Sonuç, Netanyahu'nun sert Filistin söylemini yumuşatabilir mi? İsrail Başbakanı ile ABD Başkanı Obama arasında yaşanan gerilim yeni dönemde ne ifade ediyor? Bu soruların yanıtını Şalom Gazetesi yazarı Karel Valansi, Radyo Sputnik'e verdi.

"İSRAİL HALKI STATÜKODAN MEMNUN DEĞİL"
Sandıktan çıkan sonucun, İsrail halkının statükodan memnun olduğunu göstermediğini ifade eden Valansi şöyle konuştu:
İsrail'de yaşayan Arap vatandaşların nüfusun yüzde 20'sini oluşturduğunu belirten Valansi, Netanyahu'nun seçim esnasında "Araplar oy veriyor. Sağ iktidar elden gidiyor" diyerek ayrımcı bir dille propaganda yaptığını söyledi."İsrailliler değişim istedikleri için meydanları doldurmuşlardı. Fakat, oylar ‘Kimi Başbakan görmek istiyorum' mantığından çok ‘Kimi Başbakan olarak görmek istemiyorum' mantığıyla verilince yeterince sağ olarak görülmeyen, kazanma şansı düşük olan partiler oy alamadı. Dolayısıyla Siyonist Birlik ile Likud arasında bir çekişme gerçekleşti. Fakat güvenlik İsrail için her zaman öncelikli konu. Netanyahu da bunu kullandı ve bu da seçim sonuçlarını belirledi. Netanyahu'nun karşısında Herzog biraz amatör kaldı. Güvenlik konusunda net bir duruş sergilemedi. Sadece sosyal adaleti öne çıkardı. Bu da yeterli gelmedi. Netanyahu seçimlerden önce ‘İsrail toprakları bir daha bölünmeyecek', ‘Benim başbakanlığımda Filistin devleti kurulmayacak' dedi."

"ABD-İSRAİL İLİŞKİLERİ SIKINTILI DEVAM EDECEK"
Peki yeni dönemde İsrail'in Filistin politikalarında bir yumuşama söz konusu olabilir mi? Valansi, bu soruya da şu yanıtı verdi:
"Söylemlerde bir yumuşama oldu bile. "Benim başbakanlığımda Filistin devleti kurulmayacak" sözü seçimlere yönelik olarak sarf edilmişti. İsrail bir şekilde ABD'nin iki devletli çözüm önerisine ayak uydurmaya çalışıyor. Baskılar doğrultusunda bir takım adımlar atılsa bile. Yakın zamanda bir çözüm göremiyorum. İki taraf da statükodan memnun."
"Obama ile Netanyahu ilk günden beri birbirlerinden hoşlanmadıklarını belli ettikler" diyen Valansi'ye göre, ABD ve İsrail ilişkileri sıkıntılı bir şekilde devam edecek.


Rusya'nın Sesi radyosu 20 Mart 2015 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ke vamos a mirar en la karantina?

Kon el fin del verano i el retorno de la karantina, estamos mas tiempo en las kazas. Les kero propozar tres serias de TV echos en Israel. El primer es "Tehran". Es una seria de espionaje muy enteresante. Una espion del Mossad viaja en sekreto a la kapital de Iran. Tehran es su lugar de nasimiento tambien. La hacker de komputadora tiene el objektivo de dezaktivar el reaktor nuklear. Esta misyon tendra implikasyones para el Medio Oriente i el mundo entero. La seria es en ebreo i perso. Es una sezon i tiene ocho episodios, kada uno 50 minutos. Mi segunda propozisyon es una seria romantika i komika. Lehiyot Ita (Estar Kon Eya) es una seria de 2013, ma muy simpatika. Izieron tambien la version Amerikana ke se yama “La beyeza i el panadero”. La seria konta la istorya de amor entre una supermodela internasyonal muy famoza i muy rika, i un simple panadero ke no tuvo la shans de ir a la eskola artistika por razones finansiales. La seria es dos sezones, 18 episodios en total i kada uno...

Türkiye-Çin İlişkilerinde Yeni Dönem: Çok Kutupluluk, Ticaret ve Jeostrateji

Küresel düzen ciddi bir değişim yaşarken dünya, çok katmanlı krizler, jeopolitik sarsıntılar ve belirsizliklerle şekillenen bir döneme girdi. Soğuk Savaş sonrası ABD merkezli tek kutuplu düzen geride kalırken, yerine çok kutuplu ancak öngörülemez bir sistem şekilleniyor. Bu belirsizlik, Türkiye–Çin ilişkilerini hem fırsatları hem de çelişkileriyle öne çıkaran bir sahneye dönüştürüyor. Ankara ve Pekin söylem düzeyinde kolayca yan yana gelebiliyor. Türkiye’nin “Dünya beşten büyüktür” çıkışı ile Çin’in “çok kutuplu dünya” vurgusu, Batı merkezli düzeni sorgulayan ortak bir dil yaratıyor. Ancak bu söylemsel yakınlaşma, Türkiye’nin NATO üyeliği ve Batı ile kurumsal bağları düşünüldüğünde, stratejik sınırlarla karşılaşıyor. İlişkilerin gerçek boyutu, ticaretteki asimetri, Kuşak ve Yol yatırımlarındaki bağımlılık riski, savunma sanayii işbirliği, Uygur meselesinin ikili ilişkiler üzerindeki gölgesi ve ABD–Çin rekabetinin baskılarıyla şekilleniyor. Panorama Soruyor  bu ay, Türkiye-Çin ilişk...

The Concept of Middle Power and Türkiye’s Foreign Policy

Ongoing conflicts and crises across various regions continue to underscore the intensifying power rivalries that define today’s international relations. The erosion of the post-1945 international order—and the weakening of the institutions that underpin it—has been further accelerated by the United States’ growing reluctance to maintain its traditional leadership role. As a result, uncertainty has become a defining feature of the current global landscape, marking a turbulent and complex period of transition.  Amid this shifting order, middle powers have begun to occupy a broader space in global affairs. These states, often positioned between global hegemons and smaller, less influential nations, act as stabilizers within the international system. Through mediation efforts, regional diplomacy, and strategic initiatives—sometimes beyond their material capabilities—they contribute meaningfully to international stability and governance. In times of heightened uncertainty, such states o...