Ana içeriğe atla

Türkiye-İsrail ilişkileri onarılıyor

Türkiye ile İsrail arasında en son Mavi Marmara öncesi yapılan siyasi istişarelerin 15´incisi Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ümit Yalçın ve İsrail Dışişleri Bakanlığı Genel Direktörü Yuval Rotem´in başkanlığında Ankara´da gerçekleşti. İsrailli heyet daha sonra İstanbul’da Vali Vasip Şahin tarafından kabul edildi. Hahambaşılığı da ziyaret eden ve Hahambaşı Rav Haleva ile buluşan heyet, daha sonra Neve Şalom ve Türk Musevileri Müzesini gezerek Türk Yahudileri hakkında bilgi aldı. İsrail heyetinin Türkiye ziyaretini İsrail’in İstanbul Konsolosu Shai Cohen, Türk Dışişleri’nin bir yetkilisi ve Türk Musevileri Müzesi Direktörü Nisya İşman Allovi ile değerlendirdik.

Türkiye ile İsrail Dışişleri Bakanlıkları müsteşar düzeyindeki siyasi istişarelerin 15. turu, altı yıl aradan sonra Ankara’da yapıldı. İsrail tarafından yapılan açıklamada, ilki 1987'de gerçekleştirilen ve 2010'da Mavi Marmara olayı ile kesintiye uğrayan siyasi istişareler, iki ülke ilişkilerinin normalleştirilmesi için geçen haziran ayında varılan mutabakatın doğal bir sonucu olarak tanımlandı. 1 Şubat Çarşamba günü gerçekleşen toplantıda başta enerji, ekonomi, kültür ve turizm alanlarında işbirliği olanakları olmak üzere, iki ülke arasında gündemde olan konular gözden geçirildi.
İsminin açıklanmasını istemeyen üst düzey bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi istişareleri ‘faydalı’ olarak tanımladı ve bu tür temasların birçok şeyin anahtarı olduğunu belirtti. Özellikle ekonomi, enerji ve ticaret alanlarında önümüzdeki dönemde neler yapabileceğimize odaklanıldığını belirten yetkili, enerji konusunun zaten bir süredir gündemde olduğunu, Enerji Bakanlarının daha önce bir araya geldiğini hatırlattı. Enerji konusunda bir Türk heyetinin bu hafta İsrail’de temaslarda bulunduğunu da sözlerine ekledi. Kültür ve Turizm Bakanı’nın bu hafta İsrail’e seyahat gerçekleştireceğini belirten Dışişleri mensubu, iki ülke ilişkilerini Şalom’a şu şekilde değerlendirdi: “Bundan sonra da üst düzey yoğun temaslar bizi bekliyor çünkü iki ülke işbirliği bunu gerektiriyor. Her alanda işbirliği için önümüzde uygun bir ortam oluştu. Turizm, enerji, ekonomi gibi konular öne çıkıyor. Bu konuda her iki tarafta da irade tam, onu söyleyebilirim. Güvenlik ve istihbarat konularında neler yapılabileceği zaman içinde şekillenecektir. Orta vadede ilişkilerin bütün boyutlarıyla geliştirilmesi için her iki taraf da elinden gelen çabayı gösterecek. Normalleşme uzun zamandır planlanan ve arzulanan bir şeydi” dedi.

Ankara’da gerçekleştirilen siyasi istişareler sonucunda, basına yapılan açıklamaya göre, her iki taraf da adı geçen alanlarda işbirliklerini arttırmaya karar verdiler. Bunun için bakan düzeyinde ve iş dünyası, akademi ve kültürel heyetlerin karşılıklı ziyaretler gerçekleştirmesine karar verildi. Toplantıda ayrıca başta Ortadoğu ve Doğu Akdeniz olmak üzere bölgedeki gelişmelerle ilgili görüş alışverişinde bulunuldu, Türkiye ile İsrail ilişkilerinin iyileşmesinin bölge istikrarı ve güvenliği açısından önemi üzerinde mutabık kalındı. Sosyal medya hesabından görüşmeyi değerlendiren İsrail Dışişleri Bakanlığı Genel Direktörü Yuval Rotem, siyasi istişarelerin verimli geçtiğini, bir sonraki toplantının Kudüs'te gerçekleşeceğini belirtti.
Öte yandan, İsrail heyetinin Ankara’da görüşmelerde bulunduğu tarihte Türk Dışişleri Bakanlığı yayınladığı bir bildiri ile İsrail’in yeni yerleşim bölgesi inşa etme kararını kınadı. Kısa bildiride, “Uluslararası toplumun sürekli uyarılarına rağmen İsrail'in kalıcı barış zeminini ve iki devletli çözüm imkânını tehdit ve tahrip eden bu tür hukuk dışı adımlara devam etmesi kaygı uyandırmaktadır” dendi.
İSTANBUL  TEMASLARI
Yuval Rotem başkanlığındaki heyet Ankara’nın ardından İstanbul’a geçerek Vali Vasip Şahin tarafından kabul edildi. Toplantıda yer alan İsrail’in İstanbul Konsolosu Shai Cohen, görüşmeyi başarılı, açık ve dostane olarak niteledi ve işbirliğinin geliştirilmesi için her türlü meselede kararlılıkla çalışılması gerektiğinde hemfikir olduklarını belirtti. İlişkilerin turizm yönünün üzerinde durulduğunu belirten Cohen, Türkiye Turizm Bakanı’nın kalabalık bir heyetle Tel Aviv fuarına katılacağını hatırlattı; “Bu ziyaret, Mavi Marmara’dan sonra İsrail'e yapılan ilk bakan ziyareti olacağı için çok önemli” dedi. İstanbul’un ilişkileri daha da genişletmek için büyük bir potansiyele sahip olduğunun belirtildiği görüşmede Vali’nin teknoloji ve inovasyonla ilgili ekonomik ve ticari bağları vurguladığını söyledi. Şalom için Türkiye-İsrail ilişkilerindeki bu yeni dönemi değerlendiren Cohen, “İlişkilerin normalleşmesi üzerine, başta ticaret, kültür, akademik ilişkiler ve turizm gibi yumuşak güçlere öncelik vererek, adım adım ilerlemeye başlıyoruz. Bu konular, geliştirilmesi ve kısa vadede uygulanması daha kolay konular. Önümüzdeki haftalarda birçok farklı proje var. İsrail'de önümüzdeki ay tıbbi ekipman ve teknoloji konusunda büyük bir uluslararası fuar olacak. Umarız Türkiye’den, kamu ve özel sektörden, büyük bir katılım olacak. Ayrıca, Avrupa Ligi çerçevesinde Ber Şeva-Beşiktaş futbol maçları var, kültürel ve akademik alanlarda başka birçok proje var. Öte yandan güncellenmesi gereken bir takım ikili anlaşmalar var ki bunlar da İsrail heyetinin Türkiye ziyaretinde genel olarak tartışıldı ancak daha sonraki zamanda gerçekleşecek” dedi.
Hahambaşılığı ziyaret eden, Hahambaşı Rav İsak Haleva ile buluşan heyet, daha sonra Neve Şalom Sinagogu ve Türk Musevileri Müzesini gezerek Türk Yahudileri hakkında bilgi aldı. 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi Direktörü Nisya İşman Allovi, Rotem’in Yahudilerin Anadolu’daki varlıklarının MÖ 4. yüzyıla dayandığını ve o tarihten itibaren birçok medeniyeti etkilediğini öğrendiğinde etkilendiğini belirtti. Heyet ayrıca Holokost döneminde Yahudileri Nazi zulmünden kurtaran Türk diplomatların hikâyelerini dikkatle dinlediler. 1943’te Rodos Başkonsolosu iken adayı işgal eden Almanlara karşı 1700 Yahudi’yi koruyan ve kurtaran Selahattin Ülkümen, Yad Vaşem tarafından Holokost sırasında Yahudileri kurtaranlara verilen ‘uluslararası dürüst’ unvanını alan ilk Müslüman olmuştu.
Yuval Rotem’in Türkiye ziyareti iki ülke ilişkilerini öncelikle siyasi ve ekonomik alanlarda geliştirmeyi amaçlıyor. İki ülke ilişkilerinin temelini ekonominin oluşturacağı öngörülürken, 1990’ların altın dönemine damga vuran güvenlik ve istihbarat ilişkilerinin yeniden kurulabilmesi için daha zaman gerekmekte.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

“We are Beyond What I Had Dreamed of When I Moved to Dubai”

Cem Habib  We talked about how the peace deal between Israel and the United Arab Emirates affected the Jewish life in the Emirates, with the investment manager Cem Habib, who has been living in Dubai since 2016, and who is one of the founding members of the Jewish Council of Emirates (JCE), the first officially recognized Jewish community of the UAE. How long have you been living in Dubai? What influenced you in deciding to live here? I moved to Dubai in 2016, before I had been living in London. My customer base at that time was in Kazakhstan and it had gotten harder commuting there from London every month after 6 years. There were three direct flights between Dubai and Kazakhstan, every day, with a flight time of less than 4 hours. To improve our quality of life and to spend more time with the kids, we moved to Dubai. When moving, how could you overcome the thought “As a Jew, will I be comfortable living in an Arab country with my family?” I talked to my friends from different countri

Her yaşam bir roman - Panama´daki Türk Yahudileri

Panama´da hızla büyüyen bir Yahudi yaşamı var. Café con Teclas kitabının yazarı gazeteci Sarita Esses´in yanı sıra Antakyalı Eli Cemal, Mersinli Musa İlarslan, Trakya kökenli Julia Kohen de Ovadia ve kuzeni İstanbullu Çela Alkabes de Eskinazi ile göç hikayelerini ve Panama´daki yaşamlarını konuştuğumuz keyifli bir sohbet sizleri bekliyor. Julia Kohen de Ovadia İstanbul doğumluyum. Babam Çanakkaleli Aron Kohen, annem ise Çorlulu Suzi Bahar.  Seneler evvel büyükbabamın eltisi Meksikalı Sultana genç yaşta çocuksuz dul kalınca küçük teyzem Donna’yı yollamasını istedi anneannemden. Donna da Sultana teyzesiyle yaşamak için Meksika’ya gitti. Orada eniştem Moises Mizrachi ile tanıştı ve evlenerek Panama’ya taşındı. Büyükbabam Nessim Bahar vefat edince anneannem Coya, ablam Malka ile iki aylığına kızını görmeye Panama’ya gitti. Ancak orada ablam eniştemle tanıştı, evlendi ve hayatını Panama’da kurdu. Dört çocuğu ve on torunu var. Ablamın düğünü için Panama’ya geldiğimizde ben Saint Pulcherie’de

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları