Ana içeriğe atla

II. Dünya Savaşı’nda Türkiye’nin Yahudi politikası tartışıldı

II. Dünya Savaşı’nda Türkiye’nin  Yahudi politikası tartışıldı

‘Hafıza Politikaları’ serisinin 8.sinde, Nora Şeni moderatörlüğünde Corry Guttstadt ve İzzet Bahar’ın katılımıyla düzenlenen konferansta İkinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye’nin Yahudi politikası tartışıldı.



Avrupa ülkelerinin yaralı hafızalarıyla yüzleşme süreçlerine odaklanan ‘Hafıza Politikaları’ serisinin sekizinci konferansı, tarihçi Corry Guttstadt ve İzzet Bahar’ın katılımıyla 23 Mart Pazartesi akşamı Cezayir Restoran’da ve 24 Mart Salı akşamı Salt Galata’da gerçekleşti. Paris 8 Üniversitesi’nden Nora Şeni’nin moderatörlüğünde düzenlenen toplantıda Holokost ile ilgili Avrupa ve Türkiye’deki bellek politikalarını incelemek amaçlandı. Program Mémorial de la Shoah, Anadolu Kültür, Paris 8 Üniversitesi ve Fransız Kültür Merkezi ortaklığıyla düzenleniyor.
Nora Şeni’nin hafıza politikalarının önemine dikkat çektiği açılış konuşmasında aynı olayın farklı kişilerce çok farklı anlatılacağından yol çıkarak “Hafıza her yerde, tarih nerede?” diyerek Fransız Tarihçi Pierre Nora’ya atıfta bulundu. Pierre Nora, ‘Hafıza Mekânları’ isimli kitabında tekillik ve nesnellik üzerine kurgulanan tarih yazılımının tarihi yaşamış olanlara da söz hakkı vermesi gerektiğini savunmakta ve aynı zaman dilimi hatta aynı mekânda bile çok farklı hafıza tarihleri ortaya çıkabileceğini vurgulamakta. Daha önceki konferanslarda Fransa ve Almanya’nın tartışıldığını belirten Şeni, bu sefer Türkiye’nin konuşulacağını söyledi.

‘Türkiye, Yahudiler ve Holokost’ isimli kitabın yazarı Türkolog Corry Guttstadt, birçok ülkenin Holokost gerçeğine ve Almanların Yahudileri yok etmek amaçlı ölüm fabrikaları kurduğuna inanmadığını belirtti. İmha kamplarının ortaya çıkarılmasından sonra bile Ermeni soykırımını baş sayfasına taşıyan New York Times’ın bu haberi arka sayfalarda verdiğini belirten Guttstadt bunun sebebini gazetenin genel yayın yönetmeninin Yahudi olmasından dolayı gelebilecek antisemit saldırılardan çekinmesi olarak açıkladı. Guttstadt, II. Dünya Savaşı sırasında Avrupa ülkelerinin Yahudi mültecilerine karşı tutumunun zamanla değiştiğini ancak Türkiye’nin bu konudaki katı tutumuna devam ettiğini belirtti. Tarafsız ülkelerde Yahudi mülteciler için kamplar kurulduğunu ancak bu konuda Türkiye’nin bir istisna olduğunu da söyledi. II. Dünya Savaşı ve sonrasında Türk Yahudilerinin birbirlerine yolladıkları mektuplar aracılığıyla dönemi anlatan sunumunda Guttstadt, Türkiye’nin trenlerle kurtardığı bir avuç Yahudi’nin daha sonraki akıbetinden çok büyükelçilerin öne çıkarılmasını eleştirdi ve “Asıl kahramanlar o kurtarılan Yahudiler” dedi.
‘Turkey and the Rescue of European Jews’ (Türkiye ve Avrupalı Yahudilerin Kurtarılması) kitabının yazarı Tarihçi İzzet Bahar, II. Dünya Savaşı’nda Fransa’daki Türk Yahudilerine odaklanan konuşmasında Almanların Avrupa Yahudilerini vatansız veya yabancı olarak sınıflandırmasını ve Türk Yahudilerini de kapsayan müttefik ve tarafsız ülke vatandaşı olan ‘yabancı Yahudilerle’ ilgili politikalarını anlattı. Fransa’daki Türk Yahudilerini Türk hükümetince muntazam ve gayri muntazam olarak ayrıldığını belirten Bahar, 1928 vatandaşlık kanununun ‘yurtdışında yaşayan ve beş yıldan fazla süre vatandaşlığını tescil etmeyen Türkiye vatandaşlarının vatandaşlığı istenirse iskat edilebilir’ maddesinin kullanımı ile ilgili mektup ve belgelere dayalı örnekler verdi. Misafirlerin de katılımıyla zenginleşen konferans Struma Gemisi, Marsilya eski liman bölgesinin boşaltılması ve Türkiye’nin 1990’lı yıllarda Holokost’a karşı duruşunun değişiminin sebepleri konularının tartışılması ile tamamlandı.

Karel Valansi Şalom Gazetesi 1 Nisan 2015

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları

Bu çocuğa dikkat! Adını çok duyacaksınız

Ralfi Kanyas ile tanıştırmak istiyorum sizleri. Çok özel bir genç. 22 yaşında hem medya iletişim üçüncü sınıfta okuyor hem de Hürriyet Ege’de muhabir olarak çalışıyor. 16 yaşında karşıdan karşıya geçerken bir arabanın çarpmasıyla hayatı değişiyor. Tekerlekli iskemleye bağlı kalmanın tüm zorluklarına rağmen hayata daha da sıkı tutunuyor. Başta zorluk çekse de önce ailesi sonra da arkadaşları ona güç veriyor ve engel tanımaz oluyor. Şimdi hem katıldığı gönüllü çalışmalarla, hem de gazete yazılarıyla engellilerin hayatında bir fark yaratmaya çalışıyor. Geleceğin başarılı gazetecisini şimdiden tanıyın istedim. Karel Valansi

Shai Cohen: “Israel is more than willing to facilitate the life of the civil population in the Gaza strip”

Since the press leak during the Zurick meeting we are discussing the Turkish-Israeli reconciliation. I wanted to ask Shai Cohen, the Consul General of Israel in Istanbul, about the latest developments in the region as well as the reasons and outcomes of these negotiations. I want to thank him especially as I know he does not talk to any journalists right now and accepted my request Karel Valansi Since the press leak during the Zurich meeting, we are discussing the reasons and possible outcomes of Turkish-Israeli reconciliation. In what stage are the negotiations? The Zurich meeting has anchored three Turkish conditions which are the apology, the compensation and the Gaza issue. According to some reports in the media, which I cannot confirm, there are Israeli conditions which is the condition of withdrawal of lawsuits that have to do with the Mavi Marmara incident. The condition that is already met by Israel more than two years ago is the apology. Regarding the compensatio