Ana içeriğe atla

74. yılında Struma faciası anıldı


24 Şubat 1942 tarihinde Nazi zulmünden kaçan 768 Yahudi’nin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan Struma faciasının yıldönümü, Türkiye Denizcilik İşletmelerine ait Sarayburnu Limanında İstanbul Valiliği tarafından düzenlenen resmi bir töreni ile anıldı. Türk Yahudi Cemaati mensupları dindaşlarının anısına Kadiş söyleyebilmek için törende hazır bulundular.




Tören öncesi konu ile ilgili gelen bir soruyu yanıtlayan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, ülkemizin insani trajedilere karşı sergilediği duyarlı tavrı hatırlatarak geçen sene, Holokost’un 70. yıldönümü vesilesiyle, Struma’da hayatını kaybedenler için ilk defa bir anma töreni düzenlendiğini belirtti. 
Bilgiç sözlerine şu şekilde devam etti:
“Struma faciasından çıkartılacak derslerin gelecek nesillere aktarılarak, hafızalardaki yerinin korunması anlayışıyla, bu sene de 24 Şubat 2016 tarihinde İstanbul’da bir anma töreni düzenlenecek ve Struma’da hayatını kaybedenler anısına denize çelenk bırakılacaktır. Bu vesileyle, tarihin en büyük felaketlerinden biri olan Holokost’ta ve Holokost’tan kaçarken, 24 Şubat 1942 tarihinde yaşanan elim olayda hayatını kaybedenleri saygıyla anıyoruz."
Sarayburnu'nda yapılan törene Hahambaşı Rav İsak Haleva, Türk Yahudi Cemaati Başkanı İshak İbrahimzadeh’nin yanı sıra yahidler de katıldı. İstanbul Valisi Vasip Şahin, IHRA Türkiye Heyeti Başkanı Tunç Üğdül ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Levent Murat Burhan da törende hazır bulundular. Törende İsrail, Almanya, Belarus, Endonezya, İspanya, Polonya, Romanya, Türkmenistan, Venezuela, Panama, Slovenya, Ukrayna, Brezilya, Hollanda, Avusturya’nın İstanbul başkonsolosları bizzat yer alırken, Gürcistan, Macaristan, ABD, Bulgaristan ve Rusya konsolosları da yardımcıları aracılığıyla törende temsil edildiler.
Türk Musevi Cemaati Başkanı İshak İbrahimzadeh konuşmasına Struma'dan kurtulan David Stoliar’ın hayatının son yıllarında verdiği röportajdan bir bölüm ile başladı: "Sardalye konservesinde gibiydik, yattığımız yerde dönemiyorduk dahi. Durumumuz gittikçe kötüye gitmeye başlamasına rağmen umudun yarattığı güçle yaşadığımız ortamın felaketine dayanabiliyorduk... Kimse bizi insan olarak görmüyordu. İnsan olarak görmediklerine neden yardım etsinlerdi ki? (...) Yaşamam için hiçbir sebep yoktu. Bütün ailem, nişanlım herkes yok olmuştu. Neden bir tek ben hayatta kalmıştım? Neden diğerleri ölmüştü? Kendimi suçlu hissediyordum."
İbrahimzadeh konuşmasına Holokost'un anlayışların ötesinde bir gerçek olduğunu belirterek devam etti: “Bizler ancak bu yaşananlardan öğrenebilir ve  insanlığın şeytanlaşmasının yol açtığı acıların tekrarını engelleyebiliriz. Struma olayı felaketinde de tarafların hepsinin kendilerine göre kutsal doğruları vardı. İngilizler yayınladıkları ‘Beyaz Belge’ ile Yahudilerin Nazilerden kaçabilecekleri tek yer olan Filistin’e girişlerini bölgeyi kontrol altında tutabilecekleri düşüncesiyle engellemişlerdi. Romenler kurtuldukları Yahudileri geri istemiyorlardı. Amerikalılar konuya duyarsız kalmayı tercih ettiler. Ruslar Karadeniz’de dost, düşman, sivil bakmadan herkesi bombalıyorlardı, Struma’yı da bombaladılar. 
500 yıl evvel bizleri Engizisyondan kurtarmak için gemilerini İspanyalara gönderen, bugün milyonlarca mülteciye kapılarını açan Türkiyem ise birkaç metre ötemizde demirlemiş, ölümüne terk edilmemek için sığınacak bir mekan arayan 768Yahudi’yi kurtaracak dirayetli adımı bu sefer tarafsız kalarak savaştan korunabileceği gerekçesiyle atmadı."
Struma felaketinden 73 sene sonra da olsa, olaya taraf olanlardan sadece devletimizin geçen yıl atmış olduğu bu adımı takdirle karşıladığını belirten İbrahimzadeh, "Bizler de yıllar boyunca unuttuğumuz ve korkularımızın arkasına saklanarak hayalet gemi haline getirdiğimiz Struma’da kaybettiklerimizden, mezarları olan bu suların önünde bir ‘Kadiş’ dahi söyleyememiş olmanın yarattığı utancı geride bırakabilme duygularıyla özür diliyorum" dedi.     
İstanbul Valisi Vasip Şahin, 74 yıl önce yaşanan faciayı anlatarak başladı: "24 Şubat 1942 tarihinde meydana gelen ve 103’ü çocuk 768 kişinin ölümüyle sonuçlanan, yakın dönem tarihimizin en trajik olaylarından birini anmak amacıyla bir araya geldik. 12 Aralık 1941 günü Köstence Limanından kalkan Struma gemisi, işkenceden, ölüm kamplarından, gaz odalarından, yani insanlığın gördüğü en büyük vahşet olan Holokost’tan kaçarak, yaşam mücadelesi veren Yahudi mültecilerle birlikte, Boğazlardan geçmek üzere İstanbul’a yöneldi. Struma, 70 gün boyunca Sarayburnu açıklarında kaldı. Bu süre zarfında, Türk Kızılay’ı ve Yahudi vatandaşlarımızca gemiye yiyecek yardımı ve sağlık hizmeti sağlandı. Ayrıca hükümetimizce geminin yoluna devam edebilmesi için her türlü girişim yapıldı. Ancak, tarafımızdan sarf edilen tüm çabalara rağmen, sığınmacıların gideceği ülkelerden gereken izinlerin sağlanamaması nedeniyle, İkinci Dünya Savaşı koşullarında, gemi 23 Şubat 1942 günü ayrılmak zorunda kaldı.
Ve ne acıdır ki, Karadeniz’e çıkan Struma bundan yalnızca bir gün sonra, 24 Şubat 1942 tarihinde, bir Sovyet denizaltısı tarafından torpillenerek batırıldı."
Bu elim hadisede birçok ülkenin sorumluluğu olduğunu belirten Vali, “Bugün bizlere düşenin suçlu aramak değil, tarihte yaşanan trajedilerden ders çıkararak ve hafızalarda yer etmesini sağlayarak, bu hadiselerin tekrar yaşanmasını önlemektir” dedi. İnsani değerlerin ve insan haklarının evrensel birer değer haline geldiği günümüzde,  bu değerlerin beşiği olarak gördüğümüz Avrupa’da; yabancı düşmanlığı, ırkçılık, dini ayrımcılık gibi olguların artmakta olduğunu belirtti; Struma ve benzeri facialardan gerekli derslerin alınmadığını belirterek, bugünkü mülteci krizini örnek verdi. “Yeni Struma facialarının olmaması, Ege Denizinin hüzün denizi haline gelmemesi için Türkiye’nin çabaları tek başına yeterli değildir, tüm devletlerin ve uluslararası toplumun sorumluluklarını yerine getirmesi gerekmektedir."
Ankara'da yaşanan terör saldırısını kınayan Vali, terörle mücadelenin devam edeceğini söyledi. Vali konuşmasını insan hayatını hedef alan tüm saldırıları kınadığını belirtip, Holokost ve onun müsebbibi olduğu milyonlarca acıdan biri olan Struma hadisesinde hayatını kaybedenleri saygıyla andığını belirterek bitirdi. 
Tören, Hahambaşı İsak Haleva'nın Struma kurbanları anısına kadiş okumasının ardından, hayatını kaybedenler için Hahambaşı Haleva ve Vali Şahin tarafından denize o çok özlenen çelenk bırakıldı.
Karel Valansi Şalom Gazetesi 24 Şubat 2016

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ke vamos a mirar en la karantina?

Kon el fin del verano i el retorno de la karantina, estamos mas tiempo en las kazas. Les kero propozar tres serias de TV echos en Israel. El primer es "Tehran". Es una seria de espionaje muy enteresante. Una espion del Mossad viaja en sekreto a la kapital de Iran. Tehran es su lugar de nasimiento tambien. La hacker de komputadora tiene el objektivo de dezaktivar el reaktor nuklear. Esta misyon tendra implikasyones para el Medio Oriente i el mundo entero. La seria es en ebreo i perso. Es una sezon i tiene ocho episodios, kada uno 50 minutos. Mi segunda propozisyon es una seria romantika i komika. Lehiyot Ita (Estar Kon Eya) es una seria de 2013, ma muy simpatika. Izieron tambien la version Amerikana ke se yama “La beyeza i el panadero”. La seria konta la istorya de amor entre una supermodela internasyonal muy famoza i muy rika, i un simple panadero ke no tuvo la shans de ir a la eskola artistika por razones finansiales. La seria es dos sezones, 18 episodios en total i kada uno...

Savaşin yarattiği yeni yildiz: El Cezire televizyonu

Tüm dünya evinde rahat koltuğunda oturarak naklen savaşı takip etmeyi ilk kez 1991 yılında CNN`in Körfez Savaşı yayınlarını izleyerek başladı. Devam etmekte olan Irak savaşı için seçilen kanal ise Usame bin Ladin röportajları, tutuklu askerleri ve rehineleri göstermesi gibi eleştirilen yayınları ile Arap kanalı El Cezire oldu Hakkında en çok haber yapılan haber kanalı El Cezire’nin doğuşu Arap dünyasında olağan olmayan bir olayla, Katar emirinin 1995 Kasımında İsviçre’de tatilde olduğu sırada, oğlu tarafından tahttan indirilmesi ile başlar. 1950 başkent Doha doğumlu yeni Emir Şeyh Hamad Bin Khalifa Al Thani, İngiltere’de Royal Military Academy Sandhurst’te eğitim görmüş liberal ve yenilikçi yeni bir kuşağı temsil eder. Kansız bir darbe ile dünyanın en zengin 11. ülkesinin yönetimini devralan Emir Hamad, emirliğin hazinesini Katar’ın modernleştirilmesi için kullanmaya başlar, yeni bir anayasa hazırlatır, kadına seçme ve seçilme hakkı verir. Emir Hamad ‘ın en dikkat çekici kararı ise...

The Concept of Middle Power and Türkiye’s Foreign Policy

Ongoing conflicts and crises across various regions continue to underscore the intensifying power rivalries that define today’s international relations. The erosion of the post-1945 international order—and the weakening of the institutions that underpin it—has been further accelerated by the United States’ growing reluctance to maintain its traditional leadership role. As a result, uncertainty has become a defining feature of the current global landscape, marking a turbulent and complex period of transition.  Amid this shifting order, middle powers have begun to occupy a broader space in global affairs. These states, often positioned between global hegemons and smaller, less influential nations, act as stabilizers within the international system. Through mediation efforts, regional diplomacy, and strategic initiatives—sometimes beyond their material capabilities—they contribute meaningfully to international stability and governance. In times of heightened uncertainty, such states o...