Ana içeriğe atla

Tarihi Bir Utanç Karesinden 'Espri' Üreten Gazeteci Işıklar, Tepkiler Üzerine Twitter'ı Terk Etti


Gazeteci yazar  Aykut Işıklar, Türkiye - Ukrayna arasındaki pasaportsuz seyahat imkanının önünün açılması ile ilgili Twitter üzerinden tepki çeken bir paylaşıma imza attı. 

Işıklar, İkinci Dünya Savaşı sırasında soykırıma maruz kalan insanların fotoğrafını 'Ukrayna'nın vizeyi kaldırdığını duyan ilk Türk turist kafilesi yola çıktı' yazısıyla paylaştı. Gelen tepkiler üzerine Işıklar önce paylaşımını silip özür diledi, ardından ise Twitter hesabını kapattı. 

Işıklar, tweetinde "Ukrayna'nın vizeyi kaldırdığını duyan ilk Türk turist kafilesi yola çıktı. Yol kenarındaki turistik fırınlarda ısınacaklar" yazdı.

Tarihi Bir Utanç Karesinden 'Espri' Üreten Gazeteci Işıklar, Tepkiler Üzerine Twitter'ı Terk Etti

Ukrayna'ya pasaportsuz seyahat imkanını antisemit ifadelerle 'anlatmaya' çalışan Işıklar gelen tepkiler üzerine önce savunmaya geçti


Tarihi Bir Utanç Karesinden 'Espri' Üreten Gazeteci Işıklar, Tepkiler Üzerine Twitter'ı Terk Etti

Türk Yahudi Toplumu Başkanı İshak İbrahimzadeh de Işıklar'ı eleştirdi:' ... hayat insanı 'bu görüntü' üzerinden bu tweeti atabilecek getirmesin...'




10 Şubat'ta paylaştığı tweet'e tepki gelmeye devam edince Işıklar önce paylaşımını kaldırdı

Ardından ise 'özür' diledi: 'Anlaşılamadığı için 'tweet'in üzdüğü herkesten özür dilerim'


Ardından ise 'özür' diledi: 'Anlaşılamadığı için 'tweet'in üzdüğü herkesten özür dilerim'

Tarihi Bir Utanç Karesinden 'Espri' Üreten Gazeteci Işıklar, Tepkiler Üzerine Twitter'ı Terk Etti

Işıklar son olarak da Twitter hesabını kapattı


Işıklar son olarak da Twitter hesabını kapattı

Işıklar daha önce de tiyatrocu Nedim Saban'ı hedef almış ve ırkçı söylemlerde bulunmuştu

Avlaremoz'da yer alan habere göre; Işıklar 16 Ocak 2009’da Bugün Gazetesi’nde Nedim Saban hakkında yazdığı bir yazı ile ilgili de “antisemitizm” eleştirilerinin hedefinde yer almıştı.

“Türk tiyatrosunun sorunları yok mu? Var tabii ki. Ama bunu ne hikmetse yılların oyuncuları, yönetmenleri değil de sadece ve sadece bir tatlıcı dile getiriyor. Her protesto olayında en başta yürüyor. Yarım Türkçesi ile göbeğini sallaya sallaya anlatıyor. Tiyatroyu biraz bilen kişi Nedim Saban’ı oyuncudan saymaz. Hele Musevi kökenli Türk vatandaşı olduğunu bilenler…
Geleneksel Türk Tiyatrosu’nu, Şehir Tiyatroları’nın repertuarını yorumlamak, AKM veya Harbiye Tiyatrosu’nu konuşmak ona kalmadı. Sadece ortalığı karıştırıyor, arkadaşlarını kışkırtıyor”
Işıklar yazısında kullandığı bu sözler nedeniyle dönemin Uluslararası TiyatroEleştirmenleri Birliği Türkiye Merkezi (T.E.B) Başkanı Üstün Akmen tarafından “Tiyatro sanatçısı Saban”a yöneltilmiş olan ırkçı, antisemit, kişisel hak ve özgürlüklere aykırı, kişiyi hedef gösteren yazısı sokaktaki faşizmin bir çeşit yansımasıdır” sözleri ile eleştirilmiş.

https://onedio.com/haber/tarihi-bir-utanc-karesinden-espri-ureten-gazeteci-isiklar-tepkiler-uzerine-twitter-i-terk-etti-755810

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Orta Büyüklükte Bir Güç Olarak Türkiye’nin Dış Politikası

Farklı bölgelerde devam eden savaş ve krizler, uluslararası ilişkilerde güç rekabetini öne çıkarıyor. Buna ABD’nin büyük güç olarak alışılmış rolünü yerine getirmekteki isteksizliği de eklendiğinde, 1945’ten bu yana kurulan uluslararası düzen ve yapı taşı olan kurumlar yıpranıyor. Bunun sonucu olarak belirsizlik artıyor ve mevcut küresel sistem bir geçiş döneminin sancılarını yaşıyor. Öte yandan bu durum, orta güç olarak tanımlanan ülkelere daha geniş bir hareket alanı da sağlıyor. Bu sayede orta güçteki ülkeler, sistemde dengeyi gözeten, arabuluculuk yapabilen, bölgesinin istikrarına katkı sağlayabilen, hatta zaman zaman kapasitesinin üzerinde sorumluluk ve inisiyatif alabilen, küresel düzeyde etkili roller oynayabilen aktörler haline geliyor. Özellikle belirsizlik dönemlerinde bu ülkeler çok yönlü diplomasi, proaktif dış politika, esnek ittifak arayışları ile öne çıkabiliyor. Türkiye, bu bağlamda, orta güçte bir devlet olarak dikkat çeken bir örnek teşkil ediyor. Jeostratejik konumu,...

Her yaşam bir roman - Panama´daki Türk Yahudileri

Panama´da hızla büyüyen bir Yahudi yaşamı var. Café con Teclas kitabının yazarı gazeteci Sarita Esses´in yanı sıra Antakyalı Eli Cemal, Mersinli Musa İlarslan, Trakya kökenli Julia Kohen de Ovadia ve kuzeni İstanbullu Çela Alkabes de Eskinazi ile göç hikayelerini ve Panama´daki yaşamlarını konuştuğumuz keyifli bir sohbet sizleri bekliyor. Julia Kohen de Ovadia İstanbul doğumluyum. Babam Çanakkaleli Aron Kohen, annem ise Çorlulu Suzi Bahar.  Seneler evvel büyükbabamın eltisi Meksikalı Sultana genç yaşta çocuksuz dul kalınca küçük teyzem Donna’yı yollamasını istedi anneannemden. Donna da Sultana teyzesiyle yaşamak için Meksika’ya gitti. Orada eniştem Moises Mizrachi ile tanıştı ve evlenerek Panama’ya taşındı. Büyükbabam Nessim Bahar vefat edince anneannem Coya, ablam Malka ile iki aylığına kızını görmeye Panama’ya gitti. Ancak orada ablam eniştemle tanıştı, evlendi ve hayatını Panama’da kurdu. Dört çocuğu ve on torunu var. Ablamın düğünü için Panama’ya geldiğimizde ben Saint Pulcheri...

Yahudi Cesaret Ödülü üzerine

24 Haziran 2018 seçiminde CHP’den Cumhurbaşkanı adayı olan Muharrem İnce, 16 Ağustos’taki Twitter paylaşımlarıyla isim kullanmadan hükümete yönelik eleştirilerini sıraladı. Bu eleştirilerinin arasında “Siz, yaptığınız hizmetlerle Yahudi Cesaret Ödülüne lâyık görülen ve bu ödülü kendine lâyık görenlersiniz” ifadesine de yer verdi.  İnce’nin bu paylaşımı bu konudaki ilk çıkışı değildi. Geçtiğimiz yılın Aralık ayında, partisinin Yalova Merkez İlçe 10. Olağan Kongresi’ndeki konuşmasında da “Dünyada ‘Yahudi Cesaret Ödülü’ ya da diğer adıyla ‘Davut Yıldız’ı alan tek Müslüman, Recep Tayyip Erdoğan’dır,” demişti.  İnce, 2013 yılında yaptığı bir başka konuşmada ise bu sefer Türkiye’nin Rum vatandaşlarını kızdırmıştı. “Atatürk olmasaydı, (…) adınız Ahmet, Hasan, Hüseyin olmazdı, Dimitri, Yorgo olurdu. Bunları doğru bilmeleri lazım” demiş, gelen tepkilerin ardından Twitter hesabından “Benim gibi askerlik yapan, vergi veren, Cumhuriyet’e inanan, vatandaşımız olan Yorgo ve Dimitri’ler...