Ana içeriğe atla

The Middle East and Turkey

The events that most impacted the Middle East in 2019 were the United States’ decision to withdraw its troops from Syria, Russia’s increasing influence in the region and U.S.-Iranian tensions. Just as elsewhere in the world, demonstrations took place in the region. People around the Middle East took to the streets to protest corruption and to demand social and economic justice. The protests in Sudan, Lebanon and Iraq unseated their respective leaders.
As civil strife and political uncertainty beset many countries, tensions between Iran and Saudi Arabia, including the attack on Aramco, were among the most discussed issues, in terms of their impact. The killing of Qasem Soleimani, the head of Iran’s Islamic Revolutionary Guard Corps’ Quds Force, in the first days of 2020 showed that the United States’ main area of interest in the Middle East is to continue its maximum-pressure policy against Iran. Even if Turkey sought to avoid the fallout from this assassination, all of these developments concern and affect Turkey.
The killing of ISIS leader al-Baghdadi in Syria, the formation of the Syrian Constitutional Committee and the refugee problem were on the agenda in 2019. As the S-400 crisis continued to impact U.S.-Turkish relations, the two countries agreed to Ankara’s demand to eject the YPG from east of the Euphrates River to create a buffer zone. However, with the launch of Turkey’s Operation Peace Spring, the balances in Syria changed, especially for the Kurds. With the U.S. withdrawal to the country’s south, the winners were Russia and Assad.
Turkey’s decisions to send soldiers to Syria and Libya show policymakers increasingly see military force as an instrument in Turkish foreign policy and are less inclined toward diplomacy and dialog. As a result of this change in foreign policy - the shift from consensus-building to conflict - Ankara is winning more enemies than friends.
This is most evident in the Eastern Mediterranean. The bloc led by Israel and Egypt - with Jordan and the Palestinian Authority on one side and Cyprus, Greece and Italy on the other - is expanding and strengthening. Excluded from this bloc, Turkey’s decision to sign an agreement with Libya, which is wracked by civil war, rather than trying to resolve its problems with these countries, must be considered in this light.
Turkey wants to have a say in world politics and a presence at the tables where major players are making important decisions. For this reason, it prefers taking a side in some conflicts that carry large risks, rather than acting as a mediator, as it previously had. As foreign policy becomes an extension of domestic politics and events are viewed from an ideological, rather than pragmatic, perspective, Turkey becomes a part of the instability, uncertainty and the never-ending conflicts of global and regional powers in the Middle East. As long as this policy doesn’t change, even the smallest convulsion in its surroundings could ensnare Turkey in 2020 as well.

Karel Valansi, Women in foreign Policy Almanac 2019 http://wfp14.org/wp-content/uploads/2020/04/almanac2019-eng.pdf

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları

Democratya!* İsrail’de Kırmızılı Kadınların Direnişi

2022 yılı sonunda göreve başlayan, Binyamin Netanyahu liderliğindeki yeni hükümet, İsrail tarihinin en aşırı sağcı ve dindar partilerinden oluşuyor. Bu koalisyon, kuruluşundan bu yana kendini Orta Doğu ’ nun tek demokrasisi olarak tanımlayan İsrail’in geleceği ve demokratik yapısı için büyük bir tehdit oluşturuyor. Bu tehditler bir çok farklı koldan ilerliyor.    Netanyahu ’ nun uzun süredir basını kontrol altına alma çabası demokrasinin ifade özgürlüğü ilkesini tehdit ediyor. Filistinliler dahil azınlık gruplarının, LGBTQ+ toplumunun ve kadınların kanun önünde eşitliğini ihlal edecek yasa tasarıları , demokrasinin bir diğer önemli prensibi olan eşit haklar ilkesini tehdit ediyor. İsrail ’ de yürütme ve yasama erkleri her zaman hükümet tarafından kontrol edilmekte. Yüksek Mahkeme, iktidar partilerinin gücünü kontrol eden ve anayasa görevini yerine getiren Temel Yasaların uygulanmasını güvence altına alan tek  kurumdur. Ancak yeni hükümet yasama üzerinde sınırsız güç sahibi olmak için Y

Yahudi Cesaret Ödülü üzerine

24 Haziran 2018 seçiminde CHP’den Cumhurbaşkanı adayı olan Muharrem İnce, 16 Ağustos’taki Twitter paylaşımlarıyla isim kullanmadan hükümete yönelik eleştirilerini sıraladı. Bu eleştirilerinin arasında “Siz, yaptığınız hizmetlerle Yahudi Cesaret Ödülüne lâyık görülen ve bu ödülü kendine lâyık görenlersiniz” ifadesine de yer verdi.  İnce’nin bu paylaşımı bu konudaki ilk çıkışı değildi. Geçtiğimiz yılın Aralık ayında, partisinin Yalova Merkez İlçe 10. Olağan Kongresi’ndeki konuşmasında da “Dünyada ‘Yahudi Cesaret Ödülü’ ya da diğer adıyla ‘Davut Yıldız’ı alan tek Müslüman, Recep Tayyip Erdoğan’dır,” demişti.  İnce, 2013 yılında yaptığı bir başka konuşmada ise bu sefer Türkiye’nin Rum vatandaşlarını kızdırmıştı. “Atatürk olmasaydı, (…) adınız Ahmet, Hasan, Hüseyin olmazdı, Dimitri, Yorgo olurdu. Bunları doğru bilmeleri lazım” demiş, gelen tepkilerin ardından Twitter hesabından “Benim gibi askerlik yapan, vergi veren, Cumhuriyet’e inanan, vatandaşımız olan Yorgo ve Dimitri’leri kastetm